Mizah eğlenceli ve sempatiktir. İnsanlar sempatik ve eğlenceli olana karşı kendini daha yakın hissederler. İnsanların savunmasını kıran, rahatlatan, olumsuz düşünceleri olumluya çevirebilen özelliklere sahiptir. Reklamların mizahı kullanması hatırlanmasını ve tanınmasını sağlamaktadır. Ayrıca bu tanıma ve hatırlama sempati ve hoş duygularla olabilmektedir. Günümüzde sağlıktan tutun, gıdaya kadar her alanın reklamlarında, mizah karşımıza çıkabilmektedir. Diğer dikkat çekici tema ve özelliklere göre, tasarımlarda kullanımı çok fazla dikkat isteyen, bir konu olarak ta karşımıza çıkmaktadır. Sanıldığından çok daha fazla geniş bir altyapıya sahiptir. Yapılacak olan tasarımda, kullanılmak istenilen mizah konusunun, hangi düşünceleri çağrıştıracağı, nerelere vurgu yapacağı, vurgu yaptığı öğenin zihinlerde ne tür bir etki bırakacağı v.s. gibi gidebileceği tüm anlam ve uyarılar hesaplanmalıdır. Reklamlarda her türlü mizahın kullanılması doğrudur, diye bir şey yoktur. Çünkü bilindiği gibi, mizahın farklı ifadeleri veya iletimleri de söz konusudur. Örneğin; sözcük oyunları, adi komedi, yergi, ince alay gibi. Aslında iyi olan bir şeyi ifade eden mizahi yapım, farklı düşünceleri uyarabilir. Reklamcının, bunu çok iyi tespit etmesi gerekmektedir. Çünkü bu, sadece konunun işlenme biçimiyle ilgili değildir. Kültürel bakış açısı, bilinç yüksekliği, algılama kapasitesi v.b. pek çok konu ile ilintili olabilmektedir. Şu durumda, hiçbir yan anlam bulundurmayan mizahi sözcükleri, davranışları veya kalıpları bulup kullanmak, uzmanlık gerektiren, önemli bir konudur. Her tür ürün ve hizmetlerde mizah kullanılırsa iyi olur, diye bir şey de yoktur. Kimi ürün ve hizmetler için çok uygun ve yerinde kullanılabilirken, kimi ürün ve hizmetlerde kullanılması çok risk taşıyabilir. Örneğin; Kurumsal, endüstriyel, hassas mal ya da yeni ürünlerin reklamlarında kullanılması, zarar verebilmektedir. İnsanların düşünerek satın alması gereken ürünlerde, ters etki yaratabilir. Kurumsal tanıtımlarda da durum benzerdir. Markanın değer kaybetmesine yol açabilir. Mizah, mesajla ya da adla doğrudan ilintili olduğu zaman markanın hatırlanmasına yardımcı olabilir. Bu noktada ürün, hedef kitle, mizah üçlemesinin, kesinlikle tam olarak örtüşmesi gerekmektedir. Bunların birinin, diğerlerinden farklı özellikler içermesi, mizahi tanıtımın mesajlarının değişmesine neden olabilir. Kimi zaman öyle ince ayrımlar ortaya çıkar ki, reklamcıların bile dikkatinden kaçabilir ama toplumda, bu ayrımları sezen kişilerin gün yüzüne çıkarması ile tasarım başarısızlığa uğrayabilir.
Devamı için tıklayınız ...
