Mahmut Engin Karaca Yazıları
Reklamlarla ilgili ölçümleme rapor çeşitleri, birbirinden farklı alanlar için yapılmaktadır. Bunlardan biri de reklam veren firmaların, en çok hangi televizyon programına reklam verdikleridir. Reklam verenlerin program tercihi, elbette ki programın reytingleriyle ilgilidir. Reklam veren firmalar, en çok hangi program izleniyorsa, birbirinden farklı kitleleri, hangisi ekran başına topluyorsa ona göre tercihlerini kullanmaktadırlar. Ama onların program tercihleri, sadece bunlarla sınırlı kalmamaktadır. Programın hitap ettiği kitlenin özellikleri de oldukça önem taşımaktadır. Firmalar öncelikle, ürünlerini, ürün özelliklerini hesaba katmaktadırlar. Eğer firmaların ürettikleri ürünler, daha çok kadınlara hitap ediyorsa, kadın programlarına reklam vermekteler. Çocuklar için üretilen bir ürün ise, çocuk programlarına, erkekler için üretilmişse, haber, spor programlarına reklam vermektedirler. Programın izleyici kitlesinin özellikleri ile firmaların ürettikleri ürünün özelliklerinin uyumu önemli olmaktadır. Ama üretilen ürün hangi kitleye hitap ederse etsin, eğer program, toplumun bütün kesimleri tarafından izleniyorsa, bu kıyaslama bu durumda yapılmayıp reklam verilmektedir. Ülkemizde, bir iki ay öncesinin bu anlamda yapılmış ölçümleme raporuna göre, firmalar en çok reklamı, dizilere vermektedirler. Çünkü diziler, toplumun her kesimi tarafından izlenmektedir. Özellikle bazı diziler, her kesim, her yaş, her cinsi ekran başına kilitlemektedir. İkinci olarak, en çok reklam, haber programlarına verilmektedir. Haber programları da dizilere benzer özellik sergilemektedir. Onları da toplumun bütün kesimleri izlemektedir. Bunların dışında, üçüncü sırayı alabilecek en çok reklam alan program ancak, çok beklenen, sinemada gösterimi yapılmış, sinema filmlerinin televizyonda yayınlanacak olması olabilir. Geri kalan, en çok reklam alan program sıralaması, firmaların ürün ve program uyumuna göre seçilmektedir. Hem program ve ürün uyumu hem de programın içerikleri bu noktada önem taşımaktadır. Programın içeriklerinin de firmaya, onun vizyonuna, misyonuna aykırı düşmemesi gerekmektedir. Belki tam olarak ifade etmeyebilir, ya da farklı bir konuyu işliyor olabilir. Ama gene de tüketicilerin zihnine yanlış mesajların gitmesini sağlayacak bir içeriğe sahip olmaması gerekiyor. En çok izlenen programların tercih edilmesi noktasında, verilen ürün ve hizmet reklamları dikkatle seçilmektedir. Özellikle herhangi bir yaş grubuna, cinsiyete yönelik reklamların seçiminde, seslendiği grubun dışında kalan, aile bireylerine, sosyal çevreye yönelik te mesajlar içeren tasarımlar seçilmektedir. Yani hem kendi tüketicisine seslenen hem de tüketicinin, satın alma davranışını göstermesini sağlayacak, aile ve sosyal çevreye yönelik olumlu mesajları içerenleri tercih edilmektedir. Böylece reklam, hem kendi kitlesine seslenmekte hem de bireylerin sosyal ve aile çevresine ikna edici mesajlar gönderilmektedir.
Devamı için tıklayınız ...
Bugün, dünyada pek çok markanın, siyasi partinin billboard reklamlarında, insanların büyük bir bölümüne karşı antipati oluşturacak kampanyaları yürüttüğü bilinmektedir. Kimi siyasi partinin bu tip çalışmaları kendi tarafında olmayanları dışlamakta, kimi markanınkiler de bir kısım tüketiciyi devre dışı bırakmaktadır. Aslında bu tip billboard reklamları yanlıştır. Çünkü ister markalar olsun, ister siyasi partiler olsun belirli bir amaç için ilerlemektedirler. Temelde markalar daha çok tüketiciye sahip olmak, var olan tüketicilerin bağlılıklarını sağlamlaştırmak ve bu sayede daha büyük bir Pazar payına sahip olmak istemektedirler. Siyasi partiler ise, kendi kitlesinin bağlılığını sağlamlaştırmak ve mümkünse diğer gruplardan, kendi tarafına insan çekmek istemektedirler. Aslında her iki alandaki kurum ve kuruluşlar benzer amaçlar taşımaktadır. Aslında her iki taraf ta bütün insanlar tarafından kabul edilmek, benimsenmek, anlaşılmak ve büyümek istemektedir. Fakat bazen, yapılan kampanyaların amacını unuttuğu görülmektedir. Çünkü bazı tanıtımlar, eski müdavimlerinin bağlılığını sağlamlaştırırken, geri kalan kitlelerin uzaklaşmasını hatta tepki duymasına neden olmaktadır.
Devamı için tıklayınız ...
