Kurulduğundan beri 2,5 yıl geçmesine rağmenTwitter firması “tweet” adı verilen kısa tekst mesajları ile her gün milyonlarca ziyaretçi tarafından kullanılmasına rağmen  ciddi anlamda gelir elde edemedi.

Facebook ve sosyal medya sitelerinden sonra ardından son dönemde internette yıldızı parlayan mikroblog sitesi Twitter da gelir elde etmek için yeni bir reklamcılık modeli uygulamaya karar verdi.


Devamı için tıklayınız ...

Reklam; insanları, hayatın sonsuz karmaşık yapısı içinde sezinlenmesi zor işaretleri çözmeleri istemekte ve işaretler çözümlenirken, kişilerin birbirinden farklı yapılanmaları, donanımları hesaba katılarak, gidebilecekleri noktalara o ürünleri yerleştirerek, onlara doğru yönlendirmektedir. Bireyler insanlığın doğumundan bu yana, bireylerinin yapısal gelişimlerine bağlı olarak, farklılık göstermekle beraber, toplumsal kabul ve beğeninin de içinde bulunduğu, yaparken gereğine inandıkları yaşam pratiklerini mutluluk olarak nitelendirmiştir. Çağlar boyunca, mutluluk ve özlemlerini gerçekleştirebilecekleri yöntem ve yolları denemiş, denemeye devam etmektedir. Yaşam pratikleri, tıpkı bir güdü gibi, mutluluk kurguları üzerine şekillenmiş halde devam etmektedir. İlk zamanlarda, insanlığın içerisinde yaşadıkları ekonomik sistemler, ürün ve hizmetleri ihtiyaç olduğu kadar üretmekteydi. İnsanların o zamanki özlemleri; Sevgi, saygınlık, paylaşım v.b. bireysel ve toplumsal içerikli özellikleri içeriyordu. Ürün ve hizmet anlayışı ise; ihtiyaç duydukları ve açıklarını kapatabildikleri kadarını kullanmaktaydılar. Fakat ekonomik sistemlerin gelişimiyle beraber üretimin artmaya başlaması, sektörlerin büyüme arzusuyla beraber, ihtiyaç fazlasını üretmeye başlamasıyla durum değişmeye başladı. Zaten sektörlerin gelişimiyle, insanın yapısal durumu, özlemleri hissedişleri, gelecek kurguları çeşitli sosyal bilimler tarafından belirlenmeye, tanımlanmaya başlamıştı. İnsanların tüketeceğinden fazla üretimin olması yani montaj hattı sisteminin yaşamlarına girmesiyle fazla ürünlerin pazarlarda belli kar marjlarıyla satılması gerekliliğini doğurdu. Bu gereklilik, firmaların kitlelerini daha fazla tüketime özendirmesini gündeme getirmiştir. Üretim fazlasını satabilmek ve büyümek adına ekonomik sistemler, insanın yapısal durumunu kullanma yolunda yol kat etmeye başladı. İnsanın en temel özlemlerini, ütopyalarını çözümleyerek başladıkları bu yolda, bu özlemlerin içerisine nüfuz ederek değişime uğratabileceğini keşfetti. Bunu yapabilmesinin çeşitli yolları vardı; bunlardan biri, insanlığın doğumundan bu yana, bilinmeyene karşı hissettiği hem korku, hem merak hem de yüceltme duyguları idi. Bunlar tarihi, mitolojik, dinsel sistemlerin gelişim araştırma ve tarihlerinden anlaşılmaktaydı. Ekonomik sistemler, pragmatist bir yaklaşımla bunları kullanabileceğini biliyordu öyle de yaptı. Ekonomik sistemlerin keşfettiği; ihtiyaç fazlası üretimini, ihtiyaçları olmadığı halde onlara pazarlama teknikleriydi. Günümüz bilim dallarının geldiği nokta itibariyle; insanoğluna dair bilinmeyenin azaldığını görmüştür. Hem sosyal hem psikolojik özelliklerinin ayrıntılarda değişim gösterdiğini, temelde benzer etki merkezlerinin varlığını