Haber Kategorisindeki Bloglar

Gazete seri ilanlarını en kesin yoldan, en doğrudan tanımlamak gerekirse; ürününü pazara sunmak isteyen ile o ürüne ihtiyaç duyan kitlenin, doğrudan, en kısa ve en net yoldan birbirleriyle karşı karşıya geldikleri reklam türüdür. Hem ulusal gazete ilanları hem de yerel gazete ilanları, bir tür kitle iletişim aracı olarak kullanılmaktadır. Oldukça etkili bir yöntem olan ilanlar, diğer kitle iletişim araçları olan; televizyon, baskılı tanıtım araçları, açık hava tanıtımları’ndan v.b. tüm araçlardan daha etkilidir. Çünkü sektör, milyonlara hitap ederek aralarında ki hedef kitlesine ulaşmaya çalışır. Bu alanda, sektör gene milyonlara hitap etse de, o ilanları takip eden kitle, hedef kitlenin ta kendisidir. Seri ilanlara bakan kişiler, belirgin bir ihtiyaçtan dolayı seri ilanları incelemektedir. Yani orada buldukları ilan (yani tanıtım), bakan kişinin ihtiyacı duyduğu ilan olması, yüzde doksandır. Burada reklam amacına ulaşmış demektir. Gazete seri ilanları genellikle şu konuları kapsar: emlak satış ve kiralama, araç satış ve kiralama, eğitim kurumlarının ders, kurs, seminer sempozyum faaliyetleri, eleman arayanlar, iş arayanlar v.b. konuları içermektedir. Firmalar ve kitle arasında bu doğrudan tanıtım oldukça etkili ve başarılı reklam anlamına gelmektedir. Firmalar logolarını, adreslerini, misyon ve vizyonlarını, orada yayınlayabilmektedir. Kitle bunları açık ve net olarak görebilmekte ve firmaların faaliyetleri, uzmanlığı konusunda direkt bilgi sahibi olabilmektedir. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi bu konularda sadece tüzel kişiliği olan kurum, kuruluşların ilanları verilmiyor, burada şahıslarda kendi tanıtımlarını firmalara, kurumlara, kuruluşlara yapabilmektedir. Örneğin iş arayan bir şahıs, kendini ve özelliklerini tanımlayarak, ne tür bir firmada çalışmak istediğini belirtebilmektedir. Kendi reklamını yapabilmektedir. Örneğin şahsın aracı vardır satmak istemektedir. Aracının özelliklerini, modelini, maliyetini ilan edip potansiyel alıcısını bulabilmektedir. Zaten ihtiyaç sahipleri, yani bir araç almak isteyen kişiler, bu tip ilanlara baktıkları için, direkt bir iletişim kurulabilmektedir. Gazete seri ilanlarının da kendi koşullarında bir maliyeti olup, bir tasarım biçimine ihtiyaç duymaktadır. Aynı diğer tanıtım türleri gibi. Burada tanıtımın hangi gazeteye verileceği ilk etap için önemlidir. Ulusal gazete mi?, yerel gazete mi?. Bu belirlendikten sonra tirajı yüksek gazete, tirajı düşük veya orta düzeyde olan seçilebilir. Bundan sonra ki aşama da, verilecek ilan kendine özgü bir tasarımla mı yayınlanacak, yoksa sadece sözcüklerden mi oluşacak?! Bunların her birinin maliyeti birbirinden farklıdır. Firma veya şahıs bunu kendi bütçesine göre ayarlar. Firmalar kitlelerine iletmek istediklerini, bir tasarım içinde yayınlamak isterse, bunun gazete tasarımlarına uygun olması gerekmektedir. Aynı şekilde burada da, reklam tasarımının etkili, vurgulu, okunaklı, anlaşılır, görselliğinin hoş olması gerekmektedir.


Devamı için tıklayınız ...

