iPhone hakkındaki şikayetlerle sık sık gündeme gelen Apple'a Amerika'da bir kullanıcı tarafından dava açıldı. Donald LeBuhn isimli kişi eylül ayında 252 dolara aldığı iPhone 4'ün camının kızının mesaj yazdığı esnada yanlışlıkla yaklaşık bir metreden düşerek kırılması sonucunda şirkete dava açtı. Daha önce bir iPhone 3gs sahibi olan kişi, önceki telefonunun bu gibi düşmelerden etkilenmediğini, şirketin üründe hatalı tasarım yaptığını kabul etmesini talep ediyor.


Devamı için tıklayınız ...

“Sosyal Medya gitgide daha yaygın hale gelecek ve her türlü işin başarılı ya da başarısız olmasında temel öğe olacak” Bu cümle Brian Solis’e ait olan Sosyal Medya Manifestosu’ndan bir bölüm. Sürece baktığımızda Solis’in öngörüsü gerçekleşecek gibi görünüyor. Üzerinde bunca yazılıp çizilen sosyal medyayı kısaca internet üzerinden kurulan karşılıklı iletişim olarak tanımlayabiliriz. Karşılıklı iletişim dendiğinde, bu karşılıklılığın nesnesinin sadece bireyler olmadığını da vurgulamamız gerek. Sosyal medyada iletişim sadece kişiler arasında değil, şirketler ile kullanıcıları arasında da kurulabiliyor. Kişiler sosyal medyada hem kendilerini ifade edebiliyor, hem de farklı kullanıcılarla iletişime geçebiliyor. Sosyal medyayı anlayabilmek için öncelikle bilinmesi gereken bazı kavramlar var: Web 2.0: Bu terim aslında sosyal medyanın özel adı. İnternet sitelerinin kullanıcılara içerik oluşturabilecekleri ortamlar sağlamasına imkan veren bir teknoloji. Facebook, Youtube, Flickr gibi sitelerin var olabilmesini sağlayan teknoloji Web 2.0. Kullanıcılar artık sadece içerik sağlayıcıların belirlediği içeriklerle yetinmiyorlar. Kendilerine ait içerikleri sadece oluşturmakla kalmıyor, aynı zamanda bunları birçok farklı sanal platformda diğer kullanıcılar ile de paylaşabiliyorlar. Blog: Web günlüğü olarak da tanımlanabilen bloglar, kişiler ya da kurumlar tarafından hazırlanabilir. Özgün içeriğin birçok kişiyle paylaşılabildiği blogların içeriğine ve yazarına bağlı olarak pek çok takipçisi olabiliyor ve bu bloglar takipçilerini etkiyelebiliyor. Mikro Blog: En kısa anlatımıyla Twitter. 140 karakter ile cebinizdeki bir mobil araçla dahi içeriğinizi birçok kişiye anında ulaştırmanız mümkün. Basın toplantıları bitmeden dışarıya haber sızmasına Twitter ile alıştık ya da ünlülerin fotoğraflarını magazincilerden önce kendilerinin yayınlamasına. Sosyal Ağlar: Başta Facebook olmak üzere, kullanıcıların birçok farklı özellik sebebiyle, ya da sadece tanışmak için bir araya gelebildiği siteler. Haritada yerini bilmediğiniz bir ülkede yaşayan herhangi bir kişiyle aynı telefon uygulamasını kullanıyor olabilir ya da oynadığınız sanal çiftlik oyununda komşu olabilirsiniz. Linkedin gibi sadece profesyonel iş ilişkisi kurulabilecek siteler olsa da, sosyal ağ dendiğinde ilk akla gelen Facebook. Sosyal İmleme: Kullanıcılar