Marka dendiği zaman birçok kişinin aklına, ilgili firmanın kullandığı, şekil, harf, simge yani amblem gelmektedir. Oysaki marka tek başına bu değildir. Simge veya amblem; Ürünün kaliteli, sağlıklı, kullanışlı, dayanıklı, insanların gözünde prestijli oluşu v.b. gibi özellikleri simgeleyen bir göstergedir. Bunlar bir ürünün marka olması için, onu, diğerlerinden ayırt eden farklılığa ve kişiliğe sahip özellikler bütünüdür. Günümüzde markalaşma süreci tanıtımla mümkün olabilmektedir. Reklam sektörü, ürünün bu özelliklerini kullanarak, marka mertebesine taşıyan itici güçtür. Yani üretici ile tüketici arasında ki iletişimi sağlayan aracıdır. Reklam, firmaların ürün ve hizmetlerini, marka yapmak için kullandığı pazarlama tekniğidir. Firmalar, ürünlerinin piyasada yer bulması, sürekliliğinin sağlanması, her kesime hitap edebilir olması için çalışırlar. İster görsel, algısal, işitsel ister yazılı olsun tanıtımlarını, tanıtım araçlarını kullanarak yaparlar. Tasarımlarda, firmanın ürün ve hizmetlerini temsilen kullandığı simge göz önünde tutulur. İnsanların akıllarında kalabileceği, tercihlerinin arasına ekleyebilecekleri, uzun süre kullanabilecekleri şekilde tasarlanır. Günümüzde markanın tanıtım olmadan var olması ve yaşamını sürdürmesi neredeyse olanaksız hale gelmiştir. Eski pazarlama tekniklerini çoktan geride bırakmış durumdadır reklam. Tüketici toplumu gittikçe bilinçlenmeye başlamıştır. Artık neyi nasıl kullanması gerektiğini, hangi kalitenin işini görebileceğini, kalite dediği markanın hangi özelliklere sahip olması gerektiğinin bilincindedir. Böylesi bir durumda marka kişilik kazanmaya arayışını her geçen gün daha farklı tekniklerle denemeye devam etmektedir. Her bulgusunu, her yeniliğini tanıtım araçlarını kullanarak hedef kitlesine ulaştırabilmekte ve onlarla olan diyalogunu bunlarla sağlayabilmektedirler. Markalar genellikle hangi reklam araçlarını kullanmaktadır diye soru sorduğumuzda alınacak cevapların en başında, bütün algılarımıza hitap eden televizyon gelmektedir. Diğerleri daha sonra gelmekte veya firmaların tanıtım yatırımlarına bağlı olarak hepsi birlikte kullanılmaktadır. Firmaların reklama ayırdığı bütçeye bağlı olarak televizyon mecralarının daha fazla kullanıldığını yukarıda belirtmiştik bunların dışında, gazete, dergi, katalog, el ilanları, insert gibi baskılı araçları, ayrıca açık hava kapsamına giren; bina giydirme, araç giydirme, billboard, silindir kule, outdoor tv, megalight gibi araçları kullanabilmektedirler.
Devamı için tıklayınız ...
Her toplumun kendine özgü, geçmişten günümüze getirdiği, gelenek, görenek, ahlaki değerleri, insanlara ve toplumlara bakış açısı v.b. süre giden değerleri bulunmaktadır. Bu genel özellikler dâhilinde her toplumun kendine özgü; beğenileri, algılarının yanında davranış kalıpları, giyim tarzları, yemek tarzları, eğlence tarzları v.b. özellikleri vardır. Bunların hepsi toplumdan topluma farklılık göstermektedir. Bütün bunlar ekonomik yapılanmalarının da birbirinden farklı olmasını beraberinde getirmektedir. Bilindiği gibi reklam tasarımları belirli araştırmalarla işe başlamaktadır. Bu noktada reklamcıların çalışma yapacakları toplumun yapısını çok iyi tanıyor olmaları gerekmektedir. Verecekleri mesajların algılanabilmesi, kendine yer bulabilmesi, tepki toplamaması için bu yapıyı en ince ayrıntılarına kadar araştırıp, buldukları tüm özellikleri göz önünde bulundurmaları gerekmektedir. Her ne kadar pazarlama teknikleri dünya çapında benzer olsa da, ince ayrıntı gibi görünen pek çok öğe yapılan