Radyolar, televizyonlardan farklı özelliklere sahiptir. Bunlar televizyona göre çeşitli dezavantajlara sahiptir. Görsel ve zihinsel etkileşim özellikleri yoktur. Radyolar ise tamamen işitseldir. Televizyon yaygınlaşmaya başlamadan önce, radyolara reklam veriliyor ve daha geniş halk kitlesine hitap ediyordu. Fakat günümüzde hem televizyon kanallarının artması, her ihtiyaca cevap veren yayınların günün her saatinde izlenebilmesiyle, bu araçların ulaşabildiği halk kitlesi azalmıştır. Dolayısıyla bu radyolara reklam verilince,  etki gücü az olmaya başlamıştır. Sadece televizyonun olması değildir bu mecranın etki gücünü azaltan, günümüzde internet artık her kesimden insanın evine kadar girmiştir. Neredeyse günlük işlerin hepsi internet üzerinden yapılabilmektedir. Bu da bu mecranın gücünü azaltan nedenlerin başında gelmektedir. Bu araçların işitsel olması, diğer kulvarlarda yapılan tanıtım konseptlerinden farklı tasarımlanmasını da beraberinde getirmiştir. Örneğin bir billboard tasarımı, bir afiş, bir televizyon, bir Outdoor tv v.b. tanıtımları daha farklı ve ciddi konsept çalışmalarını gerektirirken,  radyolara reklam daha basit olarak tasarlanır.  İşitsel de olsa, bazı firmaların çalışmaları yapılırken, tiyatral konseptlerin hazırlandığı olabilmektedir. Radyolara reklam maliyeti, diğer araçlara göre, pek çok firma için daha uygundur. Büyük, orta, küçük ölçekli firmalar tarafından kullanılabilmektedir. Bu tip tasarımlar genellikle ürünün net özelliklerini, maliyetini, nereden ve nasıl satın alınabileceğini belirterek, firmanın adres ve telefonlarını vermekle yetinmektedir. Yukarıda saydığımız tüm dezavantajlarına rağmen gene de radyo tanıtımlarının etki ettiği hedef kitlesi bulunmaktadır. Diğer kitle iletişim araçlarının bulunması ve toplum üzerinde bu derece etki etmesi, buradaki tasarımların aslında daha dikkatli, çarpıcı, basit, etkileyici tasarlanması gerektiği fikrini vermektedir bize. Bir kere burada kullanılan oyuncuların veya spikerlerin ses tonun özellikleri önem kazanmaktadır. Bir kişinin, tasarımı oynarken hangi sözcüklere, ne tip bir vurgu yapacağı, tanıtımı dinlenir hale getirmek için, ne  tür bir yol izleyeceği önem kazanmaktadır. Radyolara reklam verildiğinde, en çok nerelerde, kimler tarafından dinlenmekte noktasında; toplu taşım araçları, uzun yol toplu taşım araçlarında, evlerde dinlenmektedir. Tabi bunları sayarken elbette ki popüler programlar her yerde dinlenmektedir. Bu durumlarda araya girilen kuşaklar, daha çok kişiye hitap etmektedir. Günümüzde, radyo tanıtımlarının en etkili oldukları bölgeler açısından değerlendirdiğimizde ise; kırsal kesimlerde (yani ilçelerde, köylerde, kasabalarda) dinlendiklerini, büyük şehirlerde ise radyodan çok televizyonun ve diğer araçların daha etkili olduklarını söyleyebiliriz.  internet ise hemen her yerde her eve girmiş durumdadır. Radyo istasyonları internet üzerinden, online olarak ta yayın yapabilmekte ve oradan da dinlenmektedir. Bu araçların etki gücünün büyük şehirlere nazaran kırsal kesimlerde daha yüksek olduğunu söyleyebiliriz.


Devamı için tıklayınız ...

