2010/04 Blog Arşivi

Günümüzde popüler kültür kavramı, en basit tanımıyla birçok kişi tarafından seçilen, sevilen anlamında kullanılmaktadır. En çok satan kitap, en çok satın alınan ürün, en çok seyredilen dizi, en çok giyilen renk, saç modeli v.s. gibilerin hepsi popüler kültür öğeleridir. Reklam ise bu kültür öğelerinin, popüler kültür olmasını sağlayan, onları kitlelere tanıtan, beğendiren, alınmasını ve kullanılmasını sağlayan, aynı zamanda bunları yapabilmek için kitle iletişim araçlarını kullanan, pazarlama iletişiminin en çok kullanılan öğelerinden biridir. Tüketim kültürü, toplumların sosyal yaşamlarının ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Geçmişten günümüze olan gelişmeler; kentlere göç hareketlerinin yoğunluğu, kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması ve çeşitlenmesi, üretimin büyümesi ile kitleselleşmesi v.s. hız kazandığı bir süreç olmasını getirmiştir. Bütün bunlar ise, reklamla beraber, popüler kültürün gelişimini hızlandıran etkenleri oluşturmuştur. Üretimin büyümesi sonucu kitleselleşmesi, üretilen ürün ve hizmetlerin Pazar bulabilmesi için, tanıtımın aynı oranda büyümesine yol açmıştır. Tanıtım hem sektörel büyümesini çeşitlenerek sürdürdü, hem de kullanıldığı alanlar çoğalarak, insan hayatının her alanında belirleyici olmaya başlamıştır. Günümüzde reklam mesajları, içinde yer aldığı toplumun kültürel yapısına ilişkin özellikleri katarak, aynı zamanda gelişen sürecin yeni özelliklerini ekleyerek iletmektedir. İnsanların psikolojik yönlerine, sosyal yönlerine hitap ederek, hem algılarını, hem yaşama kalitelerini, özlem ve arzularını değiştirip istediği yönde şekil vermektedir. Pazar bulması İstenilen ürünlerin, insanların toplumsal yönlerine hitap eden özelliklerine vurgu yaparak, insanların duygu yönlerine hitap eden özelliklerini bularak gözler önüne sermekte ve onu istenen, sevilen hale getirmektedir. Bu durum kültür öğesinin talep görmesini sağlayarak, yeniliklere doğru pencerenin açılmasına olanak tanımaktadır. Reklam, ürünlerini gerektiği şekilde sunmak için, hem toplum yapısını ve değişimini, hem Pazar ekonomisinin gelişen yüzünü, sürekli araştırma yaparak ortaya çıkarmaktadır. Yeni bulguları doğrultusunda istediği ürün veya hizmetin popüler hale gelmesini sağlamakta ve zamanı geldiğinde onu tüketip, yenisini ortaya sürmektedir. Reklam-popüler kültür-tüketim üçlüsünün gelişimi birbirleriyle eş zamanlıdır. Birbirlerinin içinde, birbirlerini etkileyen, değiştiren yeniden yapılandıran döngüdürler.


Devamı için tıklayınız ...