işin negatif sonuçlanmasına yol açabilir. Marka ve tanıtım ajansları, Pazar oluşturmak istedikleri veya pazarlarında satışlarını arttırmak istedikleri toplumun yapısına göre reklam mesajlarını tasarlamak zorundadır. Örneğin; dünya çapında markalaşmış firmaların, günümüzde daha bölgesel veya yerel çalışmaya başlamaları düşündürücüdür. Bu durum geçmiş deneyimlerinde, farklı özelliklere sahip toplum pazarlarında, araştırma veya deneyimlerle tespit ettikleri, toplumların kültürel yapısının hesaba katılması en güçlü ihtimallerden biridir. Bu yüzden her toplum yapısına göre çalışmalarını yapmaya başlamış olmaları muhtemeldir. Her toplum alıştığı, bildiği, beğenilerine hitap eden, yaşamlarını, kendi kültürel yapısı içerisinde, kolaylaştıracak ürün ve hizmetleri kullanırken daha rahat hareket eder. Ürün ve hizmetler pazarda kendilerine daha kolay yer bulur, sürekliliği sağlarlar. Her toplumsal yapının kabul sınırlarında olan, ürün ve hizmetlerin içerdiği özellikler çok az farklılık gösterebilirler. Reklam firmaları zaten bu özelliği, toplum yapısını yavaş yavaş değişime hazırlayarak, ürüne Pazar oluşturmak için kullanmaktadır. Kısaca reklam tasarlanırken, hangi toplum yapısına hitap edecekse, ilgili kültürün özelliklerini kullanmalıdır. Geliştirici göndermeleri, onları tepkisine yol açarak değil, tam tersine onların dikkatlerini beğeni ile çekebilecek, çarpıcılıkta hazırlamak ve sunmak durumdadır. Toplumların kültürel yapısı hesaba katılmadan tasarlanan çalışma başarısızlığa mahkûmdur. Firma veya markaların hem prestij kaybına yol açar hem de pazarda yer bulmasına engel olur.
Devamı için tıklayınız ...
Reklamcılık, Reklamcılık Mesleği, Reklamcılık Bölümü ve Reklamcılık Bölümü Olan Üniversiteler Ülkemizde ve dünyada, küreselleşme, rekabet ve yayın teknolojilerindeki ilerlemeler gibi gelişmelerle giderek önemi artan, iş kapasitesi ve yıllık cirosu milyarlarca dolar olan reklamcılık profesyonel yetişmiş insan gücüne yoğun olarak ihtiyaç duyan bir sektör haline gelmiştir. Ayrıca son zamanlarda, bu bölümde yetişen profesyonel insan gücü Türk sinemasında da kendine yeni bir yer bulmuş, sinema sektörüne genç yönetmenler, senaristler, yapımcılar ve teknik personel yetiştirmiştir. Türkiye’de reklam verenlerin reklamcılık harcamalarının gün geçtikçe büyük oranlarda artması beklenmektedir. Bu bağlamda reklamcılık ve onun yan kollarında var olan ve gelecekte daha da artması beklenen profesyonel eğitim almış eleman ihtiyacını İletişim Fakültelerinin Reklamcılık Bölümleri dolduracaktır. Bu amaç doğrultusunda Reklamcılık Bölümü mezunları, küresel düşünebilen, en az bir yabancı dile hâkim, mesleğindeki değişim ve dönüşümleri izleyebilen ve yönlendirebilen, bu değişikliklerin sonuçlarını sağlıklı bir şekilde değerlendirebilen ve bundan faydalanabilen, reklâm piyasasının ihtiyaçlarına uygun çağdaş, demokratik ve lâik düşünceli insanlar olacaklardır. Reklamcılık Bölümünde Okutulan Dersler; Türk Dili ve Edebiyatı, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi ve Yabancı Dil gibi ortak dersler haricinde dersler ve içerikleri üniversiten üniversiteye ufak değişiklikler gösterseler de temelde aynıdır. Dersleri geniş ve dar anlamda konu içeriklerine göre şöyle sıralayabiliriz; Stratejik Düşünme, Araştırma, Yaratıcı Düşünce, Reklamcılık Tarihi, Psikoloji, Sosyal Psikoloji, Reklamcılıkta Etik, Reklamcılık ve Kültürel Çalışmalar, Markalaşma ve Marka Yönetimi, Bütünleşik Pazarlama İletişimi, İlişki Yönetimi, İkna, Etkileşim, Medya, Tüketici Davranışı, Internet, Bütçe, Kampanya