Haber Kategorisindeki Bloglar

Apple'ın CEO'su Steve Jobs, San Fransisco yarı yıl toplantısı esnasında yeni ürünleri tanıttı. Yeni ürünler arasında iPod, Apple TV ile Ping gösterildi. Bunların arasından Ping sosyal ağ olması nedeniyle dikkat çekti. iTunnes eklentisi olarak sunulacak olan servis, Facebook ve Twitter karışımı olarak gösterildi. Ping sekmesi kullanıcıların ağa girebilecekler ayrıca bu alanda çevrelerinin listelerini oluşturabilecekler, duvarlarına yazı yazabilecek ve gruplara, programlara abone olabilecekler.


Devamı için tıklayınız ...

Prof.Dr.Ali Atıf Bir “reklamcı olmak için reklam eğitimi gerekiyor mu” adlı yazısında, reklam için yukarıdaki başlığı kullanarak yazısını bitirmiş. Bu konuyla ilgili olarak, üç makale ismini vererek, reklamcıların bunları okuyabilmesi halinde neyi nerede, nasıl kullanabileceklerini bilebileceklerini, reklam eğitimi almış sayılabileceklerini düşündüğünü belirtmiş. Yazsından anlaşılan şu ki, makaleler reklam alanıyla ilgili, kuramların kavramlarını kullanarak yazılmış. Profesör Ali Atıf Bir'e katılmamak mümkün görünmemektedir. Gerçektende reklam alanıyla ilgili bütün kuramları, düşünceleri, araştırmacıların veya kuramcıların satır aralarını anlayabilmek gerekiyor. Reklamcının yaratıcılığını kullanması daha kolay olabilmektedir. Elinde kullanabileceği, nasıl kullanması gerektiği ile ilgili bir sürü unsur bulunabilmektedir. Reklam alanıyla ilgili kuramlar, aslında az çok bir okuma geleneğine sahip kişilerin tahmin edebileceği disiplinlerindir. Bunlar genellikle, sosyoloji, psikoloji, antropoloji, etnoloji, halk bilimi, felsefe, dil bilim v.b. disiplinlerdir.


Devamı için tıklayınız ...

Kar yağışının çok olduğu bir gün, şehrin her tarafı bembeyaz bir örtüyle kaplanmıştı. Neredeyse kara görünmemekteydi. Bu durumu değerlendiren bir beyaz eşya firması, hemen kocaman billboard’lar hazırlamış ve billboardların büyüklüğünde bir buzdolabı görüntüsünü, billboard’a yerleştirmişti. Billboard’a yerleştirilen buzdolabının kapağı açıktı. Halk sabah uyandığında, bu dev billboardlarla karşılaştılar. Billboardlarda buzdolabı görüntüsüyle birlikte bir de ufak bir yazı yer almaktaydı. “buzdolabımızın kapısını açık unuttuğumuz için özür dileriz”. Yerin karla kaplı olmasının şaşkınlığıyla uyanan halk bir de bu billboardlarla karşılaşmaktaydı. Bu reklam bir tür reklamda şoklamadır. Reklamda şoklama, Firmanın kısa bir süre içerisinde etkili bir reklam kampanyası düzenlemesi ve bunu bütün reklam mecralarını kullanarak, tüketicilere duyurmasıdır. Firma böylece, ürün ve hizmetleriyle ilgili bütün ileteceklerini bu kısa sürede iletmek ve etkili olmak durumundadır. Belki bir yıllık reklam yatırımını bu kısa sürede harcamaktadır. Bu kısa süre; bir hafta, on gün, on beş gün gibi sürelerdir. Fakat reklamda şoklama tüketiciler üzerinde çok etkili olmaktadır. Çünkü çok kısa bir sürede bütün reklam mecralarından yani, televizyonlardan, radyolardan, açık hava reklam araçlarından, basılı yayın organlarından aynı anda seslenilmektedir. Bu tip bir kampanya, her taraftan tüketiciye, aynı anda seslendiği için bir tür şok etkisi yaratmakta ve zihinlerinde yer etmektedir. Bütün mecralardan iletilen aynı mesajlar, olmayabilir, birbirinden farklı mesajlar iletilebilir ama önemli olan aynı anda, her taraftan etkili bir reklam kampanyasının sürdürülmesidir. Bu süreç içerisinde imaj çalışmaları da yapılabilir hatta yapılmalıdır. İmaj bu tip kampanyalarda çok çabuk yerleştirilebilmektedir. Ürünün hem üretime dayalı hem de etkisel imajı belirlenmelidir. Ürünün teknolojisi belirlenmesi ve iletilmesi, üretime dayalı imajı oluşturabilirken, ürünün etkisel değerlerin belirlenmesi, pazarlamaya dayalı imajı belirleyecektir. Ürünün etkisel değerleri, güç, güven, rahatlık, spor, coşku v.b. etkiler olabilmektedir. Bütün bunlar, rahatlıkla şoklama reklam kampanyası esansına oluşturulabilir. Çünkü tüketici, her yerde karşılaştığı, firma reklamlarına ister istemez maruz kalacaktır. Reklam kampanyasının etkili olması dolayısıyla ürünün imajı oluşturulabilir. Kimi firmalar tarafından özellikle son zamanlarda bu tip reklam kampanyaları düzenlenmektedir. Ülkemizde, bir dönem bilinmeyen numaralar servislerinin yürüttüğü reklam kampanyası buna iyi bir örnek teşkil edebilir. Bilindiği gibi, bilinmeyen numaralar, her taraftan tüketiciye seslendi. Bir taraftan servisin bilinmesini sağlarken bir taraftan, kolaylık, hizmet özellikleri gibi etkisel değerleri de oluşturmuştur.


