Haber Kategorisindeki Bloglar

Gazete tanıtımları da aynı televizyon, radyo, internet mecraları kadar etkilidir. Burada da diğerlerinde olduğu gibi, avantajlar ve dezavantajlar söz konusudur. Tabi bu sözünü ettiğimiz avantaj ve dezavantajlar daha çok, firmaların önem verdikleri, dolayısıyla, reklam tasarımlarının tüketicilere ulaşması ve gereken mesajları, etkin bir şekilde iletmesi kapsamında kullanılmaktadır. Bilindiği gibi gazeteler, basıılı kitle iletişim araçlarıdır. Gazetelerin bir bölümü ulusal çapta yayın yaparken, bir kısmı yerel veya bölgesel çapta yayın yapmaktadırlar. Ulusal çapta yayın yapan gazetelerin, kiminin tirajı yani ülkeye dağıttığı gazete sayısı oldukça yüksek olmakta, kimilerinin ise az olmaktadır. Gazetelerin tiraj durumları, halk tarafından çok okunması, dolayısıyla satın alınma durumlarına bağlı olarak artmakta veya azalmaktadır. Gazetelere verilen tanıtımlar da, buna bağlı olarak ulusal veya yerel olarak verilmektedir. Kimi firma, yerel çalışmaktadır. Bu tip firmalar sadece kendi bölgelerine yönelik gazetelere bu tip iş vermektedir. Ulusal çapta faaliyet gösteren firmalar ise, hem ulusal hem de yerel gazetelerde kampanya düzenlemektedir.


Devamı için tıklayınız ...

Reklam ajansı tanımı itibariyle; firmaların amaçları veya hedefleri doğrultusunda, onun da onayını alarak, tasarımları yapan, yaptığı tasarımların yayınlanmasına aracılık eden ve bunun karşılığında belirli bir ücret alan ticari iletişim uzmanıdır. Bunlar, birbirinden farklı faaliyet alanlarında ve farklı yapılanmalarda piyasalarda bulunmaktadır. Genel anlamda hepsi, sektörün kuruluşları olmakta ve onun motor gücünü oluşturmaktadır. Kimisi tanıtımla ilgili bütün mecralar konusunda uzmanlaşmış, bu alanların her biriyle ilgili uzman çalıştırmaktadır. Kimisi bu alanın bir veya iki mecrasını yürütmekte ve bu anlamda birimleri istihdam etmektedir. Ama hangi türü olursa olsun, bütün ajanslar, tanıtımın ne olduğunu, topluma etkisini, gücünü bilmektedir. Ayrıca, mecraların işleyişini, etki gücünün oluşturulma biçimini, ilgili toplumun yapılarını, bilimsel disiplinlerin kullanılma biçimlerini bilmekte ve ona göre çalışmalarını yapmaya gayret göstermektedir. Sektörün ajanslarını, tam hizmet ajansları ve sınırlı hizmet ajansları olarak iki genel bölümde incelemek mümkündür. Tam hizmet reklam ajansları, bir kampanyanın stratejisinden, medya planlama, araştırma, ambalaj geliştirme, bütçe saptama, aracı toplantıları, satış eğitim programları ve diğer pazarlama iletişimi öğelerinin, hepsinin yürütülmesinde yardımcı olabilecek kadar geniş, bir uzman kadrosuna sahip olmaktadır.


Devamı için tıklayınız ...

Bloom marketlerinin reklam billboard'ları, kokularıyla sürücülerin dikkatlerini çekiyor.

Firmanın, Amerika'nın-Kuzey Caroline eyaletinde bulunduğu ve kendi bölgesine ilişkin yaptığı, çatal batırılmış biftek görüntüsünün olduğu billboard'un, etrafına yaydığı iştah açıcı ızgara kokusu, reklamın dikkat çekmesini sağlıyor. Billboard'un arkasına yerleştirilen koku kartuşları, yaydıkları kokuyu, bir vantilatörün üzerlerine hava üflemesi sonucu, çevrede ızgara yapan birileri olduğu hissi vermektedir.


