sa Arama Sonucu Bloglar

[caption id="attachment_1165" align="alignleft" width="220" caption="başarılı-satıcı"][/caption] Pazarlama mesleğini yapan uzmanların en önemli özelliklerinden biri, olumlu düşünmeleridir. Çünkü satıcı, özellikle de ülkemizde her zaman geri çevrilme, reddedilme durumuyla karşı karşıya gelebilir. Bu durum, normalde insanların moralini bozar ve pazarlama konusunda olumsuzluklar yaratırve satıcıların yaptıkları işe inançlarını yitirmelerine neden olur. Olumlu düşünme hali, satıcı için aslında hayati bir önem taşır. Bu düşünce sayesinde kaç kere geri çevrilirse çevrilsin, o satabileceğine inanmaya devam eder. Bu inanç, birinde, ikisinde olmasa bile, üçüncüsünde mutlaka satış yapmasını sağlar. Bununla birlikte olumlu düşünme, müşteriyle karşı karşıya geldiğinde, pazarlamacının diğer davranışlarına da yansır ve müşterinin düşüncelerini de olumluya çevirir. Eğer satıcı kararlı bir hal alarak, görüşmelerini yaparsa, müşterinin ona güven duymasını sağlar. Kararlılık, insanın dış görünüşünü, mimiklerini, sözlerini, ses tonunu değiştirir. Onların da olumlu olması karşısındakine güven verir. Başarılı bir satıcının iyi bir düş gücüne sahip olması da onları, başarılı kılan etkenler arasındadır. Hayal gücü, yeni davranış biçimlerini, ideal beklentilerin oluşmasını, pazarlama alanında yapılabilecek heyecan verici işlerin ortaya çıkarılmasını sağlar. Bunun pazarlamacıda bulunması, normal bir müşteriyi gerçek bir alıcı haline dönüştürebilecek kadar etkili olabilir. Tabi eğer doğru kullanılırsa. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, bunun için uzmanın yaptığı işe inanması gerekmektedir. Onun işine güvenmesi, kendini motive etmesine yardımcı olacaktır. İnanç, zaten motivasyonu doğuran bir unsurdur. İyi bir motivasyon, onunla gelen etkileri karşısındakine yansıtacaktır. İyi bir motivasyon ve inançla, müşteriyle kurulan iletişimin yolları, çok çabuk bulunabilmektedir. Kolay iletişim kurabilmek, samimiyeti, içten gelen düşünce ve duyguların konuşulabilmesine olanak tanır. Pazarlama elemanı, bunları doğru kullanabildiğinde, mutlaka satışı gerçekleştirecektir. Tabi bunlarla birlikte, satıcının etkin dinleyebilme ve gözlem yapabilme yeteneğine sahip olması gerekmektedir. Karşısındaki iyi dinlemeye çalışırken, konuşan kişiyle empati kurarak, yani kendini onun yerine koyarak düşünebilmesi ve vereceği cevapları ona göre ayarlayabilmesi gerekmektedir. Bunu yapabildiğinde, karşısındaki ona güven duyacak, önerilerine açık olacaktır. Zaten, bütün bunlar, satış elemanının dürüst, vaatlerini yerine getiren biri olması halinde, gerçekleşebilmektedir. Etkin dinlemede ise açık bir zihnin olması çok önemlidir. Çünkü müşterinin isteklerini, arzularını onu engelleyen nedenleri ortaya çıkarabilmesine olanak sağlayacaktır. Bunları fark edebilmek ve satış yapmak için canlı ve açık bir zihin şarttır.


Devamı için tıklayınız ...

