t Arama Sonucu Bloglar

Yerel televizyon kanalları, genellikle sadece bir ilçe, il, bölge gibi yerlere yayın yapan kanallar olmaktadır. Televizyon reklamlarını, aynı bölgede faaliyet gösteren firmalar veya ulusal çapta zincir mağazalara veya zincir satış noktalarına sahip firmalar kullanmaktadır. Kanalların yayın yaptıkları coğrafik alanda hizmet veren veya üretim yapan firmalar, genellikle yerel halk tarafından da bilinmektedir. Yerel halk, kendi bölgelerinde ürün ve hizmet satışı yapan firmaların, yapısal, ekonomik, Pazar payı, satış miktarı gibi durumları hakkında bilgi sahibidirler. Kendi bölgelerindeki firmaların vizyon ve misyonları, üretim kalitesi, sağlık standartları, ürün ve hizmet bileşenleri gibi unsurlarını da bilmektedirler. Hatta firma temsilcileri, yerel halkla ilişki içerisindedir. Bu yüzden, bu tip firmaların, yerel televizyon reklamlarını değerlendirmesi oldukça avantajlı olmaktadır. Yerel halk zaten firmayı benimsemiş olmakta ve onu tanıdık, bildik olarak değerlendirmektedir. Bu iki unsur, tüketicilerin firmaya güvenmelerini sağlarken, bu tip firmalarla etkileşim halinde olmaktadırlar. Yerel firmalar, halkla ilişkilerini de bu anlamda yani tüketicilerin yerel özellikleri çerçevesinde gerçekleştirmektedirler. Dolayısıyla televizyon reklamlarının tasarımlarında kullanılan bütün etki unsurları bilinenler dâhilinde olmaktadır.


Devamı için tıklayınız ...

Günümüzde, reklamın kendine özgü bir estetik anlayışı ve standardı vardır. Zaten pek çok araştırmacı ve yazarın, reklamı eleştirdiği noktalardan biri de budur. Reklam kendi estetik anlayışını savunurken, tüketici kitlelerine, kendi standartlarını kabul ettirmeye çalışırken aslında, güzel ve doğru olan estetik anlayışının ve standartların yok olmasını sağlamaktadır. Tüketicileri, firmaların ürün ve hizmetlerine doğru yönlendirirken, toplumun olması gereken estetik kaygılarını, yaşamda, aslında daha iyi olan standartlarını yavaş yavaş, anlaşılmayacak bir şekilde ve gittikçe daha fazla değişime uğratmaktadır. Başka bir şey haline gelmesine neden olmaktadır. Reklamcıların kimi zaman eleştirdikleri ve onların reklamı tasarlamasını zorlaştıran etkenin, tüketici özelliklerinden en önemli olanının, tüketicilerin gün geçtikçe değişen istekleri, arzuları, yaşamsal beklentileri, özlemleri olduğunu söylemektedirler. Fakat aslında, tüketicilerin bu durmadan değişen yapısını oluşturan da reklamlardır.


Devamı için tıklayınız ...