Reklam, insanları istekleri doğrultusunda, belirlenmiş bir tutumu sergilemeleri için ikna etmek, istenilen yöndeki düşüncelere yöneltmek, dikkatlerini belirli bir ürün veya hizmete yönlendirmektir. Ayrıca, tüketiciye, ürün veya hizmetle ilgili bilgi vermek, ona yönelik yargı ve tutumlarını değiştirmelerini sağlamak amacıyla kitle iletişim araçlarını kullanmaktadır. Tüketici ise yukarıda saydığımız özelliklerin uygulandığı kişi veya kitledir. Diğer bir değişle, üretici ile tüketici arasındaki iletişimi, kitle iletişim araçları vasıtasıyla ileten tanıtım biçimdir. Reklamın varoluş amacı tüketiciye hitap etmektir. İşletmelerin ürettikleri ürün ve hizmetleri tüketicilerinin kullanımına sunar. Buna yönelik olarak tüketicinin bilgisini, algılarını, tanıtımını yaptığı ürün ve hizmetlere çeker, ürün nezdinde ihtiyaç yaratır. Tüketicinin ihtiyaçlarını, mecralar yolluyla ilettiği mesajlar doğrultusunda, karşılamasını sağlar. Tüketiciyi eğitir, geliştirir. Markayı tanımasını, kaliteyi seçmesini, sağlıklı olanı bulmasını sağlayacak yol ve yordamları gösterir. Tüketicinin yaşam standartlarını belirleyerek sürekli gelişimine destek olur. Reklam ile tüketici arasında gelişen bu tür iletişimin, kitle iletişim araçlarıyla yapıldığını belirtmiştik. Bu noktada tanıtım üç ana yolu kullanarak mesajlarını iletir. Bu üç ana yol; a) Dilden dile b) görsel medya yoluyla c) yazı yoluyla reklam Her bir ana yolda, tüketicisine ulaşmak için, çeşitli teknikler kullanır. Dilden dile reklam; yakın mesafedeki insanlara ürün veya hizmetin özellikleri konusunda bilgi verir ve yayılmasını sağlar. Ayrıca bu noktada pazarlamacı veya satış temsilcisini kullanarak ta piyasaya dağılmasını sağlar. Görsel medya yoluyla olanda ise; tanıtım filmleri hazırlayarak yayınlanmasını sağlar ve tüketiciye bu şekilde ulaşır. Yazı yoluyla olanda ise gazete, dergi, afiş, billboard gibi açık hava tanıtım araçlarını kullanarak ulaşır. Ciddi ve geniş boyutlu bir tanıtım kampanyasında, bütün bunları kullanabilir ve çok daha geniş bir tüketici kitlesine hitap eder. Tüketicisine bu tip yolları kullanarak, onların dikkatlerini çekmek adına çarpıcı, hatırlayabilecekleri, etkili resim, oyuncu, slogan, görüntü, imaj kullanır. Bunları kullanırken verdiği mesajların yan anlamlarına, tüketicilerin zihinlerinde uyanabilecek farklı veya istenmeyen algı ve anlamalarına dikkat eder. Bu tür çalışmalar her türlü yaşam standartlarına hitap edebilir nitelikte hazırlanır. Tüketiciler arasında fark gözetmeksizin, her standardı aynı potada yakalamaya çalışır. Elbette bütün bunları öncelikle tüketicisini tanıyarak, onun hakkında hem piyasa araştırmaları yaparak hem de geçmiş deneyimleri hesaba katarak hazırlamaktadır.


Devamı için tıklayınız ...

İletişim reklamın, tüketicisine ulaşmak için kullandığı yol olarak tanımlanmaktadır. İlgili hedef kitleye, iletmek istediklerini iletme halidir. İletişim karşılıklı bilgi, fikir, düşünce, algı alışverişidir. Tanıtım ile tüketici arasında ister medya yoluyla, ister pazarlama stratejisinin diğer öğelerini kullanma yoluyla olsun, kurduğu alışveriş sürecidir. Kitle iletişim araçları yani televizyon, gazete, dergi veya açık hava reklamcılığı kapsamında kullanılan araç giydirme, bina giydirme, billboard v.b.’ler geniş halk yığınları, yani potansiyel tüketici ile tasarım arasında iletişimi sağlayan araçlardır. Tanıtım tüketicisi ile bunları kullanarak iletişim kurmaktadır. Tüketici ise verilen mesajlar doğrultusunda, tanıtımı yapılan ürün ve hizmetleri kullanarak veya satın alarak cevap vermektedir. Reklam için, iletişim kurmak, sanıldığından çok daha uzun hazırlıkların sonucunda yapılabilen bir olaydır. Öncelikle tanıtım iletişim kuracağı toplumu ve bütün özelliklerini tanımak zorundadır. Gelenek ve göreneklerini, giyim ve yemek zevklerini, ilgilerini, bunu gösterme biçimlerini, değer ve yargılarının hepsini, süzgecinden geçirerek, onlarla nasıl iletişim kurabileceğini planlar. Bunu yapabilmek için, piyasa araştırmaları, geçmiş tanıtım deneyimleri, tanıtımını yapacağı ürün ve hizmetlerle ilgili değer ve yargılarını öğrenir. İletişim stratejisi geliştirerek, ilgili toplumun hangi tanıtım aracını en çok kullandıklarını ve dikkatlerini çeken noktaları belirler ve bu doğrultuda mesajlarını hazırlar. Reklam, stratejisini oluşturup, harekete geçtikten ve çalışmalarını bitirdikten sonra, tüketicisi ile gerçekten iletişim kurup kurmadığını, tüketicinin ilgili tasarıma verdiği tepkiyi ölçerek anlayabilmektedir. Tanıtımı yapılan ürün ve hizmetlerin satışlarının artması, isimlerinin biliniyor olması, hatırlanmaları iletişimin kurulduğu anlamını taşır. Bunların olmaması halinde, iletişim kurulamamıştır. Tanıtım tüketicisi ile iletişim kurabilmek için onların beğendiği, sevdiği, yakınlık hissettikleri aracıları kullanır. Örneğin dizi film oyuncuları, örneğin sevilen çizgi karakterler, fıkralar, resimler, görüntüler, sloganlar v.b. pek çok araç iletişimin kurulabilmesi için araç olabilmektedir. Bilindiği gibi iletişim gönderici ve alıcı arasında ki bilgi akışının, hem alıcı hem de gönderici tarafından anlaşıldığı bir zaman dilimidir. Reklam bu zaman dilimini, hedef kitlesine ulaşmak için kullanır. Kendini ifade etmek için, hedef kitlesinin ilgisini çekebilecek, olası bütün malzeme ve kişileri, araçları kullanır. İletişim kurar ve mesajlarını iletir. Reklam-iletişim-tüketici. tanıtımın stratejisi içerisinde, birbirleri ile uyum içerisinde olması istenen, birbirini bütünleyen kavramlardır.


