Haber Kategorisindeki Bloglar

Reklamcılık, Reklamcılık Mesleği, Reklamcılık Bölümü ve Reklamcılık Bölümü Olan Üniversiteler Ülkemizde ve dünyada, küreselleşme, rekabet ve yayın teknolojilerindeki ilerlemeler gibi gelişmelerle giderek önemi artan, iş kapasitesi ve yıllık cirosu milyarlarca dolar olan reklamcılık profesyonel yetişmiş insan gücüne yoğun olarak ihtiyaç duyan bir sektör haline gelmiştir. Ayrıca son zamanlarda, bu bölümde yetişen profesyonel insan gücü Türk sinemasında da kendine yeni bir yer bulmuş, sinema sektörüne genç yönetmenler, senaristler, yapımcılar ve teknik personel yetiştirmiştir. Türkiye’de reklam verenlerin reklamcılık harcamalarının gün geçtikçe büyük oranlarda artması beklenmektedir. Bu bağlamda reklamcılık ve onun yan kollarında var olan ve gelecekte daha da artması beklenen profesyonel eğitim almış eleman ihtiyacını İletişim Fakültelerinin Reklamcılık Bölümleri dolduracaktır. Bu amaç doğrultusunda Reklamcılık Bölümü mezunları, küresel düşünebilen, en az bir yabancı dile hâkim, mesleğindeki değişim ve dönüşümleri izleyebilen ve yönlendirebilen, bu değişikliklerin sonuçlarını sağlıklı bir şekilde değerlendirebilen ve bundan faydalanabilen, reklâm piyasasının ihtiyaçlarına uygun çağdaş, demokratik ve lâik düşünceli insanlar olacaklardır. Reklamcılık Bölümünde Okutulan Dersler; Türk Dili ve Edebiyatı, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi ve Yabancı Dil gibi ortak dersler haricinde dersler ve içerikleri üniversiten üniversiteye ufak değişiklikler gösterseler de temelde aynıdır. Dersleri geniş ve dar anlamda konu içeriklerine göre şöyle sıralayabiliriz; Stratejik Düşünme, Araştırma, Yaratıcı Düşünce, Reklamcılık Tarihi, Psikoloji, Sosyal Psikoloji, Reklamcılıkta Etik, Reklamcılık ve Kültürel Çalışmalar, Markalaşma ve Marka Yönetimi, Bütünleşik Pazarlama İletişimi, İlişki Yönetimi, İkna, Etkileşim, Medya, Tüketici Davranışı, Internet, Bütçe, Kampanya Planlaması, İzinli Pazarlama, Kişisel Satış, Pazarlama Odaklı Halkla İlişkiler, Tutundurma Yönetimi, Üretim, Yaratıcı Yazın, Olay Pazarlaması, Sosyal Sorumluluk, Reklam Ajanslarının Yapısı ve Çalışma İlkeleri, Satış Promosyonu, Satış Yönetimi, Araştırma Teknikleri, Halkla İlişkiler, Reklam Tasarımı, CRM, Yaşam Tarzı Pazarlaması, Reklam Teorisi, Temel Fotoğrafçılık, Sosyal Yapı Analizleri, İletişim ve Toplum, Sayfa Düzenlemesi, Tanıtım, Metin Yazarlığı, Fotoğraf, Radyo- Televizyon, Medya Planlaması, Grafik Tasarımı, Piyasa Araştırması, Reklam Kampanyaları, Reklam Filmi Yapım ve Yönetimi, Kamuoyu Araştırmaları, Grafik Resim ve Uygulama gibi meslek dersleri. Kimler Reklamcılık Okumalıdır? İletişim Fakültelerinde okutulan Reklam Tasarımı ve İletişimi bölümü, reklam, pazarlama ve iletişim alanına ilgi duyan ve bu alanda projeler ve uygulamalar gerçekleştirmeye istekli, mezun olduklarında alanlarında kariyer yapmaya amaçlayan tüm öğrencilere hitap etmektedir. Bu bölümde okuyacak öğrenciler yeniliklere açık, yaratıcı, hayal gücü