Mahmut Engin Karaca Yazıları

Kurumsal reklam, firmaların topluma, kendi kurumlarının politikalarını, olanaklarını, amaçlarını, ideallerini, fonksiyonlarını anlattığı ve bu yolla onları etkilemeye çalıştıkları reklamlardır. Kurumsal reklamlarla ilgili, genel reklam tanımlamaları kadar farklı tanımlar yapılmış ve yapılmaya devam edilmektedir. Ama genel olarak kurumsal reklamlar ile ilgili en kabul gören tanımlama şudur; firmaların yeterliliği, bilimsel bilgi birikimi, yetenek özellikleri, firmanın teknolojiyi kullanma durumları, ürün ve hizmetlerin gelişmişlikleri, firmanın sosyal ilerleme ve toplumun refahı için neler yaptığı, firmanın işsizlere sağladığı olanaklar, firmaların çevre ile ilgili çalışmaları v.b. pek çok konunun işlenmesi kurumsal reklama girmektedir. Çünkü bütün bu konuların işlenmesi, hedeflenen kitlenin kuruma karşı, olumlu kanaatlerinin gelişmesini sağlamak ve tüketicilerin onu benimsemeleri, saygı duymaları amacıyla yapılmaktadır. Firmaların kurumsal reklamla ulaşmaya çalıştıkları, gene satışların artması, rakipleriyle etkin mücadele veya marka haline gelmeleri olmaktadır. Fakat günümüzde, ekonomik sektörlerin büyümesi, dış ticaret açıkları, firmalar arasındaki kıyasıya rekabet kurumsal reklamların gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Kurumsal reklamların amaçları en genelde; firmanın toplum tarafından fark edilmesi, kimliğini tanıması, kurumda yapılan herhangi bir değişikliğin, isim, logo v.b. duyurulması, firmalar arası ortaklıkların veya birleşmelerin duyurulması, firma, önemsenecek bir büyüme gösterdiğinde, bunun duyurulması, firmanın finans durumunun güçlü olduğunun gösterilmesi, firmanın sağlamlığının gösterilmesi, firmanın sağlam bir işveren olduğunun anlatılması olmakla birlikte ayrıca, firmaların çalışanlarını motive etmek, yeni mezunların veya diğerlerinin başvurmalarını sağlamak, siyasilere firmanın, ekonomiye yaptığı katkıları göstermek, topluma, sivil toplum kuruluşlarına ve yerel topluluklara, firmanın, sosyal sorumluluk anlayışının iyi olduğunu göstermek, firmaların kendilerine yönelik yapılan suçlamalara karşılık vermek, firmaların sponsorluklarını duyurmak, firmanın kutlamalarını ve teşekkürlerini duyurmak gibi amaçlar taşımaktadırlar. Bu tip bilgileri içeren reklamların hepsi kurumsal reklamlara girmekte ve bu amaçları taşımaktadırlar. Bilindiği gibi ürün ve hizmet reklamları, belirlenmiş özelliklere sahip hedef kitlelere yönelik olarak yapılmaktadır. Kurumsal reklamlarda da durum farklı değildir. Burada da özellikleri belirli, hedef kitle seçilerek reklam yapılmaktadır. Kimi kurumsal reklamlar, finans ve iş çevrelerini hedefler, kimi kurumsal reklamlar, toplumun üst kesimini, müşterileri v.s. hedefleyebilmektedir. Kısaca şöyle bir cevap ta verilebilir; firmanın gerek kurum yapısına, gerek faaliyetlerine, gerekse ürettiği ürün ve hizmetlerine etki eden herkes ayrı ayrı kurumsal reklamın hedefi olabilmektedir. Günümüzde kurumsal reklamlar, gittikçe daha fazla önem kazanmaktadır. Çünkü kurumsal reklamları başarılı firmalar, buna iyi bir örnek teşkil etmekte ve bu mecraların daha fazla kullanılmasını sağlamaktadır.


Devamı için tıklayınız ...