Devamı için tıklayınız ...

Reklam sektörü birbirinden farklı reklam uzmanlarını çalıştırmaktadır. Reklam metin yazarları, grafikerler, tasarımcılar, piyasa araştırmacıları, müşteri temsilcileri, pazarlama iletişimcileri, iletişim uzmanları, sanat yönetmenlerini, yaratımcı direktörleri v.b. gibi mesleklerin çalıştıkları, reklam sektörü olmaktadır. Bununla birlikte, reklam ürün ve malzeme üretiminde çalışanları, uygulama ustalarını çalıştırmaktadır. Bir insanın reklamcı olması, reklam sektörünün her hangi bir alanına yönelik yatkınlığıyla ilgilidir. Bu noktada, reklam sektörünün herhangi bir alanı, kişiye yakın geliyor ve kendine güveniyorsa, öncelikle o alanla ilgili eğitimlerin verildiği kurum ve kuruluşların araştırılarak, ihtiyaç olan eğitimlerin alınması gerekmektedir. Bunlar halkla ilişkiler bölümleri, pazarlama iletişimi bölümleri, reklam ve halkla ilişkiler bölümleri v.b. olmaktadır. Bunlar yüksek eğitim kurumlarının bölümleridir. Fakat özel sektör de, bu çeşit eğitimleri verebilmektedir. Eğer bir yüksek eğitim kurumunun eğitimini alma imkanı söz konusu olamıyorsa, özel sektörün eğitim kurumlarından bu çeşit eğitimler alınabilir. Eğitimin alınması tek başına yeterli olmamaktadır. Çünkü reklamcılık, farklı yetenekleri ve pratik bilgilerin olmasına ihtiyaç duyan bir sektördür. Dolayısıyla eğitimin ardından, bir reklam ajansında belirli bir süre çalışmayı gerekli kılmaktadır. Hem eğitim, hem de pratik deneyimlerin alınması, kişinin ilgili alanda ki yeteneğinin geliştirilmesini sağlamaktadır. Bir reklamcı gibi düşünmeyi ve üretmeyi öğrenmektedir. Yaratıcılığı öğrenmektedir, farklı olanı bulmayı ve sunma biçimlerini öğrenmektedir. Tabi bu süreçlerin hepsi, reklam sektöründe olan, bazı meslekler için geçerli olmaktadır. Bir tabela ustası da reklam sektöründe çalışmaktadır. Eğer seçilen meslek türü, metin yazarlığı, sanat yönetmeni, tasarımcı, halkla ilişkiler, piyasa araştırmacısı olması durumunda, yukarıda anlatılanlar geçerli olmaktadır. Bunların dışında kalan meslekler için, aynı şeyler geçerli olmamaktadır. Bunların dışında bir tabela ustası, tabela üretimi yapan iyi bir ajansta çalışmaya başlayarak, bu işi öğrenebilmektedir. Eğer reklam tasarımlarının baskı alanında çalışılacaksa, bir matbaaya girip veya baskı işlerini yapan bir ajansa girip, oradaki çalışma biçimini veya baskı süreçlerini öğrenilebilmektedir. Ayrıca yüksek eğitim kurumları ve özel sektörde ki bazı eğitim kuruluşları, bu alanda da (matbaacılık) eğitim vermektedir. Görüldüğü gibi bazı meslekler eğitime ihtiyaç duymakta hatta zorunlu kılmaktadır. Üstüne bir de pratik deneyim istemektedir. Fakat bazı meslekler de sadece deneyimi gerektirmektedir. Reklamcı demek, aslında reklam sektörünün üst düzey mesleklerinde çalışan kişi anlamında kullanılmaktadır. Yani bir ajansın, sanat yönetmeni, reklam metin yazarı, art direktörü,, tasarımcıları v.b. olmaktadır. Burada, bu kişiler, reklamın bütün eğitim süreçlerinden geçmektedirler. Ayrıca, uzun seneler, tam hizmet ajanslarında veya bağımsız olarak pratik deneyimler kazanmışlardır.