yüksek, sosyal, girişimci, analitik düşünme ve sentez yeteneğine sahip, düşüncelerini sözel ve ya yazı yoluyla başkalarına etkili şekilde aktarabilen, paylaşımcı ve işbirliğine yatkın bireyler olmalıdır. Bir Reklamcı Ne Yapar? • Bir mal veya hizmetin dikkat çekici özelliklerini ön plana çıkararak kişileri bilgilendirmeye, etkilemeye ve onlarda satın alma isteği oluşturmaya çalışırlar. • Satılması istenilen mal ya da hizmetin niteliklerini belirleyerek, bu mal veya hizmetin potansiyel alıcılarını tespit ederler. • Hedef kitleye ürün ve ya hizmetin tanıtımı için gazete, dergi, ilan metinleri, grafik tasarım, afiş, billboard, TV sinema filmi, senaryo, radyo spotları gibi reklam araçlarının hazırlanmasında çalışırlar. • Kitaplar, dergiler, afişler, grafikler, broşürler ve benzeri reklam araçlarında kullanılmak üzere çizim tasarıları yaparlar, yaptırırlar. • Mal veya hizmetin içeriğine uygun olarak reklam veren firma ile halkla ilişkiler faaliyetlerini desteklerler. • Açık hava reklam mecralarının kullanımı için çalışmalarda bulunurlar. • Gerçekleştirilecek reklam kampanyası ve maliyeti hakkında reklam vereni bilgilendirirler. Kariyer Olanakları • Anadolu iletişim Meslek Lisesi mezunları, 2 yıllık Meslek Yüksek Okullarına ve ya 4 yıllık lisans eğitimi veren üniversitelerde Reklamcılık alanında eğitim almak için ek puanlarından faydalanabilirler. • Reklamcılar, diğer meslek kollarında da olduğu gibi üniversitede kalarak master ve doktora seviyelerinde akademik kariyer yapabilirler. • Görsel veya basılı reklam mecralarında uzmanlaşabilirler. • Sadece seminer ve konferanslar vererek mesleklerinde ilerleyebilirler. • Tek bir sektör üzerine uzmanlaşarak kariyerlerinde ilerleyebilirler. Reklamcılık Eğitimi Veren Üniversiteler Üniversitelerin İletişim Fakültelerinde okutulan Reklamcılık ve Halkla İlişkiler 4 yıllık, lisans düzeyinde ve Söz 2 puanı ile alım yapan bir bölümdür. Aşağıda bu bölümün okutulduğu üniversiteler sıralanmıştır. DEVLET ÜNİVERSİTELERİ Anadolu Üniversitesi / İletişim Bilimleri Fakültesi Karadeniz Teknik Üniversitesi / İletişim Fakültesi VAKIF ÜNİVERSİTELERİ Atılım Üniversitesi / İşletme Fakültesi Atılım Üniversitesi / İşletme Fakültesi (Burslu) Atılım Üniversitesi / İşletme Fakültesi (%50 Burslu) İstanbul Arel Üniversitesi / İletişim Fakültesi İstanbul Arel Üniversitesi / İletişim Fakültesi (Burslu) İzmir Ekonomi Üniversitesi / İletişim Fakültesi İzmir Ekonomi Üniversitesi / İletişim Fakültesi (Burslu) İzmir Ekonomi Üniversitesi / İletişim Fakültesi (Uolp-Suny Fredonia) Yaşar Üniversitesi / İletişim Fakültesi Yaşar Üniversitesi / İletişim Fakültesi (Burslu) Yaşar Üniversitesi / İletişim Fakültesi (%50 Burslu) İstanbul Arel Üniversitesi / İletişim Fakültesi (%50 Burslu) İstanbul Arel Üniversitesi / İletişim Fakültesi (%25 Burslu) Bahçeşehir Üniversitesi / İletişim Fakültesi Yeditepe Üniversitesi / İletişim Fakültesi KKTC ÜNİVERSİTELERİ Doğu Akdeniz Üniversitesi / İletişim Fakültesi Doğu Akdeniz Üniversitesi / İletişim Fakültesi (Burslu) Lefke Avrupa Üniversitesi / İletişim Bilimleri Fakültesi Lefke Avrupa Üniversitesi / İletişim Bilimleri Fakültesi (Burslu) Reklam ajansının misyonu, müşterilerinin ticari etkinliklerinin artmasını sağlamaktır. Bu noktada firmaların, markalaşma süreçlerinde, gerekli olan tüm malzemeleri ( kurumsal kimlik çalışması, kartvizit, logo, afiş, broşür, web v.b.) reklam ajansı hazırlar ve firmanın onayına sunar. Reklam ajansından hizmet alan, her hangi bir firmaya, kapsamlı, yenilikçi, farklı reklam tasarımları ile, yürüteceği reklam kampanyasının ne kadar uzman ekiplerle hazırlanacağının bilgisini verir. Kişi ve kurumlara özel; Pazar beklentilerini ve gereksinimlerini karşılayacak ürün ve hizmet vererek destek sunar. Yüksek derecede müşteri tatminin sağlamak durumundadır, reklam ajansı. Reklam ajansları tarafından hazırlanan çalışmalar, reklamı veren firmayı tatmin etmezse, firma reklamının amacına ulaşacak şekilde yapılamayacağı inancı doğar. Reklamı veren firma, daha uzman ajans arayışına gidebilir. Böyle bir durumu engellemek için, reklam ajansı, reklam anlamında o güne kadar yapılmayanı bulup yapmak durumundadır. Eğer piyasa da bulunanın benzerini tasarlarsa, yapacağı reklamın etkisi çok ta fazla olmayacaktır. Bunu, diğer reklamlardan ayırt eden kişi sayısı azalacaktır. Dolayısıyla yapılan reklamın etkileri beklenenden düşük olup, firmanın tatmin olmamasına neden olacaktır. Reklam ajansı en son teknolojiyi kullanmak zorundadır. En son teknoloji, daha hızlı, daha uzmanlaşmış, daha verimli çalışmaların yapılmasına olanak sunar. Reklam ajansının bu özellikleri kullanmayı bilmesi ve en iyi sonuçları elde etmesi gerekir. Reklam veren firmayı çok iyi analiz etmek durumundadır. Onların beklentilerini, özlemlerini, ulaşmak istedikleri noktayı algılayıp hareket etmelidir. Algılarını ve düşüncelerini, reklam veren firma ile paylaşmalıdır. Reklam ajansı, tecrübelerini, bilgilerinin tüm özelliklerini, reklama katarak iş tatmini yaratmalıdır. Planladığı işi tam zamanında, sözleştiği maliyetle yerine getirmelidir. Ajans çalışanlarının gelişimlerini kesintisiz devam ettirmeleri için, gerekli koşulları sağlamalıdır. Motivasyonlarını hedef nokta tasarımından, farklı yönlere kaydıracak, herhangi bir sorun veya çıkmazı çözmeli ve onlara destek olmalıdır. Çalışanların yüksek performans göstermesi, çalıştıkları firmanın onlara sağladığı hem kişisel, hem teknolojik, hem psikolojik olanaklara bağlıdır. Ajans eğer onların bütün yaratıcı özelliklerini kullanmalarını istiyorsa, önlerinde ki sorunları çözmelidir. Hizmet içi eğitimlere önem vermeli ve bu olanakları çalışanlarına sunmalıdır. Reklam ajansı; firmaları ve çalışanları ile bütünleşmiş bir şekilde planlamalarını yaparak ve yaparken piyasa analizi, firma analizinden çıkaracağı sonuçlarla, yaratıcı, farklı, çarpıcı reklam hazırlayıp, hedef kitleleriyle buluşturmalıdır. Bunun için ajans çalışanlarının uzun yıllara dayalı tecrübe ve birikimlerini işlerine katmaları ile mümkündür.