Pazarlarda birbirinden farklı yapısı ve faaliyetleri olan, genel anlamda üç çeşit firma tipi bulunmaktadır. Bunlar, üretici firmalar, aracı firmalar ve hizmet işletmesi türünde olanlardır. Reklam verenler açısından reklamlar da bu ayrımlara tabi olmaktadır. Yani üretici reklamı, aracı reklamı veya hizmet işletmesi reklamı olmak üzere. Böyle bir ayırımda, ürünleri üreten firmaların kendileri reklamı yapanlar olmaktadır. Örneğin, HP, Siemens, Sony v.b. firmaların reklamları bunlara örnek teşkil etmektedir. Aracı reklamı yapan firmalar ise, genellikle ürünlerin üreticisi olmayıp tüketicilerle üretici firma arasında aracılık yapan, yani üreticinin ürünlerini, tüketicilere ulaştıran firma olmaktadır. Hizmet firmaları ise, daha çok hizmet sektöründe faaliyet gösteren firmalar olmaktadır. Örneğin; bankaların hepsi, turizm firmaları, uçak firmaları, lokantalar, oteller gibi. Bunlar da hizmet reklamı yapmaktadırlar. Bu tip ayırımlar, reklam tasarımlarını etkilemekte ve reklam veren firmaya göre tasarlanmasını sağlarken, reklamın mesajlarını da belirlemektedir.


Devamı için tıklayınız ...

Bilindiği gibi reklam, tüketicilerin satın alma kararlarını etkilemekte ve diğer tutundurma faaliyetlerine destek vermektedir. Reklam, tüketicilerin satın alma kararını vermelerini iki şekilde etkilemektedir. Kısa süreli veya uzun süreli, sürekli satın alma durumunu yaratma amacı taşımaktadır. Eğer reklam, uzun vadede satın alma kararını etkileme amacı taşımaktaysa, tüketicilerle iletiştim kurduğunda, uzun vadeli ikna yöntemi kullanmaktadır. Böyle bir amaç için, firmanın kurumsal markasını oluşturmaya çalışarak, imaj reklamları ve kurumsal reklamları tasarlar ve onlara sunar. Tüketicilerin marka ile aralarında duygusal bağların oluşmasını sağlar. Tüketicilerin, marka, ürün ve hizmete yönelik sempati ve güven duygularını oluşturmalarını sağlar. Tüketicilerin, satın alma kararını vermeleri bu noktada çok acil değildir. Zamanla ve daha sağlam zeminlerle markaya bağlamaya çalışarak, ileriki süreçlerde satın alma kararlarının sürekliliğini sağlar. Yani burada reklam satın alma kararından önce, aslında markalaşma yoluna katkı sunmaktadır. Reklam verenin markalaşma yolunda ilerleme kat etmesi, zaten tüketicilerin satın alma kararlarıyla ilgili olmaktadır.


Devamı için tıklayınız ...

Firma, kurum, kuruluşların reklam planlaması yaparken, dikkat etmeleri gereken hususlar oldukça önemlidir. Öncelikle reklam planlaması, pazarlamanın planlamalarına oldukça benzerdir. Pazarlama planlarında tutundurma faaliyetleri bulunmaktadır, bu aynı zamanda reklamın da vazgeçilmesi olmaktadır. Bu özelliğin dışında, reklam planlaması, firmanın amacına göre oluşturulmaktadır. Firmalar, reklam ile neleri amaçlamaktadır? Firmalar genellikle; Satışların arttırılması, satışların ani olarak gerçekleşmesi, kurumsal imaj oluşturulması, tüketicilerin satın alma kararlarını hatırlatması, rakiplerle mücadele edilmesi, satışa engel durumların düzeltilmesi, kurum veya marka kimliğine ait unsurların görülünce anlaşılması veya bilinmesi v.b. pek çok amaç taşımaktadır. Reklam veren firma, önce reklamın amacını tespit etmelidir. Bundan sonraki aşamada yapılması gereken, reklama ne kadar bütçe ayrılacağının belirlenmesidir. Yani reklam veren firma, bundan sonra, reklam bütçesini planlayacaktır. Daha sonra, reklam kampanyasının stratejik planlaması için, kendine bir reklam ajansı seçmelidir. Daha sonraki bütün işlemler, reklam ajansıyla birlikte planlanacaktır. Gerçi günümüzde reklam ajansları buraya kadar olanları da, reklam veren firmalar için planlayabilmektedir.