Planlaması, İzinli Pazarlama, Kişisel Satış, Pazarlama Odaklı Halkla İlişkiler, Tutundurma Yönetimi, Üretim, Yaratıcı Yazın, Olay Pazarlaması, Sosyal Sorumluluk, Reklam Ajanslarının Yapısı ve Çalışma İlkeleri, Satış Promosyonu, Satış Yönetimi, Araştırma Teknikleri, Halkla İlişkiler, Reklam Tasarımı, CRM, Yaşam Tarzı Pazarlaması, Reklam Teorisi, Temel Fotoğrafçılık, Sosyal Yapı Analizleri, İletişim ve Toplum, Sayfa Düzenlemesi, Tanıtım, Metin Yazarlığı, Fotoğraf, Radyo- Televizyon, Medya Planlaması, Grafik Tasarımı, Piyasa Araştırması, Reklam Kampanyaları, Reklam Filmi Yapım ve Yönetimi, Kamuoyu Araştırmaları, Grafik Resim ve Uygulama gibi meslek dersleri. Kimler Reklamcılık Okumalıdır? İletişim Fakültelerinde okutulan Reklam Tasarımı ve İletişimi bölümü, reklam, pazarlama ve iletişim alanına ilgi duyan ve bu alanda projeler ve uygulamalar gerçekleştirmeye istekli, mezun olduklarında alanlarında kariyer yapmaya amaçlayan tüm öğrencilere hitap etmektedir. Bu bölümde okuyacak öğrenciler yeniliklere açık, yaratıcı, hayal gücü yüksek, sosyal, girişimci, analitik düşünme ve sentez yeteneğine sahip, düşüncelerini sözel ve ya yazı yoluyla başkalarına etkili şekilde aktarabilen, paylaşımcı ve işbirliğine yatkın bireyler olmalıdır. Bir Reklamcı Ne Yapar? • Bir mal veya hizmetin dikkat çekici özelliklerini ön plana çıkararak kişileri bilgilendirmeye, etkilemeye ve onlarda satın alma isteği oluşturmaya çalışırlar. • Satılması istenilen mal ya da hizmetin niteliklerini belirleyerek, bu mal veya hizmetin potansiyel alıcılarını tespit ederler. • Hedef kitleye ürün ve ya hizmetin tanıtımı için gazete, dergi, ilan metinleri, grafik tasarım, afiş, billboard, TV sinema filmi, senaryo, radyo spotları gibi reklam araçlarının hazırlanmasında çalışırlar. • Kitaplar, dergiler, afişler, grafikler, broşürler ve benzeri reklam araçlarında kullanılmak üzere çizim tasarıları yaparlar, yaptırırlar. • Mal veya hizmetin içeriğine uygun olarak reklam veren firma ile halkla ilişkiler faaliyetlerini desteklerler. • Açık hava reklam mecralarının kullanımı için çalışmalarda bulunurlar. • Gerçekleştirilecek reklam kampanyası ve maliyeti hakkında reklam vereni bilgilendirirler. Kariyer Olanakları • Anadolu iletişim Meslek Lisesi mezunları, 2 yıllık Meslek Yüksek Okullarına ve ya 4 yıllık lisans eğitimi veren üniversitelerde Reklamcılık alanında eğitim almak için ek puanlarından faydalanabilirler. • Reklamcılar, diğer meslek kollarında da olduğu gibi üniversitede kalarak master ve doktora seviyelerinde akademik kariyer yapabilirler. • Görsel veya basılı reklam mecralarında uzmanlaşabilirler. • Sadece seminer ve konferanslar vererek mesleklerinde ilerleyebilirler. • Tek bir sektör üzerine uzmanlaşarak kariyerlerinde ilerleyebilirler. Reklamcılık Eğitimi Veren Üniversiteler Üniversitelerin İletişim Fakültelerinde okutulan Reklamcılık ve Halkla İlişkiler 4 yıllık, lisans düzeyinde ve Söz 2 puanı ile alım yapan bir bölümdür. Aşağıda bu bölümün okutulduğu üniversiteler sıralanmıştır. DEVLET ÜNİVERSİTELERİ Anadolu Üniversitesi / İletişim Bilimleri Fakültesi Karadeniz Teknik Üniversitesi / İletişim Fakültesi VAKIF ÜNİVERSİTELERİ Atılım Üniversitesi / İşletme Fakültesi Atılım Üniversitesi / İşletme Fakültesi (Burslu) Atılım Üniversitesi / İşletme Fakültesi (%50 Burslu) İstanbul Arel Üniversitesi / İletişim Fakültesi İstanbul Arel Üniversitesi / İletişim Fakültesi (Burslu) İzmir Ekonomi Üniversitesi / İletişim Fakültesi İzmir Ekonomi Üniversitesi / İletişim Fakültesi (Burslu) İzmir Ekonomi Üniversitesi / İletişim Fakültesi (Uolp-Suny Fredonia) Yaşar Üniversitesi / İletişim Fakültesi Yaşar Üniversitesi / İletişim Fakültesi (Burslu) Yaşar Üniversitesi / İletişim Fakültesi (%50 Burslu) İstanbul Arel Üniversitesi / İletişim Fakültesi (%50 Burslu) İstanbul Arel Üniversitesi / İletişim Fakültesi (%25 Burslu) Bahçeşehir Üniversitesi / İletişim Fakültesi Yeditepe Üniversitesi / İletişim Fakültesi KKTC ÜNİVERSİTELERİ Doğu Akdeniz Üniversitesi / İletişim Fakültesi Doğu Akdeniz Üniversitesi / İletişim Fakültesi (Burslu) Lefke Avrupa Üniversitesi / İletişim Bilimleri Fakültesi Lefke Avrupa Üniversitesi / İletişim Bilimleri Fakültesi (Burslu) Reklam ajansının misyonu, müşterilerinin ticari etkinliklerinin artmasını sağlamaktır. Bu noktada firmaların, markalaşma süreçlerinde, gerekli olan tüm malzemeleri ( kurumsal kimlik çalışması, kartvizit, logo, afiş, broşür, web v.b.) reklam ajansı hazırlar ve firmanın onayına sunar. Reklam ajansından hizmet alan, her hangi bir firmaya, kapsamlı, yenilikçi, farklı reklam tasarımları ile, yürüteceği reklam kampanyasının ne kadar uzman ekiplerle hazırlanacağının bilgisini verir. Kişi ve kurumlara özel; Pazar beklentilerini ve gereksinimlerini karşılayacak ürün ve hizmet vererek destek sunar. Yüksek derecede müşteri tatminin sağlamak durumundadır, reklam ajansı. Reklam ajansları tarafından hazırlanan çalışmalar, reklamı veren firmayı tatmin etmezse, firma reklamının amacına ulaşacak şekilde yapılamayacağı inancı doğar. Reklamı veren firma, daha uzman ajans arayışına gidebilir. Böyle bir durumu engellemek için, reklam ajansı, reklam anlamında o güne kadar yapılmayanı bulup yapmak durumundadır. Eğer piyasa da bulunanın benzerini tasarlarsa, yapacağı reklamın etkisi çok ta fazla olmayacaktır. Bunu, diğer reklamlardan ayırt eden kişi sayısı azalacaktır. Dolayısıyla yapılan reklamın etkileri beklenenden düşük olup, firmanın tatmin olmamasına neden olacaktır. Reklam ajansı en son teknolojiyi kullanmak zorundadır. En son teknoloji, daha hızlı, daha uzmanlaşmış, daha verimli çalışmaların yapılmasına olanak sunar. Reklam ajansının bu özellikleri kullanmayı bilmesi ve en iyi sonuçları elde etmesi gerekir. Reklam veren firmayı çok iyi analiz etmek durumundadır. Onların beklentilerini, özlemlerini, ulaşmak istedikleri noktayı algılayıp hareket etmelidir. Algılarını ve düşüncelerini, reklam veren firma ile paylaşmalıdır. Reklam ajansı, tecrübelerini, bilgilerinin tüm özelliklerini, reklama katarak iş tatmini yaratmalıdır. Planladığı işi tam zamanında, sözleştiği maliyetle yerine getirmelidir. Ajans çalışanlarının gelişimlerini kesintisiz devam ettirmeleri için, gerekli koşulları sağlamalıdır. Motivasyonlarını hedef nokta tasarımından, farklı yönlere kaydıracak, herhangi bir sorun veya çıkmazı çözmeli ve onlara destek olmalıdır. Çalışanların yüksek performans göstermesi, çalıştıkları firmanın onlara sağladığı hem kişisel, hem teknolojik, hem psikolojik olanaklara bağlıdır. Ajans eğer onların bütün yaratıcı özelliklerini kullanmalarını istiyorsa, önlerinde ki sorunları çözmelidir. Hizmet içi eğitimlere önem vermeli ve bu olanakları çalışanlarına sunmalıdır. Reklam ajansı; firmaları ve çalışanları ile bütünleşmiş bir şekilde planlamalarını yaparak ve yaparken piyasa analizi, firma analizinden çıkaracağı sonuçlarla, yaratıcı, farklı, çarpıcı reklam hazırlayıp, hedef kitleleriyle buluşturmalıdır. Bunun için ajans çalışanlarının uzun yıllara dayalı tecrübe ve birikimlerini işlerine katmaları ile mümkündür.
