sa Arama Sonucu Bloglar
Bilişim dünyası Facebook'un lokasyon tabanlı sosyal paylaşım ağı Foursquare'in ne zaman diğer sosyal paylaşım ve medya ağlarını yokedeceğini konuşurken, facebook tamamen başka bir şeye dönüştü: Birçok marka için en büyük sosyal pazarlama sağlayıcısı.
Birçok marka için Facebooktaki hayran kulupleri internetteki en büyük varlık alanına dönüştü. Bu alan markanın orijinal sitesin ve e-posta progranlarından da daha büyük durumda çünkü firmaların geleneksel web tabanlı medyaları kullanılmaz halde ve müşteriler sosyal medyaya yöneliyor.
Devamı için tıklayınız ...
“Webit Most Influential People Online” ismiyle Webit Onursal Elçiler Kurulu, yeni bir projenin duyurusunu yaptı. Duyurulan proje, Orta Doğu, Doğu Avrupa'da online konusunda etkili olabilen insanları bulmak ve duyurmak istiyor. Avrupa ve Onursal Webit Elçileri Kurulu Başkanı Alain Heureux, bu bölgelerde dijital sektörün yaşadığı zorluklar olduğunu, bunların başında gelen sorunu olan, pazarların eğitimi ile dijital endüstrinin etkili, yaratıcılık özelliklerinin artmasını sağlamak gerektiğini vurguladı. Bu bakımdan bu bölgelerin her ülkesinde pazarların eğitime olan ihtiyacını karşılamak, dijital endüstrinin geliştirilmesine yardımcı olmak için online da etkili olan kişileri bulmak gerekiyor dedi.
Bu projenin herkese açık olduğunu, küçük bir kayıttan sonra isteyen herkes etki edebiliyor. Hem yukarıda sözünü ettiğimiz ülkelerde hem de kendi ülkesinde ölçüm yapabiliyor. Proje Webit etkinliklerini düzenleyen e-Academy Kurul Başkanı ve Webit Onursal Elçisi Plamen Russev, etki etmenin sırf Facebook, Tiwtter uygulamalarıyla sınırlı olmayacağını bunların dışında da insanların harekete geçmesini sağlamak ve onları ikna etmek gerektiğini söyledi.
Webit en etkili insanlar projesi, online olarak takipçilerini, bağlantılarını, okuyucularını, çevrelerini tıklamanın ilerisine taşıyabilen, onların bir şeyler yapmasını sağlayabilen insanları arıyor. Üstelik etkilerini göstermek isteyen insanların özel olarak yapması gereken bir şeyler yok. Bilinen işlemler yeterli olabilecek.
18 Ağustos'ta başlayacak proje, 18 Ekimde son buluyor. Her ülke için beş etkili insan seçilerek, bunların arasından da bölgelerin en etkili insanı bulunacak ve bütün dünyada bunlar duyurulacak. 27 ekimde yüksek katılımla düzenlenecek olan Expo & Conferences 2010 esnasında duyurulacak. Webit Expo katalogları resimleri gösterecek ve 20.bin profesyonele gönderilecek.
Bu projenin herkese açık olduğunu, küçük bir kayıttan sonra isteyen herkes etki edebiliyor. Hem yukarıda sözünü ettiğimiz ülkelerde hem de kendi ülkesinde ölçüm yapabiliyor. Proje Webit etkinliklerini düzenleyen e-Academy Kurul Başkanı ve Webit Onursal Elçisi Plamen Russev, etki etmenin sırf Facebook, Tiwtter uygulamalarıyla sınırlı olmayacağını bunların dışında da insanların harekete geçmesini sağlamak ve onları ikna etmek gerektiğini söyledi.
Devamı için tıklayınız ...
Geçtiğimiz günlerde, Sözcü Gazetesinin tirajlarının yükselmesinde önemli bir paya sahip olan Emin Çölaşan'ın siyasi gündemin yoğunluğuna rağmen yazmıyor olması, gazeteden ayrıldı mı sorularının ortaya çıkmasına neden olmuştu. Odatv muhabirleri, bu soruları, yazarın kendisine sormuştu. Usta gazeteci Emin Çölaşan, üç hafta süreyle izne ayrıldığını, Sözcü'den ayrılma diye bir durumun olmadığını söylemişti. Gazeteci yazar, önümüzdeki Salı günü yazılarına devam edeceğini belirtmiş, böylece kendisiyle ilgili olarak oluşan merakın giderilmesini sağlamıştı.
Devamı için tıklayınız ...