Devamı için tıklayınız ...

Diğer adıyla küresel reklamlar, ürün veya hizmet üreten kuruluşların, bütün dünyayı tek bir Pazar olarak görmesiyle, birbirine yakın veya benzer zamanlarda, aşağı yukarı aynı içeriklere sahip reklam yapmalarıdır. Dünya çapında ki pazarlarda faaliyet gösteren firmaların, ürün veya hizmetleriyle ilgili reklamları, kültürleri birbirinden farklı toplumlara özgü olarak tasarlanmaktadır. Her ne kadar aynı içerikleri tüketicilerine sunsalar da, farklı kültürel yapı gösteren toplumların pazarlarında, onların kültür öğelerini kullanarak tasarım yapmakta ve tüketicilere ulaştırmaktadır. Ülkemizde Coca cola reklamları televizyon kanallarında gösterilmektedir. Bizim toplumumuza has dönemler geldiğinde, reklam tasarımlarının, bu özel dönemlere vurgu yaparak veya onunla ilişkilendirilerek verildiği görülmektedir. Örneğin, bu markanın reklam mesajları, ramazan ayında farklılık göstermektedir. Ramazan ayının özelliklerini, insanların bu ayda yaşadıkları durumları, ürünle ilişkilendirmekte ve talebin oluşmasını sağlamaya çalışmaktadır. Aynı marka, farklı ülkelerde, örneğin; yılbaşlarında, reklamı göstereceği ülkenin kültürüne uygun unsurları ürünle ilişkilendirmektedir. Reklamların gösterileceği toplumların özelliklerine göre uyarlanması, son dönemlerin modeli olarak karşımıza çıkmaktadır. Reklam tasarımlarının, amaçlarının, ihtiyaçlarının çeşitli ayırımlara tabi tutularak belirlenmiş olması, toplumların kendilerine has kültürel yapılarının çözümlenmiş olması, yıllarca yani geçmişten günümüze, bazı dünya çapında veya küresel firmaların yaptıkları reklam çalışmaları, reklamın her yere göre, nasıl oluşturulması gerektiğini de belirlemiştir. Buna yönelik olarak çalışan reklam ajansları da bulunmaktadır. Global reklam, sesleneceği toplumun hem genel anlamdaki kültürel yapısını hem de aynı toplumun, özellikleri belirlenmiş hedef kitlesinin özelliklerini reklamlara yansıtmaktadır. Global reklam, artık küçük coğrafik bölgelerde bile, tüketicilerin karşısına çıkarken, o bölgelerin özelliklerini kullanmaktadır. Reklam veren firmanın ürettiği veya aracılık ettiği ürün ve hizmet özelliklerine, sesleneceği önce toplumun sonra hedef kitlenin özelliklerini katarak satışa sunmakta veya talep yaratmaktadır. Örneğin; bizim ülkemizde, giyim üzerine üretim yapan Colins firması, Türk toplumuna uygun motifleri, ürünlerinde kullanmaktadır. Global reklam, reklam veren firmaların, ya eş zamanlı veya birbirine yakın zamanlarda, farklı toplumlarda, aynı içerikleri, onların kültürel özelliklerine göre değiştirerek sunmalarıdır. Örneğin, reklam verenin, reklam yapma amacı, talep yaratmaksa yada satışları arttırmaksa buna yönelik global reklamın içeriklerini belirlemektedir. Fakat reklamın sunulacağı toplumun kültürel v.b. özelliklerine göre, reklamın mesajlarını şekillendirmektedir veya ürünlerinde, o bölgelerin kültürel unsurlarını kullanmakta ve bunları reklam mesajlarına eklemektedir.


Devamı için tıklayınız ...

