Mahmut Engin Karaca Yazıları

Reklamcılık sektörüne İnternet reklamcılığı kavramının girmesi ile pek çok yeni terim ve kısaltma eklenmiştir. Ancak yeni yeni dilimize giren bu terimler hala dilimize tam olarak çevrilemeden İngilizce olarak kullanılmaya devam etmektedir. En sık kullanılanları: Ad Server: Bannerların yer alacakları web sayfasında belirlenmiş alana yerleştirilmelerini, günlük görüntülenme ve tıklanma gibi analitik bilgilerin takibini sağlayan kullanıcı ara yüzü, reklam sunucusu. Conversion (Dönüşüm): Banner, içerik bağlantılı reklam kutusu gibi herhangi bir çevrim içi tanıtım aracıyla web sayfasını ziyaret eden ziyaretçinin, satın alma, üyelik, abonelik gibi ziyaret haricinde herhangi bir aktiviteyi gerçekleştirmesi. Conversion rate: Belirtilmiş aktiviteyi gerçekleştiren ziyaretçilerin, toplama yüzdesel oranı. CPA (Cost Per Aqusition): Conversion yaratan ziyaretçiler için maliyet hesaplanan model. CPC (Cost Per Click): Her ziyaretçi için bannerın ve ya çevrimiçi reklam formatının tıklanma başına ödeme sistemi. CPM (Cost Per Thousand Impressions): Bu sistemde görüntülenme başına ödeme yapılır, fiyatlandırma ünite üzerinden olur ki her 1000 görüntülenme bir ünitedir. CTR (Click-through rate): Bannerı veya herhangi başka bir çevrimiçi reklam formatını tıklayanların görüntüleyenlere oranı. Impression: Web sayfası içerisindeki çevrimiçi reklamın görüntülenme sayısı. Main Page Traffic: Belirtilen sürede sitenin sadece ana sayfasının görüntülenme sayısı. Page view: Bir web sitesine ait tüm sayfaların toplam görüntülenme sayısı. PPC (Pay per click): Tıklama başına ödeme sistemi. RON (Run Of Network): Özellikle seçilmeksizin, işaretlenmiş bir web sitesi topluluğunun, tüm site ve sayfalarında bannerların yayınlanması. ROS (Run Of Site): Belirlenen bir sitenin, tüm sayfalarını ifade eder. SEM (Search Engine Marketing): Anahtar kelimelerin belirlenmesiyle arama motorlarında ücretli olarak yapılan listelenme çalışmasıdır. Genellikle açık arttırma usulüyle yapılır. SEO (Search Engine Optimization): Arama motorlarında sıralamada üst sıralara yükselebilmek için ücretsiz olarak yapılan optimizasyon çalışması. Unique visitors: Belirlenen zaman aralığında, siteyi görüntüleyen ziyaretçi sayısıdır. Genellikle IP adresleri takip edilerek, her bir IP adresi tekbir kişi sayılarak hesaplanır


Devamı için tıklayınız ...

2007 yılındaki toplantısı İstanbul’da yapılan, 60 ülkede reklamcılık alanında faaliyetleri olan 75 reklam ajansından oluşan reklam pazarlama ve  iletişim ağlarından ICOM (Bağımsız Reklam Ajansları) 2010 yılındaki ajans toplantılarını 25-28 Nisan 2010 arasında Pekin’de gerçekleştirecek.

Toplantıya katılan Bağımsız Reklam Ajansları üyesi reklamcılar, Çin’in gelişimini ve dünya düzeni içinde baldığı rolü Çin’de tartışacaklar. 1929’dan bu yana dünyada yaşanan bu büyük ekonomik krizi de tartışacak olan ICOM üyesi reklam ajanslarının firma  temsilcileri, Ekonomik krizin reklam sektörü, reklam müşterileri ve sektörün uzamanları üzerindeki etkilerini ve ajanslara kazandırdığı deneyimler üzerinde birbirleriyle tartışıp görüş alışverişinde bulunup Yenilikçi fikirleri başarılı işlere dönüştürmeyi hedefliyorlar.


Devamı için tıklayınız ...