Devamı için tıklayınız ...
Google arama motoru tıklama başı maliyet reklamlarında kazancını arttırmaya devam ediyor. 31 mart itibariyle şirketin 1. 3 aylık dönem içinde kayıtlı brüt karı 6.77 milyar$ olarak gerçekleşti bu sonuca göre 2009 yılının aynı dönemine göre %23′lük bir artış sağladığı açıklandı.
Google’ın karlılık ve kazanç performansını hesaplayan finansal analizciler, 1.71 milyar$ tutarındaki Google ortaklarına ödenen adsense ve reklam payı ödemelerini Bu dönemde gerçekleşen karın içinde değerlendiriyorlar. Bu durumda Google’ın ilk çeyrek dönem brüt karı $5.06 milyar olarak gerçekleşmesiyle finansal analizcilerin daha önceden tahmin ettiği $4.95 kar rakamından biraz daha yüksek gerçekleşti. İlk 3 aya ait net kazanç ise $1.96 milyar olarak hesaplandı 2009 yılındaki $1.42 milyar net kar’a göre %38′lik bir artış gerçekleşti. Bir defaya mahsus özel maliyetler dikkate alınmadığında, elde edilen bu kar bir lot hisse için $6.76 kazanç anlamına geliyor.
Dönem karlarının kamuoyuna açıklanmasından sonra Google’ın finans yetkilisi Patrick Pichette finans çevrelerine, ”insan kaynaklarına, ürünlere ve aktif varlıklara aynı şekilde yatırım yapmaya devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.
Google arama motoru tıklama başı maliyet reklamlarında kazancını arttırmaya devam ediyor. 31 mart itibariyle şirketin 1. 3 aylık dönem içinde kayıtlı brüt karı 6.77 milyar$ olarak gerçekleşti bu sonuca göre 2009 yılının aynı dönemine göre %23′lük bir artış sağladığı açıklandı.
Devamı için tıklayınız ...
Pek çok araştırmacıya göre, tanıtımlarda cinselliğin kullanılması güçlü, canlı, uzun ömürlü markaların yaratılmasına katkı sağlamaktadır. Güçlü bir uyarı etkeni oluşturmakta ve tüketicileri satın alma, hatırlama yönünde motive etmektedir. Cinsel uyarının, halk yığınları üzerinde ki yansıması, keşfedildiğinden bu yana, markalar cinselliği daha fazla kullanma eğilimine girmişlerdir. Çünkü bu özellik, doğru kullanıldığında dikkat çekici, mesajını veren ve ikna eden reklama dönüşebilmektedir. Cinsel uyarı içeren tasarımlar, ürün satışlarına büyük bir etki ile yansımaktadır. Yapılan araştırmalar bu tip çalışmaların diğerlerine oranla %77 daha fazla hatırlandığını ortaya koymuştur. Bu durum hem reklam firmalarının hem de markaların araştırıp bulmak istedikleri öğelerden biridir. Aslında bu öğelerin kullanılması çok ta eskilere dayanamamaktadır. 1970’lerde çıkan Playboy dergisinin, erotizmin kültürlere estetik, sanatsal bir öğe olarak katılabileceğini ortaya çıkarmasıyla başlamıştır. Bu keşif, reklam sektörü için dönüm noktası olarak değerlendirilmiş ve bütün tanıtım çalışmalarında kullanılmaya başlanmıştır. Markalar, ürünler cinsellikle ilişkilendirilerek kalıcılığını sağlamaya çalışmakta ve Pazar bulmaktadır. Günümüzde her ürünün tanıtımında, cinselliği çağrıştıracak göndermelerin kullanım hızı, gittikçe yükselmektedir. Daha açıklayıcı bir ifadeyle; sözcüklerle, davranış biçimleriyle veya nesnelere kişilik