Bu soru, pazarlama iletişiminde, tüketici odaklı üretim biçiminin sorularından biridir. Eskiden firmalar, tüketicinin ihtiyaçlarını ve isteklerini düşünmeden üretim yapabilmekteydi. Çünkü ne Pazar bu kadar büyümüştü, ne de pazardaki ürün ve hizmetler bu derece çeşitlilik kazanmıştı. Eskiden her şey satılabilmekteydi. Nerede ürettiğiniz, üretim teknolojiniz, dağıtım kanallarınızın önemi çok fazla yoktu. İnsanlar üretilen her şeyi alabilmekteydi. Fakat günümüzde pazarlar, hem her toplumda hem de dünya çapında birer dev haline gelmiştir. Binlerce ürün veya hizmet, birbirine benzer veya farklı olarak üretilmektedir. Tüketici geniş bir mal yelpazesinde seçim yapabilmektedir. İşte bu yüzden firmaların üretim biçimi değişmiş, tüketici odaklı üretim mantığı benimsenmiştir. Artık tüketicinin istekleri, arzuları, ihtiyaçları öne çıkarılmakta ve bunlara yönelik üretimlere ağırlık verilmektedir. Artık hangi ürünü üretirsem satarım sorusu sorulmaktadır. Yukarıda bahsettiğimiz, üretim biçimi, yeri, teknolojisi v.b. koşullara da gittikçe daha çok önem verilmektedir. Çünkü tüketici bilinçlenmiş ve bu tip unsurları önemsemektedir. Günümüzde ne üretirseniz satamayabilirsiniz. Tüketici odaklı pazarlama anlayışı, tüketicinin istek ve arzularının hesaba katılmasını gerektiren bir anlayış olmakla birlikte, ürünü üreteceğiniz yer, kullanacağınız teknoloji, gireceğiniz Pazar, pazarın koşulları, kullanacağınız dağıtım kanalları çok fazla önem taşımaktadır. Çünkü Pazar büyük bir rekabet alanı haline gelmiştir. Hatta toplumların gelişmişlik düzeyleri bu anlamda oldukça ileri bir hal almıştır. Rekabet bile oldukça güç olmaktadır. Bu yüzden önce hangi ürünü üreteceğinizi çok iyi tespit etmeniz gerekmektedir. Üretilecek olan malın Pazar koşullarını, tüketicilerin bu tip bir mala karşı tutumlarını, isteklerini, beklentilerini bilmeniz gerekmektedir. Ürettiğiniz malın rakiplerini, onların Pazar koşullarını, mallarının eksik ve üstün yönlerini tanımanız gerekmektedir. Malı ürettiğiniz teknolojinin ileri olması fayda sağlayan unsurlar arasındadır. Bütün bunlar ciddi ve ayrıntılı araştırmalar sonucunda elde edilmelidir. Yani doğru yöntemlerin kullanıldığı bir Pazarlama araştırmaları, Pazar araştırmalarının yapılması gerekmektedir. Hangi tüketici, hangi ürünü üretirsem satın alır mantığı kullanılarak pazara girilmektedir. Hali hazırda pazarlarda faaliyet gösteren firmalar için bile satış ve rekabet oldukça zor bir haldeyken yeni bir firmanın durumu daha da zor olmaktadır. Bu ancak yaratıcı bir pazarlama stratejisiyle çözülebilmektedir. Doğru araştırmalar, doğru uygulamalarla desteklendiğinde, bir firmanın Pazar payına sahip olması mümkün olmaktadır. Belki bir niş pazarla başlanmakta veya birkaç niş Pazar seçilerek girişler yapılmaktadır. Ama bugün de yeni bir firmanın pazara girişi imkânsız değildir.


Devamı için tıklayınız ...

Günümüzde pazarlama dünyasında, sürekli tartışmalara konu olan bir yorumdur üsteki başlık. Pazarlama direkt olarak satışı mı hedefler yoksa? Gibi. Pazarlama anlayışı, günümüzde tüketici odaklı olarak değiştiği için, “çünkü eskiden tüketici odaklı değildi. Firmalar ne üretirlerse üretsinler satılmaktaydı” firmaların ilk kuruluşundan itibaren planlanmaya yani pazara ve tanıtımlara yönelik stratejilerin çizilmesiyle başlamaktadır. Firmanın kurumsal kimliğinden, edineceği misyon, vizyon kurumsal kimliğinde kullanacağı renkler, ifadeler, ibareler, üretim tesislerinin yapısı, üretim teknolojisi, üretim yeri, ürünün ambalajı, stili, rengi, firmanın halkla ilişkiler birimi ve çalışma biçimleri, satış personelinin yapacakları, kişisel satışların türü, türevi, niteliği, satış geliştirme teknikleri, doğrudan satış biçim ve teknikleri ile firmanın dağıtım kanalları, satış sonrası hizmetleri, reklam ve reklam biçimleri gibi unsurların hepsi belirlenmektedir. Bunlarla birlikte girilecek Pazar ortamı, rakip firmaların Pazar payı, onların rekabet anlayışı, eksikleri, güçlü yönleri, küçük pazarların durumu ve buna benzer daha pek çok unsur, araştırma verileriyle elde edilmektedir.