Devamı için tıklayınız ...

Google  arama motoru tıklama başı maliyet reklamlarında kazancını arttırmaya devam ediyor. 31 mart itibariyle şirketin 1. 3 aylık dönem  içinde  kayıtlı brüt karı 6.77 milyar$ olarak gerçekleşti  bu sonuca göre  2009 yılının aynı dönemine göre %23′lük bir artış sağladığı açıklandı.

Google’ın karlılık ve kazanç  performansını hesaplayan finansal analizciler, 1.71 milyar$ tutarındaki Google ortaklarına ödenen adsense ve reklam payı ödemelerini Bu dönemde gerçekleşen karın içinde değerlendiriyorlar. Bu durumda Google’ın ilk çeyrek dönem brüt karı $5.06 milyar olarak gerçekleşmesiyle finansal analizcilerin daha önceden tahmin ettiği $4.95 kar rakamından  biraz daha yüksek gerçekleşti. İlk 3 aya ait net kazanç ise $1.96 milyar olarak hesaplandı 2009 yılındaki $1.42 milyar net kar’a göre  %38′lik bir artış gerçekleşti. Bir defaya mahsus özel maliyetler dikkate alınmadığında, elde edilen bu kar bir lot hisse için $6.76 kazanç anlamına geliyor.

Dönem karlarının kamuoyuna açıklanmasından sonra Google’ın finans yetkilisi Patrick Pichette finans çevrelerine,  ”insan kaynaklarına, ürünlere ve aktif varlıklara aynı şekilde yatırım yapmaya devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.

Google  arama motoru tıklama başı maliyet reklamlarında kazancını arttırmaya devam ediyor. 31 mart itibariyle şirketin 1. 3 aylık dönem  içinde  kayıtlı brüt karı 6.77 milyar$ olarak gerçekleşti  bu sonuca göre  2009 yılının aynı dönemine göre %23′lük bir artış sağladığı açıklandı.


Devamı için tıklayınız ...

Pek çok araştırmacıya göre, tanıtımlarda cinselliğin kullanılması güçlü, canlı, uzun ömürlü markaların yaratılmasına katkı sağlamaktadır. Güçlü bir uyarı etkeni oluşturmakta ve tüketicileri satın alma, hatırlama yönünde motive etmektedir. Cinsel uyarının, halk yığınları üzerinde ki yansıması, keşfedildiğinden bu yana, markalar cinselliği daha fazla kullanma eğilimine girmişlerdir. Çünkü bu özellik, doğru kullanıldığında dikkat çekici, mesajını veren ve ikna eden reklama dönüşebilmektedir. Cinsel uyarı içeren tasarımlar, ürün satışlarına büyük bir etki ile yansımaktadır. Yapılan araştırmalar bu tip çalışmaların diğerlerine oranla %77 daha fazla hatırlandığını ortaya koymuştur. Bu durum hem reklam firmalarının hem de markaların araştırıp bulmak istedikleri öğelerden biridir. Aslında bu öğelerin kullanılması çok ta eskilere dayanamamaktadır. 1970’lerde çıkan Playboy dergisinin, erotizmin kültürlere estetik, sanatsal bir öğe olarak katılabileceğini ortaya çıkarmasıyla başlamıştır. Bu keşif, reklam sektörü için dönüm noktası olarak değerlendirilmiş ve bütün tanıtım çalışmalarında kullanılmaya başlanmıştır. Markalar, ürünler cinsellikle ilişkilendirilerek kalıcılığını sağlamaya çalışmakta ve Pazar bulmaktadır. Günümüzde her ürünün tanıtımında, cinselliği çağrıştıracak göndermelerin kullanım hızı, gittikçe yükselmektedir. Daha açıklayıcı bir ifadeyle; sözcüklerle, davranış biçimleriyle veya nesnelere kişilik kazandırılarak, reklam tasarımlarında kullanılmaktadır. Yıllarca sürdürülen, örtülü ya da aleni cinsel öğelerin kullanımı, bugün eskiye nazaran daha az tepki çekmeye de başlamıştır. İnsanların gözü, kulağı, algıları bu tip simgesel veya açık göndermelere alışmaya başlamıştır. Tasarımlarda, bu öğeler kullanılmakla kalmayıp, ürüne Pazar oluşturabilmek için vaatleri de içermektedir. Bu vaatler; ürün ve hizmetlerin tüketilmesi halinde, cinsel cazibe sağlayacağı, daha sık cinsel yakınlaşma olanağı bulabileceği, tüketicinin bu anlamda kendine daha fazla güvenebileceği v.b. iletimler yer almaktadır. Bu vaatler, insanların dikkatini çekmekte ve bu özelliklere kavuşabileceğini düşündüğü ürün veya hizmeti kullanabilmektedir. Örneğin; yakın zamanlarda herkesin diline doladığı en çarpıcı reklam örneklerinden biri, fındık çalışmasıdır. Fındığın daha fazla Pazar bulabilmesi amacıyla, tanıtımı cinsellikle ilişkilendirilerek tasarlanıp piyasaya sürülmüştür. Hakikaten fındık satışlarında hem artış görülmüş hem de insanların zihinlerinde fındığın böyle bir etki yarattığı fikri yer etmiştir


