2010/06 Blog Arşivi

Ses; bir saniyede oluşan titreşimlerin sayısını ifade eden bir adlandırma olmaktadır. Bu ses frekansıdır. Frekans arttıkça ses incelir, frekans düştükçe ses kalınlaşır. İnsan kulağının duyabildiği ve duyamadığı sesler olarak ikiye ayrılır. Ayrıca insan kulağı, sesleri üç farklı şekilde alabilmektedir. Bunlar, sesin yüksekliği, şiddeti ve tınısı (yani sesin kulakta bıraktığı etkiyi ifade etmekte) olmaktadırlar. Radyolar seslerle insanlara ulaşmaktadır. Müzik sesi, doğa sesi, insan sesi v.s. Radyo reklamları seslendirme, bu tip unsurların içerisindeki karakterlere, kişilerin seçilmiş sesleriyle hayat verme sanatıdır. Bu işleri yapan kişilere seslendirmen veya voiceover denmektedir. Sesler işitsel duyu organlarına hitap etmektedir. Kulağa gelen seslerin özellikleri, bu alan için oldukça önemli olmaktadır. Çünkü insanlar radyolarda herhangi bir görüntü görmemektedir. Sadece sesleri duyabilmektedir. Burada kullanılan seslerin, mesajları iletebilmesi, görüntülü olanlardan daha zor ve daha farklı yetenekleri gerektirmektedir.


Devamı için tıklayınız ...

Kurumsal kimlik, bir firmanın, kim olduğunu, ne yaptığını, nasıl yaptığını belirten öğelerin toplamından oluşmaktadır. Daha geniş bir tanımlamayla, bir firmanın Kurumsal dizaynı, kurumsal iletişimi, kurumsal davranışı, kurum felsefesi, gibi etmenlerin bütününden oluşmaktadır. Bunlardan kurumsal dizayn; şirket ve alt şirket isimleri, logo veya firmayı temsil eden semboller, harf karakterleri, bunlarda kullanılan renkler, firmanın görsel iletişim için kullanacağı malzemeler olmaktadır. Kurumsal iletişim ise; firmanın belirlemiş olduğu, Pazar iletişimi, müşteri iletişimi, çalışan iletişimi, kişisel olmayan iletişim, kişisel iletişim gibi öğelerin belirlenmesi ve bunlara ilişkin standartların oturulması anlamına gelmektedir. Firmaların kurumsal davranışından kasıt ise; firmanın toplumsal, siyasal, bilgilendirme, kalite davranışlarının belirlenmiş olmasıyla birlikte, pazarlama, üretim, yatırım, dağıtım, finans, personel, faaliyet yeri, işbirliği alanlarında da davranışlarının belirlenmesi ve bunların uygulanması olmaktadır. son kısım olan kurum felsefesinde ise; firmanın amacından ve tarihinden bahsedilmektedir. Yani değerleri ve tutumları kastedilmektedir. Bunu etkileyen özellikler de; firmanın, büyüme ve teknik gelişmelere olan tutumu, firma ve toplum için kazancın rolü, çalışanlarına ve hissedarlarına karşı sorumlulukları, firmanın kabul edilen faaliyet kuralları ve davranış yasaları olmaktadır. işte bütün bunlar, kurumsal kimliği genel anlamda oluşturan öğeler olmaktadırlar. Bir firmanın kurumsal kimliği, ona çok şey kazandırır, bunlardan en önemlisi, sosyal alanlarda savunuma hakkını elinde bulundurur. Pazar faaliyetlerinde veya toplumsal faaliyetlerinde, karşısına çıkan herhangi bir sorunla karşılaştığında, kurumsal kimliği, onun savunma silahı olmaktadır. Firmanın toplumsal, siyasi, ekonomik, ortaklıklar gibi alanlarda olumlu olarak değerlendirilmesini ve ilgi görmesini sağlar. Firmanın pazarda veya toplumsal faaliyetleri esnasında, tüketicilerin veya ilgililerin davranış ve algılarının, ayrıca sosyal etkileşimlerinin ölçülebilir olmasını, gözlemlenebilir olmasını sağlar. Bunun dışında, firmanın kendisinin de, tüketicilerine veya diğer firmalara veya ilgililere karşı davranışlarının ölçülebilir olmasını sağlamaktadır. Bütün iletişim ve etkileşimlerin olumlu olması durumunda, kurumsal kimlik, firmanın Pazar payını büyütmesini yani ürün veya hizmet satışlarını arttırır. Rekabetini güçlendirir, markalaşma yoluna hız katar. Kurumsal kimlik, biz, bizden, kedimiz duygusu yani kurumsal güvenin oluşmasını ve bunların belirlenmiş kültür öğelerinden oluşması halinde de, saygınlığın elde edilmesini sağlamaktadır. Hem kurum içinden kuruma veya kurumun dışından kuruma saygı duyulmasını sağlar. Firmanın pazarda faaliyet gösterirken, gerek markalaşma yolunda, gerek ürün ve hizmet satışında, tüketicileri ile rahat bir iletişime geçebilmesini, kendini ifade edebilmesini, kendine ve üretimine güven duymasını ve bu güveni tüketicilerine hissettirmesini sağlamaktadır. bunun dışında, kurumsal kimliğin en önemli getirilerinden biri de, firmayı, diğerlerinden ayıran özelliği olmasıdır. Bilindiği gibi rekabet ortamında bu özellik çok önemli olmaktadır. Böylece tüketicileri nezdinde kendini farklı bir yere koyabilmektedirler. Ayrıca kurumsal kimlik, firmaların her türlü iletişimde kendini ifade edebilmesini sağlamaktadır.