Devamı için tıklayınız ...

Mc Donald's'a ait ve gay'lerin kullanıldığı reklam filmi sansasyon yarattı. “olduğun gibi gel” sloganıyla hareket eden reklam filmi, aynı anda herkesin, filmi fark etmesini sağladı. Reklam kampanyasının ilk bölümünde Gay bir genç gösterilmektedir. İnternet kullanıcılarının, tıklama rekoru kırmasını sağlayan filmin televizyona uyarlanan çekiminde, orta öğrenimde okuyan bir çocuk, Mc Donald's restoranında babasıyla yemek yemektedir. Babasının ise, kendi oğlunun tercihlerinden habersizdir.


Devamı için tıklayınız ...

Media Markt'ın -ben aptal değilim- sloganıyla boy gösteren reklamlarına yönelik şikayetler yüzünden Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, inceleme başlattı.

Metro Group, Avrupa'nın perakende satış şirketleri arasında büyük sayılan bir firmadır. bünyesinde faaliyet gösteren, elektronik mağazarlar zinciri Media Markt'ın Türkiye'de yaptığı billboard reklamları sıkıntılı olmuştu.

Kısa bir süre önce firmanın -ben aptal değilim- sloganıyla kullanılan çalışmalardan, tüketicilerin rahatsız olup, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergüne şikayetlerini bildirmeleri, Reklam Kurulunun reklamla ilgili inceleme başlatılmasına neden oldu. Bu inceleme sonuçlarından, başka firmaların mağazalarından alışveriş yapan tüketicilere hakaret edildiği gerekçesiyle, reklamın üç ay tedbir için durdurulması kararı çıktı. Reklam Kurulu, ileriki günlerde, ilgili dosya hakkında esastan görüşme yaparak, karara bağlayacak. Media Markt firmasına para cezasının çıkması muhtemel.


Devamı için tıklayınız ...

Bu yıl 57. Yapılacak olan Uluslar arası Cannes Lions Reklam Festivali, yılın reklam verenini açıkladı. Unilever olarak açıklanan yılın reklam vereni adına, yakın zamanda Global CMO göreviyle atanan Keith Weed'ın kabul edilmesi bekleniyor. Firmanın mal portföyü arasında, Lipton, Dove, Omo, Hellmann's, Axe/Lynx, Wall's ice cream, Surf ve Cif, Flora/Becel, Knorr, Vaseline, gibi dünyaca kullanılan markalar bulunuyor. Ödülü 26 Haziran Cumartesi Unilever CMO'su Keith Wedd'e verilmesi beklenmektedir.