Devamı için tıklayınız ...

Tabelalar bina cephelerine ışıklı ve ya ışıksız, tanıtım amaçlı konulacak açık hava reklamcılığı uygulamalardır. Reklam amacıyla kullanılan aynı zamanda açık hava tanıtım araçlarından biri olan tabela kullanımı hakkında çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. İlk zamanlarda her işletme tabelasını istediği alanlara yerleştirmekteydi. Zamanla, diğer tüm araçlarda olduğu gibi, açık hava reklamcılığı yönetmelikler geliştirilmeye başlandı. Tabela asma ve kullanma yönetmeliği belediyelerin denetiminde olabilmektedir. Her belediyenin kendi bölgesine özgü yönetmeliği bulunmaktadır. Belediyeler bu tip yönetmeliklerinde; şu özellikleri gözetirler. Görüntü kirliliğini ortadan kaldırmak, kent estetiğine katkıda bulunmak v.b. Belediyeler bu tip tabela yönetmeliklerinde, uygulama alanları, uygulama esasları ve uygulamalar olarak üç ana başlık altında düzenlemişlerdir. İstanbul büyükşehir belediyesinin, uygulama alanlarına yönelik, yönetmeliğini incelersek neler yapıldığını anlayabiliriz. Reklam, İlan ve Tanıtım Elemanlarının Uygulandığı Alanlar : 1- İstanbul ili sınırlarıda, Büyükşehir Belediyesinin hüküm ve denetimi altındaki yerlerde ihale vasıtasıyla veya özel projeler, ticari sebeple sabit tanıtım konulabilecek yer ve alanlar, 2- Bina yüzeyleri, çatı ve bahçe, bahçe duvarları, 3- Arsalar; açık depo, İnşaat alanları, , açık alanlı imalathane v.b. kullanılan veya boş olan alanlardır. 4- Kamuya ait ortak kullanım alanları: meydanlar, Karayolları, yayalara ait kaldırımlar, yeşil sahalar, Alt, üst geçitler, yaya-taşıt pazar yerleri, her türlü havalandırma bacaları, açık otoparklar, havada ve Denizde yapılacak her tür tanıtım elemanlarının kullanıldığı alanlar, Duraklara ve Araçlara Konulan Tanıtımlar: Şehir içi yolcu taşıyan otobüs, Tramvay, tren, vapur, yeraltı treni, v.b toplu taşım araç ve durakları, özel araçlar, 5- Yukarıda belirtilenlerin dışındaki alanlar ise: Tren garları, İstasyon, hipodrom, eğlence, stadyum, spor sahaları, İskele, hal yerleri v.b. ayrıca Elektrik Direkleri. Görüldüğü gibi uygulama alanlarına yönelik yapılan yönetmelikler bu tip sınırlamaları getirerek işletmelerin reklam alanlarını düzenlemektedirler. Uygulama esaslarına yönelik bir iki örnek vermek gerekirse; 1- Sabit reklam asma materyallerin üstündeki ticari duyuru izin müddetinin bitmesi, yırtılması, bozulması, boş kalması veya işlevini yitirmesi durumunda, yüzeyleri beyaz kağıt, beyaz renkle örtülecektir. Bu husus kiracı veya ilgilisi tarafından yerine getirilecek, yerine getirilmediği şekilde ilgili Belediyesi’nce yapılıp ilgilisi veya kiracısından yapılan harcamanın %20 fazlası tahsil edilir. 2- Yaya yolu üstüne gelen şekilde konan sabit tanıtım asma materyalleri ile ilgili kaldırım genişliği, o bölgedeki tanıtım çokluğu baz alınır. Sabit reklam materyalleri alt noktası ve yaya yolu kotunun yüksek noktası arası en az 2,25 m.lik düşey açıklık bulunmalıdır. Yaya yoluna paralel biçimde konan sabit tanıtım asma materyallerinin düşey yükseklikleri yerin konumu baz alınarak belirlenecektir. Bu şekilde, sektörün bir öğesi olan tabela tanıtımlarının, toplum düzenini bozmayacağı, karışıklık ve görüntü kirliliği oluşturmayacağı, aynı zamanda işletmelerin aralarındaki hiyerarşiyi çeşitli kural ve yönetmeliklerle sınırlayarak düzenler.