Yıllardan beri reklamcılık, toplumların yaşamını değiştirip şekil vermektedir. Artık dünya çapında dev bir sektör haline gelen sektörün gelişmesi, çeşitlenmesi, beraberinde çeşitli sorunları doğurmuştur. Geniş halk kitlelerine yani tüketicilere sunduğu ürün ve hizmetlerin, tüketici tarafınddan kullanımı esnasında ürün veya hizmetle ilgili çıkan sorunlar, ayrıca rekabetle ilgili çıkan sorunlar, beraberinde çeşitli yasal düzenlemelerin gerekliliğini ortaya koymuştur. Bunlara yönelik bir reklam hukukunun geliştirilmesi halinde, yapılması gereken düzenlemeler, hem reklamcı firma ve ajansları birbirinden, hem de ürün ve hizmetleri kullanan tüketicileri koruma altına almak mümkün olabilecekti. Tüketici hedef kitleleri, reklam hukukunu inceleyerek, gelişmelere hangi gözle bakması gerektiğini, bu alanla ilgili çıkarılan yasaları nasıl yorumlaması gerektiğini bilmelidir. Bir tüketici  olarak, firma sahibi olarak veya ajans olarak hem kendi aralarında hem birbirlerine karşı yasal düzenlemelerin, hukukun nasıl işlediğine yönelik bir düşüncenin oluşturulması bilgi toplumunun gereklerinden biri olarak karşımıza çıkar. İlişki içerisinde bulunan sektörler reklam hukuku çerçevesinde birbirlerine karşı ve tüketicilere karşı ne tür hakları olduğunu bilmesi, ayrıca tüketicilerin ne tür hakları olduğunu bilmesi gerekmektedir. Bunun yanısıra firmaların birbirlerine karşı olan hak ve hukuklarının da bilinmesi gerekmektedir. Örneğin firmalar bazen birbirlerine karşı haksız rekabet yapabiliyorlar, yada bir ürün veya hizmet tanıtımı yapıldığı gibi ifade edilen özelliklere sahip olamayabiliyor.Bu ve buna benzer sorunların yasal düzenlemelerle engellenmesi gerekmektedir. Hedef doğrultusunda tüketici gruplarıyla yazılı, görsel veya karşı karşıya gelerek iletişim halinde bulunan sektörlerin, yasalar çerçevesinde tüketicilere karşı neler yapılabilir konusunda bir düşünce oluşturmaları gerekmektedir. Aynı şekilde tüketici hakları çerçevesinde hem kurum olarak hem bireysel tüketici olarak ne tür haklarının var olduğunu öğrenebilmeleri daha sağlıklı bir sektörün oluşmasına yardımcı olacaktır. Bu sektörün denetimi, düzenlenmesi konusunda ülkemizde üç kuruluş bulunmaktadır. Reklam Kurulu, Reklam Özdenetim Kurulu, Radyo ve Televizyon Üst Kuruludur (RTÜK). Bunlardan, reklamcılar ve firmalar tarafından kurulan Özdenetim Kurulu, bir sivil toplum kuruluşu olarak, bu alanda çalışma yapmaktadır.


Devamı için tıklayınız ...