Devamı için tıklayınız ...

Satış sanatı, müşteri temsilcilerinin veya pazarlamacıların kendilerine has yetenekleri olan ikna gücü, algılama, hızlı cevap verebilme, hızlı çözüm üretebilme, bilgi birikimi, pozitif enerjilerini, karşılarındaki kişilere doğru bir şekilde yansıttıklarında satışı gerçekleştirebilmektedirler. Müşteri temsilcisi veya pazarlamacının en önemli özelliklerinden biri dinleme kabiliyetidir. Onlar, karşısındaki insanı dinleyen, dinlerken onun ne düşündüğünü, neye ihtiyacı olduğunu, aslında neyi arzuladığını algılayabilmektedir. Bununla birlikte, karşısındaki müşteri farklı şeyler söylese dahi, hem onlara cevap verebilmekte hem de algıladığı unsurları ona sunabilmektedir. Satış gerçekleştirmek için, müşteriye gerekli kolaylıkları yapmakta ve onun bundan mutlu olmasını sağlamaktadır. Müşteri temsilcisi, müşterisine karşı dürüst olması, onu kandırmaması, yanıltmaması en önemli noktalardan biridir. Eğer pazarlamacı, yukarıda bahsedilen yeteneklere sahip ve dürüst davranıyorsa, mutlaka başarılı işler yapabilmektedir. Bu noktada ancak bir satış sanatından bahsedilebilir. Aslında çoğu müşteri temsilcisi veya pazarlamacının günümüzde uyguladıkları teknikler, satış sanatına uygun düşmemektedir. Halk tarafından olumsuz eleştirilere ve hatta onlar söz konusu olduğunda, yüzlerini çevirmelerine neden olmaktadır. çünkü günümüzde bu tip uzmanların çoğu, yanlış yöntemleri kullanmakta ve bu yanlış yöntemler halk arasında yayılmıştır. Bu tip uzmanların bugüne kadar yaptıkları yanlışlar; müşterileri dinlemeden, anlayamadan pasifleştirerek, bıktırarak satış yapmaya çalışmasıdır. Burada uzmanlar, satışın gerçekleşmesi için, müşteriden vazgeçmektedir. Halbuki ilk temaslar, bir değil birçok alımın gerçekleşmesini hedeflemelidir. Müşteri, pazarlamacıyı görünce, sıkıntı, kandırılma, dolandırılma düşünceleri yerine, onun istek ve arzularının yerine gelmesini, yaşamına kolaylık ve yüksek standartların gelmesini sağlayacak kişi düşüncelerine sahip olmalıdır. Bu düşünceler sürekli müşterinin alım yapmasını sağlayacaktır. Böyle bir ortamın yaratılması, satış sanatıdır. Müşteri, olumlu düşünceler içerisinde olduğunda, müşteri temsilcisinin veya pazarlamacının önerilerine açık olacaktır. Onunla birlikte sorun veya isteklerine cevap arayacaktır. Bu his ve düşünceler içerisindeki kişileri yönlendirmek, ikna etmek, onun, yaptığı alımdan mutlu olmasını sağlamak çok daha kolay ve uzun solukludur. Satış için birçok önemli unsurdan vazgeçen pazarlamacıların, günümüzde, mesleklerinin zorluklarından biri haline gelen, bu olumsuz imaj yüzünden, daha başlangıç aşamasında, onların kaybetmesine neden olmaktadır. Dinlemek onların asıl görevleridir. Satış sanatını iyi bilen kişi, müşterinin düşüncelerinin önemini bilen, onların mutluluğunun, kendi görevinin uzun soluklu başarısının temelini oluşturduğunu bilen kişi olmaktadır.


Devamı için tıklayınız ...

