t Arama Sonucu Bloglar

İnsanlık tarihinin en eski kavramlarından biri olan pazarlama, insanlık ile birlikte ekonomik, sosyolojik ve psikolojik değişimler geçirerek, başkalaşıma uğramıştır. Pazarlamada sırası ile yüz yüze yapılan, malın mal ile alındığı ilk evre, paranın icadı ile başlayan ikinci evre, kitlesel üretimin başlattığı üçüncü evreden söz edebiliriz ki bu dönem reklamın da anlam kazandığı dönemdir. Kitlesel üretim aşamasını, kitlesel pazarlama ve kitlesel pazarlamayı da klasik pazarlama dönemleri takip etmiştir. Klasik pazarlama ile birlikte iletişim yöntemleri değişmiş, reklama halkla ilişkiler, kişisel satış ve doğrudan pazarlama gibi unsurlar eklenmiştir. Zamanla bu dönem de kapanmış, bütünleşik pazarlama denilen ve pazarlamanın iletişim, iletişimin de pazarlama anlamına geldiği yeni bir dönem başlamıştır. Bu dönemler içerisinde önce reklamın sadece ne söylediği ile ilgilenilirken herkesin bir şeyler söylemeye başlamasıyla ne söylendiğinden çok nasıl söylendiği önem kazanmıştır. Herkesin neyi nasıl söylediğine dikkat etmeye başlamasıyla söylenenin ne zaman ve nerede söylendiği daha önemli olmuş, böylelikle medya planlama metotları değişmiş ve reklamda alternatif teknikler artmıştır. İnteraktif pazarlama, gerilla pazarlama teknikleri bunlardandır. Reklamcılığın bu gün bulunduğu noktada, herkes mükemmelliğe bu kadar yaklaşmışken mükemmel olmak artık pek de bir anlam ifade etmiyor. Herkesin bildiği şekilde yapılan reklamcılığın fark yaratamayacağı açıktır. İşte tam da bu sebeple, Amerikalı uzmanlara göre çare, yeni bir reklamcılık ve reklam ajansı modelindedir. Bu konuda ABD’de etkinlik gösteren, küresel pazarlama ve satış sahasında söz sahibi bazı isimlere kulak verelim; “Çizgi üstü ve altı alışılagelmiş reklam yöntemlerini unutun. Klasik rekabet modellerini, pazarlama, reklam yöntemlerini hatta bilinen yaratıcılık ve pazarlama tekniklerini de unutun. Gerçekten ileri adım atmak istiyorsak, reklam ile ilgili tüm yöntemleri yıkmalı ve yeniden yaratmalıyız.” Scott Donaton, AdAge “Tüketicilere ulaşma yöntemimizi ve reklam felsefemizi yeniden yaratmak zorunlu hale gelmiştir. Bunun için yeni bir reklam yöntemine ihtiyacımız var. Henüz bunu uygulayabilen yok. Ama bir gün mutlaka gerçekleşecek. Ve biz o zaman orada olacağız.” A. G. Lafley, Procter&Gamble Başkanı ve CEO’su “Reklam ve pazarlama sektörü ciddi bir sorun ile karşı karşıya. Yeni pazarlama ve reklam modellerinde, yaratıcı süreç ile reklam ortamları yönetimi arasında bir uyumsuzluk var. Klasik reklam yöntemlerinin çoğu artık işe yaramıyor.” Alan Rutherford, Unilever Global Medya Direktörü “İşletmeler ve reklam verenler panik içerisinde. Her firma, bir reklam ajansının onu kurtarmasını ve satışlarını arttırmasını bekliyor. 50 yıldır uygulanmakta olan reklam teknikleri artık pazarlama ve satış sorunlarnıı çözemiyor. Müşteriler bu nedenle, devamlı reklam ajansı değiştiriyor. Aslında sorun klasik reklam modelinde. Çünkü klasik reklamcılık yöntemleriı artık bitmek üzere .” John Stratton, CMO Başkanı, Reklam sektörü, genel olana ve alışılmışa uymayan, kurallara aykırı olacak şekilde değişmektedir. Ve buna da Anormal Reklamcılık denmekte. Bu kavram temel olarak reklam ajansının pazarlama karmasını oluşturan diğer elemanlara müdahale etmesi anlamına geliyor. Ne demek istediğimizi anlatabilmek için bir örnek verelim; Normal bir ajans-müşteri ilişkisinde üretici ortaya bir ürün çıkarır, üretimini yapar, fiyatı ve dağıtım şekline bir yön çizdikten sonra pazarda yer edinebilmek için reklam ajansına başvurur ve elindeki ürünün özelliklerini belirterek ürününün satılabilir olmasını talep eder. Fakat Anormal Reklamcılık ta, reklam ajansı reklam vereni müşteri olarak değil de bir iş ortağı olarak değerlendirir. Reklam ajansı iç ve dış pazarı uzmanlarla analiz ederek fikrin doğruluğunu test eder. Ürünle ilgili olarak üretici firma ile birlikte ar-ge çalışmalarına ve ürünün tasarımına katılır hatta bu çalışmalarda yaratıcı ekiplerinin de etkisiyle yeni ürünlerin oluşumuna da sebep olabilir. Fiyatlandırma ve dağıtım kararlarına da müdahale edebilir. Ürünün isminin belirlenmesinde, ürüne kimlik kazandırılmasında ve paketleme çözümleri üretilmesinde fikir verebilir. Ve tabi ki son olarak hazırlanan bu pazarlama yönetimini uygulamaya geçirir. En önemlisi de stratejik bir ortak olarak çalışan reklam ajansı tüm bu aşamalarda ücret talep etmektense hazırladığı markanın arkasında durarak, performans odaklı bir fiyatlandırma yöntemi olan “Satıştan Kar Payı Alma Modeli”ni tercih edebilir.


