2011/02 Blog Arşivi

Kuruluşunun 50. Yılını kutlayan Aygaz, hizmet kalitesini arttırmak için teknolojiye yatırım yapmaya devam ediyor. 2006 yılından bu yana uygulanan uydu sipariş sistemi ‘Aygaz Ekspres''i geniş çaplı bir iletişim kampanyasıyla duyuran marka, bu hizmetiyle müşteri taleplerini en hızlı şekilde yerine getirmeyi amaçlıyor. Uygulama, gelen telefon siparişlerini uydu üzerinden en yakın servis aracına yönlendirerek çalışıyor.


Devamı için tıklayınız ...

Mesaj kutuları darmadağın! İnsanlar pazarlama reklamlarını görmezden geliyor. Bunun yerine herkes, Facebook'ta oyalanıyor ya da arkadaşları ile mesajlaşıyor.

Peki, sosyal medya, e-posta ve doğrudan pazarlama ne yapabilir?

Doğrudan Pazarlama İletişimcileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Lawrence Kimmel, e-posta pazarlamandaki devrimin geliştirilmesine işaret etti:

* Amazon'un e-posta hizmeti, işletmeler için kitlesel ve işlemsel e-posta gönderme servisine sahip.


Devamı için tıklayınız ...

Kültür ve Turizm Bakanlığı 2011 yılı reklam ve tanıtım kampanyaları çerçevesindegerçekleştirilen uygulama ile İtalya'nın Milano kentine bir ‘Kız Kulesi' görseli yerleştirildi. Aynı zamanda dünyanın en büyük gotik ketedrali olan Duomo di Milano'nun da bulunduğu Dumo Meydanı'na yerleştirilen görsel gerek İtalyan'ların, gerekse de Milano'da bulunan Türklerin beğenisini kazandı. Aynı zamanda Piazza Del Duomo ismiyle de bilinen meydan kentin tam merkezinde yer alması sebebiyle gün içerisinde ciddi bir yaya trafiğine sahip.


Devamı için tıklayınız ...

Edinburgh Napier Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmada, Facebook'un anksiyete yaratabileceğine dair sonuçlar ortaya çıktı. Sosyal ağların bir alışkanlıktan öte bağımlılık hale geldiği de böylece ortaya konmuş oldu. Araştırmanın başkanı Dr.Cathy Charles sonuçları yorumlarken Facebook üyesi olmanın ciddi bir baskı oluşturduğunu, yararlar ve zararlar konusunda kullanıcıların kararsız ve karmaşık duygular taşıdığının altını çizdi.


Devamı için tıklayınız ...

17 – 27 Şubat tarihleri arasında gerçekleşecek olan !f İstanbul AFM Uluslar arası Bağımız Filmler Festivali'nin Festival Merkezi Sponsoru Nokia oldu. 2 – 6 Mart 2011 tarihlerinde de Ankara'da gerçekleştirilecek olan Festivale katılan kullanıcılar özel olarak geliştirilen Ovi uygulaması ile festival programını takip edip, içeriği hakkında bilgi alabilecekler.

Festivalin The Hall ve sinema fuayelerinde de, !f izleyicileri Nokia N8 modeliyle festival deneyimlerini çekecekleri fotoğraf ve videolara aktarabilecekler. Görsel yetenekler açısından güçlü mobil cihazlar geliştirmeye önem veren Nokia'nın festivale destek vermesinin en önemli sebeplerinden birisi, Türkiye'de sinema sanatının gelişmesine katkı vermek ve !f İstanbul gibi başarılı etkinliklerin kalıcı olmasını sağlamak.


Devamı için tıklayınız ...

İlk lansmanı 15 Şubat günü İstinye Park'ta gerçekleştirilen ‘Okan Bayülgen'in Objektifinden ÖZSÜT' adlı sosyal sorumluluk projesi kapsamında, Okan Bayülgen Özsüt şubelerine gelen kişileri fotoğrafladı. Özsüt ürünlerini tadan kişilerin yüzlerine yansıyan mutluluğun fotoğraflara aktarılmasının amaçlandığı sosyal sorumluluk projesinden elde edilecek gelir Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı'na (TEGV) bağışlanacak. Proje kapsamında Özsüt şubelerine dağıtılacak olan 100'er teşekkür kartı 1 TL'den, 50'şer bloknot da 3 TL'den satışa sunulacak.