Reklam; üretici ile tüketici arasında iletişimi sağlayan araçtır. Bunu ajanslar tasarlar. Tanıtımların tüketicilere ulaşmak için kullandığı birbirinden farklı özellikleri içeren pek çok araç bulunmaktadır. Bunlar genellikle görsel, işitsel olan televizyon ve radyo, baskılı araçlar olan gazete, dergi, insert, katalog olmaktadır. Bunların yanı sıra açık hava reklamcılığının kapsamına giren billboard, bina giydirme, araç giydirme, tabela gibi araçlar olabilmektedir. Görüldüğü gibi tabela tanıtımın mesaj iletmek için kullandığı araçlardan biridir. Tabela tasarımları dijital reklam ajansları tarafından tasarlanmakta ve uygulanmaktadır. Dijital ajansların tasarladıkları tabela çeşitleri birbirinden farklı özellikler taşımaktadır. Hem malzeme itibariyle hem de tasarım itibariyle dikkat çekici, çarpıcı olması için çaba sarf ederler. Dijital reklam ajanslarının tasarımını yapıp uyguladıkları tabela çeşitleri, kullanılan malzeme ve şekil açısından aşağıdaki gibidir; Alüminyum Kutu Harf , Paslanmaz Kutu Harf , Kabartma Harf Tabela, İç-Dış Yönlendirme, Vinil Germe Tabela, Kutu Harf Tabela, Krom Harf Tabela, Pleksi Akvaryum, Çephe Giydirme, Fileli Kutu Harf, Tabela Tasarım, Fuar Standları, Ayaklı Panolar, Gravür Tabela, Çatı Tabelası, Pleksi Tabela, Tabela İmalat, Pleksi Sehba, Işıksız Tabela, Yön Tabelası, Neon Tabela, Işıklı Tabela, Pullu Tabela, Led Tabela. Yukarıdaki birbirinden farklı malzeme ve şekle sahip tabela çeşitlerinin her biri, kullanılacağı alana, mekanın büyüklüğüne ve küçüklüğüne, gün ışığının yansıma biçimine, gece veya gündüz durumuna göre tasarlanmaktadır. Bunların tasarımı ise malzemesinin yapısına göre yapılabilmektedir. Malzeme tasarımları noktasında, belirleyici rol oynamaktadır. Yapılan tasarımın istenilen malzeme ile yapılabilir olmalıdır. Tabela tasarımın font yani yazı stilleri oldukça önem taşımaktadır. Birbirinden farklı yazı fontu, insanların dikkatini çekebilecek, istenilen mesafeden okunabilir, gözü rahatsız etmeyecek biçimde seçilerek yapılmaktadır. Elbette burada renkler de önem taşımaktadır. Tabela tasarımında kullanılacak olan rengin çarpıcı bir biçimde göze görünür olması gerekmekte fakat bu çarpıcılığın gözü rahatsız etmemesi, göze hoş görünmesi gerekmektedir. Görüldüğü gibi reklam ve tabela birbirilerinin içerisinde, bütün parça ilişkisi içerisindedir. Tabela sabit bir yere, dükkân önüne, yanına, ana yollarına, ön duvarına, ön camın yanına yerleştirilmektedir. Tabelalar iki önemli amaçla kullanılmaktadır. Birincisi satış yapan firmanın ne tür faaliyet içinde olduğunu yakın mesafeden göstermektedir. İkincisi ise biçimi ve görüntüsü itibari ile farklı, çarpıcı, estetik tasarımı ile, orada bulanan firmanın, hem yerinin hem de sattığı ürünlerin neler olduğuna yönelik hedef kitlesinin aklında kalmasını sağlamaktadır.


Devamı için tıklayınız ...