Televizyon reklamları, toplum üzerinde en çok etkili olan mecraların başında gelmektedir. Televizyon reklamlarının tüketime olan etkisi, günümüzde de geçmişte de sürekli tartışılan, güncelliğini hemen hiç yitirmeyen bir konudur. Elbette diğer tanıtım mecralarının da tüketime etkisi vardır. Fakat günümüzde toplumların tüketim alışkanlıklarını, etkin bir şekilde başlatan, yönlendiren ve arttırıp azalmasını sağlayan televizyon reklamlarıdır. İnsanların her gün, günlerinin birkaç saatini televizyonlarının karşısında geçirmesi, bunun en önemli etkenlerinden biridir. Tanıtımlar, eskiden olduğu gibi sadece firmaların, markalarını, ürün ve hizmetlerinin bileşenlerini, kaliteli üretim ve kullanım kolaylıklarını vermekle kalmamaktadır. Günümüzde, insana dair olan pek çok duygu ve düşünceyi firmalarla, markalarla, ürün ve hizmetle ilişkilendirmektedir. Gene bilindiği gibi, günümüzde insanların pek çok ihtiyacı bulunmaktadır. Bunlardan en önemli olanları, başarılı bir sosyal çevreye sahip olmak, beğenilmek, güzel veya çekici bulunmak, insanlar tarafından kabul edilmek, her anlamda destek ve teşvik görmek v.b. toplumsal istekleri ve ihtiyaçları bulunmaktadır.
Devamı için tıklayınız ...
Henüz okuldayken reklam çalışmalarına başlayan Gökhan Akça, 1982 İstanbul doğumludur. 2001-2006 yılları arasında Ankara'da iletişim öğrenimi alarak, henüz mezun olmadan Reklam Atölyesinde çalışmaya başladı. Bu dönemde üniversiteler arası düzenlen pek çok reklam yarışmasına katılarak başarılı çalışmalarından dolayı ödüllendirildi. Gökhan Akça, mezun olduğu sene, yani 2006 yılında Ankara Üniversitesinden Emek Ödülüne layık görüldü. Reklamcı bu ödülü mezun olurken almıştır. Gökhan Akça, gene aynı dönemlere denk gelen zamanlarda Cosmic Creative'de reklam yazarlığına başladı. Şimdiler de DDB&Co'da reklam yazarı olarak çalışan Akça, burada da pek çok başarılı işe imza atarak, hem Cannes Lions ödüllerini topladı hem de Lürzer's Archive listesine girmeyi başardı.
Devamı için tıklayınız ...
Timberland markasının yeni reklam kampanyası global çapta yapılacak. Yeni koleksiyonu “Earthkeepers”' serisinin tanıtımları için yapacak olan marka, yeni reklam kampanyasının temasını “Doğa'nın kahramanlara ihtiyacı var” şeklinde belirledi. Marka, Basın, sosyal medya, televizyon, satış noktalarında reklamlarını tüketicilere sunacak. Kampanya 3-D teknolojisini kullanacak olan web sitesi üzerinden yapılacak.
Devamı için tıklayınız ...
Reklam kampanyalarının tasarlanması esnasında, kullanılacak fikri bulmak için, yoğun çalışmalara başlanmaktadır. Sürekli reklam fikri araştırılmakta, üzerine düşünülmekte yaratıcı bir reklamın oluşturulması için kullanılacak unsurlar aranmaktadır. Kim bilir, geçmiş zaman içerisinde, belki de orada burada görülen pek çok görüntü, fikir, malzeme, reklamın herhangi bir yerinde kullanılabilecek bir ayrıntı markayla bütünleştirilmiş, onu çağrıştırmıştır. Bunu şu şekilde kullanabilirim denmiştir. İşte zaman içerisinde görülen, bulunan bu tip fikirlerin dosya haline getirilmesi, işi oldukça kolaylaştırmaktadır. Pek çok reklamcı veya marka sahibinin bu tip deneyimleri bulunmaktadır. Zamanı geldiğinde bu tip fikirlerin, tespit edilmiş reklamın amaçlarıyla uyum sağlaması halinde, çok daha kısa bir sürede, uygun reklam fikrinin veya önemli bir unsurun kullanılmasını sağlamaktadır. Zamanı geldiğinde reklam fikirlerinin bulunması, çoğu zaman zor olabilmektedir. Bütün işlerde olduğu gibi bazen, ihtiyaç olduğunda bir türlü gerekli şey bulunamaz. Fakat zaman içerisinde, her hangi bir arayış söz konusu değilken, bir yerde markayı çağrıştıran, onun özelliklerinden, bileşenlerinden biriyle örtüşebileceği düşünülen bir unsur, çok daha sağlıklı olmaktadır. Çünkü o zamanlarda insan, sürekli bir arama halinde olmadığı için, markayı çağrıştıran fikir, uygunluğu ve markayı andırmasıyla insanın karşısına çıkmaktadır. Arama halindeyken, pek çok unsur bir şeylerle ilişkilendirmeye çalışılmaktadır. Yani bu noktada bilinçli bir gayret sarf