Televizyon, tanıtımın en etkileyici olduğu araçlardan biridir. İnsanların yaşamlarının ayrılamaz bir parçası halini almıştır. Bu ekranın karşısında halk kitleleri saatlerini, günlerini harcamaktadır. Bilindiği üzere televizyon hem görsel hem işitsel hem zihinsel duyulara hitap etmektedir. Bu çok önemli bir etki gücü anlamına gelir. Kurum, kuruluşların hedef kitlelerine etkili, doğrudan ulaşması anlamına gelmektedir. Pek çok kişi gösterilenin en çok belirgin yanları dışında, arka planda veya zihinde çağrıştırdığı pek çok konunun farkına varmaksızın izlemektedir. Bu durum televizyona reklam vermenin önemli olduğu durumlardan biridir. Bizler bu çalışmaları izlerken, orada göz önünde serilmekte olan kurgu, farkına varılarak ya da farkında olmayarak hem eğitir, hem istenilen yöne yönlendirir. Türkiye'de televizyona reklam ilk kez 1972 yılında TRT kanalında gösterilmiştir ve o günden bugüne hem televizyon kanalları hem bu sektör epey yol kat etmiştir. Televizyonda görünen en ufak bir görüntünün veya hissedilen en ufak bir izlenimin etkisi altında, kitlelerin yaşamında çok şey değişmektedir; toplumların sosyo-kültürel yapısının değişimine, seçim haklarına, giyim tarzlarına, yeme içme kültürüne, gelenek ve göreneklerin değişim içine girmesine ve bu noktada sayamayacağımız kadar özelliğin değişmesine neden olabilecek kadar etkilidir. Bu durumdan en çok faydalanan sektör elbette ki tanıtım sektörüdür. Bu olanakları değerlendirerek hedef kitleleri istedikleri ürüne veya hizmete yönlendirebilmektedir. Elbette ki bu kocaman etkiler, yalnızca herhangi bir şeyin televizyonda yayınlanmasına bağlı değildir. Tam tersine televizyona reklam hazırlama, diğer baskılı afişlerin, bilboardların v.b. tanıtımlarından çok daha akılcı, yaratıcı, anlaşılır ve görsel yönü oldukça güçlü bir kurgusunun olması anlamına gelmektedir. Profesyonel, tecrübeli, yaratıcı, hayal gücü yüksek bir tasarımcının elinden çıkmalıdır. Hangi görüntü, hangi kitleye ne anlatır, hangi sözcük kimlere neyi çağrıştırır v.b. hepsinin hesaplanarak kurgunun yapılması demektir. Peki  televizyona reklamı kimler hazırlıyor?  Hangi süreçlerden sonra karşımıza çıkıyor?  Bir şirket, ya yeni bir ürünü piyasaya sunduğunda yada pazar payını arttırmak istediğinde tanıtım kararı verir. Bir diğer neden rakiplerin durumu veya bir yönetici firmasını, hedeflenen noktaya taşımak istediğinde televizyon tanıtımlarına başvurabilir. Karar verilirken en önemli unsur tanıtım için ayrılan bütçedir elbette. Buna göre tasarım türü, saniyesi ve en çok reyting alan kanal seçilir. Bu işin altından kalkabilecek ajansın bulunması sonraki aşamayı teşkil eder. Bunu takiben senaryo yapımı gelir. Bunun için ilgili şirket seçtiği ajansa kendisi ve ürünü hakkında bilgi verir. Eldeki verileri ve bütçeyi kullanarak senaryo yazılır. Bundan sonra prodüksiyon aşaması gelir ki bu istenen hedefin bütün aşamalarını kapsar. Yönetmen, oyuncu, mekan, kostümler v.b. çalışmalar bu aşamada yapılır. Yayınlanma aşaması oldukça geniş kapsamlı bir çalışma gerektirmektedir aslında, ama biz bu kadarıyla yetineceğiz burada.  Televizyona reklam verilmeden önce, medya planlamasının yapılması gerekmektedir.  En son aşama ise değerlendirme aşamasıdır. Belirli bir sürede ve yapılan prodüksiyonla yayın bittikten sonra, firmanın, hedef kitlesine ulaşılmışsa başarılı çalışma yapılmış kabul edilir.


Devamı için tıklayınız ...

Reklam ortamları ürün ve ya hizmetle ilgili verilmek istenen mesajın hedef kitle ile buluştuğu mecralardır. Ortamının seçimi bir ya da kampanyanın en önemli adımını oluşturmaktadır. Çünkü yapılacak hatalı bir tercih mesajın amaçlanan hedef kitle dışına çıkması anlamına gelmektedir ki bu da tanıtım için harcanan zamanın, yapılan çalışmaların ve giderlerin boşa gitmesi demektir. Genel olarak reklam verilen mecraları şöyle sıralayabiliriz; 1- Basılı tanıtım Ortamları; Gazete, dergi, el ilanı, katalog, broşür vs. 2- Yayın Yapan tanıtım Ortamları; Radyo, televizyon 3- Diğer Ortamlar; Fuarlar, açık hava reklam araçları (Billboard, duvar ve çatı tanıtımları, tren, vapur, taksi gibi toplu taşıma araçlarına yerleştirilen iç ve dış tanıtımlar, stantlarda, duraklarda, iskele, istasyon, havaalanı vb. mekanlarda yer alanlar, afişler vb. diğer açık hava mecraları) 4- Doğrudan postalama 5- Sinema 6- Satış yeri reklam malzemeleri 7- Elektronik ortamlar (CD-rom, multimedya, internet, vb.) Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki, reklam nereye verilirse verilsin amaç üzerinde belli bir etki yaratıp onu satışa teşvik edecek hedef kitleyi tam onikiden vurmaktır.


