2010/08 Blog Arşivi

Tüketici davranışlarının doğrusal modelleri üzerine yoğunlaşan pazarlama dünyası ve reklamcılar AIDA modelini de kapsam içine almışlardır. Bu modele göre, tüketicilerin davranışları tek bir aşama ile etki altına alınamaz. Bunun için birden fazla aşamanın takip edilmesi gerekmektedir. AIDA kelimesi de zaten, bu aşamaların baş harflerinden oluşturulmuş bir isim olmaktadır. Pazarlama ve reklamcılık alanlarında kullanılan modelin aşamaları, tüketicilerin üretimden haberdar olmasını sağlayan tanıtımlardan, ilgisinin uyandırılmasına, ürünü veya hizmeti satın alma isteğine ve satın alma eylemine dönüştürmesine kadar ki stratejiyi gösteriyor. İlk zamanlarda, pazarlamacılar tarafından benimsenen model, 1946 yılından sonra, reklam sektörü tarafından da dikkate alındı ve tüketicilerin etki altına alınarak, belirlenmiş davranışları göstermelerini sağlamak için kullanıldı. Tabi bu model halen devam etmekle beraber, ortaya çıktığı haliyle kalmadı. Onun üzerine daha farklı modeller de geliştirilerek kullanıldı. Tüketicilerin belirlenmiş davranışları göstermelerini sağlamak için geliştirilen AIDA modelinin aşamaları ise aşağıdaki gibidir;


Devamı için tıklayınız ...

1940 ile 1950 yılları, televizyonun toplumların yaşamına girdiği yıllardır. Aynı zamanda, tam bu dönemde, Bill Bernbach, Leo Burnett, David Ogilvy gibi reklamcıların ortaya çıktığı dönemlerdir.


Devamı için tıklayınız ...

Reklamcılık sektörünün, insanın düşüncelerinin nasıl şekillendiğini veya ortaya çıktığını anlamaya ve buna yönelik unsurların ortaya çıkarılması için araştırma yapan, teori üreten psikoloji ile yakın ilişkileri vardır. Reklamın bütün mecralara yönelik tasarımlarında kullanılan, oldukça önemli unsurlardan biridir psikoloji. 1994 tarihinde, Mattelart'a göre, Sigmund Freud'tan önce insanların davranışları içgüdülerle açıklanmaya çalışılmaktaydı. Buna göre insanlar marka kavramına yönelik önerilere açıklık, taklit ve sempati unsurlarını içgüdüsel olarak yapmaktaydı. 1920 yıllarında, bu değerlendirmeler davranışçılığın öne çıkmasıyla uyarıcı-tepki ya da etki-tepki teorisi ile farklılık göstermiş, sebep-sonuç ilişkisini ortaya çıkarmıştır. Buna göre çözümlemeler, tüketici-mesaj arasında olan ilişki, tepkinin kaydı ve hatırlanma durumuna dönüşmüştür. Bunların ortaya çıkarılmasıyla, araştırmalar daha ayrıntılı olarak sürdürülmüştür.


Devamı için tıklayınız ...

