2010/08 Blog Arşivi

Evet, aslında bunların hepsi bir reklam mecrası olarak kendini göstermektedir. Firmalar veya reklam ajansları, reklam tasarımları bittikten sonra, post prodüksiyon aşamasında, reklamı çeşitli formatlarda hazırlamaktadırlar. Bu formatlardan biri, internet üzerinde pek çok yere eklenebilen, indirilebilen, izlenebilen, birinden diğerine gönderilebilen reklam videosu formatlarıdır. Reklam ajansları veya reklam veren firmalar, bu tip bir çalışmayı zaten, birbirinden farklı sitelerin ve kullanıcılarının indirebilmesi, birbirlerine yollayabilmesi amacıyla yapmaktadırlar. Özellikle, reklam kampanyasının veya reklam filminin, komik, erotik, dikkat çekici, insanların beğenisini, tepkisini, dikkatini toplayan reklam karelerini video formatına çevirmektedir. İnternet üzerindeki kullanıcılar, kendilerine hoş, ilginç gelen reklam videolarını, birbirlerine yollamaya başladıklarında, reklam yayılmaya başlamaktadır. Buna da günümüzde, viral reklam mecrası denmektedir. Viral reklam uygulaması tek başına bu şekilde yapılmamaktadır tabi. Bazen reklam ajansları veya firmalar, sadece viral reklamla yayılabilecek, sadece reklam videolarını tasarlayarak hazırlamaktadır. Ama bunların dışında, reklamla ilgili herhangi olayın yaşanması da, reklamın viral yoldan dağılması söz konusu olmaktadır. Örneğin, bir reklamın kapatılmış olması, dava konusu olması, yanlış anlaşılmış olduğu iddiası, insanları çok şaşırtan, dikkat çeken bir özelliğinin olması, reklam ajanslarının planladıklarının dışında, reklamın yayılmasını sağlamaktadır. Çünkü insanlar, olaya konu olan reklamı merak etmektedir. Hem reklamı hem de onunla ilgili olayı anlayabilmek için, reklamı indirip izlemekte veya arkadaşlarına göndermektedir. Reklam videoları, bu şekilde planlı ya da plansız binlerce, hatta bazı reklamlar milyonlarca kullanıcıya, aslında tüketiciye ulaştırılmaktadır. Kullanıcılar izledikleri veya indirdikleri reklam videolarını dikkatle izlemekte ve reklamla ilgili, söz konusu olayı anlamaya çalışırken, bir yandan da reklamla ilgili, forumlarda, arkadaşlarına attıkları maillerde yorum yapmaktadırlar. Bu ise daha başka bir reklam mecrasına girmektedir. Daha doğrusu pazarlama iletişimi kapsamına girmektedir. Kullanıcılar, reklamı ve reklamdaki unsurları konuştukça, marka bilinirliğinin artmasını, ürün ve hizmet özelliklerinin yayılmasını sağlamaktadırlar. Aslında, diğer reklam mecralarında, televizyon, radyo, açık hava reklam v.b. ortamlarda, reklam hangi amaçlarla yayınlanmakta veya uygulanmaktaysa, burada da aynı amaçla reklam yaygınlaştırılmaktadır. Üstelik bu mecra, diğerlerinden çok daha etkili olmaktadır. İnternet kullanıcıları, forumlarda veya maillerinde konuştukları, izledikleri, indirdikleri reklamları unutmamaktadır. Reklam mesajlarını almakta ve bu mesajların yayılmasını sağlamaktadırlar. Yani burada reklam, tam olarak amacına etkili bir şekilde ulaşmaktadır.


Devamı için tıklayınız ...