Devamı için tıklayınız ...

Türkiye’de reklam harcamaları gün geçtikçe artmaktadır. Sektörlerin ve ekonominin büyümesi ile paralel giden tanıtım sektörü, gittikçe daha fazla firma, kurum ve kuruluş tarafından kullanılmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde bu tip harcamalar sektörler arası ilişkiyle orantılı olduğu kadar ekonominin izlediği yolla da alakalıdır. Sektöre giden harcamaların artış göstermesi sorunu ise ekonominin büyümesi ile paralellik göstermektedir. Geçtiğimiz sene Türkiye’de reklam harcamaları 2.7 milyar TL ye ulaştı. Bu sene ise ekonominin durumuna bağlı olarak daha da büyümesi beklenmektedir. Türkiye’de gıda, iletişim, kozmetiğin öne çıktığı ve en çok harcamanın bunlara yapıldığı görülmektedir. Son yıllarda reklamcılık dijital alanlara kaymaya başlamıştır. Yapılan araştırmalar Türkiye’deki reklam harcamalarının en çok televizyon kanallarına gittiğine dikkat çekmektedir. Ülkemizde televizyon kanallarının ticari bir alan olarak daha çok öne çıkması, insanların televizyon başında en az 4-5 saatini geçirmesi bu alanda ki tanıtımların daha fazla önem kazanmasına neden olmuştur. Dolayısıyla firmalar televizyon mecralarına daha fazla bütçe ayırmaya başlamışlardır. Toplam mecra harcamalarının yüzde 40'ı televizyon kanallarına yapılmaktadır. Toplam 3 milyar 675 milyon YTL'lik yatırım içindeki payı 1 milyar 442 milyon YTL'ye ulaşmıştır. Türkiye’de bu tip harcamalara ilişkin yapılan araştırma ve yorumlara bakılacak olursa; Financial Times (FT); Türk ekonomisinde ki mecra harcamalarındaki yükselişe dikkat çekti. İngiliz FT; ülkede tanıtım harcamalarının 2004 yılında % 40 büyüyerek 1.27 milyar dolar olarak gerçekleştiğini, bu sene bu tip harcamaların % 25 artışla 1.6 milyar dolar olması beklendiğe işaret etti. Türkiye'de hâlâ tanıtım harcamaları GSMH'nin yüzde 0.5'ine denk geliyor. Bu oran Doğu ve Orta Avrupa'da yüzde l ila 2 arasında değişiyor. Sadece Bulgaristan'da bu oran yüzde 0.92" diye yazdı. Dünya Reklam Verenler Federasyonu Direktörü tarafından yapılan açıklamaya göre; Türkiye’deki diğer sektörlere rağmen ayrılan bütçelerin 2 haneli rakamlarla büyüme göstereceğini, 2008 yılı sonu itibariyle, dünyadaki tanıtım harcamasının 700 milyar USD civarında gerçekleştiğini, 2009 da ise %3 daralma gösterdiğini, bu yıl ise büyüme beklediklerini ifade etti. WFA direktörü; tanıtım payında, teknolojik şirketlerin çok hızlı büyüdüğünü, banka ve sigorta şirketlerinin onu takip ettiğini, ayrıca havacılık sektöründe korkunç bir rekabetin gerçekleşmeye başladığı ifade edildi. Türkiye Reklam(RVD) Verenler Derneği başkanı Ahmet Pura ise; 2009 yıl sonu itibari ile 2.7 milyar TL ile harcama yapıldığını, 2008 den 2009’a sektörün %15 daralma gösterdiğini ifade etti. Fakat bu yılki büyüme ile yine 3.2 milyar TL ye çıkacağını belirtti. RVD Başkan Yardımcısı Hakan Turalı; Türkiye’de son zamanlarda tanıtımların sanal ortamlara kaymaya başladığını söyledi. Sanal ortamların 36 milyon abone ile büyük bir potansiyel oluşturduğunun altını çizdi.