Devamı için tıklayınız ...

Reklam; firmaların, ürün ve hizmet özelliklerinin, çeşitli kitle iletişim araçları vasıtasıyla, geniş halk kitlelerine tanıtılmasıdır. Tanıtım amacıyla yapılan her şey reklam faaliyetleri kapsamına girmektedir. Tanıtım amaçlı yapılan; televizyon, radyo, internet gibi araçlarda yayınlanmak üzere yapılan, reklam filmleri, cıngıllar, reklam metinleri, reklam görselleri, reklam animasyonları v.b. çalışmalar reklam faaliyetlerine girmektedir. Bunların yanında; bina giydirme, araç giydirme, billboard, afiş, silindir kule, megalight, tabela gibi açık hava reklamları kapsamına giren araç ve alanlara ilişkin yapılan, tasarımlar da reklam faaliyetleri kapsamına girmektedir. İster açık hava olsun, ister diğer kitle iletişim araçlarının kullanımıyla olsun, tanıtım amaçlı yapılan her şey reklam faaliyetidir. Günümüzde ekonominin gelişimiyle beraber, reklam faaliyetleri oldukça çeşitlenmiştir. Yaşamımızın her alanında reklam karşımıza çıkmaktadır. Evde, sokakta, yürürken, yemek yerken, sinema izlerken, her noktada bu tip faaliyetlere rastlayabilmekteyiz. Kimi dilden dile, kimi radyo dinlerken veya televizyon izlerken, kimi yolda yürürken, yol kenarına yerleştirilmiş bir tabela da, gazete okurken sayfa aralarında, yoldaki bina duvarlarında, önümüzden geçen bir aracın üzerinde, seminer veya konferanslarda oturduğumuz sandalye giydirmesinde, oturduğumuz masa üzerinde karşımıza çıkmakta ve bize tanıtım yapmaktadırlar. Tanıtım biçimleri, temaları farklı farklı; kimi dikkat çekici, kimi etkileyici mesajlar içeren, kimi insani özelliklerimizin herhangi bir yanına hitap ederek, karşımıza çıkmakta ve ilgimizi çekmeye çalışmakta, bize bir şeyler anlatmaya başlamaktadır. İşletmelerin ürettikleri, ürün ve hizmetleriyle ilgili bilgiler vermekte, bilgilerimizi arttırmaktadır. Ürün ve hizmetlerin içerdikleri faydalı özellikleri, nasıl kullanmamız gerektiğini, dayanma sürelerini, nereden ve nasıl temin edebileceğimizi, kimin tarafından nerede üretildiğini anlatarak, onları satın almamızı veya kullanmamızı istemektedir. Reklam faaliyetleri; toplum analizleri ile işe başlamaktadır. Analizlerden çıkardığı sonuçlarla, hangi faaliyeti, hangi reklam aracını kullanarak yapması gerektiğine karar vermekte ve süreci başlatmaktadır. Bazı firmalar oldukça geniş reklam kampanyaları ile karşımıza çıkmaktadır. Bu noktada uzun bir zaman diliminde, her reklam alanını kullanarak tanıtımlarını yapmaktadır. Bazı firmalar ise, kampanya niteliğinde değil de, tek bir ürün veya hizmet tanıtımını bir defaya mahsus yapabilmektedir. İster geniş reklam kampanyaları düzeyinde olsun, ister tek bir defaya mahsus olsun, hangi kitle iletişim aracını kullanırsa kullansın, herhangi bir ürün, hizmet, marka, fikir, projeyi tanıtan, her afiş, her söylem, her cıngıl, her film, her görüntü reklam faaliyeti olmaktadır.


