‘Bir tek ben mi sıkılıyorum’ dediğimde, ‘sen kimsin’ diyenlerin de çıkması muhtemel olsa da, diyeceğim yine de… Bir tek ben mi sıkılıyorum? Her gün televizyonda aynı yüzleri görmekten, fragman, tekrar, magazin derken ezberlediğim dizi sahnelerinde gördüğüm ünlülerden artık çok sıkıldım. Hele de televizyonların en sevdiğim kuşakları olan reklam kuşaklarında da karşıma çıktıklarında daha da fazla sıkılıyorum. Yok, mu başka kimse oyunculuk yapabilecek? Daha yeni yüzler, daha marka imajına daha uygun ama ekranlara biraz ara vermiş ünlüler ya da? Vardır ama bir kez popüler olmaya görsün birisi… Ne tekliflerin ardı arkası kesiliyor, ne de bu teklifler muhatapları tarafından reddediliyor. İşte durum ortada, “Fatmagül’ün suçu ne?” dedik, bağrımıza bastık, sevdik, beğendik, Beren Saat Rexona’yla ikinci kez anlaştı, Turkcell Fatmagül’ün yengesi rolündeki Esra Dermancıoğlu ile popüler kültürün nimetlerinden faydalandı, İş Bankası geride kalır mı? Hemen Fatmagül ve ailesinin ev sahibinin oğlu rolündeki Emre Yetim ile ekranda yerini alıverdi. Bankamatik’in İş Bankası’ndan en azından gişe memuru konusunda eksik olduğunu biliyorum ama kendi suçumun ne olduğunu hala anlayabilmiş değilim. Öyle ya, bir suçum olmasa, televizyonun karşısına oturduğum anda hep aynı yüzleri görmek durumunda kalmazdım. Reklamları seviyorum, belki suçum bu olabilir. Yaratıcı, basit reklamları seviyorum. Hatta basit reklamları daha da çok seviyorum. Samimi olanları, dürüst olanları… Beren Saat’in Rexona kullandığına inanabilirim ama Garanti Emeklilik reklamlarında oynayan oyuncuların geleceklerine bugünden yatırım yapmak isteyen kişiler olduğuna beni kimse inandıramaz. Hepsinin zaten yer aldıkları yapımlarla şimdiden geleceklerini garantilemiş olmaları gerektiğini düşünüyorum. Eğer öyle değilse zaten bir yatırım danışmanına ihtiyaçları var demektir, bunu da onlara ING Bank pekala sağlayabilir. Ne de olsa, dev leke toplarına ve yine insanı dövülmüşten beter eden iddialı konuşma tarzlarıyla leke çıkarıcı testlerine gönderme yapan turuncu temalı iki reklamı tam olarak ne olduğunu anlatamasa da, reklam banka reklamı olduğuna göre bu bankanın bir yatırım uzmanı mutlaka olmalıdır. Ama burada bir noktanın altını çizmeliyim, belki de ben anlayamadım ne demek istediklerini, çünkü sıklıkla yüzleri, isimleri, sesleri karıştırabiliyorum. Her yerde görünce tabii, doğal bir durum oldu artık bu benim için. İtiraf etmeliyim, geçen gün aynı restoranda karşılaştığımız, karşılıklı masalarda oturduğumuz orta yaşlı hanımın beni tanımazdan gelmesi biraz incitti beni. Oysa onun da oynadığı dizilerden, katıldığı sabah – öğlen – akşam kuşağı kadın programlarından, magazin kuşaklarında verdiği beyanatlardan ve nihayetinde oynadığı reklamda ekrandan bana bilgelikle ürününü anlatmasından dolayı artık beni tanımış olduğunu düşünüyordum. Ne yazık ki tanımamış… Sen kimsin bakışlarıyla görmezden geldi beni… Üstelik de başını çevirme şeklinden artık ilgiden sıkıldığını da güzelce ifade etti… Oysa ben onu ara sıra gördüğüm zamanlarda hayranlık duyuyordum… Şaka bir yana, üne kavuşan insanların yüzlerini çabuk eskitmemeleri gerektiğini düşünüyorum. Özellikle reklam için tercih edilen ünlü yüzler popülaritelerinden dolayı tercih edildiklerinde markaların inandırıcılık değerini de düşürüyorlar. Büyük paraların döndüğü bu sektörde bir reklamın inandırıcılığa sahip olmamasını da önemli bir başarısızlık sebebi olarak görüyorum.

Arşiv

Etiketler