Reklam.com.tr Sitemizde firmanızı tanıtıcı advertorial reklam verebilirsiniz advertorial reklam başvurusu formunu doldurmak için tıklayınız Bugün pek çok kişinin, gazete ve dergilerde rastladıkları haber veya makale diye okudukları, kimi tarafından beğenilen kimi tarafından eleştirilen, yeni bir reklam mecrası gündemde yer almaktadır. Advertorial reklam, internet, gazete ve dergilerin özel reklam sayfalarında yer alan, haber niteliğinde ki reklamlardır. Bu tip reklam da diğer reklamlarda olduğu gibi, belirli bir firma diğer bir ifadeyle reklam verenler tarafından yaptırılmaktadır. Ancak bu tip reklamda, reklam tasarımı metinden oluşmaktadır. Yazılan metin, makale veya haber formatı kullanılarak hazırlanmakta ve tüketiciye daha kısa yoldan, daha etkili olarak ulaşmaktadır. Haberde veya makalede, kurumsal firma imajı, yapılanması yani departmanları, firma çalışanlarının uzmanlıkları, ürün ve hizmet özellikleri, bileşenlerine, kullanım kolaylıklarına, dayanıklılık süresine kadar ayrıntılarıyla anlatılmaktadır. Yalnız burada anlatılanlar, bir reklamdan çok bir haber veya makale formatında olduğu için çoğu kişi, bunun bir reklam olduğunu anlayamamaktadır. Bu tip reklamların bir köşesine veya altına, sadece “advertorial reklam” yazmaktadır. Reklam verenler, bu tip reklam mecralarını gün geçtikçe daha çok tercih etmektedir. Çünkü buradaki tanıtım yazıları, hem ayrıntılı olabilmekte hem de reklamın pek çok amacına, aynı tasarımla ulaşabilmektedir. Reklam tasarımı, bu tip bir mecrada, uzun bir metinden oluştuğu için, tüketiciye, firmayla ilgili pek çok bilgi, aynı metinde aktarılabilmektedir. Firmanın kurumsal itibarını güçlendirmeye yönelik, ürün ve hizmetlerin uzun ve kısa vadede satışlarının arttırılmasına yönelik, diğer markalarla rekabete yönelik, savunma amaçlı, sosyal sorumluluk amaçlı v.b. reklam amaçlarının hepsine hizmet edebilmektedir. Advertorial reklamda, reklamın yer aldığı sayfa, reklam sayfası gibi düzenlenmemektedir. Daha çok yazılan metinin formatı gereği, haber veya makale sayfası gibi tasarlanmakta ve reklam metni bu formata konulmaktadır. Okuyucu, okuduğunun haber, makale olduğunu düşünerek okumaktadır. Tabi bu durum pek çok tüketicinin eleştirisine maruz kalmaktadır. Fakat buna rağmen advertorial reklam, popüler bir mecra olmaya devam etmektedir. Advertorial reklamda, reklam sloganları, marka, ürün veya hizmet logoları bulunmamaktadır. Bu tip reklamın anlatım şekli de, haber yapma veya makale anlatımı olmaktadır. Belirli bir ciddiyete sahip, daha çok yazanın araştırarak veya bilgi edinerek, son zamanlarda gündemde olan bir şeymiş gibi yazması önem taşımaktadır. Reklam sloganlarını, bildiğimiz, alışılagelmiş formatlarda değil de düz, etkili cümlelerle anlatmaktadır. Bu tip reklamların başlıkları da çok çarpıcı olmamaktadır. Normal bir haber başlığı gibi görünmektedir. Advertorial reklamların en önemli özelliğinden biri, gazete ve dergi okurlarının, kendi gazetelerini okurlarken ki yoğunluklarıyla okumalarıdır. Gazete veya dergi okurları, bu tip ayırımları yapmadan, gazete veya dergilerini baştan sona kadar, yoğunlaşmış bir şekilde okumaktadırlar. İşte tam bu noktada karşılarına çıkan advertorial reklam, etkili olmaktadır. Advertorial reklam yazarları, bu tip reklam metinlerini yazarken, dümdüz bir üslup kullanmamaktadır. Tarih, sosyal bilimler, olaylar, çalışmalar ile ilişkilendirilerek, gerçekten de makale veya haber havasında verilmektedir. Bu yüzden okuyucu, okuduğunun, aynı diğer reklam mecralarında olduğu gibi, bir reklam veren tarafından yaptırılan tasarım olduğunu anlayamamaktadır. Öğrendiğinde de kimisi tepki duymakta kiminin hoşuna gitmektedir. Ama bilinen bir gerçek var ki o da, bu tarz reklamların, reklam verenler tarafından her geçen gün daha çok verilmeye başlamasıdır.


Devamı için tıklayınız ...

Yerel gazete reklamları, çoğunlukla yerel pazarlarda faaliyet gösteren firmalar tarafından kullanılan reklam mecralarıdır. Bununla birlikte, yerel pazarlara giren büyük markalar da bazen, bu mecraları kullanmaktadır. Yerel firmalar bir ilde, ilçede, bölgede faaliyet göstermekteyse, ürün ve hizmetlerini sadece o bölgelerin pazarlarına sunmaktaysa, gazete reklamlarını da sadece bu bölgelerde yayın yapanlara vermektedir. Bu tip firmaların, ulusal veya hizmet vermediği, ürün sunmadığı pazarlarda tanıtım yapması, ona bir getirir sağlamamaktadır. Bu tip gazete reklamları genellikle, firmanın gereksiz yere yatırım yapmasına neden olmaktadır. Fakat yerel firmaların, Pazar paylarını büyütmeleri halinde, yani başka pazarlara açılmaya başladıklarında, tanıtım kampanyalarını genişletmeleri uygun ve karlı olmaktadır. Yerel yayın kuruluşları, kendi bölgelerine uygun tanıtımları, kendi belirledikleri ölçülerde alabilmektedirler. Yereldekiler, ulusal çapta yayın yapanların uygulamalarını, kendi özelliklerine uydurarak gene, tam sayfa, yarım sayfa, çeyrek sayfa ilanlarını alabilmektedir. Gene sosyal, ticari ve seri ilan bölümleri bulunmaktadır.