Devamı için tıklayınız ...

Reklam mesajının, marka veya ürün özelliklerini vurgulaması gerektiğini düşünecek olursak, televizyonlarda bir süredir yayınlanmakta olan, vivident markasının, asai üzümü ile karpuz birlikteliğinden doğan lezzeti vurgularken, reklam tasarımının, konu bütünlüğünde ilettiği mesajlar, değişik yorumlara neden olmaktadır. Hâlbuki reklam tasarımlarının konu bütünlüğü de dâhil, kullanılan oyuncuların mimik hareketleri, diyalogları, reklam tasarımında kullanılan ortam ve görüntülerin hepsi, yan anlamları çağrıştırmayacak, istenilen mesajlar dışında, yanlış herhangi bir mesajın çıkmaması gerektiği bilinen bir konu olmakla beraber, oldukça önem taşımaktadır.


Devamı için tıklayınız ...

Bir ülkede, bölgede yapılan tüm reklam mecralarında ki reklam tasarımlarının, reklam uygulama esaslarına uygun olup olmadığını inceleyen kurumdur. Türkiye de bu anlamda kurulmuş en önemli kuruluş, reklam özdenetim kuruludur. Bu kuruluş, reklam verenler derneği, reklamcılar derneği üyelerinden oluşturulmuştur. 1994 yılından bu yana faaliyet göstermekte olan kurul, uluslar arası reklam uygulama esaslarına aykırı bulduğu reklamların, düzeltilmesini, yayınlanmamasını reklam veren firmadan talep etmektedir. Bunun dışında radyo televizyon üst kurulu bulunmaktadır. Bu da televizyon ve radyolarda yayınlanan reklamların, standartlar ölçütünde yapılması ve yayınlanmasını, çeşitli yaptırımlarla sağlamaya çalışmaktadır. Reklamların, toplumsal sorumluluk taşımaları gerektiği, kitlere zarar verebilecek niteliklerden uzak yapılması amacıyla faaliyet gösteren bu kurumlar; Tüketiciyi koruyan, doğru bilgilendiren, haksız rekabet etmeyen, toplumun farklı yaş seviyelerinin ahlakını bozucu her hangi bir etki taşımayan, reklam tasarımlarının yapılmasına destek vermektedirler. Bunların dışında hareket eden kurum ve kuruluşlara ise, para cezası veya reklam yayınlarını durdurma yoluna giderek engellemeye çalışmaktadırlar. Reklam veren firmaların satışlarını arttırmak amacıyla, tüketicilerine ürün veya hizmet özellikleriyle ilgili kanıtlanabilir bilgi vermelerini sağlamaya çalışmaktadırlar. Türkiye de hemen her bakanlığa bağlı, reklam denetim kurulları bulunmaktadır. Sanayi bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı v.s. bunların hemen hemen hepsi, kendi faaliyet alanlarında çalışan firma, kurum ve kuruluşların reklamlarını denetlemektedir. Birbirinden farklı alanlarda çalışan bu kurullar, uygulama esaslarına uygun reklamın yapılmasına uğraşmaktadırlar. Reklam özdenetim kurulu ise, hemen her alanda yapılan, tüm reklam mecralarıyla ilgilenmektedir. Denetleme kurulları, tüketicilerin korunması, toplumun ahlaki-kültürel yapısının zarar görmemesi amacıyla çalışmalarını yaparken, aynı zamanda reklam veren firmaları da, bir anlamda korumaktadırlar. Onların yanlış reklam mecralarına girerek, markalaşma yolunda zarar görmemelerini sağlamaktadır. Hedef kitlenin bu tip firmalara güvenlerinin yıkılmaması, Pazar paylarının düşmemesini sağlamaktadırlar. Bunlara benzer bir yapı da tüketiciler adına bulunmaktadır. Tüketiciler Derneği adı altında kurulmuştur. Bu kuruluşun amacı da; firma ürün ve hizmet özelliklerinin, belirtildiği özellikleri taşımaması halinde, tüketicinin kandırılması, aldatılması halinde, tüketici adına resmi kanallara başvurarak, hatanın düzeltilmesini sağlayıp, tüketicinin korunmasına destek olmaktadır.