Etik; ahlaki davranış, yargı ve eylem kavramları ile ilgili olarak düşünülmektedir. Yanlış veya doğru, iyi veya kötü, erdem veya kusur ile ilgili davranışların sonuçlarının değerlendirilmesi olayıdır. Yani insanların yaptığı seçimler ve bunların sonucunda nasıl davranmaları gerektiğini etkileyen doğru ve yanlış ilkeler bütünlüğü olarak karşımıza çıkar. Bu kavramı reklam ile ilişkilendirdiğimizde ise tanıtımın hedef kitleyi bilinçlendirirken, sosyal sorumluluk kapsamında hareket etmesi gerektiğini, ayrıca tanıtım alanında belirlenmiş etik kuralları dikkate alarak mesajların verilmesi gerektiğini düşünebiliriz. Bu tip çalışmaların toplumu doğru yönlendirmeleri, kusurlu davranışların oluşmaması için özen göstermeleri, iletimlerinin net ve anlaşılabilir olması gerektiği gibi kuralların uygulanmasıdır. Bunların yanı sıra hem firmalar hem de ajansların birbirlerine karşı belirlenmiş ilkeler çerçevesinde davranmaları, reklamda etik davranışlar bütünlüğü olarak karşımıza çıkmaktadır. Başlangıçta tanıtımın etik kurallarının olup olmayacağı uzun süre tartışılmıştır. Her şey tanıtım olabilir düşüncesinden yola çıkarak, toplumun dikkatini, ilgisini, merakını tetiklemek adına yapılan bütün tasarımlar doğrumudur? Gibi. Ancak zamanla ortaya çıkan gelişmeler, toplumsal değişimler, tanıtımın nerede başlayıp nerede bitmesi gerektiği konusunu, gündeme taşımıştır. Ticari etik ve tüketici hakları dâhilinde sınırlamalar ve yaptırımlar, zamanla kanun hükmünde kararnamelere dönüşmüştür. Bu noktada sektör, kendi denetimini sağlama yönünde sorumluluk üstlenmiştir. Buna yönelik olarak çeşitli kurum ve kuruluşlar yapılanmıştır. Dünya da kanun yapıcı kurumların dışında, reklam öz denetim kurumları oluşmuştur. Bunların temel görevleri ise; haksız rekabeti önleme, tüketiciyi koruma, ajansların birbirlerine karşı yaklaşım ve ödevlerini belirleme, firmalar ile ajansların birbirlerine karşı davranış kalıplarını belirleme olmuştur. Ülkemizde, tanıtımlarda etik kuralarının çözülebilmesi için, Uluslar arası Reklam Uygulama Esasları’nın içinde yer aldığı bir mevzuat bulunmaktadır. Reklam Özdenetim Kurulu’nun da benimsediği, Uygulama Esasları şu konuları kapsamaktadır. Rekabetin Korunması Kanunu, Tüketicinin Korunması Kanunu, Radyo Televizyon Yayınlarının Usul Ve Esasları hakkında Kanun, Medya Ölçümü Araştırma Sonuçlarının Ticari Tanıtım Ve İlanlarda Kullanılmasına Dair Tebliğ, Ticaret Ve Sanayi Odaları Hakkında Kanun, Türkiye Radyo Televizyon Kurumuna ait Kanunlar ve yönetmelikler olmaktadır. Piyasada faaliyet gösteren işletmeler ile ajanslar ve tüketiciler arasında kanun ve yönetmeliklerle belirlenmiş davranış kalıpları, etik kuralları oluşturmaktadır. Bunlara uyması istenen kurum veya sektör ise temel de iletişim mecralarını kullanan tanıtım sektörüdür. İşletmeler ile tüketiciler arasında da en önemli noktada duran sektör bu anlamda belirleyici olandır.


Devamı için tıklayınız ...