Reklam kelimesi Latince çağırmak anlamında kullanılan (clamare) sözcüğünden türemiştir. Bizim dilimize ise Fransızca (reclame) sözcüğünde geçmiştir. Ayrıca Fransızcada reklam sözcüğü “haber vermek” anlamında kullanılan “avertir” sözcüğünden gelmektedir. (Lynch vd. 1992,384). Reklamın tanımlanması konusunda, pek çok araştırmacı, yazar, reklamcı az da olsa birbirinden farklı tanımlar yapmışlardır. Duden Schülerlexikon’un 1969’da yazdığı kitabında reklam; ürünlerin satılması için yapılan tedbirler şeklinde tanımlamıştır. Tenekecioğlu ise 1988,’de belli bir kaynağın, ürünlerin, hizmetlerin, düşüncelerin ücret karşılığında, iletişim araçlarının kullanılmasıyla tarif edilip, duyurusunun yapılması şeklinde tanım yapmıştır. Bunlarla birlikte, birbirine çok yakın tanımlama yapan Lync, 1992’de ve Çetinkaya, 1993’te reklamın; herhangi bir ürün veya hizmetin, düşüncenin para karşılığında, kişisel olmayan biçimde ki tanıtım etkinlikleri olarak tanımlamışlardır. Arens, 1996’da reklam; herhangi bir ürün, hizmet, düşüncenin tanıtımlarının yapılacağı araçların ücretlerinin ödenmesiyle reklamın uygulanması, uygulanan reklamın doğasında ikna unsurunun bulunduğu ve gene kişisel olmayan etkinlikler şeklinde tanımlamıştır. 1997’de Göksel’de reklamı tanımlamış ve satın alma davranışının sürekli olmasını sağlamak veya tüketicilerin farklı bir ürüne yöneltilmesi için etki unsurunu taşıyan firma etkinliklerinin ek gideri olarak tanımlamıştır. Aynı yazarın kitabında yer alan diğer bir bilgi de, Amerika Pazarlama Birliğinin tanımıdır. Buna göre de reklam; bir ürün veya hizmetin, fikrin bedelinin ödenmesiyle, bu bedelin kim tarafından bilinerek yapılan, yüz yüze satış dışında kalan tüm etkinliklerdir. 2006 yılında Elden ve Yegel’in tanımı; belirli bir ürün, hizmet, kurum veya fikrin, bedelinin kim tarafından ödendiğinin belli olmasıyla, kitle iletişim araçlarının yerinin, süresinin satın alınması ve geniş halk kitlelerine tanıtılması veya duyurulması faaliyetlerinin hepsi olarak tanımlanmıştır. Kocabaş, 1999 yılında, reklamı; tüketicileri bir ürün ya da markanın varlığı konusunda uyarmak, ürüne ve markaya, hizmete, kuruluşa doğru ilginin oluşturulması hedefiyle göze ve kulağa hitap eden mesajların hazırlanıp yayılması şeklinde tanımlamıştır. Gülsoy ise 1999 yılında, insanları kendi istekleriyle belli bir davranışta bulunmalarını sağlamak, ilgilerini bir kuruluşa, ürüne, hizmete, fikre çekmek için çalışmak, onunla ilgili bilgi vermek, insanların onunla ilgili düşünce ve davranışlarını değiştirmelerini, belirli bir davranışı ve düşünceyi benimsemelerini sağlamak adına iletişim araçlarının belirli süre ve yer ücretinin ödenmesiyle veya çoğaltılıp dağıtılarak, belli ücret bedellerinin olduğu bilinen duyurular olarak tanımlamıştır.


Devamı için tıklayınız ...

Reklamın dili, tüketicilerin algılarına göre oluşturulmaktadır. Onların beğenileri, onların tercihleri, gelenek ve görenekleri çerçevesinde oluşturulmakta ve sunulmaktadır. Reklam tüketicilere karşı dili tasarlarken, tüketicilerin geçmişteki bütün yapılarını çözümlemektedir. Toplumun sosyal, ekonomik, kültürel yapılarını araştıran, bilim dallarının verilerinden yararlanmaktadır. Ayrıca reklam tasarımlarından önce, tasarlayacağı reklamla ilgili toplumsal analizler yapmaktadır. Zaten reklamı üreten kuruluşlar reklamcılar olmaktadır. Reklamcılar, yıllarca sektöre hizmet vermiş hem bu konuda deneyim sahibi hem de bu işin eğitimini almış kişiler olmaktadır. Reklamcılar, reklamın dilini oluştururlarken, bilim dallarının verilerini ve toplum analizlerini kullanmaktadırlar. Bütün bu verilerden sonuçlar üretmekte ve etkileyici reklamın dilini kurgulamaktadırlar. Reklam tasarımlarını yaparken, tüketicilerin görüşlerini, fikirlerini alarak hareket etmektedirler. Reklamcılar, tüketicilerle iletişim kuracakları dili oluşturduklarında, sade, anlaşılır bir yapı oluşturmaktadır. Tüketiciler verilen mesajları anlamakta ve ona göre davranış geliştirmektedirler.  

