Günümüzde küçük ya da büyük hemen her firmanın, her markanın, hatta her kişinin kolaylıkla kendi reklamını yapabilmesi mümkün. Ulusal yayın yapan bir televizyon, radyo ya da yazılı basına küçük şirketler de reklam verebiliyorlar. İnternet reklamcılığı giderek yaygınlaşıyor ve pazar payı artıyor. Reklam ve tanıtım amaçlı promosyon ürünleri kolaylıkla üretilebiliyor, outdoor reklam uygulamaları da hemen her markaya uygun şekilde ajanslar tarafından uygulanabiliyor. Bir ya da birkaç mecrada yayınlanmak üzere hazırlanan başarılı bir iletişimsel pazarlama faaliyeti ile görece yeni olan markalar ya da şirketler de istedikleri şekilde tanıtımlarını yapabiliyor ve yine istedikleri pazarlama hedeflerine ulaşabiliyorlar. Reklam yapmak isteyen küçük ya da büyük bütün şirketler bir ya da birkaç mecrayı kullanmak durumunda. İletişimsel pazarlama faaliyetlerinde hangi mecraların kullanılacağını da reklam ajansları belirliyor çünkü belirli bir erişim, frekans ve etki düzeyine ulaşmak için gerekli olan en iyi mecraları bulma işi için belli bir bütçe ile departmanlar tahsis ediyorlar. Her mecra kitlesel pazara ulaşmakta aynı etkiye sahip değil, dolayısıyla da etkili reklam yapmak için, şirketlerin profesyonel ajanslar ile çalışmaları bir zorunluluk. Her mecranın kendine has avantaj ve dezavantajları var bundan dolayı şirketlerin reklam hedefleri doğru mecranın seçilmesi açısından çok önemli. Reklamcılar bir yandan var olan mecralarda şirketler için en uygun olacak iletişimsel pazarlama sürecini belirlerken, diğer yandan da sürekli olarak yeni mecralar arayışına devam ediyorlar. Bilinen mecralara ek olarak son dönemde farklı bir reklam uygulaması daha karşımıza çıkmaya başladı. Ben bu uygulamayı ilk olarak geçtiğimiz günlerde bir süpermarketten yaptığım alışverişin ardından aldığım alışveriş fişinin renkliliği ile fark ettim. O anda fırsatım olmasa da daha sonra incelediğimde, fişin arka kısmında reklamların yer aldığını gördüm. Bu ilk defa karşılaştığım bir reklam uygulamasıydı. Daha sonraki günlerde de karşılaştığım bu uygulama tüketici olarak olduğu kadar iletişimsel pazarlama açısından da oldukça ilgimi çekti. Basında yer alan haberlere göre ABD’de 20 yıl, Avrupa’da ise beş yıldan fazla bir zamandır yapılan “yazar kasa rulo reklamcılığı” ilk kez Ankara’da uygulanmaya başlanmış. Yazar kasa rulolarının en fazla kullanıldığı yer olan süpermarketlerin rulo masrafları oldukça yüklü. Arkalarına reklam basılan bu rulolar ise bedava dağıtılıyor ve dolayısıyla maliyetlerde önemli bir düşüş sağlıyor. Bir ikinci avantaj ise firmaların oldukça uygun fiyatlar ile bu rulolarda reklamlarını yayınlatabilmeleri. Yazar kasa rulolarında reklamını yapan markalar potansiyel tüketicilerine bu yolla en kısa şekilde ulaşabilirler. Bu uygulama şimdilik sadece İç Anadolu Bölgesi’nde uygulanıyor ancak yaygınlaşacak gibi görünüyor.

Arşiv

Etiketler