Devamı için tıklayınız ...
 Televizyon reklamları, en çok çocukları etkilemektedir. Özellikle genç nüfuslu ülkeler açısından değerlendirildiğinde, çocukları direkt olarak hedef kitle olarak belirlemektedir. Onlarca yerli ve yabancı firmalar, ürettikleri ürün ve hizmetlerin satışını yapabilmek için, çocukları etkilemeye çalışmaktadır. Bu noktada çocukların bilgileri değerlendirme, algılama özellikleri düşünüldüğünde etkilenme durumları, tanıtımların içeriğine bağlı olarak sorun olarak ortaya çıkabilmektedir. Kimi çocukların sosyalleşmesini sağlayıp, sözcük dağarcıklarını geliştirirken, kimisi de çocukların psikolojik sorun yaşamalarına neden olmaktadır. Reklam bilindiği gibi, zaten bir etkiler mecrasıdır. Hedef kitlelerini etkilemek için insanın özlemlerini, beklentilerini, algı düzeylerine göre, bilinçli olarak tasarlar ve sunar. Böyle bir durumda yapılan tasarımları, algı düzeyleri henüz tam olarak oturmamış çocukları, en çok etkilemekte ve yönlendirmektedir. Çocuklar izlemektedirler. Hızla değişen renkli görüntüleri dikkatlerini çekmekte ve onların başlıca bilgi kaynağı olmaktadır. Bu filmlerde gördüklerini ebeveynlerinden istemekte ve alınmadığı zaman sorun yaşayabilmektedirler.   Çocuklar doğumlarından itibaren tüketici olarak hayata başlamaktadırlar. Üretim noktasında ve yaratım noktasında, tam olarak gelişmedikleri için, bu gelişimleri boyunca, sadece tüketerek süreci tamamlamaktadırlar. Aileler ise, çocukların isteklerini önemsemekte ve onları mutlu etmek için, istediklerini yapmaktadırlar. Aileler kendi çocuklarının, hem sosyal yaşantılarında, hem de gelişimleri boyunca, herhangi bir şeyin eksikliğinden kaynaklı, sorunlu veya özentili olmalarını istemedikleri için bunu yapmaktadırlar. Bu ise, çocukların aile ekonomisini ele geçirmelerine neden olmaktadır. Sektör, işin başında, toplumsal araştırmalarından zaten bu bilgileri edinmektedir. Ayrıca ebeveynler için üretilen çok çeşitli ürün ve hizmet, çocuklar için de bulunmaktadır. Bununla birlikte, çocuklara ait olan mallar düşünüldüğünde, aile ekonomisinde, çocukların isteklerine göre ayrılan pay oldukça yüksek olmaktadır. Bu yüzden televizyon reklamları, çocukları hedef kitle olarak belirleyebilmektedir. Çocuklar ve gençler, bir toplum ekonomisinin itici güçleri noktasında yer almaktadırlar. Onları etkilemek ve yönlendirmek diğer insanlara nazaran daha kolay olduğundan, yetişkinleri hedef alan filmlerde bile onları kullanmakta ve ebeveynlerinin satın alma kararlarını etkilemelerine neden olacak mesajları iletmektedir. Televizyon reklamlarından etkilenen çocuklar, gereksiz tüketime yönlenerek, sağlıksız beslenmektedir. Her ne kadar anne baba, tükettiklerinin sağlıksız olduğunu, kendi evlerinde yapılan yiyeceklerin daha sağlıklı olduğunu söylese ve bu noktada onları mantıken ikna etse de, etki altında kalan çocuklar, onları talep edebilmektedir. Verilen mesajlar doğrultusunda hareket eden çocuklar, tanıtımdaki büyünün, malı tüketirken veya tükettikten sonra olmadığını gördüklerinde psikolojik sorun yaşamaya başlamakta ve sağlıksız davranışlar geliştirmektedirler. Onlar tanıtımlarda gördükleri her şeyin gerçek olduğunu zannetmektedirler. Yukarıda da söz edildiği gibi, hedef tüketicileri etkilemek için pek çok yöntem kullanılmaktadır. Örneğin her hangi bir malla ilişkilendirilen bir çizgi kahramanın yaptıklarını, malı alıp kullandıktan sonra, yapamadığını öğrendiklerinde hayal kırıklığına uğrayabilmektedirler. Tanıtımda çizgi kahramanı malla ilişkilendirilmiş ve gerçek üstü şeyler yapmaktadır. Çocuklar malı aldıklarında, bunu, görememektedirler. Bu ise onların gelişimlerinin sosyal ve psikolojik alanlarında sorun yaşamalarına neden olmaktadır. Çocuklar yapılan bütün etkilere karşı korunmasızdır. Onların, etkileri yaratan tüm mekanizmalar tarafından korunmaya ihtiyaçları bulunmaktadır. Televizyon reklamları, ürün ve hizmet üreten firmalar açısından muazzam bir Pazar halini almaktadır. Bu Pazar büyüdükçe, aileler için sorun olmaktadır. Tanıtımlar ise sürekli ve yeni ihtiyaçları belirlemektedir. Çocukların ise, kendi ihtiyaçları olan gerçek gereksinimlerini, filmde ayırt etmeleri mümkün olmamakta veya oldukça zor olmaktadır. Hele küçük yaşta ki çocuklar, televizyon reklamlarını izlediklerinde, henüz algıları gelişim aşamasında olduğu için, yoğun bir karmaşa gibi gelen görüntüler, onların algılarının gelişimini olumsuz yönde etkilemekte, bozulmalarına neden olmaktadır. Hem ülkemizde hem dünyada, sosyal sorumluluk ilkesinden hareketle, tüketicilerin korunması adına ahlak yasaları geliştirilmiştir. Günümüzde televizyonların etkisinin yaygınlaşmasıyla beraber bu konuya olan eğilim de artmaktadır. Bu sektörün büyüklüğü ve etkileri, kullanım biçimleri, insanların endişe içinde izlemelerine neden olup, farklı yönlerini düşünmelerini sağlamaktadır. Bu konu kapsamında, Uluslar arası Ticaret Örgütünün ortaya koyduğu Reklam özdenetim Esasları,  çocuklara ilişkin tanıtımlarda, özen gösterilmesi gereken ilkeler aşağıdaki gibidir; a)                  Ayırt edebilme; kullanılmak istenen bir malzeme varsa ve bunun başka bir şeyle karıştırılma olasılığı bulunuyorsa, bunun açıkça tanıtım olduğunu belirtilmesi ile ayırt edilmesinin sağlanması, b)                  Şiddet: şiddetin teşvik edilmesine neden olacak bir yaklaşımın sunulmaması, c)                  Toplumsal; bir ürüne sahip olmanın veya olmamanın bir kişiye farklı bir misyon yükleyeceğine yönelik yaklaşımların sunularak toplumsal değerlerin sarsılmamasının sağlanması. d)                  Güvenlik; çocukları tanımadıkları insanlarla ilişkiye girmelerini sağlayacak, onları tehlikeli bir duruma sokacak, herhangi bir görsel öğe veya sunum içermemesi, e)                  İkna; Ürün ve hizmetlerin alınmasına yönelik yapılan ikna mesajlarında, doğrudan çocuklara yönelik mesajların verilmemesi, f)                   Gerçeğe uygun sunum: ürünün gerçek özellikleri gösterilmelidir. Ebadının, fiyatının, dayanıklılığının, performansının doğru olarak verilmesi, g)                  Fiyatı; ürün ve hizmet fiyatının çocukların yanlış yorumlamalarına sebep olabilecek şekilde verilmemesini kapsamaktadır.  