internette ulaştıkları herhangi bir içeriği diğer kullanıcılarla da paylaşabilirler. Var olan sayısız içerik arasında da böylece milyonlarca kişinin tıkladığı içerikler öne çıkar. Bu öne çıkan içerikler klasik medyada da haber ya da program içeriği olarak yer alarak ulaştığı kişi sayısı daha da artabilir. Ve Sosyal Medya: Yukarıda saydığımız unsurları kullananların bütün iletişim ve paylaşımlarından sosyal medya oluşur. Sosyal medyada sadece blog, mikro blog ve sosyal ağlar değil, anlık mesajlaşma programları, forum siteleri, sohbet siteleri gibi siteler de yer alır. Bir yandan şirketinizin Facebook sayfasında duyurduğunuz yeni reklam kampanyasına gelen yorumları okurken, diğer yanda bebeğinizin fotoğraflarını kişisel sayfanıza yükleyebilirsiniz. Satın almış olduğunuz yeni buzdolabı ile ilgili görüşlerinizden, akşam canınızın ne yemek istediğine kadar türlü konuyu diğer kullanıcılar ile paylaşabilirsiniz. Sosyal medya hızlı bir iletişim aracıdır. Dünyanın herhangi bir yerinde olan bir olayı akışa bağlı olmadan verebilen bir medya türüdür. Sosyal medya içeriğine kısıtlamalar getirilmesi en azından henüz mümkün olmayan bir alan olarak, bazen rahatsız edici olabilecek kadar görece özgür bir alandır. Şirketler açısından bakıldığında ise, sosyal medya sayesinde şirketler kullanıcılar ile daha kolay etkileşime geçebilir ve iletişim sağlayabilir. Sosyal medya ile kazanılan müşteriler daha sadıktır. Şirketlerin farklı birimlerinin de müşteriler ile iletişime girme olanağı vardır. Üstelik tıpkı kişiler arası iletişim gibi, birebir ilişki kurmak, kullanıcılara istek ve ihtiyaçlarına göre cevap verebilmek sosyal medyada mümkündür. Şirketler sosyal medyadan sürekli geri dönüş alabilir ve aynı zamanda da müşterilerine sosyal medya yoluyla geri dönüş yapabilirler. Sosyal medyanın giderek daha popüler hale gelmesinin en önemli nedenleri iletişimin anında kurulabilmesi, daha doğru içerik aktarılabilmesi, geleneksel medya kanallarına göre içeriğin sınırlarının geniş olması ve kullanım açısından kolaylık getirmesidir. Bir televizyon kanalı sahibi olmak, bir gazete ya da dergi yayınlamak, radyo yayıncılığı yapmak önemli bir maddi güç, ekipman ve teknik bilgi gerektirir. Ancak kendi özgün içeriğinizle binlerce kişinin sizi takip ettiği bir blog ya da şehrinizden haberleri aktaran bir hesap oluşturabilirsiniz çünkü birileri sizin için teknik sorunları zaten halletmiş durumdadır. Son günlerde ortaya çıkan bir özelliğini de burada belirtmeden geçemeyeceğim ki o da; sosyal medya güçlüdür ve bu gücünü kitlelerden alır. Her ne kadar şu an Mısır’da kaldırılmış olsa da, yaşanan olaylarla bağlantılı olarak Mısır ve Suriye’nin internet bağlantısını tamamen kesmesinin nedeni de budur. Sosyal medya, diğer medyaların aksine seçilmiş bir içeriği değil, ham içeriği de kullanıcılara anında ulaştırabilir.