Devamı için tıklayınız ...

Ürün yönetimi, belirli bir ürün veya hizmetin satışının yapılabilmesi için, çeşitli aktivitelerin yerine getirilmesiyle, ürün veya hizmetin satışının sağlanması ve kazanç elde edilmesidir. Günümüzde müşteri özellikleri, istekleri, beğenileri gün geçtikçe farklılık göstermektedir. Ürün yönetimi, müşterilerin bu her geçen gün farklılık gösteren özelliklerinin tanımlanarak, ürün ve hizmetlerin onlara göre konumlandırılmasıdır. Ürün yönetiminde, ürünün sunulacağı pazara uygun stratejiler oluşturulup satış ekibi eğitilir. Firmanın olanakları dâhilinde Pazar, rakip firmaların ürün ve tanıtımları incelenerek, izlenir ve bunlara alternatif stratejiler oluşturulur. Ürün yönetiminde satış ekibi diğer ekiplerle ve yöneticiyle diyalog halindedir. Satış hedefleri, tanıtım bütçesi, materyallerin hazırlanması, tanıtımların etkin kullanımı, ürünlerin bölgelere dağıtımı, satış – stok seviyesi ürün yönetimi kapsamında yapılan uygulamalardır. Bunlarla birlikte, yeni kampanya önerilerinin oluşturulması ve sonuçların değerlendirilmesi, ürünlerin tekil ve çoğul satışı, ihale stratejilerinin oluşturulması, tanıtım kadrolarının birbirleriyle koordinasyonun sağlanması, ürün ve yenileme eğitimlerinin verilmesi de ürün yönetiminde yapılan görevlerdir. Bütün bu karışık görevler ürün yönetiminde yapılmaktadır. Gün geçtikçe değişen müşterinin isteklerinin, beklentilerinin hesaplanarak yapılmasını gerektirmektedir. Bu yüzden ürün yönetimini yapan yöneticinin, sürekli açık bir algıyla, araştırma, gözlemleme, kontrol ve takip yapması gerekmektedir. Her değişen şarta, her değişen müşteriye uygun, satış stratejilerini geliştirmesi, sorunların çözümünde etkin rol oynaması gerekmektedir. Ürün yönetimi, ürün yöneticisi tarafından yapılmakta ve bütün bu faaliyetler onun bilgisi, deneyimi altında gerçekleştirilmektedir. Pazar değişkenlerinin görülebilmesi, müşterinin Pazar değişkenlerine bakış açısı, en çok hangi değişkenden etkilendikleri, ürünün ilgili değişkenlerle endekslenmesi veya ilişkilendirilmesi v.b. konular ürün yöneticisinin görevidir. Bu görev günümüzde, bazen marka yöneticisi ile aynı anlamda kullanılmaktadır. Fakat aslında ikisi aynı anlamda değildir. Markanın aslında bir ürün olması, bu iki ifadenin birbirine karıştırılmasına neden olmaktadır. Marka bir üründür, fakat her ürün bir marka değildir. Yani bazı ürünler marka haline gelmemiştir. Kısaca ürün yönetimi, bir ürünün performansını arttıran faaliyetlerin, bir yönetici tarafından yapılması ve takip edilmesidir. Bu faaliyetler içinde, yukarıda belirtilenlerin dışında, ürünle ilgili reklam, promosyon, ürün geliştirme, Pazar araştırmaları, firma içinde satın alma, imalat, dağıtım, satış ve muhasebe faaliyetlerin koordineli bir şekilde yapılması ve geliştirilmesi de bulunmaktadır. Bütün bunlar ürün yöneticisi tarafından yapılmaktadır.


Devamı için tıklayınız ...