Reklam, pazarlama iletişiminin sadece bir öğesidir ve genellikle reklamın iletişim amacı, pazarlamanın diğer öğelerini desteklemesidir. Reklam, potansiyel tüketicilerin marka, ürün ve hizmetlerinden haberdar olmasını sağlayarak, onları sadık bir müşteri haline getirmeye çalışır. Bunun için lazım olan iletişim faaliyetlerini gerçekleştirir. Bu, reklamın iletişim amaçlarından sadece bir tanesidir. Reklam, marka, ürün ve hizmetler hakkında, tüketicilerin tutumlarının pozitif olmasını sağlar veya var olan olumlu tutumları daha fazla güçlendirmeye çalışır veya negatif tutumları pozitif yöne çekmeye çalışır. Reklam, tüketicilerde ürün, hizmet veya markaya yönelik ilginin ortaya çıkmasını ve oluşturduğu ilgiden sonra, ürün, hizmet veya markaya sahip olma isteğinin oluşmasını sağlar. Bütün bunlar, diğer tutundurma faaliyetlerine destek olur ve tüketicilerin satın alma kararlarını etkiler. Reklamın iletişim amaçları burada son bulmamaktadır. Reklam, tüketicilerle kurduğu ilişkileri daha sonraki aşamalar için de sürdürür. Örneğin, tüketicilerin satış sonrasında, markanın verdiği çeşitli hizmetlerden faydalanmasını sağlayarak, satın alma eyleminin devamını getirmeye çalışır. Reklamın iletişim amacı, tüketicilerin reklamları görmeleriyle tepki vermelerini sağlamak değildir. Reklam ilk etapta, tüketicilere marka, ürün ve hizmetlerle ilgili etkin, anlamlı bilgiler vermektedir. Bunlar, günümüzde reklamın benimsediği görüşler doğrultusunda, tüketicilerin ihtiyaçları, istekleri, arzuları dâhilinde planlanmaktadır. Reklam, tüketicilere marka, ürün ve hizmetlerle ilgili anlamlı bilgileri vererek, tüketicinin markaya ilgi göstermesini sağlar. Diğer bir değişle, satın alma durumuna ortam hazırlar. Gerekli ortamın oluştuğunun fark edilmesi halinde, (bu ortam, reklamla ilgili tüketici tutum ve düşüncelerinin ölçülmesiyle aşağı yukarı belirlenmektedir) reklam bu sefer, tüketicilerin istek duymalarını sağlama yönünde çalışmalar yapmaya başlamaktadır. Tüketicilerin, marka ürün veya hizmete sahip olma isteğini uyandırmak için, faydalarını, kullanım kolaylıklarını, hissettirdiklerini öne çıkararak bunu oluşturmaya çalışır. Bu noktada da reklam, satın alma davranışını zorlamaz. Yönlendirmez. Çünkü burada amaç tüketicilerde isteğin oluşturulmasıdır. Tüketicilerde gereken isteği oluşturup oluşturmadığı, gene reklamla ilgili tüketici tutumlarını ölçerek belirlemektedir. Her iki aşamada reklam, amaçlarını gerçekleştirmiştir. Şimdi sıra, tüketicilerin satın alma eylemini gerçekleştirmelerini sağlamak için, tutundurma faaliyetlerine destek vermek olmaktadır. Yani tüketicilerin satın alma kararını vermelerini sağlayamaya çalışmaktadır. Genellikle reklamın amaçları bunlar olmaktadır. Reklamın amaçlarını aşama aşama gerçekleştirmeye çalışması, rastgele değildir. Bunlar geçmişten günümüze oluşturulan ve reklamın iletişim amaçları noktasında benimsenmiş modellerdir. Reklamın iletişim modelleri, geçmişten günümüze, toplumun yapısında oluşan değişikliklere göre yeniden biçimlendirilmekte ve kullanılmaktadır.


Devamı için tıklayınız ...