Devamı için tıklayınız ...

Teoride, televizyonda tam perde görünen online video reklamları dijital reklam için durdurulamaz bir güç olmalıdır. Onların yarattıkları videolara odaklanmış izleyicilerin markalarına tutsak olmasını sağlarlar, bunlar televizyon reklamlarından daha etkilidir.

En son Reklam Temel Verilerinde Nielsen, televizyon ve ona karşı yüksek kaliteli online televizyon reklamlarında, genel reklamların ve verdiği mesajların hatırlanma oranlarının yükseldiğini rapor etti. Başka bir deyişle, tüketiciler ticari reklamın gömülü olduğu online televizyon reklamlarına, televizyon reklamlarından daha olumlu bir tepki gösterdiler.


Devamı için tıklayınız ...

Visa ile NFL arasındaki 15 yıllık ilişkiye Twitter da eklendi. Bu üç marka Super Bowl'un: '45. Super Bowl'e Visa ile gidin' kampanyası için ortaklık kurdu.

Twitter'da bugün tanıtılan '45. Super Bowl'e gidin' reklamı açılış sayfasına işaret ediyor: ‘Şu an Super Bowl içinde ne olup bittiğini kim biliyor? Biz biliyoruz. Siz de bilebilirsiniz.'

Visa sözcüsüne göre reklam, 6 Şubata kadar 4 günlük süreçte lider olarak görünecek. Seyirciler, reklama tıkladıklarında NFL ile ilgili konuları görebilecekler.


Devamı için tıklayınız ...

Pazarlama süreci sadece mal – hizmetlerde değil, farklı ürünlerde de önemsenmeye başladı. TRT'de ekrana gelecek olan “Küçük Hanımefendi” dizisinin tanıtımı için de farklı bir yöntem tercih edildi. Muazzez Tahsin Berkand'ın aynı isimli kitabından uyarlanan dizinin tanıtımında sokaktaki vatandaşlar ellerindeki mikrofonlara dizi ile ilgili beklentilerini fikirlerini anlatıyorlar.


Devamı için tıklayınız ...

CNBC-E Business Dergisi’nin 10 kişilik bir jüri ile belirlediği sosyal medyayı en iyi kullanan markalar listesi açıklandı. Facebook başta olmak üzere Twitter, FriendFeed, Flickr ve markalara ait bloglar gibi sosyal paylaşım sitelerini en iyi kullanan 25 markanın içinde büyük Türk şirketleri yanında, global şirketler de yer aldı. Sosyal medyadan en çok yararlanan şirketlerin başında “Çizginin Bu tarafına Geç” sloganıyla Nike Football yer alıyor. Marka bu sloganla yaklaşık 700 bin kişiye ulaştı ve Türkiye’nin en çok kullanıcıya sahip markası ünvanını da elde etti. Facebook ve Twitter üzerinden teknik destek de veren TTnet listenin ikinci sırasında. TTnet’in 500 binden fazla kullanıcısı var. Son dönemde yaptığı sponsorluk anlaşmaları ve reklamlarıyla ilgi çeken Türk Hava Yolları (THY) listede üçüncü sırada. Şirketin 100 binin üzerinde Facebook hayranı ve 50 binden fazla Twitter takipçisi bulunuyor. 20 civarında markası için ayrı sosyal medya faaliyetleri yürüten Ülker toplamda 500 bin civarında kişi tarafından izleniyor ve listenin 4. Sırasında. Son dönemde basketbol takımındaki isim değişikliği ile gündemde olan Efes Pilsen ise 5.sırada. Sadece şirketin değil, spor klubünün de internet sitesi, Facebook ve Twitter profilleri mevcut. Ayrıca şirket müşterilerine yönelik olarak muzikicinefes.com adlı bir site de açmıştı. Sosyal medyada hakim olan jürinin 6. sıradaki seçimi Turkcell. Şirket yer aldığı soysal medya ağı dışında, özel uygulamaları ve blogları ile de bu sıraya yerleşti. Küresel bir marka olma imajı ile pazarlama faaliyetlerini yürüten Mavi Jeans hem İngilizce hem de Türkçe profile sahip olmasıyla marka imajını pekiştiriyor. 7. sırada yer alan Mavi İngilizce profil aktivitelerini “mavijeanssocial” olarak yürütüyor. Mavi Jeans ayrıca Facebook sayfasından satış yapan dükkanı ile f – ticaret (sosyal ağlar üzerinden yürütülen ticaret) uygulaması da gerçekleştiriyor. Avea, Facebook ve Twitter yoğun olmak üzere sosyal ağları kullanıyor. Şirket haberlerini ve kampanyaları bu platformlar üzerinden takip etmek mümkün. 8. sırada yer alan Avea’nın, Avea Destek uygulaması da yenilikçi bir yaklaşım olarak göze çarpıyor. 9. Sırada dünyaca ünlü bir marka olan marka olan Starbucks yer alıyor. Türkiye’de 170 binin üzerinde hayranı olan Starbucks, dünyada da sahip olduğu 20 milyon üye ile Coca Cola ile yarışıyor. Sıralamanın ilk onundaki son marka Garanti Bankası. Şirket gerek kurumsal uygulamaları gerekse de vermiş hizmetlerle sosyal medyayı yoğun bir şekilde kullanıyor. Borsa meraklılarına göre kurgulanan Super Trader oyunu da Facebook’ta oldukça ilgi çekiyor. Şirket ayrıca farklı ürün ve hizmetleri için oluşturulmuş özel marka profillerine de sahip. Sosyal medyayı en etkin kullanan diğer şirketlerin sıralaması ise şöyle: Oxxo, Avon Türkiye, Eti, Microsoft Türkiye, Akbank, Doğuş Oto, Favori Jewellery, Rocco/Fritolay, Kızlar Arasında/Orkid, LG Türkiye, Limango, Onur Air, P&G Prima Dünyası, Samsung Türkiye ve Pegasus Havayolları.