Radyo reklamlarında seslendirmen olarak çalışıp, halk tarafından bilinen pek çok ünlü seslendirmen bulunmaktadır. Bunların kimisi yumuşak sesiyle, kimisi duyguları çok iyi yansıtabilmesiyle, güzel ve akıcı Türkçesiyle v.b. birbirinden farklı ses özellikleriyle, kendilerini göstermektedir. Kullanım biçimi açısından, radyolarda ünlenen isimler, geçmişte daha çok bilinmekteydi. Hatta bazı oyuncuların yüzleri tanınmıyordu ama sesleri biliniyordu. Bugünler de ise, televizyon filmlerinden, tanıtımlardan bilinen yüzlerin sesleri, daha çok kullanılıyor. Okan Bayülgenin, M.AliErbil, Şafak Sezer v.b. ünlülerin, televizyon mecrası için rol aldığı tanıtımların görüntüsüz versiyonları, radyolarda yayınlanabilmektedir. Bu çeşit ünlülerin seslerinin radyolarda duyulması, insanların radyo reklamlarını dikkatli dinlemelerini sağlıyor. Çünkü radyo reklamlarında tanıdık ses, tasarımda kullanılan ifadelerin bize, yakınlık hissi, aidiyet hissi vermelerini sağlıyor. “Sanki bizim evden biri konuşuyor gibi” öyleyse konuşan dinlenebilir, ona güvenebiliriz. Kararını verdirtiyor.


Devamı için tıklayınız ...

Görüntüde televizyon reklamları, mesajlarını, oyuncuların birbirlerine karşı kurdukları cümlelerle, ürün veya hizmetin, logosunun gösterilmesiyle, ürünün veya hizmetin kullanım biçimini göstermesiyle v.b. yani görünenlerle verdiği düşünülmektedir. Aslına durum hiç te öyle değildir. Televizyon reklamları, hem görsel, işitsel hem de algısal olduğu için, kurulan cümlelerde yan mesajlar, görüntülerdeki ufak şeyler bile, tüketicilerin farklı özelliklerine, toplumsal yapılarına vurgu yapmaktadır. Hissettirilerek verilen mesajlar, bilinçaltı mesajları, çok fazla planlanmaktadır. Televizyon reklamlarının kimi, ürünün veya hizmetin gücünü, saygınlığını, güvenilebilir olduğunu bir çizgi kahramanı kullanarak vermektedir. Kimisi, firmanın belli bir coğrafya çapında hizmet verdiğini, farklı bölgelerdeki veya yerlerdeki oyuncuları kullanarak vermektedir. Yani Pazar payını göstermektedir. Kimisi de ürün veya hizmet bileşenlerini kullananların, elde ettikleri güzelliği vurgulamak için, güzel simaları, fiziksel çekiciliği olan oyuncuları kullanmaktadır.


Devamı için tıklayınız ...