Devamı için tıklayınız ...

Atatürk'lü sinema filmleri bu günlerde birbirini takiben vizyona girmeye başladı. Bununla beraber Atatürk'ü kimin daha iyi canlandırdığı tartışmaları başladı. bu tartışmalar sürerken yaklaşık iki hafta süresince izlediğimiz 1 dk. 42 saniye süren reklam tartışmaları geride bıraktı. 85. kuruluş yıldönümünü kutlayan Anadolu Sigorta, reklam filmi televizyon ekranlarında görünmeye başladı. Atatürk'ü kullanma biçimi açısından, reklam tasarımı insanların gönlüne taht kurdu. Atatürk'ü başarıyla canlandıran Mustafa Preşeva ona benzerliği ile de çok dikkat çekmektedir. 17 yıl önce Türkiye'ye yerleşen Mustafa Preşeva Kosova doğumlu ve 49 yaşındadır. Aslında kendisi bir kurgu sanatçısıdır. Bugüne kadar imza attığı filmler arasında; vizontele, Neredesin Firuze, G.O.R.A, Filler ve Çimen, Organize İşler, Yedi Kocalı Hürmüz, Osmanlı Cumhuriyeti gibi filmlerde küçük roller üstlenmiştir. Preşeva Akşam Gazetesinde; reklamda kullandığı hikâyenin gerçek olduğunu ifade etti. 1924 Erzurum depremi, reklama konu olmuştu. Atatürk'ün orayı ziyaret ettiği bir zamanda, köylülerden biriyle yaptığı konuşma, bu araştırmalar esnasında bulunmuş. Reklamı yapan ekip; bu reklamın etkileyici olmasının nedeni, gerçeklere dayalı olmasıdır yorumunu yaparken. Kreatif Director Emre Kaplan ise; Atatürk'ün insani yönünün kullanılması reklamı çarpıcı yapıyor dedi. 'Atatürk'ü ekrana taşırken idealize ediyoruz. Ancak bu reklamda, 'ah be dayı' derken, köylüsünü içtenlikle dinlerken daha insan bir Atatürk görüyoruz. İnsanları asıl bu etkiliyor"  dedi.


Devamı için tıklayınız ...

