sa Arama Sonucu Bloglar

Ünlü iletişim kuramcısı Marshall McLuhan’ınkitabı ile aynı ismi taşıyan “Araç Mesajdır” cümlesini hemen herkes bir şekilde bir yerde duymuştur. McLuhan’a göre, mesajın içeriğinden çok nasıl söylendiği önemli olsa da, reklamcılıkta özellikle medya planlamasında mesajın kendisini yok saymak mümkün değildir. Not düşmeliyim ki, McLuhan’ın bu yazımı okuma şansı olsa bana biraz kızabilirdi. Bana kalırsa mesajın kendisi de en az araç kadar önemlidir. Araç mesajdır ama, bu araçlar ve mesajlar neleri kapsar? Ya da neleri kapsamaz? Günümüzde iletişim dendiğinde akla daha çok genellikle kitle iletişimi gelse de, (ki bu da aslında araç mesajdır cümlesinin bir yansımasıdır çünkü kitle iletişim araçları ile sürekli iç içe yaşıyoruz, en basiti herkes cebindeki mobil telefon ile internete bağlanabiliyor ve dilediği içeriklere ulaşabiliyor) kitle iletişimi kadar kişiler arası sözlü ya da sözsüz iletişim de toplumsal – kültürel düzenin sürdürülmesi noktasında önemli bir unsurdur. Aslında, kişilerarası iletişim olmadan sürdürülmeye çalışılan bir düzen bir nevi diktatörlüktür. Herkes aynı kaynaktan gelen aynı mesajları alır, aynı şekilde düşünmeye sevk edilir, benzer uyaranlarla karşı karşıyadır ve kendi mesajlarını iletmekten yoksundur. Kişilerarası iletişimin olmadığı bir toplumun içinde bulunacağı durumu bir yana bırakalım ve araç mesajdır cümlesini biraz açalım. Araç yani iletişimin konusu olan mesajın yer aldığı ortam nasıl mesajın kendisi olur? Elbette ki göstergelerle, yerleşmiş olan kalıp fikirlerle ya da bakış açılarıyla, kısacası algılarla. Her mecranın, her ortamın yansıttığı mesajlar vardır. Reklam ve pazarlama açısından bakarsak; günümüzde internet daha güncel bir mecradır, özellikle sosyal medyanın yükselişe geçtiği şu günlerde internette reklam veren firmalar şu mesajı iletebilir: Ben teknolojiyi takip eden bir firmayım, yeniliklerden haberdarım ve hedef kitleme ulaşmak için değişime ayak uyduruyorum. Televizyonlar, radyolar, gazeteler, dergiler, açık hava reklam alanları, internet sayfaları her biri birer mesajdır. Her bir kanal kitlelerde farklı düşünceler uyandırır. Markalar da algılar oluşturur, ki günümüzde araçlar dahi markalaşmış durumdadır. Günümüzde bu kadar çok mecranın olması medya planlamalarında zorluk getiriyor gibi görünse de, profesyonel çalışmalarla önemli kolaylıklar sağlar. Medya planlaması yapılırken de profesyonellerin dikkat ettiği aslında bu mecraların ilettiği mesajlardır. Reklamların herkese ulaşması değil, hedef kitlelere ulaşması amaçtır. Bu yüzden, bir reklam kampanyasının bütün mecralarda yayınlanması zorunluluğu yoktur. Bir ya da birkaç farklı mecrada yayınlanmak üzere medya planlanabilir. Sadece tematik kanallara yönelik televizyon reklamları, yine sadece yabancı müzik yayınlayan radyolar, siyasi içerikli dergiler, magazin içerikli internet sayfaları gibi mecralar daraltılabilir. Bütün mecralar yerine, markaların iletmek istedikleri mesajlarla örtüşen mecralar seçilerek reklam kampanyalarının etkileri arttırılabilir. Bu daraltma işleminin en faydalı tarafı reklam verenler açısından bütçenin de azalmasıdır. Bu kadar çeşitli mecra içinde, neden her yerde yer alarak, “sadece” reklam yapıyormuş izlenimi verilsin ki? Neden söylemler kuvvetlendirilip, tutarlılık eklenmesin? Kullanılan mecralar markaların iletmek istedikleri mesajları güçlendirebilirler. Bazı araçlara yerleşmiş olan mesaj içeriklerinden yararlanabilirler. Reklam yapmak kolay bir iş gibi görünebilir, ama reklamlarda doğru mesajları doğru araçlarda verebilmek için, iletişim biliminden biraz faydalanmak gerekir.