Reklamın dili, hedeflediği kitleye göre biçim almaktadır. Hangi hedef kitleyi seçtiyse, onun anlayabileceği şekilde, onun özelliklerini hesaba katarak seslenmektedir. Reklam, dilini kullandığı mecraya göre tasarlamaktadır. Televizyon reklam filmlerinde, radyolarda, gazete ve dergilerde, internet mecrasında, açık hava reklam araçlarında, organizasyon reklam mecralarında birbirinden farklı dil kullanmaktadır. Her reklam mecrasının özelliklerine uygun olarak, tüketicisinin beğenilerini hesaplamakta ve dili oluşturmaktadır. Reklam, firmaların ürün ve hizmet özelliklerini tanıtırken ayrı bir dil kullanmakta, markalaşma yolunda ilerlerken farklı bir dil kullanmaktadır. Reklamın dili hiçbir zaman aynı olmamıştır. Hem kullanılan reklam mecrasına hem firmaların ihtiyaç duyduğu reklam yapma nedenine hem de en önemlisi, hedeflediği kitlenin özelliklerine uygun olarak, reklamın dilini tasarlamaktadır. Reklamcıların gerek hedeflenen kitleyle gerekse reklamın amacıyla ilgili edindikleri en ufak bir ayrıntı, bu dilin tasarımını değiştirmektedir.  

Reklamın dili, çarpıcı, etkileyici, farklı ve yenilik içermektedir. Bu, hangi şekilde tasarlanırsa tasarlansın bu özelliklere sahip olmaktadır. Hedef kitlesini etkileyen bütün unsurları kapsar ve ona göre strateji oluşturur. Tüketicilere sesleneceği dilin planlamasını yapar, temasını bulur, etkileyici unsurlarını yanlarına ekler, destekleyici veya güçlendirici özellikleri katar ve kurguyu oluşturur. Reklam dili, mesajlar ileten, bilgi aktaran, yol gösteren, yönlendiren ve teşvik eden bir yapı içerir. Genellikle tüketiciler, mesajlarını net olarak alır ve kendilerince bir davranış oluştururlar. İşte tüketicilerin oluşturdukları bu davranışların, reklamın istediği davranışlar olması halinde, reklam dilini çok iyi kullanmış olmaktadır

Reklamın dili, çarpıcı, etkileyici, farklı ve yenilik içermektedir. Bu, hangi şekilde tasarlanırsa tasarlansın bu özelliklere sahip olmaktadır. Hedef kitlesini etkileyen bütün unsurları kapsar ve ona göre strateji oluşturur. Tüketicilere sesleneceği dilin planlamasını yapar, temasını bulur, etkileyici unsurlarını yanlarına ekler, destekleyici veya güçlendirici özellikleri katar ve kurguyu oluşturur. Reklam dili, mesajlar ileten, bilgi aktaran, yol gösteren, yönlendiren ve teşvik eden bir yapı içerir. Genellikle tüketiciler, mesajlarını net olarak alır ve kendilerince bir davranış oluştururlar. İşte tüketicilerin oluşturdukları bu davranışların, reklamın istediği davranışlar olması halinde, reklam dilini çok iyi kullanmış olmaktadır


Devamı için tıklayınız ...