Dizi oyunculuğu son zamanlarda reklam sektörü için oldukça önemli bir rol oynamaktadır. Toplum tarafından beğenilen ve geniş izleyici kitlesine sahip olan dizilerde, rol alan oyuncular, tanıtım için bulunmaz bir malzeme olmaktadır. Dizilerde rol alıp, ön plana çıkan oyuncular, geniş halk yığınlarının sempatisini kazanmaktadır. İnsanlar, onlara karşı yakınlık duymaya başlamaktadırlar. Bu tip oyuncular, geniş halk yığınları tarafından, saç biçimleri, giyim tarzları, kullandıkları eşyalar, davranış kalıpları da dâhil örnek alınabilmektedir. İnsanların yaşam standartları elvermediği halde, onlar gibi yaşamakta, onların kullandıkları her şeyi edinmek için çaba göstermektedirler. Ayrıca her evin, her ailenin sevilen bir bireyi kadar itibar görebilmektedir. İnsanlar onların kullandıkları ürün ve hizmetleri kullanarak, kendilerini onlarla özdeşleştirmekte, kendilerini onlarmış gibi hissetmektedirler. Reklam sektörü zaten bu tip aracıları bulmak için çaba sarf etmektedir. Bütün yaratıcılıklarını, bütün araştırmalarını halkın sevgisini, saygısını, kendini yakın hissedebileceği aracıları bulmak adına kullanmaktadırlar. Ajansların ürettiği karakterler, kullandıkları yazı tipleri, resimler, imajlar geniş halk yığınları tarafından kabul görsün diye dikkatle üretilmektedir. Şu durumda dizi oyuncuları, reklam sektörünün çaba harcamadan eline geçen, aradığı bütün özelliklere sahip, tanıtım aracı olarak ortaya çıkmaktadır. Sektör araştırmalarında veya deneyimlerinde bu durumu zaten ortaya çıkarabilmişlerdir. Reklamın arayıp ta bulamadığı özellikleri taşıyan bu tip oyuncular, sektör tarafından sıkça kullanılmaktadır. Mesajları iletmek için, ilgili ürün ve hizmetlerin piyasada tanınmasını sağlamak için aracılık görevini üstlenebilmektedirler. Dizi oyuncuları markalaşma yolunda da, ürün ve hizmetleri kullanırmış gibi tanıtımlarda boy göstermekte ve bu noktada yol kat edilmesini sağlayabilmektedirler. İnsanlar bu tip oyuncuları örnek aldığı için, aynı ürün ve hizmetleri kullanmaya çalışmakta ve hatırlamaktadır. Bu durum hem firmanın, hem de ajansın işini oldukça kolaylaştırmaktadır. Tanınmış yüzler, bilinen karakterler, sevilen oyuncular tanıtım mesajlarının, geniş halk yığınları tarafından çok daha çabuk kabul edilmesini sağlayıp, çok daha çarpıcı nitelikte verebilmektedir. Ülkemizde yapılan ve oldukça revaçta olan çalışmalardan bir tanesini örnek vermek gerekirse; Türk Telekom’un yaptırdığı kampanyalarda hedef kitlesine, en kısa yoldan ulaşabilmek için ünlü stand up ustası Cem Yılmaz’ı kullanmaktadır. Toplumun her kesimi tarafından kabul görmüş, sevilen sanatçının tanıtım mesajları, Türk Telekom firmasına zaman kazanımı, doğrudan iletim, etkili ve çarpıcı reklam kazandırmış, hedef kitlesine ulaşmasını sağlamıştır. Bugün bu firmanın tanıtımları halen televizyonlarda gösterilmektedir. Ünlü sanatçı Cem Yılmaz’ın topluma ilettiği her mesaj, doğrudan hedef kitle ile buluşabilmiştir.


Devamı için tıklayınız ...