Devamı için tıklayınız ...

Günümüzde çok az sayıda gazete ilan ve seri ilanları direkt olarak almaktadır. Bunun yerine gazeteler, belirli şartlarla firmalara, Ajanslık yetkisi vermiş böylece söz konusu işi yerine getirmek üzere aracı kuruluşun ilan veren ile gazete ilan servisleri arasında hizmet üretmesine imkân sağlamışlardır. İlan vermek istediğiniz ajanslara internet üzerinden ilan formunu kullanarak, müşteri ilan destek telefon hatlarını arayarak ya da  faks çekmek suretiyle ulaşabilirsiniz. İlan vermek için kullanacağınız ajansın büyüklüğüne bağlı olarak Türkiye’nin bütün illerinden istediğiniz bütün ulusal gazetelere seri ilan ve reklam verebilirsiniz. İlan vermek için önce hedeflediğiniz gazeteyi seçmelisiniz ve sonra kullanacağınız ajansa karar vermelisiniz. Sonra ilanınızın hangi başlık altında çıkacağını belirleyerek bir ilan metni oluşturmalısınız. Bir sonraki adım da seçmiş olduğunuz ajanstan yardım talep edebilirsiniz. Ajansı arayarak ilan temsilcileri ile görüşüp hazırladığınız metni en kısa ve en açıklayıcı olacak şekilde kısalttırarak dikkat çekici bir metin ile baskı bölgesine karar vererek en uygun fiyatı alabilirsiniz. Bahsettiğimiz bu gazete ilan ajansların yanı sıra sadece internet üzerinden ilan veren ajanslar da mevcut. Bu ajansların sitelerinde direkt olarak kendi ilan metninizi yazıp birkaç yönergeyi takip ederek istediğiniz bölgede istediğiniz gazetede ilanınızı yayınlatabiliyorsunuz.


Devamı için tıklayınız ...

Seri ilanlar Alım- satım, duyuru, mini reklam şeklinde ifade edilebilen ilanlardır. Gazetelerin tirajını önemli ölçüde etkilerler ve gazete gelirlerinin de önemli bir bölümünü oluştururlar. Günlük ihtiyaçlar sebebiyle ortaya çıkmışlardır. Seri ilan, satılık veya kiralık emlak, vasıta veya 2.el otomobil gibi pek çok alt başlığa ayrılmış, “Kelime İlanları” - “Küçük İlanlar” olarak da adlandırılan, belirli bir formatı olan, fazla özellik kullanılmadan yapılan ilan ve reklam türüdür. Genellikle kelime sayısı ve baskı bölgesine göre fiyatlandırılırlar. Seri ilan yayınlanmasında ülkemizde en fazla talep gören gazeteleri sırasıyla şöyle sıralayabiliriz; Hürriyet, Sabah, Posta, Zaman ve Star seri ilanlar.


Devamı için tıklayınız ...