Devamı için tıklayınız ...

CNBC marka bilinirliğini arttırmak amacıyla bütün Avrupa'yı içine alan reklam kampanyasını başlattı. Bugün itibariyle başlayan kampanya, televizyon, basın, online reklam faaliyetlerini içerecek. Kampanyanın The Wall Street Journal, Eurosport, ESPN America gibi dünyanın farklı pazarlarında faaliyet gösteren medya araçlarında yer alacak. Haymarket Grubundan Brand Republic te de bu sene boyunca kampanyanın yayınlanacağı söylendi.


Devamı için tıklayınız ...

Promosyon kelimesi İngilizce "promotion"; "yükseltmek, terfi ettirmek, gelişmesine yardımcı olmak" anlamında kullanılmaktadır. Piyasaya girecek ürün veya hizmete veya firma / marka bilinirliliğine ya da bunlar için değişik mecralarda yapılacak reklamlara yardımcı olmak, hedef kitledeki bilinirliliği yükseltmek promosyonun başlıca özellikleridir.

Peki, promosyon Türkiye'de nasıl gelişmiş, bu tanıma nasıl oturmuştur?


Devamı için tıklayınız ...

2010 dünya kupasına katılan Hollanda'yı desteklemek için, 36 bayan taraftar stattan çıkarıldı. Yasadışı reklam yapmaları nedeniyle, bayanlar hakkında soruşturma açıldı. Onlara altı ay hapis cezası verilebileceği söylendi.

2010 Dünya Kupasının, Güney Afrika'da, Hollanda-Danimarka arasında oynanan Maç, Johannesburg, Soccer City Stadında yapıldı. Maça Hollanda'dan katılan 36 Bayan, Portakallar ile Danimarka arasında geçen karşılaşmaya, takımlarına destek vermek üzere portakal rengi kıyafetleri giydiler. Yasadışı reklam yaptıkları gerekçesiyle polis tarafından dışarı çıkarılan bayanların, bir bira markasının reklamını gizli olarak yaptıkları, dışarı çıkarılırken, polisin sert müdahale etmesi sonucu, içlerinden birinin düşüp yaralandığı iddialar arasında.