Günümüzde pazarlar dünya çapında genişlemiş, ortak pazarlar halini almış, her biri dev bir pazara dönüşmüştür. Binlerce birbirine benzer veya farklı ürün, tüketicilerin seçimlerine sunulmaktadır. Tüketici, gün geçtikçe ürünlerin kalitesine, güvenilirliğine ve satış sonrası hizmetlerine daha çok önem verir haline gelmiştir. Bugün yapılan araştırmaların çoğunda, buna benzer tüketici isteklerine rastlanmaktadır. Günümüzde bilinçli hale gelen tüketici, bu kadar geniş bir yelpazeye yayılan ürünlerin üretim biçimini, teknolojisini, bileşenlerinin en iyi olanını seçebilmektedir. Garantisi en uzun vadeli olanı, garanti kapsamında, firmanın tüketicilerine yönelik davranışlarını, hizmetlerinin en iyisini seçebilmektedir. Yani müşteri, ürünü satın alırken sadece ürün bazında düşünmemektedir. Onu çevreleyen hizmetlere de önem vermektedir. Bu noktada firmanın yardımı, önerileri, yapacakları da hesaba katılarak alım gerçekleştirilmektedir. Satış öncesi ürün ve satışıyla ilgili bilgileri ve değerlendirmeleri, müşteri hizmetlerinden alan tüketici, bu noktada söylenenlerin samimiyetini ve firmanın vaatlerini yerine getirmesini beklemektedir. Satış sonrası hizmetler, ürün, tüketiciye satıldıktan sonra, ulaştırma, kurma, arıza ve şikâyetlerin bildirilmesi halinde onarım ve yedek parça temini noktasında, hızlı, doğru ve güvenilir hizmet anlamında kullanılmaktadır. Bu noktada fiyatların da uygun olmasına önem verilmektedir. Tüketici, bütün bunların belirli bir garanti kapsamında kullanılmasını da tercih etmektedir. Eskiden tüketici satın aldığı ürünü, sadece belirli bir ihtiyacını karşılamak üzere almakta ve bu alım ona yeterli gelmekteydi. Fakat günümüzde seçme özgürlüğüne sahip olması, binlerce çeşitlilikte olan ürün ve hizmetler, bunların satılabilmesi için izlenen politikalardan biri olan, ürünlerle tüketici arasında kurulan psikolojik bağların getirdiği yeni bilinç kapsamında, tüketici, psikolojik doyuma da ulaşmayı amaçlamaktadır. Bu yüzden, satış sonrası hizmetlerde bu yönleri arar hale gelmiştir. Satış sonrası hizmetler, ürünün satıldığı andan kullanıldığı süreler boyunca devam eden bir süreci kapsamaktadır. Bütün bu süreler boyunca, firmanın tüketicisi bu anlamda ki ihtiyaçlarını, sorunlarını karşılamasını beklemektedir. Satış sonrası hizmetler, günümüzde ürünün satılmasını sağlayan en önemli unsurlardan biri haline gelmiştir. Buna yönelik olarak yapılan tüketici davranışı ve seçimleri araştırmalarının çoğunda, bu istekler tüketiciler tarafından daha fazla vurgulanır hale gelmiştir. Bu noktada, ürünün tüketiciye ulaştırılmasında, nakliye, montaj, yedek parça, destek hizmetleri v.b. hizmetlerde herhangi bir aksama olduğu zaman, tüketici satın alma olayından vazgeçebilmekte veya firmaya yönelik olumlu tutumunu değiştirebilmektedir. Üretici firmalar, bu tip olumlu tutumları oluşturabilmek için yoğun, masraflı ve uzun dönemler boyunca süren çalışmalar yapmakta olduğundan, bu tip hizmetlerde çıkan en ufak bir aksamanın olmaması için gayret etmektedirler.


Devamı için tıklayınız ...

Bu sene beşincisi yapılan ve MediaCat dergisi tarafından organize edilen Felis Ödülleri kazananlara verildi. Organizasyonun sponsorluğunu ATV, Ströer Kentvizyon ile Sabah Gazetesi yapmaktadır. Four Seasons Bosphorus Hotel de yapılan Ödül Töreni 21 Eylülde yapıldı. Birincilik ödülleri 21 farklı dal için verildi. Bunlarla birlikte, yılın medya ajansı ile büyük ödül de sahiplerine verildi.