Reklam Ne Demektir? İşlevi ve Etkileri Nelerdir? Gazete, radyo, tv, dergi, afiş, tabela, bilboard gibi kulvarlar aracılıgıyla, ürün ve hizmetlerin halk kitlelerine tanıtımıdır. Tanıtım, ürün ve hizmetlerin nereden, hangi fiyata, ne şekilde, alınıp nasıl kullanılacagının bilgisini tüketiciye veren bir araçtır. Üreticilerin, firmaların iyi bir pazar bulmasına, sermaye ve üretimini degerlendirmesine olanak ve zemin hazırlar. Tanıtımda amaç piyasada ilgili ürünün veya düşüncenin pazar bulmasıdır. Aslına bakacak olursak bu iş ta ürünün imal edilme süreciyle beraber başlar. Tüm imalat en başından tanıtım özellikleri hesaplanarak üretilir. Ürünün ambalajı, dikkat çekiciliği, kullanışlılığı v.s. Ürünün üretim tesislerinin temiz olması, dayanıklılığı v.s tüm bunlar reklam düşünülerek yapılır. Çünkü ürünün, tüm üretim süreci tamamlandıktan sonra tasarımın inandırıcı, güven verici, benzer ürünler içinde ilgi çekici, merak uyandırıcı olması gerekmektedir. Reklam bilinci ilk olarak ne zaman başladı sorusuna yönelik; örneğin ilk çağlarda ağızdan ağıza yayınlan ürün tanıtımları daha sonra, bununla birlikte tellal, çığırtkanlar kullanılmaya başlandı. En iyi ürünleri seçebilmek ve onların sürekli alımını yapabilmek için o ürünle ilgili ayırdedici işaretler kullanılmaya başlandı (günümüzde logo ve markalaşma süreci). Sonraki süreçte halk pazarları kurulmaya başlandı, ürünler orada sergileniyor ve çığırkanlar aracılığıyla ürünün tanıtımı yapılıyordu. 1450 yılında matbaanın keşfi ise sektöre çığır açtı. Artık el ilanları, afişler boy göstermeye başladı. Bunların hitab ettikleri halk kitlesi gittikçe genişledi. Ajanslar genişlemeye ve çeşitlenmeye başladı. Bu noktada tanıtım türlerini sınıflamak istersek karşımıza neler çıkar bakalım. a) Dilden dile b) göz ve algı yoluyla c) yazı yoluyla d) görsel medya yoluyla Aslında reklam, tek başına tanıtım işinden çok daha fazla bir şeydir. Rekabet etme kulvarlarını da geçen özelliğe sahiptir. Tanıtım aynı zamanda geniş halk kitlelerinde kendiliğinden olmasa bile, farkındalık noktasına vurgu yaparak ihtiyaç yaratan, aynı zamanda ihtiyacı yarattığı hedef kitleye bu ihtiyacı nasıl ve nereden karşılayacağının bilgisini veren kısaca pazar içinde pazar oluşturan  bir sektördür. Satılmasını istediği ürünün, satmak istediği hedef kitlede önce alt yapı hazırlar, ihtiyaçları ve gerekliliği vurgular ve satar. O zaman şöyle dersek sanırım reklamın nedir sorusunun tam tanımını yapmış oluruz. Tanıtım insanların temel gereksinimleri de dahil; ihtiyaçlarını belirleyen, pazar yaratan, marka yaratıp kabul görmesini sağlayan, insanların ilgi ve bakış açılarını değiştiren, trendler yaratıp ilgili ürün ve hizmetleri, yarattıkları alanda, pazar bulmasını ve kabul  görmesini sağlayan itici güçtür..


Devamı için tıklayınız ...