Devamı için tıklayınız ...

İtalya'da Eşitlik Bakanı Mara Carfagna reklam dernekleri ile karşılıklı olarak imzaladığı protokol neticesinde, kadınların aşağılandığı, şiddet içerikli ve küçük düşürücü reklamların yasaklanması karara bağlandı. Zaman zaman Başbakan Silvio Berlusconi'nin skandallarıyla sarsılan İtalya'da muhalefet alınan karardan memnun olsa da, Berlusconi hükümetinin güvenilirliğinin olmadığını ve kadınların saygınlığını korumak için yeterli olmadığını açıkladı.


Devamı için tıklayınız ...

AdSchool İstanbul Pazarlama İletişimi ve Reklam Tasarımı Yüksek Lisans Programlarına kayıtlar 14 Şubat 2011'a kadar uzatıldı.

Reklamcılık Vakfı ve İstanbul Bilgi Üniversitesi işbirliği ile kurulan AdSchool İstanbul'un tüm dünyada geçerli olan Yök'e akredite yüksek lisans programları sunuyor. Pazarlama İletişimi ve Reklam Tasarımı Yüksek Lisans Programları da stratejik düşünce ve nitelikli uygulamaların gelişebilmesi için uygulama ile teorik bilgileri buluşturarak genç profesyonelleri desteklemeyi hedefliyor. Programlar aynı zamanda Laureate International Üniversitesi'nin sunduğu olanakları da içeriyor. Ipsos KMG Araştırma da bilgi ortağı olarak araştırma derslerini destekliyor.


Devamı için tıklayınız ...