Reklam sektöründe çalışan insanlara reklamcı denilmektedir. Yaptıkları işlere de reklamcılık denilmektedir. Reklamcılık, ürün, hizmet ve fikirlerin insanların sevebilecekleri, beğenebilecekleri, benimseyebilecekleri şekilde tasarlanması sonucunda, geniş halk kitlelerine, kitle iletişim araçları veya başka araçlar vasıtasıyla tanıtılmasıdır. Bu alanda yapılan tasarımlarda, insanların psikolojik, sosyolojik, ekonomik özellikleri, ürün ve hizmet özelliklerine uyarlanarak işlenir. Geniş halk kitleleri arasından belirlenmiş hedef kitlenin, tanıtılan ürün, hizmet, fikirlere karşı ilgilerinin ortaya çıkarılması istenir. Bu ilgi, aynı tasarımlarda yönlendirilerek, hedef kitlenin istenilen davranışları göstermesi için kullanılır. Yapılan tasarımlarda, hedef kitlenin istekleri, düşünceleri, beğenileri dikkate alınır ve oralara vurgu yapılarak, satın alma davranışlarının geliştirilmesi için önerilerde bulunulur. Reklamcılık, tanıtım biçimlerinin tasarlanmasıdır. Bir ürün, hizmetin tanıtılmasında, neyin nasıl kullanılacağının, hangi etkinin hangi davranışı uyandıracağının bilincinde olabilmektir.


Devamı için tıklayınız ...

Türkiye'de reklamcılığın dev bir sektör haline gelmesi ve gittikçe daha da büyümesi, ilk başta, reklamcılıkla ilgili, sivil toplum kuruluşlarının oluşumunu gerekli kılmaya başladı. Hem firmaların reklam tasarımlarında belirli standartların oluşmasına olan ihtiyacı hem de reklamcılık kuruluşlarının kendi aralarında, sektörde yaşadıkları sorunların çözüme ulaştırılabilmesi için, bu tip sivil toplum kuruluşlarına olan ihtiyacı ortaya çıkardı. Sektörde olan bu ihtiyaçlarla, ilk önce Reklamcılar Derneği kuruldu. Reklamcılar Derneği, sektördeki faaliyetlerine başladığında, sektörün umduğundan çok daha büyük olduğunu ve tek bir derneğin, bu sektörün ihtiyaçlarını karşılayamayacağını, ayrıca sektörün birçok sorununun çözülmesinde, yeterli olunamayacağının tespiti yapıldı. Reklamcılık Derneğinin, kendi yapısındaki kuruluşlar için düzenlemiş yasaların getirdikleri kısıtlamaların, yapmaları gereken faaliyet veya uygulamaları yapmalarına engel teşkil ettiği gerekçesiyle, 1998 yılında Reklamcılık Vakfı kuruldu. Vakfın kurulmasıyla birlikte, sektörün ihtiyaçları iki kuruluş tarafından karşılanmaya başladı. Her kuruluş, kendi alanında düzenlenmiş yasaların, izin verdiği faaliyetleri yerine getirmeye başlamıştır. Yani Reklamcılık Vakfı, Reklamcılar Derneğinin üyeleri tarafından kurulmuştur.


Devamı için tıklayınız ...

Diğer tüm mecralarında olduğu gibi, eski radyo reklam tasarımları da belirli bir gelişim çizgisi izlemiş, günümüzdeki profesyonel tasarım anlayışına sahip olmuştur. İlk zamanlarda bu tip çalışmalar, fon müziği eşliğinde, ürün ve hizmet sloganlarının, belirli aralıklarla tekrar edilmesinden ibaretti. Daha sonra gene fon müziği ile birlikte, karşılıklı ev ahalisinin diyaloglarında sunulmaya başlandı. Sonra karşılıklı diyalogların daha etkili olabilmesi için, radyo efektleri devreye girdi ve gelişim çizgisi, sektörün diğer alanlarındaki kullanımlarıyla eşit düzeye geldi. Fakat tek bir eksik yanı vardı. Radyo işitsel bir araçtı ve pek çok etkileyici unsurun gösterilebilmesi mümkün olmamaktaydı. Bu alandaki temaların hepsi seslerle ve müziklerle ifade edilmeliydi. Süreç içerisinde daha da gelişen radyo tanıtımları, seslerin kullanılma biçiminin etkiyi arttırdığını ve tekrarların önemini ortaya çıkardı. Farklı çeşitlerde efektlerin kullanılmasıyla etkilerinin arttırılabildiği, radyolar için tasarlanan cıngıl çeşitlerinin, dinleyiciler üzerinde etkisi gibi unsurlar olabildiğince anlaşılarak gelişimlerini sürdürdü. Zamanla, normal radyo programlarına firmalar sponsor olmaya başladı ve programlar dinleyici kitlesi bulunca etkili oldukları öğrenildi. Bu mecrayı kullanan firmalar artış göstermeye başladı. Eski radyo reklamları, günümüzde gelişmeye de devam ediyorlar.