Devamı için tıklayınız ...
Günümüzde pek çok tanıtım, hala yapıcı olarak düşünülüp tasarlanamamaktadır. Tanıtımlar, hala, ürünün kendisini ifade edememektedir. Filmi düşünülüp, ürüne bakıldığında farklı bir görüntü elde edilmektedir. Hâlbuki tasarım, toplumu, çok önemli ölçülerle etki altına almaktadır. Onu şekillendirmekte, değiştirmektedir. Kültürel nüvelerin hepsinde değişiklik yaratmakta, farklı yapılanmalar, farklı kültürel öğeler ortaya çıkarmaktadır. Televizyonlarda seçilebilir reklamın genel anlamda yaptığı değişiklikler bir yana, bu genellemeler bireylere indirgendiğinde, Bireylerin düşünme biçimini, mutluluğunu, özlemlerini, gelecek beklentilerini değiştirmekte ve yön vermektedir. Televizyonlarda seçilebilir reklam yapmanın bir diğer yönü ise, firmalar ve bireyler arasında köprüler kurmaktadır. Birbirleriyle anlaşmalarını sağlamakta, birbirlerine güven duymalarını, saygı ve sevgi duymalarını sağlamaktadır. Bunun dışında, günümüzde ekonomik sistemlerin geldiği nokta çerçevesinde, firmaların içinde bulunduğu durum düşünülecek olursa, genelde aynı ürün ve hizmetleri sunan, binlerce firma bulunmaktadır. Hepsinin maliyet giderleri, performansı ve işlevi birbirine yakın olmaktadır. Ürettikleri ürün değerlerini oluşturan özellikleri de, bir o kadar birbirine benzemektedir. Şu durumda tanıtımın, firmaların ürün ve hizmetlerinin tercih edilebilmesini sağlamak için, firmayı diğerlerinden ayıran, gerçek üretim farklılıklarını veya değerlerinin yanı sıra, duygusal değerleri de, bilinçli ve yapıcı olarak işlemesi ve iletebilmesi gerekmektedir. Günümüzde ise, bunları kirlilik olarak değerlendirmeye başlayan tüketicilerin, bu duruma gelmesinin nedeni, günün 24 saatinde, haftanın bütün günlerinde, televizyonlarda ve diğer tüm mecralarda gördükleri, kesintisiz savaşlardır. Tüketicilerin, zihinlerinin kirlenmesine neden olmaktadır. Tasarımların ise, ürün ve hizmet özelliklerini tam olarak verememesi, bunların cilalanarak sunulması, onlara duyulan güvenin sarsılmasına neden olmaktadır. Artık insanlar, tanıtımlardan çok, kendi çevrelerindeki insanların kullandıkları marka ve değerleri hakkında bilgi almakta ve onlara daha çok güvenmektedir. Tasarımların, hedef tüketicinin ilgisini çekebilmek için kullandığı yöntemler, pek çok açıdan doğrudur. Yani insana dair özelliklerin, ürün ve hizmete, markaya yüklenmesi ve tanıtımların bu şekilde tasarlanması, günümüzde ekonomik sistemlerin geldiği nokta açısından değerlendirildiğinde, yapılması en uygun yol olarak görünmektedir. Fakat bunu yaparken, insana dair özelliklerin yüklenmiş olduğu ürün ve hizmetin, markanın gerçekte de bunu hak edebilecek, değerli özelliklere sahip olması gerekmektedir. Televizyonlarda seçilebilir reklam yapılırken buna dikkat edilmesi, tüketicinin ürün veya hizmete ulaşması durumunda, hayal kırıklığı yaşamamasını sağlar. Televizyonlarda seçilebilir reklam filmlerinde insana dair özellikler (ki bundan kastımız, ürün ve hizmet, markayla ilişkilendirilen, kaliteli yaşam, güvenilir yaşam standartları, sevgi, yakınlık, güven, saygı v.s. olmaktadır) kullanıldığında, ürün veya hizmetin, markanın üretim standartlarında, tasarımında, yapısal özelliklerinde, gerçekten bu tür duyguları hak edecek kalite aranmalıdır. Kanıtlanmış özellikleri