Devamı için tıklayınız ...

Pazarlamada başarı, sadece doğru bir fikri bulmak ve onu doğru bir şekilde planlamakla ilgilidir. Eğer doğru bir fikriniz varsa, onu planlarken doğru güzergahları takip ediyorsanız, hiçbir şey size engel olamaz. Fikri bulmak, ilk çalışma merkezini kurmak, ilk etapta yeterli gelebilir ama asıl iş bundan sonra başlar. Pazarlamada en doğru adımlar bazen, insana çok küçük veya sınırlı gelebilir ama bunun bir önemi yok. Önemli olan, atılan o küçük adımların doğru olması. Küçük adımlar, alınan riskin büyüklüğüne bağlı olarak bazen insanı korkutabiliyor. Riskin büyüklüğü, atılan minik adımlarla karşılaştırılınca, umutsuzluk veya “acaba yanlış mı yapıyoruz” düşüncesini getirebilir. İnsanlar genellikle, büyük bir risk aldıklarında, geliştirilen fikir doğrultusunda atılan adımların da büyük olmasını mantıklı buluyorlar. Halbuki yapılan pazarlama faaliyetlerinin ne kadar büyük olduğu önemli değildir. Hiç tahmin edemeyeceğiniz bir işlem sizi en tepeye götüren önemli bir yol olabilir. Burada önemli olan insanın önce kendine inanmasıdır. Kişi yapabileceğine, başarabileceğine inanmalıdır. Bu inanç, yapacağı işin ihtiyaç duyacağı enerjiyi sağlayacaktır.


Devamı için tıklayınız ...

Günümüzde sinema ve televizyon öyle bir hale geldi ki sanatsal film veya önemli bir konusu olan filmleri izlemek neredeyse imkansız hale geldi. Çünkü gösteri dünyası, pazara endeksli olarak çalışmaya başladı. Tabi bu şekilde ifade edince, sanki eskiden pazara endeksli değilmiş gibi bir sonuç ortaya çıkabilir. Elbette Pazar o zaman da önemliydi. Ne kadar para kazandıkları, kazanacakları hesaplanıyordu. Yine de eskiden, filmlerin önemli bir konusu olurdu. Filmler bir şeyler anlatırdı. Küçük bir yaşantı biçimi, düşünce biçimi, deneyimlerle elde edilmiş bir sonuç, çeşitli insan gruplarının yaşamları, aşkları, çalışmaları, mücadeleleri, yaşamlarında karşılaştıkları durumlar işlenirdi. İnsanlar filmleri izlediklerinde, hem keyif alırlardı hem de bir şeyler öğrenirlerdi. Bakış açıları genişlerdi. Filmler, yaşamsal sorunları, bireyleri, kurumları anlatırdı, daha doğrusu insana dair yeni bir şeyler aktarırdı. Şimdiki sinema ve dizi filmlere baktığımızda ise, hepsi olmasa bile, bu durumun çoktan geride kaldığı görülüyor. Dizi filmler, izlenip reytingleri artsın, reklam veren firmalar diziyi mecra olarak görsün, para yatırsın diye çekiliyorlar. Televizyondaki dizi filmler, bazı sinema filmleri, sırf bu amaç çerçevesinde kurgulanıyor. İnsanların dikkatini çekebilmek için olmadık konular, sanki normalmiş gibi işleniyor.