MediaCat Felis Ödülleri, en çok yaratıcı medya fikirleri, başarılı stratejileri teşvik etmeyi hedeflemektedir Bu organizasyonda kazanan isimler 26 Ağustos'ta yapılan düzenlenen jüri oylaması ile belirlendi. The Coca Cola Company Türkiye Başkanı Galya Molinas jüri başkanlığını görevini yürüttü. Büyük ödül Bonus Card 10. Yıl Kutlaması reklam kampanyası çalışmasıyla Cereyan Medya ajansının oldu, yılın Medya Ajansına verilmesi planlanan Büyük Ödül ise, Mindshare'ye verildi. Starcom, yılın Medya Ajansı Birincilik Ödülünü, Cereyan Medya ise Yılın Medya Ajansı Başarı Belgesini kazandı.


Devamı için tıklayınız ...

Pazarlamanın aynı zamanda öğelerinden biri konumunda olan, satış noktaların yeri ve niteliği, stratejilerin geliştirilmesinde en çok önemsenen ve dikkat edilen konulardan biridir. Bu öğe, oldukça önemlidir. Firmaların ürettikleri ürün ve hizmetlerin tüketicilere satıldığı yerlerdir bunlar. Öncelikle bu tip yerlerin seçiminde, tüketicilerin yoğun yaşadıkları ve yoğunlukla gidebildikleri olmaları önemlidir. Hem ulaşım bakımından rahat, hem de rahatça alışverişlerin yapılabileceği yer özelliğinde olması gerekmektedir. Satış noktaları, bütün tanıtımların biçimlerin yapılabileceği, iç genişlikte ve çevresel genişlikte olması gerekmektedir. Bu yüzden eskiden şehir merkezlerinde, en kalabalık caddelerde, insanların yoğunlukla gittikleri yerlerde bulunmaktaydı. Günümüzde ise, şehir merkezlerinden uzaklaşmıştır. Kendine has binaları inşa etmekte olan firmalar, bir kompleks oluşturmakta ve pek çok markayı bu kompleksin içine dahil etmektedir. Bütün büyük markaların, bu tip binalarda bir satış noktası bulunmaktadır. Aynı zamanda eskiden olduğu gibi şehir merkezlerinde de satış noktaları bulunmakta fakat buradakiler, daha küçük merkezler halini almıştır. Bu tip merkezler, ürünlerin getirilmesi, taşınması, depolanması, bunlarla ilgili yapılabilecek diğer uygulamaların rahatça yapılabileceği niteliklere sahip olmalıdır. Ürün veya hizmetlerle ilgili olarak yapılabilecek bütün uygulamaların yeri ve ihtiyaç duyulabilecek hal ve hareketlerin rahatça yapılabilmesi gerekmektedir. Aynı zamanda, açık hava reklam araçlarının da rahatça göz önünde olabilecekleri, tüketicilerin en çok geçtikleri veya bekledikleri yerlerde olabilmeleri önem taşımaktadır. Ürün ve hizmetlerin sergilenmesinde, istenilen dizaynların yapılabilmesine olanak tanımalıdır. Tüketici, bu merkezlerin içerisinde gezerken, bütün ürün seçeneklerini, ambalajlarını, rahatlıkla görebilmelidir. Satış temsilcisi müşteri ya da tüketiciyle rahat iletişim kurabilmelidir. İç mekan tasarım ve bilgilendirici mesajların yer alacağı afiş, poster, billboard, yönlendirme levhası gibi reklam araçlarının durabilecekleri yerlerin olması gerekmektedir. Pazarlamada satış noktalarının yeri ve niteliği, görüldüğü gibi tüketici veya müşteri ile doğru bir iletişimin kurulabilmesine olanak tanıyacak yerde ve özelliklerde olması gerekmektedir. Bu tip yerlerde kullanılabilecek bütün etki mekanizmalarının çalıştırılabilmesi, tüketicilerin satın alma davranışlarını geliştirebilmelerini sağlayacak yönlendirici mesajların iletilebilmesi gerekmektedir. Sıkıştırılmış, birçok şeyin zar zor yapılabildiği veya yapılamadığı yerler, satış olayını negatif yönde etkileyecektir. Bu yüzden pazarlama anlayışı, bu öğe üzerinde durmakta ve en uygun yerleri ve nitelikleri seçmeye çalışmaktadır.