Ülkemizde Reklamcılık sektörü ekonominin dışında değil, tamamen ekonominin genel konumuna paralel seyreden bir sektördür. Bu sebeple, bir ekonomik dar boğaza girildiği anda ilk darbeyi bu sektör yemektedir. Ve bu tam bir kısır döngüdür. Zira bu sektör sadece kendisinin ekonomik olarak yarattığı değerle değil, ekonomiye sağladığı itici güç ile Türkiye için çok önemlidir. Çünkü çalışmaları ile diğer sektörleri hareketlendirme potansiyeline sahiptir. Tanıtım aslında üretici firma için bir yatırımdır fakat harcama olarak algılandığı sürece geri dönüşü çok zordur. Bu tip çalışmaları bir yatırım olarak görüp sürekli ve tutarlı bir şekilde devam ettiren şirketlerin kazancı daha yüksek olacaktır. Türkiye’de tanıtım yatırımlarının oranı aslında oldukça düşüktür. Çünkü önemli olan bu yatırımları milyar dolar olarak telaffuz etmek değil, bu rakamın GSMH’ya oranını yükseltmektir. Batı ekonomilerinde ya da gelişmiş ülkelerde yüzde 1,5–2 civarında olan tanıtım yatırımlarının oranı Türkiye’de bugün binde 4 civarındadır. Türkiye’de bu oran yüzde 1’lere çıktığı andan itibaren sadece bu sektör değil, tüm ülke ekonomisi kazanacaktır. Türkiye'de kişi başına tanıtım harcamasının yaklaşık 20 euro olduğunu ancak bunun pek çok Avrupa ülkesinin gerisinde olduğunu belirtmeliyiz. Örnek verecek olursak, ortalama olarak kişi başı tanıtım harcamasının Yunanistan'da 230 euro, Almanya'da ise 244 euro civarında olduğunu söyleyebiliriz. Sektör içinde Türkiye’de ilk 10–15 firma, bu tip yatırımlarının yaklaşık %40'ını temsil ederken, ilk 10'da 6 firmanın küresel marka olması yerel markalarımızın cesaretlendirilmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır. Türkiye'de 2006 verilerine göre; 24'ü ulusal, 76'sı kablo, diğerleri bölgesel ve yerel olmak üzere 340 televizyon kanalı, 34 ulusal gazete ve düzenli tanıtım alan 250 dergi bulunmaktadır. 2006'da 14 bin firma 17 bin marka için bu tip çalışma yaparken tam hizmet veren reklam ajansı sayısı 100'ü bulmaktadır. Reklamcılık Sektöründe yer alan mecralardan söz edecek olursak; Dergiler Türkiye’de diğer batı ülkelerine nazaran daha az kullanılan bir reklam mecrasıdır. Neden olarak, dergilerin okunma oranı ve okuyucu katsayılarının çok düşük olması ve bu nedenle de TV ve gazete gibi mecralara göre kişi başına ulaşım maliyetlerinin çok yüksek olmasını gösterebiliriz. Dergiler ülkemizde ancak hedef kitleler net bir şekilde belli olduğunda, üst gelir gruplarına yönelik ürün – hizmet sunulacağı zaman veya diğer mecralara destek amaçlı kullanılabiliyor. Radyo ise reklam sektörü içinde hâlâ tam olarak değeri anlaşılamamış ve bu nedenle yeterince etkin kullanılamayan bir mecra. Türkiye bir TV ülkesi olduğuna ve eğitim düzeyi ile paralel olarak yakın gelecekte de bunun değişmesine yönelik bir belirti olmadığına göre televizyon radyo üzerinde baskın olmaya devam edecektir. İnternet reklamcılığı bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hızla büyümektedir. Teknolojinin gelişmesini takiben büyüyen bu mecra özellikle Gsm şirketleri, bankalar ve otomotiv şirketleri tarafından tercih edilmektedir. Üst gelir ve eğitim grubuna ulaşma özelliği ve interaktivite avantajı nedeniyle tercih edilen bu mecranın, Ülkemizde bu alanda yapılan harcamayı kesin olarak belirleyen bir ölçümleme olmaması nedeniyle ne kadar büyüdüğü tam olarak bilinmemektedir. Ülkemizde en hızlı gelişen mecralardan biri de Açıkhava reklamcılığıdır. Sebebi Türkiye’de outdoorun ancak anlaşılmaya başlanması ve modern uygulamaların yeni yeni hayata geçirilmesidir. Son yıllarda Açık hava tanıtımları yapan şirketlerin birçok yeni ve yaratıcı uygulamayı ülkemize getirmesiyle bu mecra sektör içinde hızla büyüme göstermektedir. Reklamcılık sektöründe, İnternet ve Açık hava reklam mecraları hızla büyürken, radyo ve dergilerin sektör açısından değeri tam anlaşılamamışken, Türkiye’de bu gün ve gelecekte basın ve televizyon ağırlığını koruyacaktır. Basını finans sektörü başta olmak üzere açıklama yapmaya ihtiyacı olan sektörler kullanmaktadır. Çünkü tv ye oranla bilgi verebilme ve anlatabilme imkânı daha fazladır. Bunun yanı sıra tüketim söz konusu olduğunda televizyon daha ilginç olabilmektedir. Türkiye’de tanıtım sektöründe dünya standartları kullanılmaya başlandığı andan itibaren tanıtım mecralarında da daha rasyonel bir kullanım söz konusu olacaktır. Reklam sektörü, Türkiye’nin AB'ye girmesiyle birlikte daha geniş bir coğrafyaya ve neredeyse 500 milyonluk bir pazara sahip olacaktır. Bu sebeple AB’ ye uyum sürecinde bu sektör içerisinde yer alan şirketlerin dışarıya açılması ve iyi ilişkiler içerisinde olması istenmektedir. Ayrıca Türkiye tanıtım konusunda pek çok AB ülkesinden daha ileri noktada olduğunu kanıtlamış bir ülkedir. Sektör ile ilgili kanunlar AB direktifleriyle çok fazla uyumsuzluk göstermemektedir. Tanıtım sektörünün tüm yatırımı aslında insandır. İnsan son derece pahalı bir sermayedir. Çünkü iyi bir uzman için uzun ve köklü eğitimler, iyi organize olmuş ortamlar, tecrübeli eğiticiler gerekmektedir. Ülkemizde üniversiteler başta olmak üzere ulusal ve uluslar arası tanıtım ajansları içinde pek çok profesyonel eleman yetiştirilmektedir. Yetişen bu uzmanların yaratıcılıkları ve hayal güçleri ile mecraların, teknolojinin elverdiği ölçüde kullanımıyla sektörü Türkiye’de daha da büyütüp geliştireceklerine inanmaktayız. Ve tabi ki bu sayede ekonominin canlanacağına da


Devamı için tıklayınız ...