Türkiye'nin en iyi gazetesinden süper bir yenilik, sabah gazetesi artık iPad'ten okunabilecek. Nerede olursanız olun, gazete okumadan yapamıyorsanız, artık ona erişmek basit, Sabah Gazetesi iPad uygulaması ile bütün sayfalarını 3G ya da Wifi bağlantısıyla okurlarının ekranlarına sunacak. Sabah Gazetesine ve bütün eklerine cep telefonundan abone olunabilecek. Ödemeler aylık olarak mobil ödeme ile yapılabilecek. Gazeteyi telefonlarından okumak isteyenler Apple Store'dan Sabah eGazete HD yazmaları ya da http://ax.itunes.apple.com/us/app/sabah-egazete-hd/id384865772?mt=8#ls=1 linkini tıklamaları yeterli.
Devamı için tıklayınız ...
Sabah yayıncılık A.Ş. 22 Nisan 1985 tarihinde Dinç Bilgin tarafından kurulmuş, kendisi aynı zamanda gazetenin sahibidir. Gazete ilk etapta İstanbul'da çalışmalarına başlayarak Türkiye geneline dağıldı. Gazetenin yayın yönetmenliğini ilk kez Rahmi Turan yaptı, sonra Zafer Mutlu'nun yönetiminde devam ederek Ergun Babahan, Ufuk Güldemir ve Tayfun Devecioğlu gibi isimler tarafından yönetilmişti. 2000 yılında Ciner Grubu'nun da ortak olmasıyla yayın hayatına devam eden gazete Ciner grubunun da ortak olduğu Merkez Grubu tarafından 2005 yılında satın alındı.
Devamı için tıklayınız ...
Çağdaş Gazeteciler Derneğinin Ankara Şubesi, tam beş aydır çalışanlarına maaşlarını ödemeyen Çukurova Medya Grubunu uyardı.
Uyarısını sert sözlerle yapan ÇGD, Çukurova Holding Yönetim Kurulu Başkanı M.Emin:Karamehmet'in mal varlığı açısından zengin olduğunu, zengin listelerinde yer aldığını belirterek, firmalarının her sene çok iyi karlar ile iyi durumda olduklarını ama buna rağmen çalışanlarının maaşlarını beş aydır ödemekte cimri davrandığını ifade etti. Türkiye'de pek çok insanın, Karamehmet'in firmalarına, çeşitli hizmetleri karşılığında ödeme yaptığını, bunun yıllardır böyle olduğunu, oluşan onca birikime rağmen, çalışanların ramazan ayında bile, maaşlarından yoksun bırakılarak, sömürüldüğünü açıklayarak, tüm çalışanları dernek çatısı altında mücadeleye çağırdı. ÇGD aynı zamanda, maaş ödemelerinin takipçisi olacağını ifade ederek, mücadeleye devam edeceğini de belirtti.
Devamı için tıklayınız ...
Esinlenme konusu önemlidir. Yetenek, esinlenilen unsuru, ürün veya hizmetle ilişkilendirmektir. İşin nasıl yapılacağını, iş dünyasının inceliklerini bilerek, gereken çalışmaların hepsine zaman ayırıp, çok çalışarak, doğru ilişkilendirme yapabilir. Zaten bunu yapabiliyorsanız, yeteneğiniz var demektir. Ürünün sattırılması gerekmektedir. Bunu eğlendirerek yapmak risk içermektedir. Çünkü tüketicilere eğlenceli bir tanıtım yapmak, tüketicinin sırf eğlenceye yoğunlaşmasını sağlayabilir, tüketici ürün veya hizmeti unutabilir. Bunun ayırımını yaptırabilmek, tasarımcının yetenekli olmasının yanı sıra, satıcı olmasını gerektirmektedir. Eğlence ile satışı yaptırabilmek zor bir iştir çünkü. Tasarımcıların firmalardan aldıkları Brief'ten sonra, ürün veya hizmeti dikkatle incelemeleri, kullanabilecekleri başka unsurları da görebilmelerini sağlar. Belki de üretici firmanın farkında olmadığı, yetenekli bir tasarımcının fark edebileceği bir özellik bulunabilir. Başarılı reklamın anahtarlarından biri, ürün veya hizmetle ilişkili bir yarar vaat etmektir. Bu yarar yeni veya piyasadaki diğer ürünlere göre üstünlük sağlayan bir özellikte kullanılabilir.
Devamı için tıklayınız ...