Devamı için tıklayınız ...

“Webit Most Influential People Online” ismiyle Webit Onursal Elçiler Kurulu, yeni bir projenin duyurusunu yaptı. Duyurulan proje, Orta Doğu, Doğu Avrupa'da online konusunda etkili olabilen insanları bulmak ve duyurmak istiyor. Avrupa ve Onursal Webit Elçileri Kurulu Başkanı Alain Heureux, bu bölgelerde dijital sektörün yaşadığı zorluklar olduğunu, bunların başında gelen sorunu olan, pazarların eğitimi ile dijital endüstrinin etkili, yaratıcılık özelliklerinin artmasını sağlamak gerektiğini vurguladı. Bu bakımdan bu bölgelerin her ülkesinde pazarların eğitime olan ihtiyacını karşılamak, dijital endüstrinin geliştirilmesine yardımcı olmak için online da etkili olan kişileri bulmak gerekiyor dedi.

Bu projenin herkese açık olduğunu, küçük bir kayıttan sonra isteyen herkes etki edebiliyor. Hem yukarıda sözünü ettiğimiz ülkelerde hem de kendi ülkesinde ölçüm yapabiliyor. Proje Webit etkinliklerini düzenleyen e-Academy Kurul Başkanı ve Webit Onursal Elçisi Plamen Russev, etki etmenin sırf Facebook, Tiwtter uygulamalarıyla sınırlı olmayacağını bunların dışında da insanların harekete geçmesini sağlamak ve onları ikna etmek gerektiğini söyledi.

Webit en etkili insanlar projesi, online olarak takipçilerini, bağlantılarını, okuyucularını, çevrelerini tıklamanın ilerisine taşıyabilen, onların bir şeyler yapmasını sağlayabilen insanları arıyor. Üstelik etkilerini göstermek isteyen insanların özel olarak yapması gereken bir şeyler yok. Bilinen işlemler yeterli olabilecek.

18 Ağustos'ta başlayacak proje, 18 Ekimde son buluyor. Her ülke için beş etkili insan seçilerek, bunların arasından da bölgelerin en etkili insanı bulunacak ve bütün dünyada bunlar duyurulacak. 27 ekimde yüksek katılımla düzenlenecek olan Expo & Conferences 2010 esnasında duyurulacak. Webit Expo katalogları resimleri gösterecek ve 20.bin profesyonele gönderilecek.  