Devamı için tıklayınız ...

Luke Sullivan’ın, “Satan reklam yaratmak” adlı kitabında geçen bu cümle reklamların yaratıcılığa dayanması gerekliliği ancak aynı zamanda da bir ürün olduklarını vurgulayan çok anlamlı bir cümledir: “Reklam, yarı yarıya sanattır; diğer yarısı iştir ve her iki yarı için de teslim tarihi diye bir şey söz konusudur.” İşin teslim tarihi elbette ki reklam veren ile ajans arasındaki anlaşma şartlarına bağlıdır. Etik olan, iki tarafın da karşılıklı anlaşma şartlarına uymasıdır. Reklam iştir, çünkü kuralları vardır ve bu kuralların uygulanıp uygulanmadığı sadece profesyonel özdenetim mekanizmaları olan dernekler ya da diğer oluşumlar tarafından değil, yasalar tarafından da denetlenir. Reklamlar iştir çünkü belli üretim aşamaları vardır. Bir fikirden doğar ve görsel ya da yazılı nesnelere dönüşürler. Reklamlar iştir çünkü markaların pazarlama faaliyet ve stratejilerinde kilit roller üstlenirler. Reklamlar iştir çünkü birçok kişi tarafından organize şekilde üretilirler. Reklamlar iştir ve dolayısıyla disiplin ve ciddiyet gerektirir. Her reklam bir iştir ama her reklam üst düzey bir sanat ürünü değildir, olmak zorunda mıdır? Bu reklamı yapılan markaya, ürüne, pazarlama stratejisine, hedef kitleye, mecraya göre değişir. Sanat, en bilinen tanımı ile hayal gücü ve yaratıcılığın dışa vurulmuş halidir. Reklamın sanattır, çünkü yukarıda değindiğim gibi, yaratıcı zihinlerin fikirlerinden üretilir. Reklamlar, sadece bir marka logosundan, slogandan, ürün görselinden ya da ürünü anlatan bir filmden, metinden, birim fiyatından ya da indirim oranından ötede, markaları konumlandıran, onlar adına hedef kitlelerine mesajlarını ileten ifade biçimleridir. Reklamlar sanattır çünkü hayal gücünden beslenirler. Reklamlar umut verir, reklamlar eğlendirir, düşündürür, bilgilendirir, yönlendirir ve reklamlar farklılık hissettirir. Reklamların kısa algılama süreleri içerisinde, ele aldıkları ürünü en iyi şekilde anlatmaları gerekir. Üretilmeleri süreci her ne kadar profesyonel bir disiplin gerektirse de, yasalar ve etik kurallar ile sınırlanan çerçeveleri olsa da, reklamlar hedef kitlelerde duygular üretmeye yönelik çalışmalardır. Sadece satın alma davranışı uyandırmaktan öte, bağlılık yaratmak, özel hissettirmek, ürün – hizmet ve markaları anlamlandırmak, zaman zaman farklı hayali dünyaların kapılarını aralamak amacı taşırlar. Reklamlar her zaman duygu uyandırma misyonu taşırlar mı? Evet, taşırlar çünkü tüketimin kendisi dahi duygulardan beslenen bir davranışlar toplamıdır.Ve reklam sanattır, hedef kitlenin karşısına çıkana kadar sancılı bir süreçten geçer ancak genellikle kısa süreler boyunca tüketicilerle buluşur. Çok basitmiş gibi görünen en yalın reklamlar dahi, tüketicilerin hafızasını uzun süre meşgul edebilir, zihinlerde yer edecek bir ustalık örneği olabilirler. Hangi yönü ağır basarsa bassın, reklamların ortak özelliği bir ekip tarafından üretilen kolektif ürünler olmalarıdır. Üretim süreçlerinin her aşamasında ciddi çalışmalar ve farklı uzmanlıklar gerektirirler. Bu anlamda da diyebiliriz ki yaratıcı ve üretici zihinlerin bir arada çalıştığı ajanslar hem ürün – hizmet, hem de sanat üretirler. Kendisini ve/veya markasını pazara tanıtmak, hatırlatmak ya da benimsetmek isteyen küçük ya da büyük işletmeler de, kendilerini en doğru şekilde pazarlayacak olan bu ajanslarla çalışmak durumundadır.