kazandırılarak, reklam tasarımlarında kullanılmaktadır. Yıllarca sürdürülen, örtülü ya da aleni cinsel öğelerin kullanımı, bugün eskiye nazaran daha az tepki çekmeye de başlamıştır. İnsanların gözü, kulağı, algıları bu tip simgesel veya açık göndermelere alışmaya başlamıştır. Tasarımlarda, bu öğeler kullanılmakla kalmayıp, ürüne Pazar oluşturabilmek için vaatleri de içermektedir. Bu vaatler; ürün ve hizmetlerin tüketilmesi halinde, cinsel cazibe sağlayacağı, daha sık cinsel yakınlaşma olanağı bulabileceği, tüketicinin bu anlamda kendine daha fazla güvenebileceği v.b. iletimler yer almaktadır. Bu vaatler, insanların dikkatini çekmekte ve bu özelliklere kavuşabileceğini düşündüğü ürün veya hizmeti kullanabilmektedir. Örneğin; yakın zamanlarda herkesin diline doladığı en çarpıcı reklam örneklerinden biri, fındık çalışmasıdır. Fındığın daha fazla Pazar bulabilmesi amacıyla, tanıtımı cinsellikle ilişkilendirilerek tasarlanıp piyasaya sürülmüştür. Hakikaten fındık satışlarında hem artış görülmüş hem de insanların zihinlerinde fındığın böyle bir etki yarattığı fikri yer etmiştir
Devamı için tıklayınız ...
Türkiye’de reklam harcamaları gün geçtikçe artmaktadır. Sektörlerin ve ekonominin büyümesi ile paralel giden tanıtım sektörü, gittikçe daha fazla firma, kurum ve kuruluş tarafından kullanılmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde bu tip harcamalar sektörler arası ilişkiyle orantılı olduğu kadar ekonominin izlediği yolla da alakalıdır. Sektöre giden harcamaların artış göstermesi sorunu ise ekonominin büyümesi ile paralellik göstermektedir. Geçtiğimiz sene Türkiye’de reklam harcamaları 2.7 milyar TL ye ulaştı. Bu sene ise ekonominin durumuna bağlı olarak daha da büyümesi beklenmektedir. Türkiye’de gıda, iletişim, kozmetiğin öne çıktığı ve en çok harcamanın bunlara yapıldığı görülmektedir. Son yıllarda reklamcılık dijital alanlara kaymaya başlamıştır. Yapılan araştırmalar Türkiye’deki reklam harcamalarının en çok televizyon kanallarına gittiğine dikkat çekmektedir. Ülkemizde televizyon kanallarının ticari bir alan olarak daha çok öne çıkması, insanların televizyon başında en az 4-5 saatini geçirmesi bu alanda ki tanıtımların daha fazla önem kazanmasına neden olmuştur. Dolayısıyla firmalar televizyon mecralarına daha fazla bütçe ayırmaya başlamışlardır. Toplam mecra harcamalarının yüzde 40'ı televizyon kanallarına yapılmaktadır. Toplam 3 milyar 675 milyon YTL'lik yatırım içindeki payı 1 milyar 442 milyon YTL'ye ulaşmıştır. Türkiye’de bu tip harcamalara ilişkin yapılan araştırma ve yorumlara bakılacak olursa; Financial Times (FT); Türk ekonomisinde ki mecra harcamalarındaki yükselişe dikkat çekti. İngiliz FT; ülkede tanıtım harcamalarının 2004 yılında % 40 büyüyerek 1.27 milyar dolar olarak gerçekleştiğini, bu sene bu tip harcamaların % 25 artışla 1.6 milyar dolar olması beklendiğe işaret etti. Türkiye'de hâlâ tanıtım harcamaları GSMH'nin yüzde 0.5'ine denk geliyor. Bu oran Doğu ve Orta Avrupa'da yüzde l ila 