Google, Yahoo ve Aol gibi internetin en büyük firmaları uzun vadede reklam hedeflerini mobil medyaya odaklamış durumdalar.

Mobil reklam deyince, reklam firmalarının operatörlerle anlaşma yaparak, telefon kullanıcılarına gönderdiği mobil reklamlardan bahsediyoruz. mobil reklamlar daha kullanıcıların cep telefonlarına ulaşmadan operatörler tarafından video, müzik, resim gibi içeriklerin içine eklenerek. Reklama ulaşmayı tek bir SMS göndermek kadar kolay hale getiriyor


Devamı için tıklayınız ...

Bu günlerde en büyük sosyal paylaşım sitelerinden biri olan Facebook'taki bazı reklamlar ziyaretçiler trafından oldukça ilgi çekmeye başladı. Örneğin sitede yer alan reklamda 45 yaşında olan erkeklere übedava iPad verileceğini duyuruyor. Fakat burada yer alan yaş ve cinsiyet seçimi biraz ilginç Çünkü aslında iPad reklamı o anda sayfadaki reklamı gören kullanıcının yaşını otomatik okuyor ve ona göre yaş kriterlerini değiştirip aynı reklamı. 26 yaşındaki bayanlar veya 18 yaşındaki erkeklere de, kendi yaşları ve cinsiyetleri ile görmelerini sağlıyor.


Devamı için tıklayınız ...

Reklam, üreticiler ile tüketiciler arasında ki iletişimi sağlamaktadır. Bu iletişimi kitle iletişim araçları vasıtasıyla yapmaktadır. Sektörün kullandığı kitle iletişim araçlarının bazısı belediyeler, bazısı özel kurum ve kuruluşların denetimi altında bulunmaktadır. Bu tip kurum ve kuruluşlar, bu araçları, ajanslara veya firmalara; kiralama, belirli sürelerle yayın hakkı satma yöntemiyle kullandırmaktadır. Türkiye de tanıtım amaçlı satılan, kiralanan veya belirli sürelerde yayın yaptıran televizyon, gazete, dergi, billboard, outdoor tv v.b. araçlardır. Bu tip tanıtım araçlarının kiralanması, satılması veya belirli sürelerde yayın yapma satışı, yasal düzenlemelerle, belirli şart ve koşullara bağlanmıştır. Bu reklam yönetmeliğidir. Yönetmelik hem firmayı, hem ürünün satışını ve kiralamasını gerçekleştiren kurum ve kuruluşları, hem de tüketiciyi koruma amaçlı düzenlenmiştir. Ayrıca yönetmelik, iletişim özgürlüğünü temel kabul eder, reklam kurulu tarafından belirlenen, kurum ve kuruluşları, reklamcılıkla alakalı tüm kişi, kurum, kuruluşların uymaları istenen ilkeler ile bu ilkeler dahilinde yapılacak denetleme esaslarını belirler. Bu tip yönetmelikler yazılı, sözlü sözcükler, sayı, görsel sunum, müzik, ses efektleri de dahil olmak şartıyla her türlü ticari tanıtımı kapsar niteliktedir. Yönetmeliklerden biri olan tüketicinin korunması kanunu aşağıdaki gibidir. a) Kanun: 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu, b) Mal: Alış verişe konu olan taşınır eşyayı konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım ses görüntü ve benzeri gayri maddi malları, c) Hizmet: Bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti, d) Firma: Ürettiği ya da pazarladığı malın/hizmetin tanıtımını yaptırmak, satışını artırmak veya imajını yaratıp güçlendirmek amacıyla hazırlattığı, içinde firmasının ya da mal/hizmet markasının yer aldığı tanıtımları yayımlatan, dağıtan ya da başka yollarla sergileyen gerçek ya da tüzel kişiyi, e) Reklamcı: Ticari tanıtım ve ilanları, firmanın duyduğu ihtiyaç doğrultusunda hazırlayan ve firma adına yayımlanmasına aracılık eden ticari iletişim uzmanı gerçek ya da tüzel kişiyi, f) Mecra kuruluşu: Ticari tanıtım veya ilanı hedef kitleye ulaştıran iletişim kanallarının ya da her türlü aracın sahibi, işleticisi veya kiralayıcısı olan gerçek veya tüzel kişiyi, g) Mecra: Reklam ve tanıtım mesajını ileten ve o mesajı alma durumunda olan kişi, grup ya da topluluğun buluştuğu yeri, ortamı (televizyon, her türlü yazılı basın, internet, radyo, sinema gibi iletişim kanalları ile açık hava, basılı işler gibi tanıtım taşıyan malzemeler), h) Ticari reklam ve ilan: Mal, hizmet veya marka tanıtmak, hedef kitleyi oluşturanları bilgilendirmek ve ikna etmek, satışını veya kiralanmasını sağlamak ya da arttırmak amacıyla firma tarafından herhangi bir mecrada yayımlanan pazarlama iletişimi niteliğindeki duyuruyu, ifade eder.