Reklam filmlerine destek veren ajans konumundadırlar. Reklam ajansları ile, stratejik planlamalarının gerçekleştirilmesi noktasında önemli bir unsur olarak çalışmakta ve onlarla işbirliği içerisinde çalışmaktadırlar. Televizyon, sinema, otudoor tv. İnternet ortamlarına uygun tasarlanan, reklam filmlerinin oyuncu, malzeme, alan teminini yapmakta olan cast ajansları, reklam tasarımı oluşturulduktan sonra, devreye girmektedir. Casting, kelime anlamı itibariyle kalıba dökmedir. Reklam filmlerinde kullanılmak istenen oyuncuların, bu filmle ilgili eğitimlerine destek vermektedir. Yani reklam ajansının oyuncularda aradığı özelliklere sahip, oyuncuları bulmakta ve bu yönde yetiştirmektedir. Kısaca işlenen konuya göre oyuncu seçmektedir. Bu tip ajansların, reklam ajanslarına katkıları sadece bununla sınırlı değildir. Aynı zamanda; reklam filminin çekimi, tanıtım filmi çekimi, moda fotoğraf çekimi yapmakta veya malzeme temininde bulunmaktadır. Reklamla ilgili çeşitli organizasyonlarda kullanılan; manken, fotomodel, koreograf, medyatik manken, yabancı manken, fuar hostesi, sunucu, dans gurubu v.b. gösteri sanatçılarının uygun olanlarını seçmekte yardımcı olmaktadır. Bunların dışında cast ajansları, bazı organizasyonları kendileri de organize edebilmektedirler. Reklam ajanslarının istediği türde ve içerikte olan; sergi düzenlemelerini, defile gösterimini, açılış kokteyllerini, tanıtım organizasyonlarını, ürün lansman organizasyonlarını yapmaktadır. Bunların dışında, podyumları düzenlemekte, sahne, ışık, ses düzenlerini sağlamaktadır. Barco, dia, mültivizyon gösterileri de faaliyet alanları arasında bulunmaktadır. Fuar stant tasarım ve dekorasyon işlerini yapabilmektedirler. Görüldüğü gibi bu tip ajanslar, reklam sektörü için oldukça önemli işleri halledebilmektedirler. Ülkemizde bu hizmetleri veren ajanslar, en ünlüsünden en ünsüzüne kadar oldukça çok sayıda bulunmaktadır. Bazen önemli bir dizi oyuncusuna reklam filminde rol vererek ürünün satışının arttırılmasını sağlamakta, bazen tanınmamış, fakat ilgili yeteneklere sahip bir yüzü kullandırarak insanların dikkatlerini çekebilmektedirler. Reklamın stratejik planlaması yapıldıktan sonra, baskılı reklam biçimleri hariç, yapım ve organizasyon alanlarında, reklam ajanslarının eli ayağı gibi faaliyet göstermektedirler. Cast ajansları, yukarıda sayıldığı gibi sadece reklam filmleri için faaliyet göstermemektedirler. Onlar aslında sinema ve dizi filmler için, bu hizmetleri sağlamak üzere kurulmuş ajanslardır. Fakat reklam sektörünün geldiği nokta itibariyle, reklamın sinema, televizyon mecralarında bu kadar yoğun kullanılması, sinema filmleri, dizi filmleriyle aynı ihtiyaçlara sahip olması, onların bu sektöre de aynı desteği sunmalarına neden olmuştur.


Devamı için tıklayınız ...

Reklam bütçesi, reklam veren firma, kurum ve kuruluşlar açısından, ayrıca reklamın başarısı açısından oldukça önem taşıyan bir konu olmaktadır. Reklam planlamasının var olan Pazar şartlarına en uygun halde yapılabilmesini de, direkt etkileyen sebepler arasındadır. Reklam bütçesinin hazırlanmış olması, aynı zamanda, reklam kampanyasının yürütülmesi esnasında, denetleme etkisi de yapabilmektedir. Reklam bütçesi hazırlanırken reklamın özellikleri hesaplanmalıdır. Örneğin; gecikmeli bir etkiye sahip olması, kontrol edilebilir değişkenlerden biri olması v.b. Rekabet ortamında diğer firmaların faaliyetleri, bununla beraber, çevresel faktörler de reklam bütçesini etkileyen, diğer şartlar arasına girmektedir. Bu noktada reklam ajanslarının ve reklam veren firmaların, bütçe üzerinde birlikte çalışmaları gerekmektedir. Reklam bütçesi hazırlanırken, piyasada en yaygın kullanılan yöntemler aşağıdaki gibidir. A. firmanın ödeyebileceği miktar yöntemi: firmaların öz kaynakları doğrultusunda, reklam için ayırabileceği maksimum miktar hedef alınarak reklam planlaması yapılabilir. B. herhangi bir ölçüt hesaplanmadan, keyfi kararlar: belirli bir tutarın herhangi bir ölçüt hesaplanmadan, istenildiği kadar mali kaynak ayırma C. Satışların Yüzdesi Yöntemi: en kolay saptanabilen reklam bütçesidir. Firmanın ürün veya hizmet satışlarının belirlenen oranının reklama ayrılması yöntemidir. Pazar değişkenlerinin de hesaplanması halinde çok uygun olabilmektedir. D. Satış Ünitesi Yönetimi: burada ise hesaplanan geçmişte satılan ve gelecek senelerde satılacağı varsayılan ürün başına reklam harcamasıdır. E. Reklam Göstergesi Yöntemi: bu yöntem ise, rakip firmaların reklam faaliyetlerine endekslenerek saptanan bütçedir. Bu yöntem güvenilirlik açısından yeterli değildir. Çünkü her firmanın Pazar payı farklıdır. Her firma, kurum ve kuruluş kendi Pazar paylarını hesaplayarak ve hedefledikleri nokta açısından değerlendirme yapmalıdır. F. Hedef – Faaliyet Yöntemi: bu yöntemde de firma, kurum ve kuruluşların hedefleri saptanmaktadır. Bu hedeflere ulaşmak için, gerekli reklam yatırımları tespit edilmektedir. Yukarıda da görüldüğü gibi firma, kurum ve kuruluşlar, reklam yatırımları için birbirinden farklı yöntemlerle bütçe hazırlamaktadır. Aslında yapılması gereken, firmanın içinde bulunduğu Pazar payı, hedeflediği nokta, rakip firmaların reklam faaliyetleri, ilgili kurumun öz kaynakları veya ayırabileceği satış yüzdesi, zaman içerisinde muhtemel Pazar değişkenlerinin hepsinin göz önüne alınarak bütçenin hazırlanmasıdır.