tüketicilerin önüne koymalıdır. Henüz doğruluğu kanıtlanmamış, ne olduğu tam olarak bilinmeyen ürün veya hizmetin tanıtımları, bütün özellikleriyle biliniyormuş gibi sunulmamalıdır. Bunların dışında, günümüzde bu filmler, çok fazla sözcük, cümle, anlatım içermektedir. Zaten insanların günlük yaşamı yeterince yoğun geçmekte ve kafalar birçok şeye yoğunlaşmış olmaktadır. Dolayısıyla, filmlerde bulunan onca cümle ve sözcüğü alabilecek, algılayabilecek durumda olmamakta ve sesler dikkatsizce dinlenmekte, uğultuya dönüşmektedir. Sözcüklerin, cümlelerin, daha doğrusu spotların, sloganların, bilgi metinlerinin ardı ardına dizilmesi, özenle seçilmiş olan görüntülerin de üstünü örtmektedir. Filmler izlenmemekte ve dinlenmemektedir. Bugün geldiğimiz noktada, insanların günlük yaşantılarının özellikleri, bu yaşantılardaki yıpranma paylarının hesaplanarak, dikkatlerini ve ilgilerini ne şekilde, istenilenlere kanalize edilebileceği değerlendirilmelidir. Günümüzde iki kısa cümle içeren, diğer tüm görüntülerde sessizliğin hâkim olduğu, görüntülerin mesajları ilettiği bir banka filmi, bu kadar dikkat çekmesi, bu kadar beğenilmesi direkt olarak bu durumla ilişkilidir. Oradaki görüntülerin söze döküldüğünü, sloganlaştırıldığını varsayalım, aynı etkiyi yapabilir miydi? Belki de kimse bu filmi diğerlerinden ayıramayacaktı. Aslında sadece sözcüklerin, cümlelerin mesaj iletmediği, diğer durumların yani; mimiklerin, imajların, görüntülerin v.b.'lerinin de mesajları iletebilecekleri, ajanslar tarafından çok iyi bilinen bir konudur. Buna rağmen, televizyonlarda, bu tip filmlerin bu kadar çok konuşması, onların bu şekilde tasarlanması anlaşılır bir durum değildir. Hemen hepsi, birbirine çok benzemektedir. Hem tasarım anlamında hem de mesajları anlamında ayırımlar çok az olmaktadır. Ancak, çok ünlü yüzlerin kullanıldığı filmler diğerlerinden seçilebilmektedir. Televizyonlarda seçilebilir reklam yok mu? Elbette var. Onların işleniş özelliklerine baktığımızda, markayı temsil etmek için üretilen karakterlerin bulunduğu görüntü ve kısa ifadelerin olduğu, mizah içerikli filmlerin ön plana çıktığını söyleyebiliriz. Tabi burada şunu da belirtmek gerekiyor. Seçilebilenlerden biri de, hatalı veya Uygulama Esaslarına aykırı olabilecek özelliğe sahip olanlardır. Ama biz burada seçilebilen derken, bu anlamda seçilmiş bir filmden bahsetmiyoruz. Markaların amaçları doğrultusunda, toplumsal faydaları gözetilerek, bireylerin dikkatini beğenilerle çekenlerden söz ediyoruz. Bugün, bütün filmler, televizyonlarda birbirine benzer şekilde görünmektedir. Tüketiciler, mesajları, kendilerine ve bulundukları şartlara hitap ettiklerinde alabilmektedir. İlla ki bütün mesajların söze dökülmesi gerekmemektedir. Tüketicilerin, zihnini yormadan, kendilerinin mesajları keşfetmelerini sağlayan filmlerin yapılması, onu diğerlerinden ayırabilmektedir. Tüketicilerin algılarına hitap edenler, çok fazla spotun kullanılmadığı filmlerdir. Böyle durumlarda hiç kimse, kirlilikten bahsedemez. Fakat günümüzdeki durum böyle değildir. Hemen her kesim, kirlilikten bahsetmektedir. Hem de bu terim, sadece bu mecra için kullanılmamaktadır. Bütün mecralar için kullanılmaktadır. Bu durum, ajansların üzerinde durması gereken, önemli bir konu olmaktadır.