tespit etmiştir. Bu Pazarlama teknikleri çok ileri teknolojik araçlarla yapılabilmektedir; görsel, işitsel algılara, zihinlere kadar hitap edebilir noktalara gelmiştir. Bütün bu bilgiler ışığında, ekonomik sistemler faydacı bir yaklaşımla, ilerleyen teknolojinin tüm araçlarını kullanarak, insanların özlemlerinin, hayallerinin içine nüfuz ederek, kendi üretim fazlası ürünlerine doğru yönlendirmeye başlamıştır. Burada bahsettiğimiz özellik, reklam sektörünün ihtiyaç yaratma özelliğidir. Her ne kadar bunların başarısı düşünüldüğünde, yani üst ekonomik sistem mantığı ile düşündüğümüzde, ihtiyaç yaratma özelliği çok önemli ve iyi gibi görünse de, toplumsal olarak düşündüğümüzde oldukça zararlı ve gereksiz kalmaktadır. Reklam, küçük bir yaşantı kesitinin içine; pek çok insanın özlemini duyduğu varsayılan bir hissi, gelinen sosyal yeri veya elde edilen yaşam standardını koymaktadır. Bunların kurgusunu yaparken, içine kendi ürettiği ürünü dair işaretler koyarak, sanki bunları elde etmenin, ürüne endeksli olduğunu, sözle veya hissettirerek toplumlara verir hale gelmiştir. İnsanlar her ne kadar ilgili hislerinin veya elde etmek istediklerinin, o ürünle elde edilemeyeceğini zihninde algılasa bile, kendi özlemlerinin yansımalarını görmek, izlemek onları mutlu etmektedir. Kısa süreli de olsa özlemlerinin yansımalarının içine konan o ürün, ister istemez aklında kalmakta ve onu istemektedirler. Yani özlemleri ve hayalleri tüketim merkezli hale dönüşmektedir. Pazarlama tekniklerinden biri olan reklamı öyle ustaca kullanmaya başlamışlardır ki; insanların çerçevelerinde olmadığı halde, yaşam standartlarının buna elvermeyeceği halde, ilgili ürün veya hizmeti satın aldırır hale getirmiştir. İnsanlar bütün yabancılıklarına karşın, standartlar arasında gidip gelir olmuşlardır. Bu ise, insanın bir tür karmaşa içerisinde yaşamını sürdürmesine neden olmaktadır. Kendine ait olmayanı kullanır, kendini içinde tam olarak hissetmediği bir standartlar karmaşasının içine sürüklenmiştir. Bu durum, mutsuz, ne istediğini bilmez, nereye gitmekte olduğunu algılayamaz, tatminsiz, her mecraya sürüklenir insan toplumlarının oluşmasını getirmiştir. Şimdilerde ekonomik sistemler, insanlara düşlerini yaratmakta ve onları gerçekleştirebileceklerini iletmektedir. Ama onları gerçekleştirebilmek için çalışmaları gerektiğini, gene aynı kulvarlar kullanılarak, alttan alta vermektedir. Tanıtım filmleri bu pratiğin uzantısıdır. Daha değişik bir ifadeyle anlatmak gerekirse; Yaşadığımız devirde, insanlara sadece yaşamlarını idame ettirmek için değil, reklamda gördükleri ürün ve hizmetleri kullanabilmek için çalışmaları öğretilmektedir. Artık o ürün ve hizmetler insanların hem hedefleri hem de sonuçları olmaya başlamıştır. Baudrillard’a göre bu, ücretli çalışanlar için bir güdü gibi gibidir. Tüketim ideolojisi, kapitalizmi yasallaştırmaya ve dolayısıyla, insanların fantezileri ne kadar gerçekse, gerçek yaşamda da bir o kadar gerçek bir tüketici olmaya motive etmektedir. Günümüzde her şey tüketim malzemesine dönüşmüştür. Milyonlarca yıldır süre gelen değerler sistemi dâhil olmak üzere, bütün değerler tüketilir hale gelmiştir.


Devamı için tıklayınız ...