Serbest piyasa, pazar, dünya pazarı gibi kavramlar, yaşadığımız toplumun ekonomik döngüsünü anlatır. burada bu kavramalar üzerinde durmayacağız. Dünya pazarı; kurumların, kuruluşların, firmaların, kobilerin, kooperatiflerin ayrıca bazen bireyler veya aile şirketlerinin ürün veya hizmetlerini, fikir veya projelerini belli bir değişim değeri ile (para) dolaşıma sunar. Böyle bir ortamda piyasaya sürülen her yeni fikir, her yeni ürün, her yeni hizmetin halka arzı (sunumu) yapılırken hatta yapılmadan önce tanıtılması gerekmektedir. Tanıtım reklamdır. Reklam sektörü tam da bu noktada devreye girmektedir. Aslında bu alan iki ödevi yerine getirmektedir. Birincisi ortaya çıkan bu ürünlerin, hizmetlerin tanıtılmasını sağlamaktır. İkincisi ise bir ürünü, hizmeti, fikri, projeyi sadece tek bir firma, kurum, kuruluş üretmemektedir. birden fazla firma tarafından üretilmektedir. Hatta öyle ki artık her yapılanma benzer ürün ve hizmetleri sunmaktadır. Ürün ve hizmet çokluğu sektörleri doğurmuştur. Gıda sektörü, baskı sektörü, tekstil sektörü ve bu böylece çoğaldıkça çoğalır. İnsanlığın ihtiyaçları kadar her alan birer dev sektör haline gelmiştir. Bu durum tüm sektörlerde ve alanlarda rekabeti doğurmuştur. İşte bu sektörün yerine getirdiği ikinci ödev de budur. Rekabet ancak bu sektörle mümkün ve başarılı olabilmektedir. İki ödevden bahsettik; birincisi ürün ve hizmetlerin tanıtılması; firma, kurum ve kuruluşların büyük veya küçük ölçekli olmasına paralel olarak üretimde bulundukları ürün ve hizmetlerin halk kitleleri tarafından tanınmasına ihtiyaç duyar ki insanlar hangi ihtiyaçlarını nereden ve nasıl karşılayabileceklerini öğrensin. Bu reklam ajanslarının işidir. Kim hangi mecrayı kullanır!?. Yukarıda büyük ve orta veya küçük ölçekli firmalardan bahsettik, bunların mali alt yapıları da kendi çaplarına göredir. Mali alt yapılarına ve ulaşmak istedikleri hedefe göre şu çeşitlerini kullanabilir. Mali altyapısı büyük firmalar Televizyon, Ulusal gazete, Şehir merkezlerindeki Bilboard, Outdoor, durak tanıtımı v.s leri kullanabilir. Orta ölçekli firmalar Bina giydirme, Araç giydirme, İnsert reklam, veya Katalog tanıtımları v.b kullanabilir. Küçük ölçekli firmalar ise gene Araç giydirme, Bina giydirme, Yerel gazete tasarımları, el ilanlarını kullanabilir. Üretilen ürün veya hizmetin özelliklerinin, en iyi, en faydalı, en kullanışlı yönlerinin anlatılması ve insanların bilincine taşınmasını tanıtım sağlar. Eğer üretilen ürün veya sunulan hizmet ilk kez piyasa giriyorsa bunların tanıtılması yeterli olabilmektedir. Hatta bazı ürünler bulunur fakat yeni üretilen, farklı özelliklere sahiptir. Sektör bu farklılığı vurgulayarak ürünü tanıtır ve neredeyse ilk kez piyasaya giriyormuş gibi anlaşılır. Piyasada zaten ürün bulunuyorsa bu noktada rekabet sözkonudur. Burada tanıtım hem ürünün kendi kalitesini, sağlıklı yapısını, kullanım kolaylığını v.s özelliklerinin yanısıra, yanında sunulan ayrıca hizmeti veya maliyet farklılığını kullanarak öbür ürünle rekabeti başlatır. Yukarıda hep ürün, hizmet gibi kavramların tanıtım tarafından kullanılma biçminden bahsettik. Fakat bu sadece ürün veya hizmetin tanıtılmasını veya bunların rekabetini yapmaz. Bunların yanısıra siyaset te bu alanı kullanır, yani fikirler de rekabet halinde veya tanınmaya ihtiyaç duyar. bu misyonu da aynı sektör sağlar. Bir şirket yeni kuruluyorsa da reklamı kullanır. Kendi varlığını ve etkinliklerini, faaliyetlerini insanlara taşımak ister. Bunun için de tanıtımları kullanır. Zaten piyasada yaşamını sürdürün bir firma da kendi tanıtımının yapılmasına ihtiyaç duyar. Markalaşmak için rekabet kulvarını kullanır ve onu en üst noktaya getiren de aynı sektördür.