Reklamla ilgili yazılarda, tanımlamalarda hep hedef kitle, hedef kitlenin belirlenmesi, doğru seçilmesi, hedef kitlenin ihtiyaçları ve buna benzer ifadeler kullanırız. Peki, kimdir bu hedef kitle? Kimlerden oluşmaktadır. Firma, ürün ve markayla nasıl bir ilişkisi vardır? Öncelikle ürün veya hizmetin müşterisi hedef kitlemidir? Evet, hedef kitleyi oluşturan gruplardan biri ürün veya hizmetin müşterileridir. Bunun dışında, firmanın üretim yapması için, ona hammadde sağlayan gruplar, kuruluşlar v.b. ayrıca, bu anlamda hizmet verenler de hedef kitle tanımının içerisinde yer almaktadır. Firma, serbest piyasa ekonomisinde kendini anlatırken veya tutundurma faaliyetlerini sürdürürken, rakiplerine de çeşitli mesajlar vermektedir. Rakip olsalar da, onlarla da rekabet anlamında bir ilişkisi bulunmaktadır. Öyleyse rakipler de hedef kitlenin içindedir. Firma, piyasada üretimini ve pazarlama faaliyetlerini sürdürürken, Pazar payını arttırma girişimlerinde, yatırımcıya ve kredi sağlayanlara da ihtiyaç duymaktadır. Onlarla ilişkiler kurmakta ve bunların olumlu olarak devamını istemektedir. Tutundurma faaliyetlerini sürdürürken, bunlara da mesajlar iletmekte ve onların güvenini almaya çalışmaktadır. Bunlar da hedef kitledir. Firma, pazarda büyümeye çalışırken; yerel yönetimler, fikir liderleri, kamu yönetimi, siyasal partiler, Sivil toplum kuruluşları, ulusal veya uluslar arası örgütlerle iyi geçinmek zorundadır. Bu büyümeyi olumlu ya da olumsuz şekilde etkileyebilecek yapılardır bunlar. Fikirleriyle, uygulamalarıyla veya yapılacak çalışmaları olumsuz etkileyebilecek faaliyetleriyle, firmanın ilerleyişini etkileyebilirler. Öyleyse firmalar, bunlara yönelik te bir strateji geliştirip onları yanında tutmalıdır. Öyleyse, firmanın hedef kitlesinin içindedir bunlarda. Medya, firmanın pazarlama alanındaki eli ayağı konumundadır. Medya yoluyla, hedef kitlesinin bütün yapılarına ulaşabilmektedir. Hem medyayla ilişkilerini iyi tutmalı hem de onlara yönelik te çeşitli çalışmalar yapmalıdır. Öyleyse medya da hedef kitlenin bir parçasıdır. Çalışan kesimler, çıkar sahipleri, işletme sahipleri ve ortaklar, bayiler, toplumsal çevre gibi yapıların hepsiyle iyi geçinmek, bütün bu yapıların, onun hakkında iyi şeyler düşünmelerini sağlamak durumundadır. Pazar payını büyütebilmesi, bu tip yapıların olumsuz çalışmalarına değil, olumlu katkılarına ihtiyaç duyacaktır. Öyleyse, bunlara hitaben de çalışmalar yapmak durumundadır. Bunlar da bu firmanın hedef kitlesinin arasına girmektedir. Hedef kitle; bir firmanın, çevresinde hitap ettiği tüm kamuoyudur. Alış verişte bulunduğu, ilişkide bulunduğu veya bulunmayıp herhangi bir şekilde onu etkileyebilecek olanlar, Pazar ilerleyişinin her hangi bir noktasında etki edenler hedef kitleyi oluşturmaktadır.


Devamı için tıklayınız ...

Dışarıdan bakınca, bir de reklam filmlerini görünce, herkes reklam yazabilirmiş gibi geliyor insana. Ne var ki? İşte, ürün ve hizmet adının geçtiği, birkaç cümleden oluşan karşılıklı diyalog, bir iki espri yeterliymiş gibi. Ya da yaratıcı bir fikir, uçuk kaçık, bir de insanları şaşırtan türden olursa tamamdır. Ama işin aslı öyle değil ne yazık ki. Reklamı yazmak demek, reklam metninin içinde geçen her cümlenin verebileceği, bütün mesajları bilmek gerekiyor. Her cümle titizlikle seçilmeli; bir kere klişe olmayacak, söylenmesi kolay olacak, basit ve her düzeyden insan, ne demek olduğunu bilecek, söylemesi insanların hoşuna gidecek. Cümlenin insanlara anlattığı veya hissettirdiği mesajlar, ürün ve hizmetle ilgili olacak v.b. bunları yapmakta ne var diyebilirsiniz. Fakat bunu yapabilmek için, psikoloji, sosyoloji v.b. diğer toplum bilimlerini bilmek ve onların yöntemlerini kullanabilmek gerekiyor. Bir cümle, birbirinden farklı insanlara, farklı mesajlar verebilir. Kiminin kültürel birikimi azdır, cümle ne söylerse dümdüz anlar. Kiminin kültürel birikimi normal seviyededir, cümle bir şey anlatmasa bile, birikiminden dolayı, bir iki farklı mesajını görebilir. Kiminin kültürel birikimi fazladır, reklamcının bile farkına varamadığı, bir sürü yan anlamını, birinden farklı mesajlarını alabilir. Bütün bunları hesaplamak gerekmektedir.