Devamı için tıklayınız ...

Eskiden ürün ambalajı, ürün üretildiği andan itibaren, tüketiciye ulaşana kadar ki süreçte, ürünü koruması amacıyla yapılan kap niteliğindeydi. Ürün ambalajının ilk üretim amacı buydu. Daha sonra ekonomik sistemlerin gelişmesiyle birlikte, insanların refah düzeyi de yükselmeye başlamıştır. Pazarlarda birbirinden farklı veya benzer ürünler kendini göstermeye başlamış, Pazarlama anlayışı da buna uygun hareket ederek, tüketici odaklı olarak, yeni bir anlayışı benimsemiştir. Pazarlamanın yeni anlayışı, tüketicinin isteklerine, arzularına, ihtiyaçlarına, beklentilerine göre üretim yapmayı gerekli kılmaktaydı. Bu noktada, bundan ilk nasibini alan da ürün ambalajı olmaktaydı. Hipermarketlerde, alışveriş mağazalarının raflarında birbirinden cazip renklere, tasarıma, farklı özelliklere sahip ambalajlar dikkat çekmeye başlamıştı. Çünkü hakikaten, tüketicinin plansız alışverişlerinde ambalaj, oldukça etkili bir rol üstlenmekteydi. Raflardaki ürün ambalajları, satış elemanı konumuna girip kendini pazarlama noktasına gelmişti. Tüketici, ambalajın tasarımına, biçimine, renklerine, kullanım kolaylıklarına, sağlık koşullarına ilgi göstermeye başlamış ve beğendiği ambalajlı ürünü satın almaktaydı. Günümüzde bunun en çok bilinen örneklerinden birini, zeytinyağı üretimi yapan firmaların ambalajları vermektedir. Zeytinyağı üretimi yapan markalar, ürünlerini temsil edecek ambalajı oldukça dikkat çekici ve başarılı bir şekilde tasarlamakta ve tüketiciye sunmaktadır. Üstelik bilindiği gibi zeytinyağı çok ta ucuz bir ürün değildir. Birbirinden farklı tasarıma, taşıma kolaylığına sahip olarak üretilen cam şişelerden dolayı, ürün kendini tüketiciye beğendirmektedir. Hatta bazı zamanlarda, sırf ambalajından dolayı satın alınan ürünler bulunmaktadır. Pazarlama anlayışı, bunu keşfettiğinden bu yana, ürün ambalajını öğelerinden biri konumuna getirerek, henüz üretim aşamasındayken belirlenmekte olan pazarlama stratejisinde, ambalaj üzerine çalışmalar yapmakta ve en uygun olanın üretilmesini sağlamaktadır. Ürün ambalajı, pazarlama aşamasında, reklamlarda, tüketicinin beğenisine hitap edecek şekilde tasarlanmaya başlamıştır. Ambalaj, hem firmanın ismini hem de markasını tüketiciye taşımaktadır. Yani bir tür reklam yapma görevi de üstlenmektedir. Bu yüzden markalar veya firmalar, ürettikleri ürünlerin ambalajlarına, henüz tasarım aşamasındayken kimlik kazandırmaya çalışmaktadır. Markalar ambalajları üretirken, ona kimlik kazandırabilmek için, ürüne ne katacağı sorunu sormakta ve verilen cevap, tasarımının ortaya çıkması için, ana fikri oluşturmaktadır. Ondan sonra, ambalajın üzerinde yer alacak, logo, tanımlama ve bilgileri yer almaktadır. Genellikle firmaların kurumsal renklerini taşmasıyla ünlenen ambalajların, kendi başlarına marka olmaları halinde, kendine has renklerinden oluşmaktadır.


Devamı için tıklayınız ...