Devamı için tıklayınız ...

Ekonomik sistemlerin gelişimiyle beraber üretilen fazla ürün veya hizmetlerin dışında, benzer ürün veya hizmetleri piyasaya sunan firmalar gün geçtikçe çoğalmaktadır. Aynı ürün veya hizmetlerin piyasada Pazar bulabilmesi için, bütün firmalar birbirleriyle rekabet halindedir. Benzer ürün veya hizmetler, aynı hedef kitleye hitap ettiklerinde, kitleleri çekebilmek için ürün veya hizmetlerin farklılıkları, artı özellikleri, kullanım kolaylıkları v.b. özelliklere vurgu yaparak hitap etmeye çalışmaktadırlar. Böyle durumlarda firmalar, birbirlerine zarar verebilecek reklam tasarımları, hedef kitleyi yanlış yönlendirecek söylem ve sloganları kullanabilmektedir. Bunları engellemek ve haklı rekabet ortamını yaratabilmek için yasal zeminlerde denetleme kurulları oluşturulmuştur. Bu kurullar, reklam uygulama esaslarını belirli bir çerçeveye oturtmuş, kurallar bütünlüğünü ortaya çıkarmışlardır. Ülkemizde Türkiye rekabet kurumu bu görevi üstlenen kurumlara verilecek en iyi örneği teşkil etmektedir. Bu kurum rekabet kullarını ve yasal zeminleriyle ilgili bir dizi karar kararlar çıkararak, rekabet halindeki firmaların, hem kendi ürün ve hizmetlerine hem de topluma yararlı bir rekabet çizgisi izlemesini sağlamaktadır. Kurul kararlarının üzerinde durduğu ana konular; tüketicilerin satın alma tavırlarını etkileyebilecek yanlış, eksik bilgi, yanıltıcı bilgi, tüketiciyi aldatan reklamlarla ilgili olmaktadır. Genel olarak üzerinde durdukları ve toplumun bunlardan zarar göreceklerini düşündükleri, reklamda yapılan hatalar ise aşağıdaki gibidir; Ahlaka uygun olmalı, doğruluk ilkesinin benimsenmesi, dürüst olmalı, toplumsal sorumlulukla hazırlanmalı, çocuklar ve gençlerin etkilenme durumları dikkate alınmalıdır. Verinin korunması ve kişilik haklarına saygı gösterilmelidir. Bedava ve garanti sözcüklerin kullanımı pratik uygulamalarla desteklenmelidir. Bunların dışında, Kanıtlama/destekleme esasları, reklamların birbirine karışmaması, ayır edilebilmesi gerekmektedir. Tanıklı reklamlar, karşılaştırmalı reklamlar birbirine zarar verici nitelik taşımamalıdır. Güvenlik ve sağlığı olumsuz yönde etkileyen öğeler içermemelidir. Kötüleme yapılmamalıdır. Taklit koşulları, özel mülkiyetin gösterilmesi veya taklidi ile ilgili kurallar, sipariş edilmeden gönderilen ürün ve açıklanmayan ürün bedelleri hakkında kurallar, hatanın sonradan telafisinin etkisi, sorumluluk, tüketicinin ödeyeceği iletişim bedellerinde şeffaflık, sayısal/bilimsel verilerin kullanımı ve terminolojisi, uygulama ve özdenetim kararlarına saygıdan oluşmaktadır. Bu genel tanımların altı doldurularak, hangisinin nasıl ve hangi amaçlar doğrultusunda kullanılması gerektiğini belirlemişlerdir. Böylelikle reklam ve rekabet kurumları, bu tip kuralları oluşturarak, bulundukları ülke/bölge de firmaların bunlara uyum sağlamalarını öngörmektedir.