Devamı için tıklayınız ...

Türk hava yollarının reklam kampanyası olan "Türkler Uçuyor"'un film çekimleri için, atlama noktaları araştırıldı. İzmir, Eskişehir'de kullanılabilecek bir atlama noktasının belirlenmemesi sonucu Kayseri'de bulunan nokta seçildi. Burası aynı zamanda Dünya Basketbol Şampiyonasının yapılacağı yerdir. Reklam filminin çekimlerinde yedi milli paraşütçü rol alarak iki gün deneme atlayışları yaptılar.


Devamı için tıklayınız ...

Son zamanlarda mobil reklam alanınındaki büyümesine karşın övgüler alan Apple'dan sonra, diğer mobil reklam ağları ve teknoloji şirketleri reklam verenlerin ve sektör yatırımcıların dikkatini çekmek farklı yollara başvurmaya başladılar.

Temmuz ayı başında iAd için lansman ve tanıtım düzenleyen Apple yeni mobil reklam platformu için 17 partner firma ile ortak çalışacağını duyurmuştu, fakat bu reklam partnerlerinden henüz sadece 2 tanesi iAd reklam kampanyalarına başlangıç yaptılar. Wall Street Journal'da yayınlanan bir rapora göre, iptal edilen gecikmelerin pazarlama kanalları üzerinde gerginlik yarattığı ve mobil reklam kampanya sahiplerinin kampanyalarını iptal ettikleri belirtildi.


Devamı için tıklayınız ...

Son zamanlarda, firmaların büyük bir çoğunluğu, reklamlarının eğlenceli olmasını istemektedir. Bu aslında, günümüz koşullarında yaşayan tüketicilerin, yaşam mücadelesine bakıldığında, çok iyi bir tespit gibi görünmektedir. Günümüzde insanların yaşam mücadelesi, eskisine nazaran daha zor hale gelmiştir. Tüketiciler, hem ekonomik anlamda hem de sosyal anlamda sahip oldukları standartların sürebilmesini sağlamak için, sürekli düşünmektedir. Her şeye çözüm üretmeye çalışan beyinler yorulmaktadır. İnsanların dikkatleri, onlarca düşünce yüzünden sürekli dağınık olmaktadır. Bu yüzden son zamanlarda insanlar, ciddi mesele veya düşünülmesi gereken konular üzerinde durmaktansa, yorgun beyinlerini rahatlatmak için eğlenceli olan durumlara daha çok ilgi göstermektedir. Reklamların günümüzde eğlenceli olmaya doğru yol almasının nedeni de, insanların tespit edilen bu halleridir. Reklamların eğlenceli olması, insanların reklam izleme isteğini arttırmaktadır. Fakat gene de, burada dikkat edilmesi gereken bazı noktalar bulunmaktadır. Eğlenceli diyalogların, eğlenceli halleriyle ün yapan insanların veya olayların ürün veya hizmetin önüne geçmemesini sağlamak gerekiyor. Çünkü insanlar, ürün ve hizmeti kabullenme, satın alma, karar verme gibi durumları, ciddi konular olarak düşünmektedirler. Hem bu ciddi konuların, tüketicilerin zihninde yumuşatılması, hem de reklamın mesajlarını iletebilmesi için yapılan reklamlar, bazen, tüketicilerin eğlenceli diyaloglara, kullanılan oyuncuların kendisine yoğunlaşmakta, ürün ve hizmeti hatırlayamamaktadır. Tüketicilerin, “reklamın birinde, Okan Bayülgen, falanca hizmeti şöyle kullanabilirsiniz diyor ve şu hareketleri yapıyor” gibi ifadelerle reklamı anlatmaları, bunların bir örneğini göstermektedir. Tüketici burada, ne reklamdaki markayı, ne de hizmeti hatırlamaktadır. Tüketici kullanılan oyuncunun hareket ve mimiklerine, ifadelerine odaklanmıştır. İşte bu tip reklamlar, amacından sapmaktadır. Marka, ürün veya hizmeti gölgede bırakmaktadır. Aynı reklamı bir tüketicinin, …bankası reklamında Okan Bayülgen, şöyle demektedir deyip, oyuncunun, ürün veya hizmet için kullandığı sloganı söylemesi veya ürün, hizmetin faydalarından birini söylediğini söylemesi, eğlenceli reklamın asıl yapmak istediğidir. Bu tip eğlenceli reklamda, hangi öğelerin öne çıkabileceğini hesaplamak gerekmektedir. Bu aslında seçilen oyuncunun, marka, ürün ve hizmetle eşdeğer konuma sahip olması ve olmamasıyla ilgilidir. Bazı oyuncular, markalardan daha çok ünlüdür ve daha fazla sevilmektedir. Bu durumlarda, marka gölgede kalmaktadır. Eğlenceli reklamda, günümüzde en uyumlu reklam, Türk Telekom-Cem Yılmaz reklamlarıdır. Tabi bunu, cem yılmaz denince, tüketicilerin, Türk Telekom’u, Türk Telekom denince Cem Yılmaz’ı hatırlamalarından anlıyoruz.