Devamı için tıklayınız ...

Yaşadığımız ekonomik krizin etkisi ortadan kalkmaya başladığında, firmaların reklama ayırdığı bütçe artmaya başladı. Medya takip merkezi’nin araştırma sonuçlarına göre, geçen senenin ilk çeyreğine nazaran televizyon reklamları %22 oranında arttı. Araştırma sonuçlarındaki reklamlara bakılınca olumlu hava hissedilmekle beraber, orada dikkat çeken telekomünikasyon alanındaki rekabet olmaktadır.


Devamı için tıklayınız ...

Uluslararası Seyahat Satış Pazarlama Birliği tarafından verilen "Adrian Ödülleri", New Otelde düzenlenen törenle dağıtıldı. Reklamcılık, halkla ilişkiler ve e-pazarlama kategorilerinde birçok ülkeden 1100 proje ödülü almak için yarıştı.

New York Kültür  Tanıtma Ataşeliği'nin, New York Times Meydanında dev dijital ekranlarda, 2009 Haziran'da 1 ay gösterdiği Türkiye reklamı, reklamcılık konusunda, gümüş ödülü aldı. Öykü Reklam Ajansının hazırladığı  medya alımı Global Advertising Strategies firması tarafından yapılan proje bu ödül için yarıştı. New York Times Meydanında, Haziran 2009 boyunca bu reklam günde 200 kez yayınlandı.


Devamı için tıklayınız ...

RTÜK Kanun Tasarısı’nın ‘Belirli Ürünlerin Ticari İletişimi’ başlıklı 12’inci maddesinde yapılan değişiklikle televizyonlarda  ilaç reklamlarının yapılabilmesinin önü açılıyor. Sağlık Bakanlığı ve bazı sağlıkçı yetkililer yapılmak istenen düzenlemeye karşı olduklarını açıkladı.

Başta Sağlık Bakanlığı ve bazı sağlıkçılar ise ilaçların televizyonlarda reklamına karşı olduklarını belirtti. Türk Eczacıları Birliği Genel Başkanı Erdoğan Çolak, Meclis’e gönderilecek olan televizyonlarda yapılabilecek ilaç reklamlarına ait RTÜK Kanun Tasarısı ile ilaçlarla ilgili televizyon reklamlarının önünün açılacak olmasına tepki gösterdi ve bu sağlıksız girişimin bir an önce geri çekilmesini talep ettiklerini açıkladı.


Devamı için tıklayınız ...

 Kurulduğundan beri 2,5 yıl geçmesine rağmenTwitter firması “tweet” adı verilen kısa tekst mesajları ile her gün milyonlarca ziyaretçi tarafından kullanılmasına rağmen  ciddi anlamda gelir elde edemedi.

Facebook ve sosyal medya sitelerinden sonra ardından son dönemde internette yıldızı parlayan mikroblog sitesi Twitter da gelir elde etmek için yeni bir reklamcılık modeli uygulamaya karar verdi.