Devamı için tıklayınız ...

Reklamcılık sektörüne İnternet reklamcılığı kavramının girmesi ile pek çok yeni terim ve kısaltma eklenmiştir. Ancak yeni yeni dilimize giren bu terimler hala dilimize tam olarak çevrilemeden İngilizce olarak kullanılmaya devam etmektedir. En sık kullanılanları: Ad Server: Bannerların yer alacakları web sayfasında belirlenmiş alana yerleştirilmelerini, günlük görüntülenme ve tıklanma gibi analitik bilgilerin takibini sağlayan kullanıcı ara yüzü, reklam sunucusu. Conversion (Dönüşüm): Banner, içerik bağlantılı reklam kutusu gibi herhangi bir çevrim içi tanıtım aracıyla web sayfasını ziyaret eden ziyaretçinin, satın alma, üyelik, abonelik gibi ziyaret haricinde herhangi bir aktiviteyi gerçekleştirmesi. Conversion rate: Belirtilmiş aktiviteyi gerçekleştiren ziyaretçilerin, toplama yüzdesel oranı. CPA (Cost Per Aqusition): Conversion yaratan ziyaretçiler için maliyet hesaplanan model. CPC (Cost Per Click): Her ziyaretçi için bannerın ve ya çevrimiçi reklam formatının tıklanma başına ödeme sistemi. CPM (Cost Per Thousand Impressions): Bu sistemde görüntülenme başına ödeme yapılır, fiyatlandırma ünite üzerinden olur ki her 1000 görüntülenme bir ünitedir. CTR (Click-through rate): Bannerı veya herhangi başka bir çevrimiçi reklam formatını tıklayanların görüntüleyenlere oranı. Impression: Web sayfası içerisindeki çevrimiçi reklamın görüntülenme sayısı. Main Page Traffic: Belirtilen sürede sitenin sadece ana sayfasının görüntülenme sayısı. Page view: Bir web sitesine ait tüm sayfaların toplam görüntülenme sayısı. PPC (Pay per click): Tıklama başına ödeme sistemi. RON (Run Of Network): Özellikle seçilmeksizin, işaretlenmiş bir web sitesi topluluğunun, tüm site ve sayfalarında bannerların yayınlanması. ROS (Run Of Site): Belirlenen bir sitenin, tüm sayfalarını ifade eder. SEM (Search Engine Marketing): Anahtar kelimelerin belirlenmesiyle arama motorlarında ücretli olarak yapılan listelenme çalışmasıdır. Genellikle açık arttırma usulüyle yapılır. SEO (Search Engine Optimization): Arama motorlarında sıralamada üst sıralara yükselebilmek için ücretsiz olarak yapılan optimizasyon çalışması. Unique visitors: Belirlenen zaman aralığında, siteyi görüntüleyen ziyaretçi sayısıdır. Genellikle IP adresleri takip edilerek, her bir IP adresi tekbir kişi sayılarak hesaplanır


Devamı için tıklayınız ...

2007 yılındaki toplantısı İstanbul’da yapılan, 60 ülkede reklamcılık alanında faaliyetleri olan 75 reklam ajansından oluşan reklam pazarlama ve  iletişim ağlarından ICOM (Bağımsız Reklam Ajansları) 2010 yılındaki ajans toplantılarını 25-28 Nisan 2010 arasında Pekin’de gerçekleştirecek.

Toplantıya katılan Bağımsız Reklam Ajansları üyesi reklamcılar, Çin’in gelişimini ve dünya düzeni içinde baldığı rolü Çin’de tartışacaklar. 1929’dan bu yana dünyada yaşanan bu büyük ekonomik krizi de tartışacak olan ICOM üyesi reklam ajanslarının firma  temsilcileri, Ekonomik krizin reklam sektörü, reklam müşterileri ve sektörün uzamanları üzerindeki etkilerini ve ajanslara kazandırdığı deneyimler üzerinde birbirleriyle tartışıp görüş alışverişinde bulunup Yenilikçi fikirleri başarılı işlere dönüştürmeyi hedefliyorlar.