Devamı için tıklayınız ...

Türk Eczacılar Birliği (TEB) belirlenen ilkeler kapsamında reçetesiz ilaç reklamı yapılmasının önünü açan yasa tasarısının içerdiği riskleri Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e aktarmak amacıyla Çankaya Köşkü'ne çıkacak.

TEB'den yapılan yazılı açıklamada, ilaç reklamlarının ilaç tüketimini arttırarak toplum sağlığını bozacağı vurgusu yapıldı. Düzenlemenin halkın ve eczacıların değil ilaç firmalarının lehine olduğunu söyleyen TEB Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşmelerini kamusal sorumluluk çerçevesinde gerçekleştireceklerini ve yıllardır olduğu gibi bütün ilaç reklamlarına karşı çıkacaklarını da açıklamada belirtti.


Devamı için tıklayınız ...

Bir reklam ajansı için sadece etkin, işlevsel ve ilgi çekici bir web sayfasına değil aynı zamanda da bir ajans bloğuna sahip olmak, sarf edilen emek ve zamanın karşılığını verecektir. Ajansların en iyi pazarlama araçlarından birisi, merkezine bir  blogun yerleştirildiği Web 2.0 kullanım sistemidir. Web günlüğü olarak da tabir edilen blogların sağladığı faydalara gelirsek:

Öncelikle bloglar reklam ajanslarının çift taraflı iletişim kurmasına da olanak sağlar. Üstelik yazmanın etkin bir anlama ve anlatma biçimi olduğu anlayışına bakınca, bu blogların gerekliliği daha iyi anlaşılmış olur çünkü yazmak anlatabilme kabiliyetini geliştirir. Bir paradigma haline gelebilen yeni iş süreçleri içinde reklam ajansı için doğru olan davranış biçimi müşterileri avlamak değil, onların reklam ajansları bulmalarını kolaylaştırmaktır. Bloglar potansiyel müşterilere de ulaşmak noktasında reklam ajansı için yardımcı pozisyondadır ve ilişki kurma sürecinde iletişimin kopmamasını sağlarlar. Geleneksel medyanın tek taraflı yüzeysel ilişkisinin tersine sahip olduğu blog vasıtasıyla bir reklam ajansı müşterisiyle konuşabilir. Profesyonel iş ilişkisi kurulduğunda konuşma üstünlüğü müşterinindir, bu sürece kadar reklam ajansları da bloglarında kendilerini anlatabilir.


Devamı için tıklayınız ...