İnternete reklam vermenin bir başka avantajı da maliyettir. İnternete reklam vermek için çok büyük mali kaynağa gerek olmadığını önemle ifade ediyoruz, İnternet küçük işletmelerin de uluslararası tanıtım ve reklam yapabileceği bir mecradır, bu da işini geliştirmek isteyen küçük yatırımcılar için reklam maliyetlerinde büyük avantajdır.


Devamı için tıklayınız ...

Reklam.com.tr Türkiye'de internet reklam sektöründe örneği olmayan bir proje ile yakında hizmetinizde internet reklam kampanyanızı kendiniz oluşturup anında reklamınızı internette görebileceksiniz üstelik reklam sıralamanızı online olarak anında kendiniz belirleyebileceksiniz.  


Devamı için tıklayınız ...

Merkezi ABD'de bulunan bulunan Interactive Advertising Bureau\\'nun - IAB Başkanı Greg Stuart, internetin reklam veren için avantajlı seçeneklerden biri olduğunu söyledi. Reklam yatırımları geri dönüşü değerlendirildiğinde internetin yüksek geri dönüşüm gösterdiğini vurgulayan Stuart, "ABD'de firmaların reklam bütçesinin bir kısımını televizyondan internete kaydırdığını ve satışlarında büyük bir satış artışı sağladığını" belirtti.


Devamı için tıklayınız ...

Sitemizde yayınlanan reklam haberlerine reklam.com.tr reklam haber özet akışı üzerinden ulaşabilir ve abone olarak reklam haberlerini güncel olarak takip edebilirsiniz.


Devamı için tıklayınız ...

23 Nisan 2010 tarihinden itibaren reklam haberleri bölümümüz yayına başlamıştır. Reklam kategorileri ve reklamlarla ilgili dünyadan ve Türkiye'den bütün güncel haberleri sitemizde reklam haberleri bölümünden takip edebilirsiniz.


Devamı için tıklayınız ...

Satış yönetimi, hem günlük, hem de uzun vadeli bir süreçtir diyebiliriz. Şöyle ki bugünkü satışları gerçekleştirirken, yarına da yatırım yapan satış gücü profili günümüzde gittikçe önem kazanmaktadır. Satış yönetimi, ticari bir firmanın devamlılığı için şart olan bir gereksinimdir, profesyonel bir çalışma ve efor gerektirir. Bir firma için ne kadar kaliteli ve ekonomik ürün ve ya hizmet üretilirse üretilsin, üretilenin alıcısını bulma, bu alıcıyı ürün ve ya hizmet ile ilgili bilgilendirme ve memnun müşteriler yaratma durumunda ancak başarıdan söz edilebilir. İyi bir satış elemanı, iyi görünümlü, bilgili, duyarlı ve olgun olmalı, satışta olduğu kadar kendini tanımada, iletişimde, ihtiyaç belirlemede, problem çözmede, mesaj alma ve iletmede de profesyonel olmalıdır. Satış yönetimi, müşteri memnuniyeti ilkesiyle hareket eden, hedef kitlenin ihtiyaç ve beklentilerini doğru algılayarak, gerekli çözümleri sunabilen, sattığı ürün bilgisine hakim, kendine ve ürününe güvenen, yenilikleri takip eden, başarı odaklı, gelişime açık, ekip çalışmasına yatkın bir satış gücü ve reklamcılık sektörü ile koordine gerektirir. Satış elemanı, satış gücü kavramlarını biraz açtıktan sonra şimdi de satış yönetiminden bahsedebiliriz. Satış yönetimi, satış gücünü oluşturan personelin seçilmesi, motive edilmesi ve denetlenmesi ile kişisel satış işlemlerinin planlanması anlamına gelir. İyi bir satış yönetimi için öncelikle iyi bir satış hedefi konmalı ve tanıtım politikası uygulanmalıdır. Bu hedef belirlenirken özellikle uygulanabilir, kabul edilebilir, anlaşılabilir, dengeli ve tutarlı olmasınave reklam etkinliğine dikkat edilmelidir. Satış yönetimi örgütlenmesi içinde, kaynakların temin ve tahsisi, yetki ve sorumlulukların belirlenmesi ve dağıtılması, yapılacak faaliyetlerin kararlaştırılması ve gruplandırılması, reklamın planlanması süreçleri yer alır. İyi bir satış yönetimi için işin detaylarına hakim olunması, satış ekibinin yakından tanınması, sektörün, potansiyel müşterilerin ve şirket ile ürünlerinin yarattığı katma değerin iyi bilinmesi gerekir. Satış yönetimi karmaşık bir eylemdir, başlı başına bir uğraş gerektirir. Tüm belgelerin izlenebilirliği, malzemelerin ve miktarların denetimi reklam kontrolü ve ayrıca bunların sistemdeki diğer öğelerle bütünleştirilmesi gibi işlemleri yapabilen cihazlar da mevcuttur. Ticari firmalar için gelir üreten tek faaliyet olan satış, işletmedeki tüm etkinlikleri tetikleyen bir faaliyettir ve hatta işletmedeki bazı etkinliklerin var olma sebebi, satışa destek olmaktır. İşte bu noktada reklamın da bu tür bir etkinlik olduğunu söyleyebiliriz. Reklamcılık sektörü ile üretilen ürün ve ya hizmetin hedef kitleye ulaştırılması, bu kitleyi harekete geçirerek, satış konusunda ikna etme özelliği vardır. Yani reklamcılığın en önemli var olma nedeninin işletmenin hizmetinin ya da ürününün kar amacıyla satışının sağlanmasıdır diyebiliriz. Ya da firmanın tanınması, kabul görmesi ve bilinilirliğinin sağlanması ile de reklam dolaylı olarak da olsa satışa hizmet etmektedir. Bu sebepledir ki satış yönetimi ve reklamcılık birbirinden ayrılmaz parçalardandır. Aynen pazarlama, satış yönetimi, halkla ilişkiler, medya yönetimi vb. birimler gibi, bunlar hem kendi içlerinde hem de hep birlikte aynı amaç için çalışan birimlerdir.