Devamı için tıklayınız ...

Geçtiğimiz sene hemen her yerde haber olan, reklam ve pazarlama sektörlerini yakından ilgilendiren, yeni bir ürünün üretildiğine yönelik bir duyuru yapılmıştı. Dünyanın en çok bilinen teknoloji markalarından Xerox markası, 150 derecelik ısıyla eriyen plastiğin formuna zarar vermeden, 140 derecelik ısıyla iletken elektronik devreler üretmişti. Ürün “Gümüş Kurşun” olarak adlandırılmış ve bunun kumaş, plastik, film gibi yüzeyler üzerine basılabileceği ifade edilmişti. Elektronik devreler insanların giysileri üzerine basıldıktan sonra, bilgisayar tarafından kontrol edilebilen, birbirinden farklı reklam mesajlarını iletebilecekti. Elektronik devreler aynı zamanda, form baskısı yapan bir yazıcıda, doküman basar gibi basılabilecek, enerji depolama özelliklerine sahip güneş enerjisi hücreleri, plastik yüzeylere basılabilecekti. Aslında günümüzde bu ürünün bir benzeri bulunuyor. Silikon bazlı çip olarak bilinen ürün. Fakat bunun üretim maliyeti çok yüksek olduğu için, firmalar bunu kullanamıyor. Xerox aynı zamanda, ürettiği ürünün maliyetinin her ölçekteki firma tarafından rahatlıkla kullanılabilecek kadar uygun olduğunu ifade etmişti.


Devamı için tıklayınız ...

Reklamlar, hangi mecrada yayınlanırsa yayınlansın, hangi türde bir ürünü – hizmeti tanıtırsa tanıtsın özünde bir tutum ve davranış değişikliği yaratmak için yapılır. Bu tutum ve davranış değişikliği aynı zamanda korunması da gereken bir durumdur. Reklamın iletişim işlevi ile tüketicilerde oluşan satın alma davranışları arasındaki bu ilişki beş aşamalı bir süreçtir. Bu süreçlere kısaca değinmek gerekirse;


Devamı için tıklayınız ...