Bu projenin herkese açık olduğunu, küçük bir kayıttan sonra isteyen herkes etki edebiliyor. Hem yukarıda sözünü ettiğimiz ülkelerde hem de kendi ülkesinde ölçüm yapabiliyor. Proje Webit etkinliklerini düzenleyen e-Academy Kurul Başkanı ve Webit Onursal Elçisi Plamen Russev, etki etmenin sırf Facebook, Tiwtter uygulamalarıyla sınırlı olmayacağını bunların dışında da insanların harekete geçmesini sağlamak ve onları ikna etmek gerektiğini söyledi.


Devamı için tıklayınız ...

Bazen insan, reklamın bir bilim dalı olmasını istiyor. Fakat ne yazık ki bu çok zor bir durum, çünkü reklamın sınırları belli değildir. Her geçen gün değişmekte, farklı özellikler göstermektedir. İncelik gerektiren, güncel olanı kullanmak durumunda olan, diğer bir ifadeyle taze kanla beslenmesi gereken bir alan. Geçen sene, reklamda kullanılan bir unsur, insanları en üst düzeyde etkilerken, bu sene onları etkilememektedir. Aslında bu daha çok, tüketicinin gün geçtikçe değişen beklentileri, istekleriyle ilgilidir. Ama sebep ne olursa olsun, reklamı tanımlamak, yapabileceklerini ve yapamayacaklarını belirlemek, şu konu onun ilgi alanına girer, şu konu girmez diye bir durum da yoktur. Her şey reklamın ilgi alanına girer. Her şey olabilir ama hiçbir şey olmayabilir de. Her şeyi kullanabilir. Reklam için denilebilecek şeyler; yaratıcı, özgün, trend, dikkat çekici, çarpıcı olmak durumunda olduğudur. Bu yüzden reklam hiçbir zaman bir bilim dalı olamaz. İnsanların dikkatini çekmek, onları etkilemek, onları ikna etmek, onların istenilen davranışları yerine getirmelerini sağlamak reklamın amaçlarından birkaç tanesidir. Ama bunlar bile yeterince formüle edilememiştir. Bunların bile sınırları belli değildir. Tüketicilerin yapısal özellikleri, düşünceleri, beklentileri, istekleri her geçen gün değişiyor. Aslında tüketicilerin bu sürekli değişen durumlarını belirleyen en önemli etkenlerden bir reklamdır. Reklam bir taraftan tüketicilerin sürekli değişmesini sağlarken bir taraftan onların, bu değişimi büyük bir özenle takip etmek zorundadır. Çünkü daha sonra onlara seslendiğinde, onların dilini kullanması gerekecektir. Onların beğenilerine, isteklerine hitap edecektir. Bu yüzden tüketicileri sürekli takip etmek, onlara sorular sormak, onların zevklerini, özentilerini, beklentilerini öğrenmek ve bunların gidişatını takip edip strateji belirlemek gerekecektir. Üstelik tüketicilerin karanlık yönünü de tahmin ederek hareket etmelidir. Tüketicilerin karanlık yönü, reklamın gerek reklam analizleriyle gerekse diğer araştırmalar veya uygulanan reklam kampanyalarına gösterdikleri tepkilerin ölçülmesiyle ortaya çıkaramadığı özellikleridir. Bilindiği gibi tüketicilere yönelik tasarlanıp yayınlanan reklamların, tüketicilerin üzerinde ki etkisi tam olarak çözülebilmiş değildir. Hala pek çok araştırmacı, reklamlarda kullanılan araç, gerecin, göstergelerin, simgelerin nasıl yorumladığının net olarak tespit edilemediğinde bahsetmektedir. Bu durumu da tüketicilerin reklamları izlerken, dört duvar arasında seyretmesi sonucu tepkilerinin analiz edilememesine bağlamaktadır. Ama şöyle de bir gerçek bulunmaktadır. Tüketicilerin reklamları izlerken, tepkilerinin analiz edilebilmesi halinde bile, sonuçta bilincin üzerinde oluşan etkiyle, görüntüye gelen tepki arasında uyum olmayabilmektedir. Bazen tüketici algıladıklarını hepsini kendisi bile bilince çıkaramamış olabilmektedir. Yani ortaya çıkan tüketici tepkilerini şimdilik tam olarak analiz edilebilme şansına sahip değiliz. İşte bu tüketicinin karanlık kalan yönüdür. Bu bilinemediği için, reklam her zaman bu tepkileri en yüksek olasılıklarla hesaplayarak hareket etmek zorunda kalacaktır. Ayrıca hiçbir reklamın belirlenmiş, sınırları olan bir tanımı yapılamayacaktır.