Devamı için tıklayınız ...

Reklam; insanları, hayatın sonsuz karmaşık yapısı içinde sezinlenmesi zor işaretleri çözmeleri istemekte ve işaretler çözümlenirken, kişilerin birbirinden farklı yapılanmaları, donanımları hesaba katılarak, gidebilecekleri noktalara o ürünleri yerleştirerek, onlara doğru yönlendirmektedir. Bireyler insanlığın doğumundan bu yana, bireylerinin yapısal gelişimlerine bağlı olarak, farklılık göstermekle beraber, toplumsal kabul ve beğeninin de içinde bulunduğu, yaparken gereğine inandıkları yaşam pratiklerini mutluluk olarak nitelendirmiştir. Çağlar boyunca, mutluluk ve özlemlerini gerçekleştirebilecekleri yöntem ve yolları denemiş, denemeye devam etmektedir. Yaşam pratikleri, tıpkı bir güdü gibi, mutluluk kurguları üzerine şekillenmiş halde devam etmektedir. İlk zamanlarda, insanlığın içerisinde yaşadıkları ekonomik sistemler, ürün ve hizmetleri ihtiyaç olduğu kadar üretmekteydi. İnsanların o zamanki özlemleri; Sevgi, saygınlık, paylaşım v.b. bireysel ve toplumsal içerikli özellikleri içeriyordu. Ürün ve hizmet anlayışı ise; ihtiyaç duydukları ve açıklarını kapatabildikleri kadarını kullanmaktaydılar. Fakat ekonomik sistemlerin gelişimiyle beraber üretimin artmaya başlaması, sektörlerin büyüme arzusuyla beraber, ihtiyaç fazlasını üretmeye başlamasıyla durum değişmeye başladı. Zaten sektörlerin gelişimiyle, insanın yapısal durumu, özlemleri hissedişleri, gelecek kurguları çeşitli sosyal bilimler tarafından belirlenmeye, tanımlanmaya başlamıştı. İnsanların tüketeceğinden fazla üretimin olması yani montaj hattı sisteminin yaşamlarına girmesiyle fazla ürünlerin pazarlarda belli kar marjlarıyla satılması gerekliliğini doğurdu. Bu gereklilik, firmaların kitlelerini daha fazla tüketime özendirmesini gündeme getirmiştir. Üretim fazlasını satabilmek ve büyümek adına ekonomik sistemler, insanın yapısal durumunu kullanma yolunda yol kat etmeye başladı. İnsanın en temel özlemlerini, ütopyalarını çözümleyerek başladıkları bu yolda, bu özlemlerin içerisine nüfuz ederek değişime uğratabileceğini keşfetti. Bunu yapabilmesinin çeşitli yolları vardı; bunlardan biri, insanlığın doğumundan bu yana, bilinmeyene karşı hissettiği hem korku, hem merak hem de yüceltme duyguları idi. Bunlar tarihi, mitolojik, dinsel sistemlerin gelişim araştırma ve tarihlerinden anlaşılmaktaydı. Ekonomik sistemler, pragmatist bir yaklaşımla bunları kullanabileceğini biliyordu öyle de yaptı. Ekonomik sistemlerin keşfettiği; ihtiyaç fazlası üretimini, ihtiyaçları olmadığı halde onlara pazarlama teknikleriydi. Günümüz bilim dallarının geldiği nokta itibariyle; insanoğluna dair bilinmeyenin azaldığını görmüştür. Hem sosyal hem psikolojik özelliklerinin ayrıntılarda değişim gösterdiğini, temelde benzer etki merkezlerinin varlığını tespit etmiştir. Bu Pazarlama teknikleri çok ileri teknolojik araçlarla yapılabilmektedir; görsel, işitsel algılara, zihinlere kadar hitap edebilir noktalara gelmiştir. Bütün bu bilgiler ışığında, ekonomik sistemler faydacı bir yaklaşımla, ilerleyen teknolojinin tüm araçlarını kullanarak, insanların özlemlerinin, hayallerinin içine nüfuz ederek, kendi üretim fazlası ürünlerine doğru