Hızla değişen ve çeşitlenen mecralar içerisinde kuşkusuz ki televizyon hala en etkili reklam mecralarından birisi. Popüler kitle iletişim araçlarının başında gelen televizyon ile farklı sosyo-ekonomik yapıya dahil kitlelere hemen hemen bütün programlara reklam vererek doğrudan ulaşmak mümkün. Günümüzde dijital yapım teknikleri sayesinde reklam filmlerinin üretimi de önemli ölçüde kolaylaşmış durumda üstelik bu reklamlar tek bir şekilde değil, çok farklı şekillerde yayınlanabilirler. Televizyonlara reklamlar, reklam jenerikleri, ana sponsorluklar, akar logo reklamları, spotlar, sanal ve bant reklamlar, advertorial olarak da adlandırılan tanıtıcı reklamlar, program üzerine bindirilen grafikler ve tanıtım kuşaklarında tam ekran olarak yayınlanan kısa görüntüler şeklinde yayınlanır. Televizyonda yayınlanan bu farklı reklam türleri, şirketlerin bütçelerine, markalarına, hedef kitle ve pazarlarına uygun olan reklam türünü seçebilmeleri açısından önemli bir avantajdır. Özellikle, sanal ve bant reklamlar 8 saniye gibi kısa süreler boyunca da uygulanabilir.Bu nedenle ajanslar tarafından önceden hazırlanan bant tanıtımlar hem şirketlerin reklam bütçelerini zorlamaz hem de izlenme oranı yüksek olan programlara da verilebilir. Programlar başlarken “Bu programda sanal reklam uygulanmaktadır” ibaresi ile uygulanan bu reklamlar seyirciye önceden bildirilmiş olur. Örneğin, bir televizyon dizisinde yer alan bir sokaktaki afiş sanal reklam uygulamasıdır. Yine programların yayını esnasında ekranın belli bir kısmını kaplayan grafik reklam uygulamaları da televizyon reklamlarının en etkili biçimlerindendir. Bu reklamların doğrudan seyirciye ulaşma özellikleri vardır. Son yıllarda televizyonlarda çok kullanılan bir diğer reklam türü de, sponsor reklamlar. Sponsor reklamlar bir televizyon programının tümüne ya da belli bir bölümüne sponsor olabilirler. Özellikle televizyon dizilerinde çok karşılaştığımız bir reklam türüdür. Genellikle programlar biterken ekrana gelen marka logolarını sponsor reklamlara örnek verebiliriz. Sponsor reklamlar için neredeyse sınır yoktur, dizilerde oyuncuların kullandığı arabalardan, oturdukları evin perdelerine, kullandıkları aksesuarlara kadar sponsor anlaşmaları yapılabilir. Haber programları dışındaki hemen hemen bütün programlarda sponsorluk sistemi vardır. Bu sponsor markalar genellikle programların kapanış jenerikleri ile beraber ekranda akan logolar ile yer alırlar. Günümüz şartlarında küçük ya da büyük bütün firmalar televizyonlara reklam verebilirler. Bu reklamlar için mutlaka çok büyük reklam bütçeleri ayırmak, reklamlarda ünlü yüzler kullanmak, dünya çapında bir marka olmak zorunluluğu yoktur. Bölgesel şirketler, markalar ya da işletmeler de profesyonel reklam ajansları ile çalışarak bütçelerine uygun olarak televizyon reklamları da dahil olmak üzere kolaylıkla yapabilirler. Bu reklamlar hem bölgesel hem de ulusal televizyon kanallarında yayınlanabilir. Önemli olan doğru hedef kitleye ve dolayısıyla reklamdan beklenen sonuca ulaşmak konusunda, ürün-hizmete uygun reklam türünü belirlemek ve doğru zamanlarda doğru programlarda bu reklamları yayınlamaktır.


Devamı için tıklayınız ...