Devamı için tıklayınız ...

Reklam atasözleri, reklam veren firmaların veya ajanslarının, serbest ekonomik pazarda bilinirliği arttırmak, insanların zihinlerinde yer edinebilmek amacıyla ürettiği, sloganlardır. Bilindiği gibi, atasözü toplumsal deneyimlerin sonucunda halk tarafından üretilmiş, dilden dile aktarılan köklü bir kültür öğesidir. Atasözleri, edinilen acı deneyimlerin veya edinilen genel doğruların, sonraki nesiller tarafından bilinmesi, deneyimleyerek yaşamamaları için üretilip kullanılmışlardır. Fakat reklam sektöründe kullanılan atasözleri bu temelden gelmemektedir. Onlar, geniş halk yığınlarının zihinlerinde kolayca tutabilecekleri, bilinçli bir yaratıcılık temelinde, halkın yaşamıyla özdeşleştirilerek, zekice üretilen sloganlardır. Bu tip reklam atasözleri, reklam veren firmanın hedeflerine ulaşması noktasında oldukça faydalı olabilmektedir. İnsanlar markayı unutmamaktadır. Alışveriş yaparken, ilgili ürün hatırlanmakta ve incelenmektedir. Yani marka imajının sahip olması gereken koşulları oluşturabilmektedir. Reklam atasözlerinin yani sloganların iki kelimden oluşması bu durumu güçlendirmektedir. Örneğin; Connecting people (biz insanları bağlarız), dök dök ye, bir dünya markası, bağlan hayata, hayatın tadı, kirlenmek güzeldir, Arçelik demek yenilik demek, kontrolüsüz güç güç değildir, bira bu kapağın altında gibi sloganların, firma isimlerini yazmasak bile, eminiz hangisinin kime ait olduğunu tahmin etmişsinizdir. Bu tip sloganlar, çok çabuk kabul görmektedir. İnsanlar onları kendi yaşamlarına katabilmekte, onlara yer ayırabilmektedir. Çünkü onların yaşamlarına yeni bir bakış sunabilmektedirler. başarılı sloganların ortak özellikleri vardır; 1. Yaratıcı, çok kısa ve özdür. 2. Anlaşılır, kolay akılda kalır ve basittir. 3. Markanın vizyonunu ve misyonunu yansıtır. Marka sloganları uzun yıllar aynı şekilde kullanılabilmektedir. Fakat ürün veya hizmete yönelik reklam sloganları sık sık değişmektedir. Marka uzmanları sık sık slogan değiştirmeyi uygun görmemektedir. Onlara göre; marka bilinirliğine zarar veren bu yaklaşımın, ancak, marka da herhangi bir değişikliğin olması durumunda, güncel hayata uyum sağlayabilmek açısından değiştirilmeli demektedirler. Örneğin CocaCola reklamlarında sık sık slogan değiştiren firmalardan biridir. Enjoy, always, coke side of life, happiness factory v.b sloganlarını kullanmıştır. Bugüne kadar, markaların kullanmış oldukları, toplumların zihinlerinde yer etmiş atasözleri yani sloganlarıyla bütünleşmiş firmalar;

  • BEKO Dünya markası,
  • SOLO Hem yumuşak hem hesaplı,
  • ETİ Lezzet uygarlığı,
  • BRIDGESTONE Yola tutkuyla bağlı,
  • TEFAL Ne varsa sende var,
  • BOSCH Yaşam için teknoloji,
  • PİRELLİ Kontrolsüz güç güç değildir,
  • ARÇELİK demek yenilik demek,
  • OMO Kirlenmek güzeldir,
  • FORD Farkı hisset,
  • TAMEK’se koy sepete


Devamı için tıklayınız ...

