Günümüzde sinema ve televizyon öyle bir hale geldi ki sanatsal film veya önemli bir konusu olan filmleri izlemek neredeyse imkansız hale geldi. Çünkü gösteri dünyası, pazara endeksli olarak çalışmaya başladı. Tabi bu şekilde ifade edince, sanki eskiden pazara endeksli değilmiş gibi bir sonuç ortaya çıkabilir. Elbette Pazar o zaman da önemliydi. Ne kadar para kazandıkları, kazanacakları hesaplanıyordu. Yine de eskiden, filmlerin önemli bir konusu olurdu. Filmler bir şeyler anlatırdı. Küçük bir yaşantı biçimi, düşünce biçimi, deneyimlerle elde edilmiş bir sonuç, çeşitli insan gruplarının yaşamları, aşkları, çalışmaları, mücadeleleri, yaşamlarında karşılaştıkları durumlar işlenirdi. İnsanlar filmleri izlediklerinde, hem keyif alırlardı hem de bir şeyler öğrenirlerdi. Bakış açıları genişlerdi. Filmler, yaşamsal sorunları, bireyleri, kurumları anlatırdı, daha doğrusu insana dair yeni bir şeyler aktarırdı. Şimdiki sinema ve dizi filmlere baktığımızda ise, hepsi olmasa bile, bu durumun çoktan geride kaldığı görülüyor. Dizi filmler, izlenip reytingleri artsın, reklam veren firmalar diziyi mecra olarak görsün, para yatırsın diye çekiliyorlar. Televizyondaki dizi filmler, bazı sinema filmleri, sırf bu amaç çerçevesinde kurgulanıyor. İnsanların dikkatini çekebilmek için olmadık konular, sanki normalmiş gibi işleniyor.
Entrika, yasak ilişkiler, zenginlik v.b. pek çok konu işleniyor. Neredeyse herkesin çok iyi bildiği yasak, gizli, gizemli konuların merak uyandıracağı, insanların dikkatini çekeceği bilgisi, sonuna kadar kullanılıyor. Bütün bunlara rağmen, filmler reyting almıyorsa, buna paralel olarak reklam da almıyordur doğal olarak, işte o zaman dizinin sonu geliyor. Hemen finali çekip diziyi bitiriyorlar. Konusu her ne kadar, yukarıda sözünü ettiklerimizden farklı olsa da, televizyonlarda gösterimi devam eden “Türk Malı” dizisinde olduğu gibi. Dizi reyting alamadı, bununla birlikte firmalar da diziye reklam vermeyi kesti. Uzun bir süre kanal ne yapabileceğini düşündü. Anlaşılan o ki dizinin izlenmesini sağlayacak, diziyi bir yöne sürükleyecek yöntem bulamadılar ki kanal, “Türk Malı” dizisini bitirmeye hazırlanıyor. Buna benzer sürece sahip birkaç dizi daha var. Ama onlar hala beklemede, “Türk Malı” dizisinden sonra, sıra hangisine gelecek, aşağı yukarı belli değil mi? Artık filmlerin, dizilerin konuları, alabileceği reklamlar hesaplanarak belirleniyor.
Reklamlar, yayın yapan medya organları için oldukça önemli bir gelir kaynağıdır. Bu da herkes tarafından biliniyor. Fakat işin en üzücü tarafı, bu gelirin elde edilebilmesi için, insanların bakış açılarını, dünya görüşlerini ne yöne doğru sürükleyeceğinin hesabı yapılamadan, sırf kazanç elde edebilmek için çekiliyor olmasıdır. Bazı noktalarda firmaları da anlayabilmek mümkün olmuyor. Marka imajı, yani insanların marka algıları çok önemlidir. Hatta bu yüzden reklam ajansları, planlama yaparken, firmanın edinmiş olduğu vizyon ve misyonu hesaba katarak, bunlara uygun dizileri veya filmleri seçiyorlar. Daha doğrusu aslında olması gereken budur. Ama gerçekte yaşanan bu değil. Hangi dizinin konusu ne olursa olsun, içeriğine bakmaksızın çok kişi tarafından izleniyorsa, oraya reklam verebiliyorlar. Tüketicilerin reklamı nasıl hatırladıkları, unutmamalarına sebep olan konunun ne olduğu önemsenmiyor.