2 arasında değişiyor. Sadece Bulgaristan'da bu oran yüzde 0.92" diye yazdı. Dünya Reklam Verenler Federasyonu Direktörü tarafından yapılan açıklamaya göre; Türkiye’deki diğer sektörlere rağmen ayrılan bütçelerin 2 haneli rakamlarla büyüme göstereceğini, 2008 yılı sonu itibariyle, dünyadaki tanıtım harcamasının 700 milyar USD civarında gerçekleştiğini, 2009 da ise %3 daralma gösterdiğini, bu yıl ise büyüme beklediklerini ifade etti. WFA direktörü; tanıtım payında, teknolojik şirketlerin çok hızlı büyüdüğünü, banka ve sigorta şirketlerinin onu takip ettiğini, ayrıca havacılık sektöründe korkunç bir rekabetin gerçekleşmeye başladığı ifade edildi. Türkiye Reklam(RVD) Verenler Derneği başkanı Ahmet Pura ise; 2009 yıl sonu itibari ile 2.7 milyar TL ile harcama yapıldığını, 2008 den 2009’a sektörün %15 daralma gösterdiğini ifade etti. Fakat bu yılki büyüme ile yine 3.2 milyar TL ye çıkacağını belirtti. RVD Başkan Yardımcısı Hakan Turalı; Türkiye’de son zamanlarda tanıtımların sanal ortamlara kaymaya başladığını söyledi. Sanal ortamların 36 milyon abone ile büyük bir potansiyel oluşturduğunun altını çizdi.
Devamı için tıklayınız ...
Yaşadığımız ekonomik krizin etkisi ortadan kalkmaya başladığında, firmaların reklama ayırdığı bütçe artmaya başladı. Medya takip merkezi’nin araştırma sonuçlarına göre, geçen senenin ilk çeyreğine nazaran televizyon reklamları %22 oranında arttı. Araştırma sonuçlarındaki reklamlara bakılınca olumlu hava hissedilmekle beraber, orada dikkat çeken telekomünikasyon alanındaki rekabet olmaktadır.
Devamı için tıklayınız ...
Uluslararası Seyahat Satış Pazarlama Birliği tarafından verilen "Adrian Ödülleri", New Otelde düzenlenen törenle dağıtıldı. Reklamcılık, halkla ilişkiler ve e-pazarlama kategorilerinde birçok ülkeden 1100 proje ödülü almak için yarıştı.
New York Kültür Tanıtma Ataşeliği'nin, New York Times Meydanında dev dijital ekranlarda, 2009 Haziran'da 1 ay gösterdiği Türkiye reklamı, reklamcılık konusunda, gümüş ödülü aldı. Öykü Reklam Ajansının hazırladığı medya alımı Global Advertising Strategies firması tarafından yapılan proje bu ödül için yarıştı. New York Times Meydanında, Haziran 2009 boyunca bu reklam günde 200 kez yayınlandı.
Devamı için tıklayınız ...
RTÜK Kanun Tasarısı’nın ‘Belirli Ürünlerin Ticari İletişimi’ başlıklı 12’inci maddesinde yapılan değişiklikle televizyonlarda ilaç reklamlarının yapılabilmesinin önü açılıyor. Sağlık Bakanlığı ve bazı sağlıkçı yetkililer yapılmak istenen düzenlemeye karşı olduklarını açıkladı.
Başta Sağlık Bakanlığı ve bazı sağlıkçılar ise ilaçların televizyonlarda reklamına karşı olduklarını belirtti. Türk Eczacıları Birliği Genel Başkanı Erdoğan Çolak, Meclis’e gönderilecek olan televizyonlarda yapılabilecek ilaç reklamlarına ait RTÜK Kanun Tasarısı ile ilaçlarla ilgili televizyon reklamlarının önünün açılacak olmasına tepki gösterdi ve bu sağlıksız girişimin bir an önce geri çekilmesini talep ettiklerini açıkladı.
Devamı için tıklayınız ...