 

 


Devamı için tıklayınız ...

Sadece billboardlarda değil, zeka içeren mizah, hangi tür tasarımda olursa olsun, hepsinde etkili olabilmektedir. Günümüzde insan yaşamı karışık ve zor hale gelmiştir. Nüfus artışı, ekonomik sistemlerin gelişimi, çevresel koşulların yapısı, daha fazla uğraş gerektirmeye başlamıştır. insanlar gündelik yaşamlarının çoğunu, bireysel veya ailesel ekonomilerini ayakta tutabilmek için harcamaktadır. Sosyal faaliyetlere veya boş geçen zamanlara ayrılan süreler, oldukça az olmaya başlamıştır. Bu gündelik uğraşlar, insanların zihinlerini zaten yeterince yormaktadır. Bu gündelik hengamenin içinde, onları rahatlatan, gülümsemelerini sağlayan çalışmalar izlenebilmektedir. Yolda giderken, beklerken, bir alışveriş merkezine girerken, mizah içerikli bir tasarımının karşılarına çıkması, dikkatlerini çekmekte ve ilgilenmektedirler. Hatta onun fotoğraflarını çekip çevrelerine göndermektedirler. Ciddi bilgileri, konuları izleyebilmek, onlara vakit ayırabilmek daha zor olmakta ve vakit ayıramamaktadırlar. Kısa cümlelerle anlatılan mesajlar etkili olmaktadır. bir de bunlar mizah içerikli ise oldukça etkili olmakta ve bunları unutmamaktadırlar. Billboard reklam tasarımında, mizahı kullanabilmek için ürün- hedef kitle- mizah üçgeninde uyuşması gerekmektedir. Bu açıdan mizahın, tanıtımda kullanılmasının etkilerini ele alacak olursak;


Devamı için tıklayınız ...