Reklam eksenini, tüketicilerin aklında kalmasını istediğimiz ürün veya hizmetlerin, marka özelliğinin veya düşüncesinin saptanması olarak tanımlarsak, yerinde olacaktır. Şu durumda, radyo tanıtım ekseninin saptanması ilkin, firmanın tanıtımı verme biçimiyle ilgili olarak görünmektedir. Eğer radyo reklamı bütünlüklü bir kampanyası dâhilinde verilmekteyse, zaten eksen belirlenmiş olmaktadır. Yani herhangi bir ajans tarafından, geniş çaplı bir kampanya hazırlanmış ve diğer mecralarda uygulanmaktaysa, radyo bu ekseni, ajansın diğer kampanyalarda ki ekseniyle aynı olacaktır. Fakat herhangi bir ajansın, kampanya dâhilinde verilmeyip, tarafından, sadece radyolar için verilecek bir tanıtım istenmekteyse, bu durum, eksenin belirlenmesini gerekli kılmaktadır. Bu durumda, ürün ve hizmetlerle ilgili veya markalarla ilgili hangi özelliğin, tüketicilerin aklında kalması isteniyorsa, bunun üzerine bir ön çalışma yapmak gerekmektedir. Tanıtımın ön çalışması, malın tüketici hedef kitlesi, rakip ürün ve hizmetlerin etkinlikleri ve özellikleri, tüketicilerin satın alma davranışlarını etkileyen özellikleri, ürün veya hizmetlerle ilgili diğer tutundurma faaliyetleri, tüketicilerdeki firma imajı, kurumsal itibarı gibi konuların göz önünde tutulması gerekmektedir.


Devamı için tıklayınız ...

Tüketici algıları, tamamen o andaki bekleyişlerine ve içinde bulundukları duruma bağlıdır. Bu hem rasyonel hem de psikolojik etkiler için geçerlidir. Bir gün içerisinde, insanların karşılaştıkları uyarıların sayısı milyonları bulmaktadır. Kişi, bunlardan sadece işine yarayan, eksikliğini hissettiği uyarılara karşı duyarlı davranmaktadır. Milyonlarca uyarandan, sadece ihtiyacı kadarını alabilmektedir. Televizyon reklamları, insanların yalnız oldukları veya kendi aile bireyleriyle birlikte oldukları gün ve saatlerde izlenebilmektedir. Ayrıca yanında, başka bireyler olsa bile, tüketici algısı kendi kültürel birikimiyle bu filmleri, gene tek başına izlemektedir. Dolayısıyla televizyon reklamlarının etki unsuru olarak kullandığı pek çok değişken, bazen işe yaramayabilir. Bazen de hemen etki edebilir. Örneğin, bir kişinin giysi eksikliği bulunmaktaysa, televizyon reklamlarında gördüğü giysi tanıtımları daha çok dikkatini çekecektir. Araba, gıda, iletişim cihazları v.b. pek çok ürün için geçerlidir. Bu durum, onların duygu durumlarında da aynı seyri izlemektedir. Örneğin, Sevgi eksikliği, sosyal çevre eksikliği v.b. eksiklikler hissediliyorsa, bu tip unsurların işlendiği yapımlar dikkatlerini çekmektedir. Ürün veya hizmetle ilgilenmeseler bile, ürün ve hizmetle özdeşleştirilen bu tip duygu durumlarını tüketici algılamaktadır. Televizyon reklamlarının, diğer mecralar arasında en çok tercih edilen mecra olmasını sağlayan etkenlerden biri de bütün bunları gösterebilmesidir. Yani televizyon reklamları, hem görsel hem işitsel hem de algısal unsurları birlikte verebilmektedir. Duyguları hissettirebilmektedir, bununla birlikte, sosyal davranışlardaki ifadeleri ve bunların etkilerini, davranış biçimlerini ve onların yansımalarını, konforu, rahatlığı, kaliteyi, kullanım kolaylıklarını, ürün bileşenlerinin faydalarına kadar her türlü özelliği, tüketicinin algılamasını sağlayan bir mecradır. Bütün bu gösterimler, tüketici algılarıyla buluştuğunda, tüketicinin içinde bulunduğu psikolojik durumuna veya rasyonel durumuna hitap eden en ufak bir unsur algılanmasını sağlamaktadır. Bütünüyle yani bütün mesajlarıyla algılanamamaktadır belki, fakat içinde en ufak bir unsurun, tüketicinin zihnini kurcalaması, ürün veya hizmeti hatırlamasını sağlamaktadır. Ayrıca ürün ve hizmetle birlikte verilen, etkilendiği özelliğiyle birlikte hatırlamaktadır. Tüketicinin bu mecrayı bu şekilde algılamaya başlaması, ürün ve hizmetle bağ kurmasını sağlamakta veya kurulabilecek bağ için zemin oluşturmaktadır. Zaten bu mecra yapımlarının izleyiciler üzeride ne tür etkiler yapabildiği, geçmişten günümüze araştırma konusu olmuş ve halen net verilerin elde edilememesinin sebebi, tüketicilerin televizyon izlerken, dört duvar arasında nasıl tepki verdiğinin bilinememesidir. Bu tip bilgiler ise, psikoloji biliminin verilerinden yararlanarak çıkarılan bilgilerdir. Temel anlamda, bu gösterimleri izleyen tüketicilerin analiz edilmesinden elde edilen sonuçlar değildir. Tanıtım analiz çalışmalarının verileri, tüketicilerin bu tip testleri cevaplarken ki durumuna bağlı olabildiği için, kesin olmayabilmektedir.