Devamı için tıklayınız ...

Reklam; üretici ile tüketici arasında iletişimi sağlayan araçtır. Bunu ajanslar tasarlar. Tanıtımların tüketicilere ulaşmak için kullandığı birbirinden farklı özellikleri içeren pek çok araç bulunmaktadır. Bunlar genellikle görsel, işitsel olan televizyon ve radyo, baskılı araçlar olan gazete, dergi, insert, katalog olmaktadır. Bunların yanı sıra açık hava reklamcılığının kapsamına giren billboard, bina giydirme, araç giydirme, tabela gibi araçlar olabilmektedir. Görüldüğü gibi tabela tanıtımın mesaj iletmek için kullandığı araçlardan biridir. Tabela tasarımları dijital reklam ajansları tarafından tasarlanmakta ve uygulanmaktadır. Dijital ajansların tasarladıkları tabela çeşitleri birbirinden farklı özellikler taşımaktadır. Hem malzeme itibariyle hem de tasarım itibariyle dikkat çekici, çarpıcı olması için çaba sarf ederler. Dijital reklam ajanslarının tasarımını yapıp uyguladıkları tabela çeşitleri, kullanılan malzeme ve şekil açısından aşağıdaki gibidir; Alüminyum Kutu Harf , Paslanmaz Kutu Harf , Kabartma Harf Tabela, İç-Dış Yönlendirme, Vinil Germe Tabela, Kutu Harf Tabela, Krom Harf Tabela, Pleksi Akvaryum, Çephe Giydirme, Fileli Kutu Harf, Tabela Tasarım, Fuar Standları, Ayaklı Panolar, Gravür Tabela, Çatı Tabelası, Pleksi Tabela, Tabela İmalat, Pleksi Sehba, Işıksız Tabela, Yön Tabelası, Neon Tabela, Işıklı Tabela, Pullu Tabela, Led Tabela. Yukarıdaki birbirinden farklı malzeme ve şekle sahip tabela çeşitlerinin her biri, kullanılacağı alana, mekanın büyüklüğüne ve küçüklüğüne, gün ışığının yansıma biçimine, gece veya gündüz durumuna göre tasarlanmaktadır. Bunların tasarımı ise malzemesinin yapısına göre yapılabilmektedir. Malzeme tasarımları noktasında, belirleyici rol oynamaktadır. Yapılan tasarımın istenilen malzeme ile yapılabilir olmalıdır. Tabela tasarımın font yani yazı stilleri oldukça önem taşımaktadır. Birbirinden farklı yazı fontu, insanların dikkatini çekebilecek, istenilen mesafeden okunabilir, gözü rahatsız etmeyecek biçimde seçilerek yapılmaktadır. Elbette burada renkler de önem taşımaktadır. Tabela tasarımında kullanılacak olan rengin çarpıcı bir biçimde göze görünür olması gerekmekte fakat bu çarpıcılığın gözü rahatsız etmemesi, göze hoş görünmesi gerekmektedir. Görüldüğü gibi reklam ve tabela birbirilerinin içerisinde, bütün parça ilişkisi içerisindedir. Tabela sabit bir yere, dükkân önüne, yanına, ana yollarına, ön duvarına, ön camın yanına yerleştirilmektedir. Tabelalar iki önemli amaçla kullanılmaktadır. Birincisi satış yapan firmanın ne tür faaliyet içinde olduğunu yakın mesafeden göstermektedir. İkincisi ise biçimi ve görüntüsü itibari ile farklı, çarpıcı, estetik tasarımı ile, orada bulanan firmanın, hem yerinin hem de sattığı ürünlerin neler olduğuna yönelik hedef kitlesinin aklında kalmasını sağlamaktadır.


Devamı için tıklayınız ...