Devamı için tıklayınız ...

Reklamcılık ve Halkla İlişkiler hem birbirinden çok farklı hem de birbirinden ayrılmaz parçalardır diyebiliriz. Aynı hizmet için bir bütünün parçaları gibi çalışırlar fakat kendi içlerinde organize olmuşlardır. Bunlar arasındaki farkı bilmek ve buna göre pazar araştırmaları yapmak şirketlerin büyümesi için kaçınılmazdır. Her iki kavramında farkını anlayabilmek için önce onları tanımlayalım. Reklam, bir işletmenin ürün ve ya hizmetlerinin mevcut ya da potansiyel müşterilere, halka açık şekilde sunulması ya da desteklenmesidir. Genellikle profesyonel olarak Ajanslar tarafından bir ücret karşılığında yapılırlar. Halkla İlişkiler, işletmenin ve ürün ya da hizmetlerinin halk (potansiyel müşteri – hedef kitle) tarafından anlaşılması,  firmanın güçlü bir imaja sahip olması için yapılan tüm çalışmalardır. Bu konu, genellikle medya-gazete, televizyon, dergiler ve internet yayınları aracılığıyla gerçekleştirilir. Bu konu, ticari faaliyeti olsun olmasın bütün örgütleri ilgilendirir. Bir örgüt ile hitap ettiği kesim arasında ki karşılıklı anlayış ve iyi ilişkiler için yapılan planlı ve sürekli çalışmalardır.  Bu saygınlık ve hayattaki duruşunuz ile ilgilidir, kazanmayı, desteklenmeyi ve çevresini etkilemeyi amaçlar. İnsanlar arası ilişkiler var oldukça halkla ilişkiler de var olacaktır. Bu alanla saygınlık kazanıp, bilinir ve tanınır olmak tanıtım yapılmaması anlamına gelmez. tanıtım, kontrol altında tutabileceğiniz, yerini ve zamanını sizin belirleyeceğiniz bir iletişim biçimidir. Günümüzde benzer malı üreten ve ya hizmeti veren firmaların sayısının artması rekabetin de hızla artmasıyla sonuçlanmıştır. Bu nedenle de firmaların varlıklarını sürdürebilmeleri için tanıtım şarttır. Çünkü tanıtım değişik iletişim araçları ve mecraları kullanılarak ulaşılabilecek en küçük tüketici gruplarına dahi ulaşılabilir. Tanıtımın, geniş ifade gücü kullanarak geniş kitlelere yayılabilme özelliği ile bu kitleleri harekete geçirerek, satın alma konusunda ikna edici olma özellikleri vardır. Buna karşılık yüz yüze olmadığı için kitle üzerinde baskı oluşturmaz. Reklam ve halkla ilişkiler birlikte ürün, hizmet ve ya marka imajı ile ilgili iletişimi içerir. Farkı tanıtımda, iletişim araçları tek yönlü ve bedeli ödenerek kullanılırken, halkla ilişkilerde tüm bunlara ek olarak karşılıklı (yüz yüze) bir etkileşim de söz konusudur. Bildiğimiz üzere reklamın işletmelere sağladığı faydalar saymakla bitmez. En önemlilerini şu şekilde sıralayabiliriz. 1-       Marka ve logonun bilinilirliliğinin yanı sıra markaya bir bağımlılık da yaratır ki bu da sadık bir müşteri kitlesinin oluşması demektir. 2-       Satışların artması dolayısıyla üretimin artarak işletmenin büyümesini sağlar. 3-       Müşteriyi markaya ve tanıtıma karşı ilgili tutar ki bu firmaya karşı bir yakınlık oluşmasını sağlar. Bunlar ve bunlara benzer daha pek çok reklam yararı sayabiliriz. Etkinliğinin artması bununla sıkı sıkıya bağlıdır. İyi bir halkla ilişkiler yönetimi ile oluşturulmuş güçlü bir imaj hedef kitlelerde güven demektir. Tanıtıma olan inancı kuvvetlendirir, satın alma potansiyelini artırır. Müşteri satın alıp memnun kaldıkça markayı diğer benzerlerinden üstün tutar. Bu da firmanın ulusal ve uluslararası statüde itibar kazanması ile sonuçlanır.