Son dönemde örneklerine sık rastlamaya başladığımız interaktif reklam uygulamaları kullanıcıyı da içeriğe dahil etme özellikleriyle aslında son derece ilgi çekiciler. Özellikle internet üzerinden yürütülen interaktif kampanyalar markalara dikkat çekip bilinirliği arttırırken kullanıcılara da eğlenceli deneyimler yaşatıyorlar. Yürütülen interaktif kampanyalar gerek internet, gerekse de farklı platformlar üzerinde ilişkisel pazarlama faaliyetlerine dahil olarak hedef kitle ile marka arasında bağ kurmak açısından son derece önemliler. İnternet üzerinden yürütülen bu uygulamalar başta olmak üzere, içerdikleri bütün yaratıcı fikirlere ve eğlendirirken kullanıcıları marka ile bütünleştirme özelliklerine rağmen yeteri kadar duyurulamadıkları için, yapabileceklerinden çok daha az etki ile kaybolup gidiyorlar. Bu uygulamaların çoğunda kullanıcılara çeşitli ödüller de vaad ediliyor. Kullanıcılar ihtiyaçları olmasa da uygulamaya katılabiliyor ve bu sayede marka bilinirliği de sağlamlaştırılıyor. İnteraktif uygulamaların geleneksel reklam anlayışından farklı olarak akılda kalma özellikleri oldukça yüksek çünkü kullanıcıya bir deneyim vaad ediyor. Kullanıcılar çoğu uygulamada bir değil, birden çok kez de bu deneyimi yaşamak için siteleri ziyaret ediyorlar. Sadece merak ettiği için dahi uygulamayı kullanan bir kişi, bu deneyim sayesinde marka hakkında fikir sahibi oluyor. İnteraktif kampanyalar markaların yürüttüğü geniş kapsamlı kampanyalara dahil olarak ya da tek bir uygulama şeklinde gerçekleştirilebilir. Ancak özellikle tek başına yürütülen interaktif kampanya uygulamalarından haberdar olmak ancak kullanıcıların tesadüfen bu uygulamalara rastlamasıyla mümkün oluyor. Burada sorun ne? Sorun, bir hedefe yönelik olarak üzerinde emek, zaman ve para harcanan, en önemlisi yaratıcılığın sınırlarını zorlayan başarılı çalışmaların kendilerinin de reklama ihtiyacının olduğu gerçeğinin gözden kaçırılması. İnternet üzerinden yürütülen bir interaktif uygulamayı ele alalım. Örneğin Ikea’nın gerçekleştirdiği “Hayatta Kalkmam” kampanyası. Aralık ayı içerisinde flash tabanlı bir mikro site üzerinden yürütülen kampanyada amaç, yeni aldığı koltuktan rahatlığı nedeniyle bir türlü kalkmayan Zeynep’i oturduğu koltuktan kaldırmaktı. Ödül olarak Zeynep’in oturduğu koltuğun vaad edildiği uygulama hem ürünler hakkında bilgi veriyor hem de kullanıcıların Ikea ile iletişim kurmalarını sağlıyordu. Küçük bir anket çalışmasının sonuçları gösterdi ki bu uygulamadan çok az sayıda kişinin haberi olmuş. Buna benzer birkaç uygulama için de aynı durum söz konusu. Uygulamayı duyan kişi fikirden çok hoşlanıyor, ancak haberdar olmak noktasında aynı durum söz konusu değil. İnteraktif reklam kampanyaları daha çok internet kullanıcısı olan genç hedef kitleye ulaşmak için yapılıyor ama bu kampanyaların yürütülme sürecinde gözden kaçırılan en önemli nokta bu kitlenin tercih ettiği internet sitelerinde uygulamaların tanıtımlarının yeterince yapılmaması. Platform olarak internetin tercih edildiği, belirli bir düzeyde de kullanım becerisi gerektiren bu uygulamalar bütün çekiciliklerine rağmen hedeflediklerine ulaşamıyorlar. Bu doğrultuda, yazılı ya da görsel basında olmasa da, hedef kitlenin yoğun olarak tercih ettiği internet sayfalarında, özellikle sosyal paylaşım sitelerinde bu uygulamaların daha etkili şekilde tanıtımlarının yapılması gerekiyor.


Devamı için tıklayınız ...

Her yıl yapılan yarışmada lisans ve lisans üstü öğrenciler Google AdWords kullanımı ile pazarlama kampanyaları oluşturarak meydan okuyorlar. Bu yıl yarışmaya katılanlara, sivil toplum örgütleri ile beraber çalışma seçeneği sunuluyor.

Öğrenciler, 31 Ocak itibari ile 3 haftalık bir süreç içinde kampanyalarını oluştururlar. Daha sonra kampanyanın etkililiği Google ve bağımsız bir akademik grup tarafından incelenir. Eğer ki kazanan grubun partneri sivil toplum örgütlerinden ise, bir de bu örgütlerin güçlü ödülünü kazanma şansları var: 1. Olana 15.000 dolar, 2. Olana 10.000 dolar, 3. Olana 5.000 dolar. Bu ödül sayesinde pazarlama öğrencileri, yeteneklerini geliştirme ve fark yaratma şansına sahip olurlar.


Devamı için tıklayınız ...