1930 yılı reklamcılık sektörü için sıkıntılı bir dönem olarak gerçekleşti. 1946 yılı ise tanıtım araştırmalarının tekrar başladığı, AIDA VE DOGMAR modellerini içine alan, tüketici davranış modelleri üzerinde durulduğu yıl olmuştur. 1950 yılında, İlk araştırma çalışmalarının ve sonuçlarının gelişim gösterip sektör tarafından benimsenmesiyle, pek çok ajans kendi bölümleri arasına araştırma birimini de eklemiştir. Ama kimi reklam ajansları, bugünde olduğu gibi, araştırmaları, piyasada faaliyet gösteren ve aralarında anlaşmaların olduğu araştırma kuruluşlarını kullanarak yapmışlardır. 1960 yılında ise, bu sefer üretici firmalar (yani firmalar) Pazar araştırmaları ve tüketici davranışlarını araştırmak için, kendi bünyelerine bu tip araştırma birimlerini katmaya başladılar. Firmaların, bu birimleri kendi bünyelerine katması, ajanslarda bulunan birimlere olan ihtiyacı azaltmış ve onların araştırma birimlerini azaltmasını sağlamıştır. Bazı reklam ajansları da, kendi bünyelerinde bulunan araştırma birimlerini, ajanstan ayırarak, onları farklı bir şirket haline getirerek, bağımsız çalışmalarını sağlamışlardır. (Tungate, 2008)


Devamı için tıklayınız ...

Tüketici davranışlarının doğrusal modelleri üzerine yoğunlaşan pazarlama dünyası ve reklamcılar AIDA modelini de kapsam içine almışlardır. Bu modele göre, tüketicilerin davranışları tek bir aşama ile etki altına alınamaz. Bunun için birden fazla aşamanın takip edilmesi gerekmektedir. AIDA kelimesi de zaten, bu aşamaların baş harflerinden oluşturulmuş bir isim olmaktadır. Pazarlama ve reklamcılık alanlarında kullanılan modelin aşamaları, tüketicilerin üretimden haberdar olmasını sağlayan tanıtımlardan, ilgisinin uyandırılmasına, ürünü veya hizmeti satın alma isteğine ve satın alma eylemine dönüştürmesine kadar ki stratejiyi gösteriyor. İlk zamanlarda, pazarlamacılar tarafından benimsenen model, 1946 yılından sonra, reklam sektörü tarafından da dikkate alındı ve tüketicilerin etki altına alınarak, belirlenmiş davranışları göstermelerini sağlamak için kullanıldı. Tabi bu model halen devam etmekle beraber, ortaya çıktığı haliyle kalmadı. Onun üzerine daha farklı modeller de geliştirilerek kullanıldı. Tüketicilerin belirlenmiş davranışları göstermelerini sağlamak için geliştirilen AIDA modelinin aşamaları ise aşağıdaki gibidir;


Devamı için tıklayınız ...

1940 ile 1950 yılları, televizyonun toplumların yaşamına girdiği yıllardır. Aynı zamanda, tam bu dönemde, Bill Bernbach, Leo Burnett, David Ogilvy gibi reklamcıların ortaya çıktığı dönemlerdir.


Devamı için tıklayınız ...

Reklamcılık sektörünün, insanın düşüncelerinin nasıl şekillendiğini veya ortaya çıktığını anlamaya ve buna yönelik unsurların ortaya çıkarılması için araştırma yapan, teori üreten psikoloji ile yakın ilişkileri vardır. Reklamın bütün mecralara yönelik tasarımlarında kullanılan, oldukça önemli unsurlardan biridir psikoloji. 1994 tarihinde, Mattelart'a göre, Sigmund Freud'tan önce insanların davranışları içgüdülerle açıklanmaya çalışılmaktaydı. Buna göre insanlar marka kavramına yönelik önerilere açıklık, taklit ve sempati unsurlarını içgüdüsel olarak yapmaktaydı. 1920 yıllarında, bu değerlendirmeler davranışçılığın öne çıkmasıyla uyarıcı-tepki ya da etki-tepki teorisi ile farklılık göstermiş, sebep-sonuç ilişkisini ortaya çıkarmıştır. Buna göre çözümlemeler, tüketici-mesaj arasında olan ilişki, tepkinin kaydı ve hatırlanma durumuna dönüşmüştür. Bunların ortaya çıkarılmasıyla, araştırmalar daha ayrıntılı olarak sürdürülmüştür.


Devamı için tıklayınız ...