Devamı için tıklayınız ...

Bugün ister televizyon mecrasında olsun, ister reklamın uygulandığı diğer mecralarda olsun, pek çok reklamın hem teması, hem temanın etrafından dönen işleyiş, bazen kullanılan malzemeler, etki güçlendirmek için kullanılan unsurlar farklı görünse de temelde aynı şeklide tasarlanmıştır. Bakış açısı hep aynıdır. Mantık, anlatım biçimi, unsurların kullanım biçimi kardeş gibidir. Hâlbuki reklamcıların birbirinden farklı hatta oldukça değişik bakış açılarının olması gerekmez mi? En azından insanların onlardan bekledikleri farklılık, yenilik olmaktadır. Doğal olarak insanlar, birbirine benzeyen bu kadar çok reklamı görünce hayal kırıklığına uğramaktadır. Bu durumu açıklamaya çalışan pek çok reklamcı, buna sebep olarak, içinde yaşanılan kültürü veya kullanılabilen kültür örüntülerini göstermektedir. Ama zaten reklamcının özelliği, var olan örüntüleri, her seferinde, ürün veya hizmeti ifade edebilecek yaratıcı çalışmalar üretmek değil midir? Evet, aslında böyledir. Reklamcının var olanı, yaratıcılığını ve zekâsını kullanarak, tüketicilerin dikkatini çekebilecek, görüntüleri, mesajları oluşturabilmesidir.


Devamı için tıklayınız ...

Geçtiğimiz günlerde, Sözcü Gazetesinin tirajlarının yükselmesinde önemli bir paya sahip olan Emin Çölaşan'ın siyasi gündemin yoğunluğuna rağmen yazmıyor olması, gazeteden ayrıldı mı sorularının ortaya çıkmasına neden olmuştu. Odatv muhabirleri, bu soruları, yazarın kendisine sormuştu. Usta gazeteci Emin Çölaşan, üç hafta süreyle izne ayrıldığını, Sözcü'den ayrılma diye bir durumun olmadığını söylemişti. Gazeteci yazar, önümüzdeki Salı günü yazılarına devam edeceğini belirtmiş, böylece kendisiyle ilgili olarak oluşan merakın giderilmesini sağlamıştı.  


Devamı için tıklayınız ...

Cumhuriyet gazete yönetimi, köşe yazarlarının istifa ettiği şeklindeki haberlerin doğru olmadığını belirtti. Gazete yönetiminin yaptığı açıklamaya göre; bazı web sitelerinin, cumhuriyet gazetesinin yazarları Ataol Berhramoğlu ile Oktay Akbal'ın istifa ettiklerini duyurması yalan haber olmaktaydı. Oktay Akbal rahatsızlık geçirdiği için yazmaya ara vermiş, Behramoğlu ise yıllık iznini kullanmakta olduğundan yazılarına ara vermiştir.


Devamı için tıklayınız ...

Radikal Gazete'si Referans Gazetesi ile birleşince gazete çalışanları birbirini takiben ayrılmaya başladı. İki köşe yazarı daha gazeteye veda etti.

Yazı işleri müdürü Erdal Güven'in telefonuyla "Partizan gazeteciliğin geri dönüşü" isimli yazısını yazmakta olan Haluk Şahin, yazısını değiştirerek veda yazısını yazmak durumda kaldı. İsmet Berkan yerine geçen Eyüp Can, Haluk Şahin'e yeni oluşturulan gazetede kendisine yer vermeyeceklerini ifade edince Şahin şöyle yazdı; “yapım gereği, sesimi çıkarmadım, bir iki kez hariç sert polemiklere girmedim. Bu durum beni çok okunan yazar haline getirmedi. Zaten öyle bir niyetim de yoktu” dedi. ayrıca yazar, kendi seçimi olduğunu ve şikâyetçi olmadığını da belirtmiş.