Günümüzde küçük ya da büyük hemen her firmanın, her markanın, hatta her kişinin kolaylıkla kendi reklamını yapabilmesi mümkün. Ulusal yayın yapan bir televizyon, radyo ya da yazılı basına küçük şirketler de reklam verebiliyorlar. İnternet reklamcılığı giderek yaygınlaşıyor ve pazar payı artıyor. Reklam ve tanıtım amaçlı promosyon ürünleri kolaylıkla üretilebiliyor, outdoor reklam uygulamaları da hemen her markaya uygun şekilde ajanslar tarafından uygulanabiliyor. Bir ya da birkaç mecrada yayınlanmak üzere hazırlanan başarılı bir iletişimsel pazarlama faaliyeti ile görece yeni olan markalar ya da şirketler de istedikleri şekilde tanıtımlarını yapabiliyor ve yine istedikleri pazarlama hedeflerine ulaşabiliyorlar. Reklam yapmak isteyen küçük ya da büyük bütün şirketler bir ya da birkaç mecrayı kullanmak durumunda. İletişimsel pazarlama faaliyetlerinde hangi mecraların kullanılacağını da reklam ajansları belirliyor çünkü belirli bir erişim, frekans ve etki düzeyine ulaşmak için gerekli olan en iyi mecraları bulma işi için belli bir bütçe ile departmanlar tahsis ediyorlar. Her mecra kitlesel pazara ulaşmakta aynı etkiye sahip değil, dolayısıyla da etkili reklam yapmak için, şirketlerin profesyonel ajanslar ile çalışmaları bir zorunluluk. Her mecranın kendine has avantaj ve dezavantajları var bundan dolayı şirketlerin reklam hedefleri doğru mecranın seçilmesi açısından çok önemli. Reklamcılar bir yandan var olan mecralarda şirketler için en uygun olacak iletişimsel pazarlama sürecini belirlerken, diğer yandan da sürekli olarak yeni mecralar arayışına devam ediyorlar. Bilinen mecralara ek olarak son dönemde farklı bir reklam uygulaması daha karşımıza çıkmaya başladı. Ben bu uygulamayı ilk olarak geçtiğimiz günlerde bir süpermarketten yaptığım alışverişin ardından aldığım alışveriş fişinin renkliliği ile fark ettim. O anda fırsatım olmasa da daha sonra incelediğimde, fişin arka kısmında reklamların yer aldığını gördüm. Bu ilk defa karşılaştığım bir reklam uygulamasıydı. Daha sonraki günlerde de karşılaştığım bu uygulama tüketici olarak olduğu kadar iletişimsel pazarlama açısından da oldukça ilgimi çekti. Basında yer alan haberlere göre ABD’de 20 yıl, Avrupa’da ise beş yıldan fazla bir zamandır yapılan “yazar kasa rulo reklamcılığı” ilk kez Ankara’da uygulanmaya başlanmış. Yazar kasa rulolarının en fazla kullanıldığı yer olan süpermarketlerin rulo masrafları oldukça yüklü. Arkalarına reklam basılan bu rulolar ise bedava dağıtılıyor ve dolayısıyla maliyetlerde önemli bir düşüş sağlıyor. Bir ikinci avantaj ise firmaların oldukça uygun fiyatlar ile bu rulolarda reklamlarını yayınlatabilmeleri. Yazar kasa rulolarında reklamını yapan markalar potansiyel tüketicilerine bu yolla en kısa şekilde ulaşabilirler. Bu uygulama şimdilik sadece İç Anadolu Bölgesi’nde uygulanıyor ancak yaygınlaşacak gibi görünüyor.


Devamı için tıklayınız ...

Bundan kısa bir süre önce Reklam Özdenetim Kurulu(RÖK) tarafından “Kaçan Kurtuluyor” sloganı kullanan reklamı nedeniyle uyarı alan Vodafone şirketi, ikinci bir engele daha takıldı. Şirketin numara taşımanın 2. Yılı için yaptığı reklamlar Sanayi Bakanlığı'na bağlı Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü tarafından yayın yasağı ile cezalandırıldı. RÖK'ün pazarlama iletişiminin yasal, ahlaki, dürüst ve doğru olması ilkesi ile, yine pazarlama iletişiminin diğer firmaları aşağılayarak veya alay konusu yaparak diğer firmaları kamuoyu önünde küçük düşürmemesi ilkelerini ihlal ettiği nedeniyle uyarı alan Vodafone şirketi, bu kararın ardından yaptığı açıklamada gerekli değişikliklerin yapılarak reklamın yayınına devam edileceğini ifade etmişti. Bu olayın üzerinden kısa bir süre geçmeden, 4077 sayılı Tüketici Hakkının Korunması Hakkında Kanunun 16. Maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü tarafından Vodafone şirketine idari para cezası ve söz konusu reklamın durdurulması cezası verildi.

Cezaya konu olan maddede ticari reklam ve ilanların kanunlara, Reklam Kurulu'nca verilen ilkelere, genel ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına uygun, dürüst ve doğru olmaları esastır deniyor. Rekabet olabilir, aynı ürün ya da hizmet sektöründe faaliyet gösteren markalar karşılaştırmalı reklam yapabilir ancak bu reklamlarda iddia ettiği şeyleri ispat ile yükümlüdür hükümleri de aynı maddede yer alıyor.