Günümüzde avangart reklamcı, firmaların işine yaramamaktadır. Onlar satışlarının artması, Pazar paylarının büyümesini istemektedirler. Marka olmak istemektedirler. Çok iyi görsellerle bezenmiş, algılanması zor cümlelerin, mesajların karşılıklı diyalogların işlendiği televizyon reklam özellikleri, tüketicileri pek te ilgilendirmemektedir. Aslına bakılırsa, bu tür tanıtım, firmaları da çok ilgilendirmemektedir. Fakat televizyon reklamını bu tip hesaplarla yapan, o kadar çok tanıtım ajansı bulunmaktadır ki, firmaları, aldıkları ödüllerle kandırmakta, onların gözünü boyayıp milyonlarca liranın harcanmasını sağlayıp, satışlara etkisi olmayacak tanıtım üretmektedirler. Reklamcının asıl özelliklerinden biri, satışların nasıl yapılabileceğinin ayrıntılarına haiz olmasıdır. Eğer bir reklamcı, satış yapamıyorsa zaten reklamcı değildir. Bir reklamcı satış yapamıyor ama ödül alacak özelliklere sahip olarak tasarlayabiliyorsa o başka bir şeydir. Bir sanatçı olabilir mesela !? Televizyon reklamları, ürünü anlatmalıdır. Tüketicilere ürünün özelliklerini kabul ettirmeli, onu istemelerini sağlamalıdır. Onların satın alma davranışını göstermeleri için, mesajlar üretmeli ve tüketicileri etkilemeyi başarmalıdır.
Devamı için tıklayınız ...
Stokları artan, ürünleri beklemede olan, satışları azalan firmaların çoğunun ilk düşündüğü şey, satışları arttırmak için fiyat kırmaktır. Aslında bu tip kararların çıktığı üreticilerin, kararlarını etkileyen yönetici kadrolarının da çalışma mantığını ve koşullarını sorgulamakta yarar bulunmaktadır. Çünkü pazarlamacıların çoğu, satışları arttırsa da fiyat kırmanın doğru bir yöntem olmadığını bilmektedirler. Bu tip kararları veren yönetici veya pazarlamacıların çoğu, genellikle, üst yönetimlerinin kendilerinden, kısa dönemde satış arttırma çözümlerini bulmalarını istemelerinden veya beklemelerinden kaynaklanmaktadır. Hâlbuki bu yöntem, firmanın Pazar payını arttırmaz. Üretici firmanın, kar elde etmesini de sağlamaz. Sadece kısa süreli satış miktarını arttırır. Bunun üzerine fiyat kırmak için ayrılan bütçe de cabası. Hâlbuki fiyat kırmak için ayrılan bütçe, reklam yatırımları olarak kullanılsa çok daha iyi sonuçlar elde edilebilecektir. Çünkü reklam yatırımı olarak kullanılması halinde, ürüne veya hizmete dair bir imaj yaratılacaktır. Günümüzde imaj pek çok yöntemden çok daha etkilidir. İşletmelerin, ürün satışlarının artması için, fiyat kırmaları çok kısa bir süreliğine başarılı olmaktadır. Yani fiyatının uygun olmasından kaynaklı olarak, tüketici, alıştığı veya satın almayı tercih ettiği ürünlerden vazgeçip, bu tip bir ürünü denemektedir. Fakat denedikten sonra, eski alışkanlıklarına devam etmekte ve denediği ürüne, bir daha dönmemektedir. Firma, kısa süreli olarak, ürünlerini satmayı başarmaktadır. Ama kar elde etmeden, ayrıca bu satışlar, firmanın Pazar payını da etkilememektedir. Ama reklam yapsalar, hem tüketicinin tercihlerini değiştirebilmeyi başarabilmekte hem de kurumsal itibarını güçlendirmektedir. Ürüne yönelik oluşturulan imajı, reklam yaparak, tüketicilerin zihinlerine işleyebilir. Belki satışlar daha uzun vadede olacaktır ama sadık bir tüketici kitlesine sahip olarak, bunların gittikçe artmasını sağlayarak hem satış miktarını hem Pazar payını arttırabilir hem de kar elde edebilir. Reklam yoluyla, ürüne yönelik oluşturulan imaj, kalıcı olacaktır. Tüketicileri ortak paydalar da tutacak ve onların yaşamlarının bir parçası haline gelecektir. Reklam yoluyla marka oluşturulacak ve bu marka gene reklamla sağlamlaştırılacaktır. Firmalar, ürünlerinin satış miktarının artması için, fiyat kırmakla birlikte, bağlı oldukları reklam ajansının ücretini de düşürme yoluna gitmektedir. Fakat bu, firmalar için olumlu bir gidişat olmamaktadır. Reklam ajansına ödenen paranın azalması, reklamcıların motivasyonunu arttırmayacak azaltacaktır. Bu durum daha az yaratıcılık, daha az özgün fikir, daha az başarılı reklamlar demektir. Kimsenin bilmediği, duymadığı bir markanın satışları artmayacaktır. Bir markanın, reklamsız satış yapabilmesi için, ürünlerinin günümüzde bulunmayan ve kesinlikle tüketicilerin aradıkları özelliğe sahip olması gerekmektedir. Ancak böyle bir marka, tüketiciden tüketiciye yayılarak satış yapabilir ki bu da uzun vade demektir. Günümüzde böyle bir ürün artık yoktur, firmalar reklam yaparak satışları arttırmak ve rakipleriyle mücadele etmek zorundadır. Bunlar ise sadece reklamla yapılabilmektedir.