yönlendirmeye başlamıştır. Burada bahsettiğimiz özellik, reklam sektörünün ihtiyaç yaratma özelliğidir. Her ne kadar bunların başarısı düşünüldüğünde, yani üst ekonomik sistem mantığı ile düşündüğümüzde, ihtiyaç yaratma özelliği çok önemli ve iyi gibi görünse de, toplumsal olarak düşündüğümüzde oldukça zararlı ve gereksiz kalmaktadır. Reklam, küçük bir yaşantı kesitinin içine; pek çok insanın özlemini duyduğu varsayılan bir hissi, gelinen sosyal yeri veya elde edilen yaşam standardını koymaktadır. Bunların kurgusunu yaparken, içine kendi ürettiği ürünü dair işaretler koyarak, sanki bunları elde etmenin, ürüne endeksli olduğunu, sözle veya hissettirerek toplumlara verir hale gelmiştir. İnsanlar her ne kadar ilgili hislerinin veya elde etmek istediklerinin, o ürünle elde edilemeyeceğini zihninde algılasa bile, kendi özlemlerinin yansımalarını görmek, izlemek onları mutlu etmektedir. Kısa süreli de olsa özlemlerinin yansımalarının içine konan o ürün, ister istemez aklında kalmakta ve onu istemektedirler. Yani özlemleri ve hayalleri tüketim merkezli hale dönüşmektedir. Pazarlama tekniklerinden biri olan reklamı öyle ustaca kullanmaya başlamışlardır ki; insanların çerçevelerinde olmadığı halde, yaşam standartlarının buna elvermeyeceği halde, ilgili ürün veya hizmeti satın aldırır hale getirmiştir. İnsanlar bütün yabancılıklarına karşın, standartlar arasında gidip gelir olmuşlardır. Bu ise, insanın bir tür karmaşa içerisinde yaşamını sürdürmesine neden olmaktadır. Kendine ait olmayanı kullanır, kendini içinde tam olarak hissetmediği bir standartlar karmaşasının içine sürüklenmiştir. Bu durum, mutsuz, ne istediğini bilmez, nereye gitmekte olduğunu algılayamaz, tatminsiz, her mecraya sürüklenir insan toplumlarının oluşmasını getirmiştir. Şimdilerde ekonomik sistemler, insanlara düşlerini yaratmakta ve onları gerçekleştirebileceklerini iletmektedir. Ama onları gerçekleştirebilmek için çalışmaları gerektiğini, gene aynı kulvarlar kullanılarak, alttan alta vermektedir. Tanıtım filmleri bu pratiğin uzantısıdır. Daha değişik bir ifadeyle anlatmak gerekirse; Yaşadığımız devirde, insanlara sadece yaşamlarını idame ettirmek için değil, reklamda gördükleri ürün ve hizmetleri kullanabilmek için çalışmaları öğretilmektedir. Artık o ürün ve hizmetler insanların hem hedefleri hem de sonuçları olmaya başlamıştır. Baudrillard’a göre bu, ücretli çalışanlar için bir güdü gibi gibidir. Tüketim ideolojisi, kapitalizmi yasallaştırmaya ve dolayısıyla, insanların fantezileri ne kadar gerçekse, gerçek yaşamda da bir o kadar gerçek bir tüketici olmaya motive etmektedir. Günümüzde her şey tüketim malzemesine dönüşmüştür. Milyonlarca yıldır süre gelen değerler sistemi dâhil olmak üzere, bütün değerler tüketilir hale gelmiştir.


Devamı için tıklayınız ...

İnternete reklam vermenin bir başka avantajı da maliyettir. İnternete reklam vermek için çok büyük mali kaynağa gerek olmadığını önemle ifade ediyoruz, İnternet küçük işletmelerin de uluslararası tanıtım ve reklam yapabileceği bir mecradır, bu da işini geliştirmek isteyen küçük yatırımcılar için reklam maliyetlerinde büyük avantajdır.


Devamı için tıklayınız ...