Bu reklamı kısaca hatırlayalım, numara taşımanın ikinci yılında çekilen reklamda, rakip GSM operatörlerinin aboneleri, kazdıkları tünel ile “Güvenilir kapsama kalitesi, uygun fiyatlar ile konuşmaya ve özgürlüğe” yani Vodafone'a doğru kaçıyordular. Birçok insanın tünelden kaçtığını gören Selim karakteri de, kaçak ‘mahkumlara' önce bedava dakikalar ve binlerce sms vaadiyle sesleniyor, ardından onlara taahhütlü telefonlar atıyor ancak yine de bu kaçışı durduramıyordu. “Kaçan Kurtuluyor” sloganı ile yayınlanan reklam, son dönemde yayınlanan birçok Vodafone reklamı gibi oldukça eğlenceliydi. Ancak reklamların bir önemli misyonu var ki, o da tüketiciyi yanıltmamak ve diğer firmaları aşağılayarak küçük düşürmemek. Ben reklamın diğer GSM operatörlerini küçük düşürdüğünü düşünmüyorum. Reklamdaki asıl sorun, 2 yılda milyon abonenin Vodafone'a geçtiği bilgisi verilmesi. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun (BTK) verileri incelendiğinde Turkcell'in 2 yılda, yaklaşık 3 milyon abone kaybettiği görülüyor. Bu abonelerin 1,13 milyonu Avea'ya, 1,77 milyonu ise Vodafone'a geçmiş; yani açıklanan rakamın 4'te 1'i. Peki o zaman bu 8 milyon rakam nereden çıktı? Bu sorunun cevabı basit, Vodafone'a işlem yapılan rakam 8 milyon civarında. Bu rakam bayilerin yaptığı prim amaçlı işlemleri de kapsıyor. Ve bu rakamlara bakıldığında açıkça görülüyor ki, reklamda verilen sayı gerçeği yansıtmıyor.

Kanunun 16. Maddesi açık; karşılaştırmalı reklam yapılabilir ama bunu etik kurallar çerçevesinde yapmak gereklidir. Pazarlama iletişiminde markaların kendilerini rakiplerine göre konumlandırmaları gerekir. Bu konumlandırma elbette karşılaştırmaya veya verilere dayanabilir ama anlaşılır ve doğru veriler ile tüketicilere sunulması esastır. Global bir marka olan Vodafone Şirketi'nden konuya dair bir açıklama gelmedi. Yasaklama kararı sadece “Kaçan Kurtuluyor” reklamı için verildi, şirketin diğer reklamları birçok mecrada yayınlanmaya devam ediyor.  

Cezaya konu olan maddede ticari reklam ve ilanların kanunlara, Reklam Kurulu'nca verilen ilkelere, genel ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına uygun, dürüst ve doğru olmaları esastır deniyor. Rekabet olabilir, aynı ürün ya da hizmet sektöründe faaliyet gösteren markalar karşılaştırmalı reklam yapabilir ancak bu reklamlarda iddia ettiği şeyleri ispat ile yükümlüdür hükümleri de aynı maddede yer alıyor.


Devamı için tıklayınız ...