Devamı için tıklayınız ...
İster dünya çapında bir marka olsun, ister sınırlı coğrafik alanlarda faaliyet gösteren bir firma olsun, gücüne bakılmaksızın, toplumsal uyumu zedeleyecek, her hangi bir unsurun işlendiği reklamlar yasaklanmaktadır. Yasaklanan reklamlar genellikle, şiddet, ölüm, cinsellik içerenler veya hissettirenler olmaktadır. Bununla birlikte, toplumu derinden etkileyen olayları çağrıştıran, onları andıran reklamlar da yasaklanmaktadır. Herhangi bir yaş grubuna, cinsiyete, topluluğa, toplumsal kültür motiflerinden herhangi birine saygısızlık veya onların bu motifi bozmalarına neden olacaklar da aynı şekilde yasaklanmaktadır. Bu tip reklamlardan biri Çin’de yasaklandı. Amerika’nın ikiz kulelerini çağrıştıran sigara bırakma reklamında, iki tane sigaranın ikiz kuleler gibi dikildiği, iki sigaranın da yanmakta ve üzerlerinden duman tütmekte olduğu reklamın üzerinde “No More Killing” yazmaktadır. Aslında reklam, hem sloganı itibariyle, hem de benzetme yaptığı olayla, sigaranın zararlarını tam olarak yansıtmaktadır. Fakat Amerika’da yaşanan ikiz kuleler felaketini ve felaketin insanlara yaşattıklarını çağrıştırdığı için yasaklandı. Çünkü ikiz kuleler bir terör saldırısı sonucu yıkılmış ve birçok insan yaşamını kaybetmişti. Sigara insanların ölümüne, çeşitli hastalık, sakatlık durumlarına yol açan bir ürün olduğu için, o da öldürmekteydi. İkiz kulelere benzetilmiş ve reklam bütünlüklü olarak, birbiriyle örtüşen unsurlarla işlenmişti. Hem olayı hatırlattığı için, hem terör sonucu olan bir olay olduğu için, reklam yasaklandı. Bir diğer yasaklanan reklam da, başbakan olduğu senelerde, Tony Blair’in yapmak istediği, yeni kimlik kartı uygulamasıyla ilgiliydi. Reklamda, Tony Blair’in fotoğrafına, üst dudağının ortasına, bir barkot resminin konulmasıyla Hitler’e benzetilmesiydi. Hitler döneminin özellikleri ve uygulamaları herkes tarafından bilinmektedir. Böyle bir durumda reklam, direkt şiddet mesajları veren bir reklama dönüşmekteydi. Bu yüzden bu reklam da yasaklananlar arasında yerini aldı. Üçüncü örnek te, kadın ayakkabısı üreten firmanın reklamında yaşandı. Burada da kadın ayakkabısının topuğu, bir erkeğin içinden geçmektedir, reklamın sloganı da “öldüren topuklar” olmaktaydı. Bu da hem ölüm duygusunu hem de şiddeti içerdiği için yasaklandı. Reklam bazen, çok iyi bir tespit ile tam olarak verilmek istenilen düşünceyi verebilir. Fakat çağrıştırdıkları veya hissettirdikleri de çok önemli olmaktadır. Şiddet içerdikleri için yasaklanan böyle reklam örneklerinden sonra, bir başka konudan dolayı yasaklanan reklamlardan biri, şans oyunlarıyla ilgili bir reklamdır. Burada ki reklamda, cadde üzerinde farklı yaş gruplarına mensup insanlar, ışıklarda, karşıdan karşıya geçmek için beklemektedir. Karşıdan gelen bir kamyon görünmekte ve hızını düşürmemektedir. Reklam sloganında “karşıdan gelen kamyon, en çok hangisine çarpma olasılığı vardır” demektedir. Cadde de bekleyenlerden biri de yaşlı bir kadındır. Kamyonun en fazla çarpma olasılığı, onu işaret etmekte olduğundan, reklamın yaşlılara karşı saygısızlık içerdiği gerekçesiyle yasaklanmıştır.
Devamı için tıklayınız ...