Etik; ahlaki davranış, yargı ve eylem kavramları ile ilgili olarak düşünülmektedir. Yanlış veya doğru, iyi veya kötü, erdem veya kusur ile ilgili davranışların sonuçlarının değerlendirilmesi olayıdır. Yani insanların yaptığı seçimler ve bunların sonucunda nasıl davranmaları gerektiğini etkileyen doğru ve yanlış ilkeler bütünlüğü olarak karşımıza çıkar. Bu kavramı reklam ile ilişkilendirdiğimizde ise tanıtımın hedef kitleyi bilinçlendirirken, sosyal sorumluluk kapsamında hareket etmesi gerektiğini, ayrıca tanıtım alanında belirlenmiş etik kuralları dikkate alarak mesajların verilmesi gerektiğini düşünebiliriz. Bu tip çalışmaların toplumu doğru yönlendirmeleri, kusurlu davranışların oluşmaması için özen göstermeleri, iletimlerinin net ve anlaşılabilir olması gerektiği gibi kuralların uygulanmasıdır. Bunların yanı sıra hem firmalar hem de ajansların birbirlerine karşı belirlenmiş ilkeler çerçevesinde davranmaları, reklamda etik davranışlar bütünlüğü olarak karşımıza çıkmaktadır. Başlangıçta tanıtımın etik kurallarının olup olmayacağı uzun süre tartışılmıştır. Her şey tanıtım olabilir düşüncesinden yola çıkarak, toplumun dikkatini, ilgisini, merakını tetiklemek adına yapılan bütün tasarımlar doğrumudur? Gibi. Ancak zamanla ortaya çıkan gelişmeler, toplumsal değişimler, tanıtımın nerede başlayıp nerede bitmesi gerektiği konusunu, gündeme taşımıştır. Ticari etik ve tüketici hakları dâhilinde sınırlamalar ve yaptırımlar, zamanla kanun hükmünde kararnamelere dönüşmüştür. Bu noktada sektör, kendi denetimini sağlama yönünde sorumluluk üstlenmiştir. Buna yönelik olarak çeşitli kurum ve kuruluşlar yapılanmıştır. Dünya da kanun yapıcı kurumların dışında, reklam öz denetim kurumları oluşmuştur. Bunların temel görevleri ise; haksız rekabeti önleme, tüketiciyi koruma, ajansların birbirlerine karşı yaklaşım ve ödevlerini belirleme, firmalar ile ajansların birbirlerine karşı davranış kalıplarını belirleme olmuştur. Ülkemizde, tanıtımlarda etik kuralarının çözülebilmesi için, Uluslar arası Reklam Uygulama Esasları’nın içinde yer aldığı bir mevzuat bulunmaktadır. Reklam Özdenetim Kurulu’nun da benimsediği, Uygulama Esasları şu konuları kapsamaktadır. Rekabetin Korunması Kanunu, Tüketicinin Korunması Kanunu, Radyo Televizyon Yayınlarının Usul Ve Esasları hakkında Kanun, Medya Ölçümü Araştırma Sonuçlarının Ticari Tanıtım Ve İlanlarda Kullanılmasına Dair Tebliğ, Ticaret Ve Sanayi Odaları Hakkında Kanun, Türkiye Radyo Televizyon Kurumuna ait Kanunlar ve yönetmelikler olmaktadır. Piyasada faaliyet gösteren işletmeler ile ajanslar ve tüketiciler arasında kanun ve yönetmeliklerle belirlenmiş davranış kalıpları, etik kuralları oluşturmaktadır. Bunlara uyması istenen kurum veya sektör ise temel de iletişim mecralarını kullanan tanıtım sektörüdür. İşletmeler ile tüketiciler arasında da en önemli noktada duran sektör bu anlamda belirleyici olandır.


Devamı için tıklayınız ...