Banner reklamları ne demek? Önce kısaca bunu anlatalım, bir ürün pazarlıyorsunuz veya bir hizmet veriyorsunuz yada marka imaj reklamı yapmayı planlıyorsunuz ve markanızı internette geniş kitlelere tanıtmak istiyorsanız banner reklamları kolay tasarımı, kolay internet medya uygulaması ve diğer reklam mecralarına göre ekonomik fiyatlarıyla ve en önemlisi ölçümlenebilmesi özelliği ile bir reklam seçeneği olarak ön plana çıkıyor. Sistem şu şekilde çalışıyor bir firmaya banner tasarlatıyorsunuz veya kendiniz tasarlıyorsunuz, hangi web sitesine banner reklamı vereceğinize karar veriyorsunuz site yetkilileri ile görüşüp bannerınızı uygun ölçülerde sitelerine koymalarını sağlıyorsunuz. Bannerdan sizin sitenize link verileceği için hem ürün satışlarınızı arttırabilir hemde ziyaretci sayınızda büyük artışlar sağlayabilirsiniz. Eğer bir internet reklam ajansı ile çalışıyorsanız bannerınızın günde ne kadar tıklandığı ne kadar görüntülendiği gibi istatistiki bilgilere ulaşabilirsiniz. Banner reklam şeçeneklerinize gelince hazırladığınız bannerları internette kısa bir araştırma yapıp sizin için geri dönüş sağlayacağınızı tahmin ettiğiniz sitelerle reklamı yayınlamak için görüşebilirsiniz veya daha büyük kapsamlı bir gösterimle daha geniş kitlelere ulaşmayı planlıyorsanız Google içerik ağını kullanabilirsiniz. Google görüntülü reklam ağı hakkında biraz bilgi verelim, Google içerik ağı reklamları Google adwords reklamlarından farklıdır, Adwords sponsor bağlantı reklamı şu an ülkemizde küçük ,büyük işletmeler tarafından en çok tercih edilen reklam türüdür.Bu reklam kısaca sizin hazırladığınız bir reklam metni veya sloganı ile istediğiniz anahtar kelimelerde google arama motorunda istediğiniz coğrafi bölgelerde, istediğiniz dillerde ve istediğiniz saatlerde öncelikli görünmenizdir, Banner reklamlarınızı yayınlayacağınız Google içerik ve görüntülü reklam ağı ise size yüzlerce site arasından sizin reklam vereceğiniz siteleri seçme olanağı ve hem yazılı hemde görsel kampanyalar yaratmanızı sağlamaktadır . Bu şekilde sitenizin kategorisine uygun siteleri seçebilir reklamınızı doğru hedef kitleye yapmış olursunuz ayrıca içerik ağı reklamlarında anahtar kelimede hedefleyebilirsiniz bu yöntemdede google adwords gibi reklamınızın tıklandığı kadar para ödeyebilir veya gösterim başına ücret ödeyebilirsiniz ve reklam kampanyanızı sadece bazı şehirlere, tüm Türkiye’ye , dünyada herhangi bir ülkeye veya bütün dünyaya istediğiniz zaman aralıklarında yayınlayabilirsiniz. İki reklam uygulamasındada en önemli konu reklam gösterim sıklığı ve dogru hedeflemedir gereksiz yere çok reklam yayınlamak ve reklamı yanlış bir pazara göstermek, sizin reklama yaptığınız yatırımın geri dönüş oranını azaltabileceği gibi maliyetlerinizinde artmasına neden olacaktır ve markanızın zarar görmesine neden olacaktır. Reklam kampanyanızı veya bannerınızı hazırlarken firmanızı veya ürününüzü iyi anlatan etkileyici bir mesaj vermek ve bu reklamı doğru hedeflemek kampanyanın etkinliği açısından çok önemlidir. Şimdi gelelim banner reklamlarının uygulama şekline; Reklam kampanyalarınız ile ilgili bir bütçeye karar verdikten sonra banner tasarımı konusunda internet reklamcılığı sektöründe hizmet veren bir firmadan destek almalısınız. Çünk ürün veya hizmetin sunuş şekli ve görselleri satışlarınızın artmasında etkili olacaktır. Reklam yayınlama konusuna gelince internet reklamcılığında uzman bir şirketle çalışmalısınız, böylece sizin online reklam kampanyalarınızın ve reklam bütçenizin uzman bir ekip tarafından kontrol edilmesini ve size satış olarak geri dönmesini sağlayacaktır. Evet şimdi bannerlarınız ve reklam kampanyalarınızla reklam dünyasına doğru keyifli bir yolculuğa çıkma zamanı geldi… Şimdi buraya tıklayarak reklam başvuru formumuzu doldurabilirsiniz artık sizin için biz uzman kadromuzla çalışalım, sizde keyifle web sitenizin nasıl harikalar yarattığını ve satışlarınızın artışını izleyin….


Devamı için tıklayınız ...