Reklam bir markanın, ürün ve hizmetlerinin tercih edilmesi noktasında, en önemli itici gücü oluşturmaktadır. Günümüzde tüketicilerin davranışlarını, reklam, tasarımlarında ilettiği mesajlarla etkilemekte ve yönlendirmektedir. Toplum içerisinde, üretilen mal ve hizmete yönelik bir ihtiyacın olmaması halinde bile, ihtiyacı yaratmakta ve tüketicilerin zihinlerinde, satın almaya ve kullanmaya yönelik eğilimleri oluşturmaktadır. Reklam, ürün ve hizmet özelliklerini, tüketicilerin beğenileri ve istekleri doğrultusunda hazırlayıp onlara sunmaktadır. Yaptığı bu sunumların, toplum içerisindeki etkilerini, toplumun eleştirilerini, yaklaşımlarını markaya yaptığı, geri bildirimlerle sunmakta ve firmanın kendi yapılanmasını, ona göre şekillendirmesini sağlamaktadır. Reklam, marka ile tüketici arasındaki iletişimi sağlayarak, her iki tarafın beklentilerine ve özlemlerine ulaşmalarını sağlamakta, aradaki diyalogu yönlendirmektedir. Reklam, tasarımlarının içermesi gereken özellikleri özenle işlediğinde, hedef kitlenin istenilen amaçlara doğru yönelmelerini sağlama başarısını elde etmektedir. Reklam, marka, ürün ve hizmet özelliklerinin, hedef kitle tarafından bilinmesini ve tercih edilmelerini sağlamak için, tasarım yaparak kitlelere sunmaktadır. Hedef kitlenin, yaşamının her alanında kendini göstermektedir. Televizyon reklam filmleriyle, sinema filmleriyle, radyo reklamlarıyla, açık hava reklam araçlarıyla, gazete ve dergi reklamlarıyla onlara seslenmekte ve markaların üretimlerini tanıtmaktadır. Reklam, hedef kitleyi etkileyebilmek için, pek çok özelliği kullanmaktadır. İnsanla ilişkili olan, sevgi, aşk, dram, mizah, ironi v.s. gibi konuları, reklam tasarımlarında, ürün ve hizmetlerle ilişkilendirmekte ve onlarla özdeşleştirmelerini sağlamaktadır. İnsanların beklentilerinin, özlemlerinin, gelecek planlamalarının odağına, ürün ve hizmeti veya markayı koymakta ve insanların ona ulaşma istemini yaratmakta ve hız vermektedir. Reklamın bütün bu özellikleri kullanması, insanları etkilemekte ve reklam mesajlarını ciddiye alarak, davranışlarını değiştirmektedirler. Reklam, kendi mesajlarının hedef kitleye ulaşabilmesini sağlamak için, insanların dinlemekten, görmekten, algılamaktan hoşnut olabilecekleri, bütün öğeleri kullanmaktadır. Ünlü simaları, güzellikleri, çekicilikleri, çarpıcılıkları, farklılıkları kullanmakta ve dikkat çekmektedir. İnsanların yeniye olan merakını bilmekte ve sürekli yeni olanı ön plana çıkarmaktadır. Reklam, insanlara bütün bu kullanımların bulunduğu tasarımları sergilerken, bilimsel disiplinlerin tekniklerini ve bulgularını kullanarak sunmaktadır. Kısaca, reklamın gücünü somut olarak görebilmek için, çok fazla araştırmaya gereksinim bulunmamaktadır. Günümüz toplumunun adı, tüketim toplumudur. Tüketim toplumu, pazarlama iletişiminin diğer ürünleri ile reklamın ürünüdür. Günümüzde reklam, toplumun yapılarını, markaların amaçları doğrultusunda değiştirmekte ve yaşam biçimini, kültürünü, bakış açısını yönlendirmektedir.


Devamı için tıklayınız ...

Bu sene 2-3 Haziran tarihlerinde İnternet Reklamcılığını konu alan Interact 2010 Kongresi Barcelona'da yapıldı. kongrenin sunumunda AdEx 2009 adı altında rapor yayınlandı. Bu raporun geçen sene içinde Avrupa'da İnternet Reklamlarına harcanan paranın miktarını gösteriyor.

Yayınlanan raporda, geçen sene Avrupa'daki reklamcılık alanında 14.7 milyar Euro harcandı. Amerika pazarında ise bu durum; 16,2 milyar Euro. Bir önceki senede ise %20 oranında oluşan büyüme ise kriz nedeniyle %4,5 gerileme gösterdi. İnternet Reklamcılığı alanında büyüme gerilemiş olsa bile, diğer tüm medya araçlarına göre daha yüksek olarak gerçekleşti. Geçen sene medya araçlarında yapılan reklamcılık yatırımlarından %18'i İnternet aldı.


Devamı için tıklayınız ...

Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği desteğinde URD'nin yaptığı ve konusu “Sigorta Bilinci” olan yarışmanın sonucunda Ankara Üniversitesinden Ajans Etna birinci seçildi. Yarışmaya 25 Üniversiteden 73 takım katıldı.

IAA'nın New York merkezi tarafından bütün dünyada ki üniversite öğrencilerin katılım sağlaması için İNTER-AD adlı yarışma düzenlendi. Yerel uygulama niteliği gösteren, yüksek öğrenim kurumlar arası reklam yarışmasına, IAA yönetiminin üyeleri; Nuri Çolakoğlu, Zühtü Sezer, Faruk Atasoy, Pınar Kılıç, Bahadır Demir ile birlikte Milli Reasürans Gn. MD. Hulki Yalçın, Anadolu Sigorta Gn.Md. Mustafa Su, Mapfre Genel Yaşam Sigorta Gn. Md. Muhittin Yurt ile TRSŞB Gn. Sek. Erhan Tuncay katıldılar.


Devamı için tıklayınız ...