Devamı için tıklayınız ...

Mizah eğlenceli ve sempatiktir. İnsanlar sempatik ve eğlenceli olana karşı kendini daha yakın hissederler. İnsanların savunmasını kıran, rahatlatan, olumsuz düşünceleri olumluya çevirebilen özelliklere sahiptir. Reklamların mizahı kullanması hatırlanmasını ve tanınmasını sağlamaktadır. Ayrıca bu tanıma ve hatırlama sempati ve hoş duygularla olabilmektedir. Günümüzde sağlıktan tutun, gıdaya kadar her alanın reklamlarında, mizah karşımıza çıkabilmektedir. Diğer dikkat çekici tema ve özelliklere göre, tasarımlarda kullanımı çok fazla dikkat isteyen, bir konu olarak ta karşımıza çıkmaktadır. Sanıldığından çok daha fazla geniş bir altyapıya sahiptir. Yapılacak olan tasarımda, kullanılmak istenilen mizah konusunun, hangi düşünceleri çağrıştıracağı, nerelere vurgu yapacağı, vurgu yaptığı öğenin zihinlerde ne tür bir etki bırakacağı v.s. gibi gidebileceği tüm anlam ve uyarılar hesaplanmalıdır. Reklamlarda her türlü mizahın kullanılması doğrudur, diye bir şey yoktur. Çünkü bilindiği gibi, mizahın farklı ifadeleri veya iletimleri de söz konusudur. Örneğin; sözcük oyunları, adi komedi, yergi, ince alay gibi. Aslında iyi olan bir şeyi ifade eden mizahi yapım, farklı düşünceleri uyarabilir. Reklamcının, bunu çok iyi tespit etmesi gerekmektedir. Çünkü bu, sadece konunun işlenme biçimiyle ilgili değildir. Kültürel bakış açısı, bilinç yüksekliği, algılama kapasitesi v.b. pek çok konu ile ilintili olabilmektedir. Şu durumda, hiçbir yan anlam bulundurmayan mizahi sözcükleri, davranışları veya kalıpları bulup kullanmak, uzmanlık gerektiren, önemli bir konudur. Her tür ürün ve hizmetlerde mizah kullanılırsa iyi olur, diye bir şey de yoktur. Kimi ürün ve hizmetler için çok uygun ve yerinde kullanılabilirken, kimi ürün ve hizmetlerde kullanılması çok risk taşıyabilir. Örneğin; Kurumsal, endüstriyel, hassas mal ya da yeni ürünlerin reklamlarında kullanılması, zarar verebilmektedir. İnsanların düşünerek satın alması gereken ürünlerde, ters etki yaratabilir. Kurumsal tanıtımlarda da durum benzerdir. Markanın değer kaybetmesine yol açabilir. Mizah, mesajla ya da adla doğrudan ilintili olduğu zaman markanın hatırlanmasına yardımcı olabilir. Bu noktada ürün, hedef kitle, mizah üçlemesinin, kesinlikle tam olarak örtüşmesi gerekmektedir. Bunların birinin, diğerlerinden farklı özellikler içermesi, mizahi tanıtımın mesajlarının değişmesine neden olabilir. Kimi zaman öyle ince ayrımlar ortaya çıkar ki, reklamcıların bile dikkatinden kaçabilir ama toplumda, bu ayrımları sezen kişilerin gün yüzüne çıkarması ile tasarım başarısızlığa uğrayabilir.


Devamı için tıklayınız ...