Devamı için tıklayınız ...

Tasarım, kelime yapısı itibariyle zaten, belirli bir plan, proje doğrultusunda bir konuyu kurgulamak anlamında kullanılmaktadır. Billboardlar ise, günümüzde firmaların en çok tercih ettiği tanıtımmecralarından biri olarak kullanılmaktadır. Hem şehir merkezlerinde hem de il sınırlarında, birbirinden farklı ebatlarda kullanılmaktadır. Şehir merkezinde kullanılan billboardlar, şehir merkezinin estetik görüntüsünü bozmayacakları standartlara kavuşturularak kullanılmaktadır. Örneğin; ebatları ve nerelere konulabileceği belirlenmişlerdir. Billboard araçları, baskılı tasarım türünü içermektedir. Bu alanlara uygun olarak yapılan tasarım, dış koşullara dayanıklı malzemeler üzerine basılmakta ve uygulanmaktadır. Çünkü billboard araçlarının hepsi, dış koşullara dayanıklı araçlardan oluşmamaktadır. Kimi billboardlarda reklam tasarımları, dış koşulların etkisiyle yırtılmakta veya renkleri solmaktadır. Bazılarının ise, dış koşullara dayanıklı araç tasarımı bulunmaktadır. Bunlarda genellikle arka ve ön tarafı camlı olmakta ve tasarımı dış koşullardan korumaktadır. Billboardlarda reklama ilişkin tasarım, firmalar tarafından istenilmekte ve bunlar ajanslar tarafından tasarlanmaktadır.


Devamı için tıklayınız ...

Gazete reklam çalışması hazırlarken, gazetelerin kullandıkları kâğıdın özellikleri, gazetelerin baskı teknikleri, kullanılabilecek ebatlar, kullanılabilecek renkler ve renklerin yoğunlukları ayrıca, gazete reklam çalışmasının çözünürlük değerleri öğrenilerek bunlara göre hazırlanmalıdır. Bilindiği gibi tanıtım tasarımı, özellikle baskılı olanlarda, firmaların kullanılmasını istedikleri bilgilerin, resimlerin, imajların düzenli bir şekilde harmanlanarak, çarpıcı, farklı, bütünsel bir görüntünün elde edilmesiyle yapılmaktadır. Bu bağlamda, önce kullanılacak çarpıcı bir imaj, resim, çizim, kreatif üretim imajı, fotoğraf bulunmalıdır. Fotoğraflar ilgili programlarda, genellikle photoshop programında işlenerek baskıya hazır hale getirilir. Yani netlik ayarları, çözünürlükleri, istenilen renk kompozisyonları ayarlanmalıdır. Daha sonra bu tip imajlar, vektörel programlardan birine aktarılmalıdır. Bunlar Freehand, Corelldraw veya son zamanlarda, yaygın olarak kullanılmaya başlanan İllustrator programlarından en çok bilinene aktarılır. Vektörel programda, yapılması istenilen ebatlarda bir alan açılır ve imajlar, yazılar üzerinde tasarım yapılır.


Devamı için tıklayınız ...