Devamı için tıklayınız ...

Knorr markası, bu sene reklamlarıyla dikkat çekecek. Ramazan ayı süresince yaptığı açık hava reklam çalışmaları birbirinden ilginç tasarımlardan oluşuyor. Knorr markası Ramazan coşkusunu 45 ile taşıyacak.

Knorr markasının yaratıcı açık hava reklam tasarımları ilk önce İstanbul sokaklarına daha sonra da bütün ülkeye çorba keyfini yaşatacak. Markanın reklamları, bütün illerde ki tüketicilerine çorba vaktini hatırlatacak. Reklam tasarımlarında her ilin adına uygun olarak tasarlanan açık hava reklamları, İstanbul için “Mahyalı ve Sepetli Raket Uygulamaları” ile “Dumanı Tüten Çorba” mahyalı billboardlar ve “Doğadan Sofraya” gibi yaratıcı çalışmalar ilin sakinlerini şaşırtacak.


Devamı için tıklayınız ...

Reklam dünyasında, özellikle ajansların en sık yaşadıkları sorunlardan biri, firmaların, belirledikleri amaçları için, planlaması yapılacak kampanyalara, tasarımcı edasıyla müdahale etmeleridir. Bununla birlikte daha pek çok sorun yaşanmaktadır. Ajanslar bu noktada epey zor durumda kalmaktadır. Bir taraftan firmayı kaybetmemek, bir taraftan doğru bir kampanya düzenlemek arasında gidip gelmektedirler. Bu sorun, reklam ajansları tarafından, reklam verenlerle doğru diyaloglarla halledilebilirken, aslında işi isteyen firmalar tarafından halledilmesi, çok daha sağlıklı çalışmaların ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Firmalar, ajanslara iyi müşteri olmalıdırlar. Bu ortamın oluşmasına, ajansın herhangi bir sebepten dolayı kendilerinden korkmamasını sağlamaları ilk katkıyı sağlar. Firmalar, ajansın hata yapma olasılığını normal görmelidir. Bu tip hataların yapılmaması için gerekli çabaların oluşturulması, ajansı başka bir ajans bulmakla tehdit etmelerinden daha sağlıklıdır. Korkan insanların çok iyi fikirleri bulmaları zordur. Reklam verenler, ajanslarıyla sürekli çalışmalar yapmalı ve daha uzun zamanlar boyunca, birlikte çalışacaklarını ifade etmelidir. Sürekli çalışma düşüncesi ajansın başarısını arttıracaktır.


Devamı için tıklayınız ...