Devamı için tıklayınız ...

Bir ürün veya hizmetin marka haline gelmesi, insanların onu bilmeleridir. Ürün veya hizmetin isminin bilinmesi, tanınması onun marka olması anlamında gelmektedir. Yani bir çeşit şöhret anlamına gelmektedir. Günümüzde, etrafımızı saran yüzlerce marka vardır. Hatta etrafımızdaki her şey markadır. Giysilerimiz, aldığımız hazır gıdalar, evdeki yemekleri pişirmek, yemek yemek için kullandığımız mutfak gereçleri, bindiğimiz otomobiller, önlerinden geçtiğimiz firma binaları, içtiğimiz suya kadar her şey markadır. Bir ürün pazara gireceği zaman, onun isim yapması, tanınması, gireceği Pazar tarafından kabul edilme sürecidir. Reklamın aracılığını kullanarak, firmalar, ürün ve hizmetlerinin insanlar tarafından bilinmesini sağlarlar. Marka haline gelmiş bir ürünün ilk etapta iyi ya da kötü olarak bilinmesi önemli değildir. Markanın ilk etapta iyilik veya kötülükle bir ilgisi yoktur. Marka ilkin nötr haldedir. Firmalar, ürün ve hizmetlerinin bilinmesini, tanınmasını sağladıktan sonra, onunla ilgili imaj çalışmaları yapmaya başlamaktadırlar. İşte bir ürünün iyilik veya kötülükle ilgili bu noktada başlamaktadır. Çünkü imaj, insanların ürün hakkındaki düşüncelerini belirlemektedir. İmaj, bir ürünün, bir hizmetin, bir kişinin nasıl bilindiği sorusuna verilen cevaplardır. Firmaların ürettikleri ürün ve hizmetlerine ilişkin imaj çalışmaları yapması, çok satmayı amaçlamalarından kaynaklanmaktadır. Bu noktada tüketicilerin, ürünü beğenmelerini, hayran kalmalarını, onu istemelerini, ikna olmalarını sağlamaya çalışmaktadırlar. İşte burada ürünün, dış görüntüsü, kalitesi, faydaları, zararları o ürünün imajını oluşturur. Bu noktada ürünü veya hizmeti tanımlayabilecek, işaret, ibare, bir harf v.b. unsurlarla ürün arasında bağlantı kurmaya çalışan firmalar, bu bağlantının mümkün olduğunca etkili olmasını sağlamaya gayret ederler. Bu etki genellikle psikolojik bir etkidir. Çünkü insanların en çok hatırlayabildikleri konular, onların psikolojisini herhangi bir yönde etkileyenlerdir. Firmalar, daha sonra uzun vadede insanların güvenini kazanma çabalarına girmektedirler. Psikolojik etkilerde ürün ile insan arasında, özellikle son zamanlarda duygusal bağların oluşturulmasına çalışılmaktadır. Bu durum hem ekonomik pazarın geldiği son nokta itibariyle gerekli olmakta hem de insanların ürün veya hizmet seçme olayının haddinden fazla artmış olmasından kaynaklanmaktadır. Fakat burada önemli bir nokta, ürün veya hizmetle, insanlar arasında oluşturulmaya çalışılan duygusal bağların ürünü veya hizmeti ifade etmesidir. Kimi ürün reklamlarında, duygu bağlantıları, ürünün satışlarını arttırmaktan çok insanların sosyal yaşantısındaki hal ve hareketlerini değiştirmekte, firmaya veya ürüne bir faydası dokunmamaktadır. Ürünün imajı oluşturulurken, kurulan bağların ürünü veya hizmeti satın alma olayını tetiklemelidir. İnsanlar ürünü görünce veya duyguyu hatırlayınca satın alma davranışını da yapmaları gerekmektedir.


Devamı için tıklayınız ...