Devamı için tıklayınız ...

Bilindiği gibi reklam sektörü, tüketicilere doğru mesajlarla seslenebilmek için, pek çok araştırmadan, pek çok bilimsel disiplinden yararlanarak, disiplinler arası metotla, reklam tasarımı yapmakta ve mesajlarını belirlemektedir. Son zamanlarda en çok psikoloji biliminden yararlanan reklam, tüketicilerin ürün ve hizmetlerle aralarında, duygusal bağları kurmaya özen göstermektedir. Fakat diğer alanlarda yapılan araştırmaların sonuçlarına bakılırsa, bu tip reklam tasarımları veya üreticilerin ürün ve hizmetlere kimlik kazandırarak, tüketicilerin bunları benimsemelerini sağlaması, gene de reklamı amaçlarına istenildiği şekilde ulaştıramamaktadır. Bu konuda reklam başarısız olmamaktadır. Belirli kazanımlar elde etmektedir. Hatta kimi markalar, belirgin özelliklere sahip tüketici kitlesine bu yöntemlerle sahip olmuş ve dünya çapında bir marka haline gelmiştir. Ama bu tip örnekler, gene de azdır. Çünkü bilimsel disiplinlerin veya reklam analiz çalışmalarının sonuçları, tüketicinin hangi zaman aralıklarında, hangi güdülerle, satın alma kararını verdiğini kesin olarak ortaya çıkarabilmiş değildir. Reklamda duygu unsurlarının kullanılmasıyla oluşturulan bağ, kimi zaman tüketicinin bu kararı vermesini sağlamaktadır. Fakat kimi zaman somut ihtiyaçlar üzerinde de tüketici satın almaktadır.


Devamı için tıklayınız ...

Reklamda duyusal motiflerin kullanımı, son zamanlarda gelişen bir konudur. Ekonomik sistemlerin büyümesiyle ortaya çıkan, tüketicilerin ihtiyacından fazla ürün ve hizmet üretimi, bunların geçmiş dönemlerden çok daha fazla tanıtıma ihtiyaç duyması, bunların satılmasının gerekmesi reklamda duygusal motiflerin kullanılmasını gerekli kılmıştır. Bilindiği gibi reklam, üretici ile tüketici arasında kurulan iletişim köprüsüdür. Onlar reklam vasıtasıyla birbirleriyle iletişim kurar, birbirlerinin davranışlarından haberdar olur, birbirlerini etkileyerek, her bir taraf, kendi alanında ki ilerleyişini sürdürür. Üreticiler, uzun zamandır tüketicilerin rasyonel kararlarla satın alma davranışını göstermediklerini bilmektedirler. En azından tek başına rasyonel kararların etkili olmadığını, bazen duygusal nedenlerden ötürü satın alma davranışını gösterdiklerini bilmektedirler. Tüketiciler kimi zaman, arzularına, isteklerine uygun olan, aynı zamanda kendisiyle marka arasında oluşan bir çeşit duygusal bağdan dolayı satın almaktadırlar. Bütün bunlar yıllardır tüketiciler üzerinde yapılan araştırmalardan ortaya çıkmıştır. Psikoloji ana bilim dalının, insanların davranış modelleri üzerinde yaptığı araştırmalar, güdü ve güdülenme araştırma ve bunların sonuçları, reklam sektörü tarafından yakın zamandan itibaren kullanılmaktadır.


Devamı için tıklayınız ...

Sosyal web sitesi olan Facebook'un üye sayısı da, reklam gelirleri de çok yükseldi. Mart ayında yapılan tahminler ve daha sonra eMarketer'in raporunda verdiği bilgilere göre, bu sene 1-1.1 milyar dolar olan gelirler 1.2 doları geçecek.

2008 de elde ettiği gelirleri ikiye katlayan 2009 da da 700 ile 800 milyon dolar civarındaki kazancını, arama motoru Google gibi reklam verenlerden kazandığı tahmin ediliyor. eMarketer, sosyal sitenin üç yıllık reklam gelirlerine ilişkin tahmin de ortaya çıkarmış.


Devamı için tıklayınız ...