Pazarlama iletişiminin bütün öğelerinin ulaşmak istedikleri nihai hedef satıştır. İnsan, günlük yaşantısında, yeme-içme, giyim, araç-gereç, ulaşım v.b. gibi, çeşitli temel gereksinimlerini karşılayarak, sağlıklı bir şekilde yaşamını sürdürmek zorundadır. Bu temel gereksinimler, çeşitli firma, kurum ve kuruluş tarafından üretilmekte ve belirli bir bedel karşılığında insanlara satılmaktadır. Firmaların, insanların ihtiyaç duyduğu bu tür temel gereksinimlerini, para karşılığında onlara vermesi olayına satış denilmektedir. Diğer bir ifadeyle satış, herhangi bir şeyin, eşyanın, yiyeceğin, giyeceğin, hizmetin para karşılığında, ihtiyaç sahiplerine verilmesidir. Satış olayını firma, kurum ve kuruluşlar, kişiler yapmaktadır. Eskiden İşletmeler, ürettikleri ürünlerin sergilenmesi ve insanların bu ürünleri görebilmesi için, Pazar yerleri denilen alanlarda sergilerdi. İnsanlar pazarlarda dolaşarak, üretilmiş olan ürünler arasında, kendilerine en uygun olanlarını seçer, fiyatları kendi bütçelerine en uygun olanı satın alırlardı. Böyle bir durum gerçekleştiğinde satıcı satış yapmış olmakta, tüketici de satın almış olmaktadır. Günümüzde ise, artık pazarların yerlerini, firmaların kendilerine ait veya kiraladıkları yerlerdeki satış noktaları almıştır. Bir başka ifadeye göre, firmalar, toplum tarafından istenilen, arzu edilen veya temel gereksinim olan ürün ve hizmetleri üreterek pazara sunarlar veya satış noktalarına gönderirler, tüketiciler de yani insanlar da istedikleri ürün veya hizmeti, para karşılığında satın almak için, bu tip yerlere giderek alımı gerçekleştirmektedirler. Bu noktada firmalar veya markalar satış yapmış olmaktadır. Günümüzde markalar veya firmalar, teknolojinin gelişimlerinden yararlanarak ta satış yapmaktadır. İnternet, cep telefonları, televizyonda gördükleri her hangi bir satış adreslerinden yapabilmektedirler. Yani günümüzde satış noktaları veya Pazar anlayışı değişmiştir. Ama genel anlamda, bunların hepsi üzerinden veya başka yöntemlerle, para karşılığında insanlara verilen her şey satış anlamına gelmektedir. Günümüzde satış, sadece firmalar tarafından yapılmamaktadır. Bu tip ürün ve hizmetlerin satışını kişiler bireysel olarak ta yapabilmektedirler. Pazarlama mantığı, pazarlama stratejileri, pazarlamayı bölümlere ayıran öğelerinin hepsi, satışın gerçekleştirilebilmesi için planlanmıştır. Çünkü günümüzde, birbirine benzer yapıda üretilmiş pek çok ürün ve hizmet pazarlarda, satış noktalarında tüketicinin beğenisine sunulmuştur. Yaşadığımız çağda satış yapmak eskisi kadar kolay olmamaktadır. Tüketici, birbirinden farklı yapıda veya benzer yapıda, onlarca hatta yüzlerce ürün ve hizmet seçeneğine sahiptir. Bu yüzden pazarlama iletişimi geliştirilmiş ve insanları yani tüketicileri birçok yönden etkileyerek satış yapmaya çalışmaktadırlar. Bugün tüketicinin ilgisini çekmek ve satın almasını sağlamak için, birbirinden farklı pazarlama yöntemi firmalar tarafından üretilmekte veya geleneksel pazarlama stratejileri uygulanmaktadır. Tanıtım, iletişim, promosyon v.b. firma faaliyetlerinin hepsinin amacı satış yapmaktır.


Devamı için tıklayınız ...

Rusya Krasnodar ilinin plajında gerçekleştirilen reklam filminin çekimlerinde, eşek tam yarım saat boyunca paraşütle uçuruldu. Eşek aşağı indirildikten sonra, korkusundan ayakta duramayıp indirildiği suda sürüklenmeye başladı. İnsan hakları savunucuları, bununla ilgili olarak dava açmak istedi. Davanın açılabilmesi için, hayvan haklarının istismar edildiğine dair, veteriner raporuna ihtiyaç bulunmakta olduğundan, eşek, eşeğin sahibi ve reklam filminin yapımcısı kayıplara karıştı.


Devamı için tıklayınız ...