Dizi oyunculuğu son zamanlarda reklam sektörü için oldukça önemli bir rol oynamaktadır. Toplum tarafından beğenilen ve geniş izleyici kitlesine sahip olan dizilerde, rol alan oyuncular, tanıtım için bulunmaz bir malzeme olmaktadır. Dizilerde rol alıp, ön plana çıkan oyuncular, geniş halk yığınlarının sempatisini kazanmaktadır. İnsanlar, onlara karşı yakınlık duymaya başlamaktadırlar. Bu tip oyuncular, geniş halk yığınları tarafından, saç biçimleri, giyim tarzları, kullandıkları eşyalar, davranış kalıpları da dâhil örnek alınabilmektedir. İnsanların yaşam standartları elvermediği halde, onlar gibi yaşamakta, onların kullandıkları her şeyi edinmek için çaba göstermektedirler. Ayrıca her evin, her ailenin sevilen bir bireyi kadar itibar görebilmektedir. İnsanlar onların kullandıkları ürün ve hizmetleri kullanarak, kendilerini onlarla özdeşleştirmekte, kendilerini onlarmış gibi hissetmektedirler. Reklam sektörü zaten bu tip aracıları bulmak için çaba sarf etmektedir. Bütün yaratıcılıklarını, bütün araştırmalarını halkın sevgisini, saygısını, kendini yakın hissedebileceği aracıları bulmak adına kullanmaktadırlar. Ajansların ürettiği karakterler, kullandıkları yazı tipleri, resimler, imajlar geniş halk yığınları tarafından kabul görsün diye dikkatle üretilmektedir. Şu durumda dizi oyuncuları, reklam sektörünün çaba harcamadan eline geçen, aradığı bütün özelliklere sahip, tanıtım aracı olarak ortaya çıkmaktadır. Sektör araştırmalarında veya deneyimlerinde bu durumu zaten ortaya çıkarabilmişlerdir. Reklamın arayıp ta bulamadığı özellikleri taşıyan bu tip oyuncular, sektör tarafından sıkça kullanılmaktadır. Mesajları iletmek için, ilgili ürün ve hizmetlerin piyasada tanınmasını sağlamak için aracılık görevini üstlenebilmektedirler. Dizi oyuncuları markalaşma yolunda da, ürün ve hizmetleri kullanırmış gibi tanıtımlarda boy göstermekte ve bu noktada yol kat edilmesini sağlayabilmektedirler. İnsanlar bu tip oyuncuları örnek aldığı için, aynı ürün ve hizmetleri kullanmaya çalışmakta ve hatırlamaktadır. Bu durum hem firmanın, hem de ajansın işini oldukça kolaylaştırmaktadır. Tanınmış yüzler, bilinen karakterler, sevilen oyuncular tanıtım mesajlarının, geniş halk yığınları tarafından çok daha çabuk kabul edilmesini sağlayıp, çok daha çarpıcı nitelikte verebilmektedir. Ülkemizde yapılan ve oldukça revaçta olan çalışmalardan bir tanesini örnek vermek gerekirse; Türk Telekom’un yaptırdığı kampanyalarda hedef kitlesine, en kısa yoldan ulaşabilmek için ünlü stand up ustası Cem Yılmaz’ı kullanmaktadır. Toplumun her kesimi tarafından kabul görmüş, sevilen sanatçının tanıtım mesajları, Türk Telekom firmasına zaman kazanımı, doğrudan iletim, etkili ve çarpıcı reklam kazandırmış, hedef kitlesine ulaşmasını sağlamıştır. Bugün bu firmanın tanıtımları halen televizyonlarda gösterilmektedir. Ünlü sanatçı Cem Yılmaz’ın topluma ilettiği her mesaj, doğrudan hedef kitle ile buluşabilmiştir.


Devamı için tıklayınız ...