 

 


Devamı için tıklayınız ...

Bilindiği gibi radyo reklamları sadece işitsel ve algısal mesajları iletmektedir. Herhangi bir görsel öğe bulunduramayan, sadece seslerin iletilmesini sağlayan radyolar, kitle iletişim araçları arasında en yaygın kullanıma sahip araçlardan biridir. Radyolar her bölgede, her yerde, hatta en ücra kesimlerde yaşayan insanların evlerinde bulunmakta ve dinlenmektedir. Her insan, günün belirli saatlerinde, bir şekilde radyo dinlemektedir. Ayrıca, teknolojilerin gelişimiyle beraber, internet üzerinden, cep telefonlarından, arabalarda, işyerlerinde, açık havalarda çalışırken dinlenmekte ve tüketicilerle sürekli bir etkileşim halinde bulunmaktadırlar. Radyoların insanlarla olan bu etkileşimi ve bunun canlılığı, radyo tanıtımlarının etkili olmasını sağlamaktadır. Bu ayrıca radyo alanını avantajlı bir duruma getirmektedir. Radyo reklamlarında, sesler kullanılmaktadır. Burada metin veya senaryo konuşma dilinde tasarlanmaktadır. Bu noktada etkili veya belirli niteliklere sahip olan sesler, kullanım ustalıklarıyla birlikte verilmektedir.