‘Bir tek ben mi sıkılıyorum’ dediğimde, ‘sen kimsin’ diyenlerin de çıkması muhtemel olsa da, diyeceğim yine de… Bir tek ben mi sıkılıyorum? Her gün televizyonda aynı yüzleri görmekten, fragman, tekrar, magazin derken ezberlediğim dizi sahnelerinde gördüğüm ünlülerden artık çok sıkıldım. Hele de televizyonların en sevdiğim kuşakları olan reklam kuşaklarında da karşıma çıktıklarında daha da fazla sıkılıyorum. Yok, mu başka kimse oyunculuk yapabilecek? Daha yeni yüzler, daha marka imajına daha uygun ama ekranlara biraz ara vermiş ünlüler ya da? Vardır ama bir kez popüler olmaya görsün birisi… Ne tekliflerin ardı arkası kesiliyor, ne de bu teklifler muhatapları tarafından reddediliyor. İşte durum ortada, “Fatmagül’ün suçu ne?” dedik, bağrımıza bastık, sevdik, beğendik, Beren Saat Rexona’yla ikinci kez anlaştı, Turkcell Fatmagül’ün yengesi rolündeki Esra Dermancıoğlu ile popüler kültürün nimetlerinden faydalandı, İş Bankası geride kalır mı? Hemen Fatmagül ve ailesinin ev sahibinin oğlu rolündeki Emre Yetim ile ekranda yerini alıverdi. Bankamatik’in İş Bankası’ndan en azından gişe memuru konusunda eksik olduğunu biliyorum ama kendi suçumun ne olduğunu hala anlayabilmiş değilim. Öyle ya, bir suçum olmasa, televizyonun karşısına oturduğum anda hep aynı yüzleri görmek durumunda kalmazdım. Reklamları seviyorum, belki suçum bu olabilir. Yaratıcı, basit reklamları seviyorum. Hatta basit reklamları daha da çok seviyorum. Samimi olanları, dürüst olanları… Beren Saat’in Rexona kullandığına inanabilirim ama Garanti Emeklilik reklamlarında oynayan oyuncuların geleceklerine bugünden yatırım yapmak isteyen kişiler olduğuna beni kimse inandıramaz. Hepsinin zaten yer aldıkları yapımlarla şimdiden geleceklerini garantilemiş olmaları gerektiğini düşünüyorum. Eğer öyle değilse zaten bir yatırım danışmanına ihtiyaçları var demektir, bunu da onlara ING Bank pekala sağlayabilir. Ne de olsa, dev leke toplarına ve yine insanı dövülmüşten beter eden iddialı konuşma tarzlarıyla leke çıkarıcı testlerine gönderme yapan turuncu temalı iki reklamı tam olarak ne olduğunu anlatamasa da, reklam banka reklamı olduğuna göre bu bankanın bir yatırım uzmanı mutlaka olmalıdır. Ama burada bir noktanın altını çizmeliyim, belki de ben anlayamadım ne demek istediklerini, çünkü sıklıkla yüzleri, isimleri, sesleri karıştırabiliyorum. Her yerde görünce tabii, doğal bir durum oldu artık bu benim için. İtiraf etmeliyim, geçen gün aynı restoranda karşılaştığımız, karşılıklı masalarda oturduğumuz orta yaşlı hanımın beni tanımazdan gelmesi biraz incitti beni. Oysa onun da oynadığı dizilerden, katıldığı sabah – öğlen – akşam kuşağı kadın programlarından, magazin kuşaklarında verdiği beyanatlardan ve nihayetinde oynadığı reklamda ekrandan bana bilgelikle ürününü anlatmasından dolayı artık beni tanımış olduğunu düşünüyordum. Ne yazık ki tanımamış… Sen kimsin bakışlarıyla görmezden geldi beni… Üstelik de başını çevirme şeklinden artık ilgiden sıkıldığını da güzelce ifade etti… Oysa ben onu ara sıra gördüğüm zamanlarda hayranlık duyuyordum… Şaka bir yana, üne kavuşan insanların yüzlerini çabuk eskitmemeleri gerektiğini düşünüyorum. Özellikle reklam için tercih edilen ünlü yüzler popülaritelerinden dolayı tercih edildiklerinde markaların inandırıcılık değerini de düşürüyorlar. Büyük paraların döndüğü bu sektörde bir reklamın inandırıcılığa sahip olmamasını da önemli bir başarısızlık sebebi olarak görüyorum.


Devamı için tıklayınız ...

1999 yılında hobi olarak başladığı modellik kariyerine, 2001 yılında Amerikan Vogue Dergisi'ne kapak olmasıyla devam eden, 2002 yılında Victoria's Secret defilesinde yer alan ve Pirelli Takvimi'ne de poz veren Karolina Kurnikova reklam çekimi için Türkiye'ye geliyor.

Kurkova, dünyaca ünlü moda öncüsü markaları ve bu markalara ait koleksiyonları müşterileriyle buluşturan Brandroom'un 2011 İlkbahar – Yaz koleksiyonu reklam kampanyası için modellik yapacak. Demsa Group Kreatif Direktörü Ceyda Balaban tarafından styling'i gerçekleştirilecek olan çekimlerin fotoğrafları Nihat Odabaşı tarafından çekilecek.


Devamı için tıklayınız ...