Ülkemizde Reklamcılık sektörü ekonominin dışında değil, tamamen ekonominin genel konumuna paralel seyreden bir sektördür. Bu sebeple, bir ekonomik dar boğaza girildiği anda ilk darbeyi bu sektör yemektedir. Ve bu tam bir kısır döngüdür. Zira bu sektör sadece kendisinin ekonomik olarak yarattığı değerle değil, ekonomiye sağladığı itici güç ile Türkiye için çok önemlidir. Çünkü çalışmaları ile diğer sektörleri hareketlendirme potansiyeline sahiptir. Tanıtım aslında üretici firma için bir yatırımdır fakat harcama olarak algılandığı sürece geri dönüşü çok zordur. Bu tip çalışmaları bir yatırım olarak görüp sürekli ve tutarlı bir şekilde devam ettiren şirketlerin kazancı daha yüksek olacaktır. Türkiye’de tanıtım yatırımlarının oranı aslında oldukça düşüktür. Çünkü önemli olan bu yatırımları milyar dolar olarak telaffuz etmek değil, bu rakamın GSMH’ya oranını yükseltmektir. Batı ekonomilerinde ya da gelişmiş ülkelerde yüzde 1,5–2 civarında olan tanıtım yatırımlarının oranı Türkiye’de bugün binde 4 civarındadır. Türkiye’de bu oran yüzde 1’lere çıktığı andan itibaren sadece bu sektör değil, tüm ülke ekonomisi kazanacaktır. Türkiye'de kişi başına tanıtım harcamasının yaklaşık 20 euro olduğunu ancak bunun pek çok Avrupa ülkesinin gerisinde olduğunu belirtmeliyiz. Örnek verecek olursak, ortalama olarak kişi başı tanıtım harcamasının Yunanistan'da 230 euro, Almanya'da ise 244 euro civarında olduğunu söyleyebiliriz. Sektör içinde Türkiye’de ilk 10–15 firma, bu tip yatırımlarının yaklaşık %40'ını temsil ederken, ilk 10'da 6 firmanın küresel marka olması yerel markalarımızın cesaretlendirilmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır. Türkiye'de 2006 verilerine göre; 24'ü ulusal, 76'sı kablo, diğerleri bölgesel ve yerel olmak üzere 340 televizyon kanalı, 34 ulusal gazete ve düzenli tanıtım alan 250 dergi bulunmaktadır. 2006'da 14 bin firma 17 bin marka için bu tip çalışma yaparken tam hizmet veren reklam ajansı sayısı 100'ü bulmaktadır. Reklamcılık Sektöründe yer alan mecralardan söz edecek olursak; Dergiler Türkiye’de diğer batı ülkelerine nazaran daha az kullanılan bir reklam mecrasıdır. Neden olarak, dergilerin okunma oranı ve okuyucu katsayılarının çok düşük olması ve bu nedenle de TV ve gazete gibi mecralara göre kişi başına ulaşım maliyetlerinin çok yüksek olmasını gösterebiliriz. Dergiler ülkemizde ancak hedef kitleler net bir şekilde belli olduğunda, üst gelir gruplarına yönelik ürün – hizmet sunulacağı zaman veya diğer mecralara destek amaçlı kullanılabiliyor. Radyo ise reklam sektörü içinde hâlâ tam olarak değeri anlaşılamamış ve bu nedenle yeterince etkin kullanılamayan bir mecra. Türkiye bir TV ülkesi olduğuna ve eğitim düzeyi ile paralel olarak yakın gelecekte de bunun değişmesine yönelik bir belirti olmadığına göre televizyon radyo üzerinde baskın olmaya devam edecektir. İnternet reklamcılığı bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hızla büyümektedir. Teknolojinin gelişmesini takiben büyüyen bu mecra özellikle Gsm şirketleri, bankalar ve otomotiv şirketleri tarafından tercih edilmektedir. Üst gelir ve eğitim grubuna ulaşma özelliği ve interaktivite avantajı nedeniyle tercih edilen bu mecranın, Ülkemizde bu alanda yapılan harcamayı kesin olarak belirleyen bir ölçümleme olmaması nedeniyle ne kadar büyüdüğü tam olarak bilinmemektedir. Ülkemizde en hızlı gelişen mecralardan biri de Açıkhava reklamcılığıdır. Sebebi Türkiye’de outdoorun ancak anlaşılmaya başlanması ve modern uygulamaların yeni yeni hayata geçirilmesidir. Son yıllarda Açık hava tanıtımları yapan şirketlerin birçok yeni ve yaratıcı uygulamayı ülkemize getirmesiyle bu mecra sektör içinde hızla büyüme göstermektedir. Reklamcılık sektöründe, İnternet ve Açık hava reklam mecraları hızla büyürken, radyo ve dergilerin sektör açısından değeri tam anlaşılamamışken, Türkiye’de bu gün ve gelecekte basın ve televizyon ağırlığını koruyacaktır. Basını finans sektörü başta olmak üzere açıklama yapmaya ihtiyacı olan sektörler kullanmaktadır. Çünkü tv ye oranla bilgi verebilme ve anlatabilme imkânı daha fazladır. Bunun yanı sıra tüketim söz konusu olduğunda televizyon daha ilginç olabilmektedir. Türkiye’de tanıtım sektöründe dünya standartları kullanılmaya başlandığı andan itibaren tanıtım mecralarında da daha rasyonel bir kullanım söz konusu olacaktır. Reklam sektörü, Türkiye’nin AB'ye girmesiyle birlikte daha geniş bir coğrafyaya ve neredeyse 500 milyonluk bir pazara sahip olacaktır. Bu sebeple AB’ ye uyum sürecinde bu sektör içerisinde yer alan şirketlerin dışarıya açılması ve iyi ilişkiler içerisinde olması istenmektedir. Ayrıca Türkiye tanıtım konusunda pek çok AB ülkesinden daha ileri noktada olduğunu kanıtlamış bir ülkedir. Sektör ile ilgili kanunlar AB direktifleriyle çok fazla uyumsuzluk göstermemektedir. Tanıtım sektörünün tüm yatırımı aslında insandır. İnsan son derece pahalı bir sermayedir. Çünkü iyi bir uzman için uzun ve köklü eğitimler, iyi organize olmuş ortamlar, tecrübeli eğiticiler gerekmektedir. Ülkemizde üniversiteler başta olmak üzere ulusal ve uluslar arası tanıtım ajansları içinde pek çok profesyonel eleman yetiştirilmektedir. Yetişen bu uzmanların yaratıcılıkları ve hayal güçleri ile mecraların, teknolojinin elverdiği ölçüde kullanımıyla sektörü Türkiye’de daha da büyütüp geliştireceklerine inanmaktayız. Ve tabi ki bu sayede ekonominin canlanacağına da


Devamı için tıklayınız ...