Devamı için tıklayınız ...

Mobil pazarlama derneği, Türkiye'de son dönemlerde GSM kullanıcılarını hedefleyen dolandırıcılık SMS'leri noktasında tüketicilerin dikkatle hareket etmelerini gerektiğini söyledi. Herhangi bir şey kazandınız mesajlarına dikkat edilmesi gerekmektedir. Şüphe ettiğiniz numaraları savcılığa bildiriniz. MMA Türkiye, tüketicilerin bilmedikleri telefon numaralarından gelen ve ödül vaadiyle dolandırıcılık amacı taşıyan mesajlara dikkat etmelerini ve rahatsız olduklarında savcılığa bildirmelerini gerektiğini söyledi. Mobil pazarlama derneği Türkiye Eşbaşkanı Elvin Altun, GSM abonelerinin telefonlarına bir başka aboneden gelen ……şirketinden para veya dakika veya kontör kazanmış durumdasınız türündeki reklam mesajları ile, ilgili ödülleri almak için ….. numaralı hattı arayınız ….hesap numarasına para yatırın biçimindeki ve ATM'lerden banka kartlarınızla işlem yapın türünde mesajlara dikkat etmelerini ve bunları ciddiye almamaları gerektiğini belirtti.

Reklam Mesajları ile para ödülleri dağıtılmamaktadır

Elvin Altun, mobil pazarlama alanında düzenlenen reklam ve kampanyalarda şirketlerin yada GSM operatörlerinin dolandırmak için yolladığı mesajlarda söylendiği gibi para dağıtmadıklarının altını çizerek şu uyarılarda bulundu; bu tür reklam ve tanıtım mesajları, son zamanlarda artmaya başlamıştır. Bu durum tüketicilerle birlikte reklam veren firmalar ile GSM operatörlerini de zor durumda bırakıyor. Bu tip dolandırma amacı taşıyan mesajlarla yasal yollardan mücadelemiz sürüyor, fakat tüketicilerin de bilgili olmasını istiyoruz. GSM aboneleri, tanımadıkları bu telefon numaralarından gelen mesajları ciddiye almamalıdır. Gelen mesajlardan şüphe etmeleri halinde, bilgi almak için abonesi oldukları operatörlerin çağrı merkezlerine veya web sitelerine başvurabilirler. Şikâyet etmeleri gerektiğinde de savcılıklara birey olarak başvuru yapabilirler dedi. Şikayet dilekçe örneklerine ilgili operatörlerin kurumsal sitelerinden ulaşabilirler dedi.

Tüketicilerin bize güven duyması için elimizden geleni yapmaya gayret ediyoruz. MMA Avrupa Direktörü Paul Berney, tüketicilerin güven duyması ve deneyimleri bizim için oldukça fazla önem taşımaktadır dedi. Tüketicilerin mahremiyet ve bu noktada korunmaları, mobil pazarlama noktasında kuşkusuz ilk sırada yer almaktadır. Mesleki uygulama kapsamı bağlamında yerleştirdiğimiz standartların ve kuralların evrensel olmasını sağlamaya çalışacağız. Türkiye'de yapılan mobil reklam ve pazarlama kampanyalarının yaratıcı ve iyi olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden dolandırma amacı taşıyanların marka ve reklam veren firmaları zor durumda bırakmalarını engellemeye gayret ediyoruz dedi. Mobil pazarlama alanında Türkiye öncüdür

Türkiye'de mobil pazarlamanın hızla büyüdüğünü ve dünya çapında öncü konumunda olduğunu, yaklaşık yüz milyon dolarlık bir Pazar payının Türkiye de olduğunu, bu alanda çalışan firmalarının bundan daha fazla kazanç sağlayabileceğini söyledi.

Reklam Mesajları ile para ödülleri dağıtılmamaktadır


Devamı için tıklayınız ...