Devamı için tıklayınız ...

Dergiler doğrudan tanıtım değilde dolaylı kapsama girmektedir, çünkü hedef kitle ile buluşması Bilboard, tv tanıtımı, gazete v.s. kadar hızlı değildir. Hedef kitlenin eline geçene kadar belirli bir süreci takip etmesi gerekmektedir. Baskı öncesi hazırlık, baskı ve dağıtım süreçlerinden sonra hedef kitlesiyle buluşabilmektedir. Dergi reklamcılığı; hedef kitlesine ulaşana kadar geçen süre sonrasında oldukça etkin rol oynar. Nedenine gelince, bilindiği gibi dergiler birbirinden farklı sektörlerin hemen hemen hepsinde yer alır. Hangi sektörler dediğimizde bir kaç tane örnek verirsek anlaşılabilirliği sağlayabiliriz sanıyorum. Dergiler genellikle; Sektörel Dergiler, Fikir ve Siyaset dergileri, Sanat Dergileri gibi alanlarda boy gösterirler. Sektörel dergi reklamcılığında yer alan tasarımları düşünürsek. Örneğin tekstil sektörüne hitap eden bir dergiyi, genellikle bu alanın, potansiyel tüketicileri almaktadır. Hem de bu potansiyel tüketiciler bu alanla ilgili, belirgin ilhtiyaçlara veya ilgiye sahip oldukları için dergiyi almaktadır. Tekstil ile ilgili olan bu dergiye firmalar, direkt olmasa da bu alanla ilgili üretim yapmakta veya hizmet sunmaktadır. Dolayısıyla bu alan en doğru hedef kitleye, en etkin yoldan ulaşmaktadır. Fikir ve siyaset dergi reklamcılığı sektörel olana nazaran daha şanslıdırlar. Çünkü bunlar her sektörden firma, kurum, kuruluşun eline geçmekte ayrıca halk kitlesine de dağılmaktadır. Yani daha geniş bir halk kitlesine hitap etmektedir. Bu tip dergilerde yer alan tasarımları daha geniş halk kitlesi görmektedir. Fakat burada Sektörel dergilerin avantajı az da olsa dezavantaj olarak görülebilir. Çünkü burada direk bu alanla ilgili, ihtiyaç sahibi hedef kitle bu dergiyi alanların bütününü teşkil etmez. Bir kısmına hitap eder. Bu tip dergiler yukarıda sözünü ettiğimiz dezavantajı farklı bir mecra ile avantaja dönüştürmektedir. Ağızdan ağıza yapılan tanıtım veya görme ile iletilen mecrayı kullanabilmektedir. örneğin bir okuyucu tasarımı görür ve aklının bir köşesinde kalır. İhtiyaç sahibini bulunca iletilebilir ve adres gösterilebilir. Sanatsal dergi reklamcılığında da sektörel derginin avantajları sözkonusudur. Benzer bir hedef kitleye hitap eder ve doğrudan ihtiyaç sahibine ulaşır. Günümüz koşullarında bu alan artık farklı boyutlara da taşınmaktadır. Yukarıda bahsettiğimiz baskı öncesi hazırlık, baskı ve dağıtım süreçlerini e-dergi ortadan kaldırmıştır. Sanal olarak, hedef kitlesine ulaşan bu dergiler, hem zaman açısından hemde maliyet açısından daha tercihli hale gelmektedir. Fakat gene de hangi tür olursa olsun, dergi reklamcılığı, önemli ve etkin rol oynar. Diğer tanıtımlar, büyük bir halk kitlesinin içinde ihtiyaç sahibi hedef kitlesini bulmaya çalışır, fakat dergininki direkt olarak ihtiyaç sahibi hedef kitlesine seslenir ve bütün cazibesini burada kullanır.


Devamı için tıklayınız ...