edilmektedir. Aslında bu durum önemli bir riski de barındırmaktadır. Bilindiği gibi reklamcıların zekâsı ve bilinci normal insanlardan farklı çalışmaktadır. Bu farklılık bazen, tüketicilerin algıları konusunda doğru kararları, kullanılabilecek uygun fikirleri bulmalarında hataların yapılmasına neden olmaktadır. Reklamcının özdeşleştirebildiği unsurlar verebileceğini düşündüğü duygu, düşünce ve hisleri veremedikleri görülmektedir. Tüketici, reklamcı gibi düşünmemiştir. Bunun, birbirinden farklı pek çok sebebi bulunmakla birlikte, en önemlisi, reklamcının çok iyi yani profesyonel olduğunu düşünürsek, yoğun aramalar esnasında ki kendi algılarının yoğunluğu, tüketici algısını karıştırmasına neden olup yanılgıya düşmesine yol açması olmaktadır. Zaman içerisinde kendiliğinde ortaya çıkan uygun fikir veya kullanılabilecek malzemelerde böyle bir durum söz konusu değildir. Reklam fikri o an için aranmadığından dolayı, kafa başka şeylerle meşguldür. Fikir veya malzeme marka ile uyumuyla, andırması ve çağrıştırmasıyla reklamcının karşısına kendiliğinden çıkmaktadır. İşte bu tip durumlarda, bunlara yönelik oluşturulacak bir dosya işi kolaylaştırır. Zaten, reklam kampanyasıyla ilgili araştırma halinde olunduğu için, bulunan diğer unsurlarla dosyadaki fikirlerden çok güçlü reklam temaları, kullanılacak görüntü malzeme, kişi v.s. çıkabilmektedir.
Devamı için tıklayınız ...
Radikal gazetesinin yeni kadrosuna Hürriyet Gazetesinden Ezgi Başaran'da katıldı. Hürriyet gazetesinden Radikal gazetesine transfer olan Ezgi Başaran, Hürriyet'te yazdığı en son dünkü yazısı veda yazısıydı. Başaran, veda yazısında, bundan sonra Radikal'de yazacağını duyurmaktaydı.
Devamı için tıklayınız ...
Reklamcılık yayınlarından en prestijli olan ve üç aylık zaman aralığıyla çıkan Lürzer's Archive listesine bir Türk Reklamcıyı ekledi. Reklamcılık arşivi yapan yayın, dünyanın en iyi, prestijli reklam işlerini konu ediyor. Her sene çok sayıda reklam elemesi yapılıyor ve en iyisine yer veriliyor. Bu yıl uluslar arası alanda birinci olan Paris'ten Julien Perrard CLM BBDO ile DDB'den Gökhan Akça 6 adet reklam işini paylaşıyor.
Devamı için tıklayınız ...
Bilişim dünyası Facebook'un lokasyon tabanlı sosyal paylaşım ağı Foursquare'in ne zaman diğer sosyal paylaşım ve medya ağlarını yokedeceğini konuşurken, facebook tamamen başka bir şeye dönüştü: Birçok marka için en büyük sosyal pazarlama sağlayıcısı.
Birçok marka için Facebooktaki hayran kulupleri internetteki en büyük varlık alanına dönüştü. Bu alan markanın orijinal sitesin ve e-posta progranlarından da daha büyük durumda çünkü firmaların geleneksel web tabanlı medyaları kullanılmaz halde ve müşteriler sosyal medyaya yöneliyor.
Devamı için tıklayınız ...
Günümüz ekonomisinin geldiği yer itibariyle, farklı bir dünyada yaşamaya başladık. Birbirine benzer ürün ve hizmetler, hepsinin benzer ya da bir birine yakın kalitelerde üretim yapılabiliyor olması, rekabet ortamını da sertleştirdi. Firmalar kıyasıya bir mücadele ve kendi ürünlerini öne çıkarma yarışına girmek durumunda kaldı. Böyle bir dünyada, firmaların elde ettiği kar da azalmaya başladı. Çünkü ürün ve hizmetlerin benzer kalitede üretilebiliyor olması, fiyatla rekabet edebilmeyi de zorlaştırmaktadır. Firmalara bir tek markalaşma yolunu gösteren bu ortamlarda, farkların yaratılması gittikçe zorlaşmaktadır. Markalaşma ise, reklam ve pazarlamadan geçiyor. Firmaların bu durumun bilincinde olmasıyla reklamlara ve pazarlamaya daha çok ağırlık vermeye başlaması, firma, ürün ve hizmet markalarının her birinin fark yaratma arayışı, otobüslerin, koltukların, tişörtlerin, şapkaların diğer araçların, açık hava ortamlarının, medya araçlarının, kısaca her yerin reklam mecrasına dönmesine neden oldu. Üstelik son zamanlarda internet ve mobil telefonlar da reklam mecrası olarak kullanılmaya başlandı. Firmalar, kendi markalarını oluşturmak, daha sağlam zeminlerde pazardaki yaşamını sürdürebilmek için kesintisiz arayış içine girdi.
Devamı için tıklayınız ...