Reklam araştırmaları, iki yönde yapılmaktadır. Bunlardan birincisi, reklam veren firmaların Serbest Pazar ekonomisinde bulunduğu yeri belirlemeye yöneliktir. İkincisi ise, pazarda istenilen yeri edinebilmek için, hangi ölçütleri temel alarak yani reklam çalışmalarının izlemesi gereken stratejileri belirlemeye yönelik yapılmaktadır. Reklam araştırmaları, hem reklam öncesi, reklam yayınlanırken ve reklam yayından kalktıktan sonra devam edebilmektedir. Reklam öncesi var olan durumları öğrenmeye ve hareket etmeye yönelik yapılırken, Reklam yayınlanırken yapılan araştırmalar, reklamın geniş halk yığınlarını etkileme durumu yani başarı grafiği ölçülmektedir. Reklam yayından kalktıktan sonra ise, reklamın marka, ürün veya hizmeti istenilen noktaya taşıyıp taşımadığı ölçülmektedir. Başlangıçta yapılan araştırmalar, var olan duruma yönelik yapılmaktadır. Buna göre hangi sonuçların elimize geçmesini istediğimiz çok önemlidir. Bu noktada dört tane ana konu bulunmaktadır.

  • Reklam Veren İşletme
  • Markası
  • Pazarın Dinamikleri
  • Reklam Stratejisi
Reklam kampanyasının stratejik planlamasını yapabilmek için, geniş halk yığınlarının bu dört konuya yönelik davranışlarını ve düşüncelerini bilmemiz gerekmektedir. Bunları öğrenmeye yönelik, her bir konuyu kendi çerçevesinde ele alıp, soru tiplerini belirlemek gerekmektedir. Araştırmaların, reklam öncesi-yayındayken-reklam sonrasına ilişkin, karışık soru örneklerine birkaç örnek vermek gerekirse;
  • Müşteriler memnun mu?
  • Ürün veya hizmetim nerelerde, ne kadar, ne zaman aralıklarında kullanılıyor?
  • Yeni ürün için hazırlar mı?
  • Ürün veya hizmeti satın alan insanlar kimler?
  • Ne tür insanlar?
  • Onlar nasıl bir ambalaj, isim isterler?
  • Yeni fiyatı nasıl belirlemeli?
  • Markayı tanıyorlar mı?
  • Müşteriler gerçekte neyi nasıl görüyor?
  • Bayiler başarılı ve aktif mi?
  • Reklam neyi içerirse başarılı olur?
  • Kurumsal kimliyi nasıl tanıyorlar?
  • Reklam yayınlanıyor ama etkili mi?
  • Reklam hedeflenen noktaya yaklaşıyor mu?
  • Medyada kim ne yapıyor?
Bu tip soru ve yönergelerle piyasa araştırmaları yapılmaktadır. Reklam öncesi yapılan araştırmalar reklamın stratejisini belirlemektedir. Burada gaye; oluşturulan reklam kavram veya materyallerinin yayın öncesi belirlenmesi, test edilmesidir. Etkili olabilmek için çarpıcı materyallerin oluşturulma çabasıdır. Araştırmaların devamında ise, reklam kampanyası yayın veya aktif haldeyken devam etmektedir. Burada ise; reklamın istenilen etkiyi sağlayıp sağlamadığı test edilmektedir. Hedef kitle reklamla ilgileniyor mu? Gereken etki altındalar mı?, Marka, ürün veya hizmete yönelik eğilimler gelişmeye başlamış mı?, gibi sonuçlar alınmaya çalışılmaktadır. Reklam kampanyasının bitimi yani yayın sonrası yapılan araştırmalar ise; marka, ürün veya hizmetin istenilen noktaya gelip gelmediği araştırılmaktadır. Hedef kitle eğilimlerinin araştırıldığı bu nokta, son noktadır. Reklamın başarısı, kitle eğilimlerinin istenilen yönde değişmiş olmasıdır. Zihinlerinde oluşan fikir ve beğenilerin oluşup oluşmadığına bakılmaktadır.


Devamı için tıklayınız ...