Devamı için tıklayınız ...

Serbest piyasada faaliyet gösteren firmaların en büyük hedefi daima markalaşmak olmaktadır. Küçük, orta, büyük ölçekli firmaların hepsi, günün birinde marka olma yolunda, bütçesine göre yapılabilecek bütün faaliyetleri yapar. Bir ürünün markalaşması reklamla mümkün olabilmektedir. Elbette ki tek başına reklam bir ürünü marka haline getiremez. Bundan önce markalaşacak ürünün, daha farklı alt yapı çalışmalarından geçmesi gerekmektedir.ilk önce markalaşacak ürün veya firmaya, kişilik kazandırmak gerekmektedir. Yani bir ürün veya firma, ya rasyonel ya da duygusal yönden müşterilerine hitap etmelidir. Müşterilerin bu tip bir yakınlık duyması, kişiliğinin varlığı anlamına gelmektedir. Örneğin; kimi deterjanın daha iyi kokması gibi, rasyonel yöne hitap ederken, kimi ürünler aidiyet, sempati yani duygusal yönlerine hitap etmektedir. Hangi yönde olursa olsun insanların bir ürüne karşı, bu hissedişleri satın alma, kullanma kararları üzerinde son derece etkili olmaktadır. Hem görüntü itibariyle, hem de yapısal özellikleri açısından, insanların yaşam standartlarına uygun yapılanması gerekmektedir. İnsanların özlem duyduğu, farklılığını, özel olma durumunu, kendi çevrelerine aksettirebilecekleri türden olabilmelidir.Firmanın neyi, nasıl, ne şekilde ve hangi yöntemlerle ürettiği kalite açısından önemlidir. Kalite tescil ettirilmelidir. Benzerleriyle kıyaslanarak olumsuz özellikleri veya benzer özellikleri düzeltilmelidir. Bundan sonra ki izleyeceği süreç, pazarlama teknikleridir. Bu anlamda uzmanlaşmış ekipler tarafından, Pazar araştırmalarının yapılması gerekmektedir. İyi planlanmış bir piyasa araştırması hem doğru stratejileri hem de ilgili süreci takip ederek yanlış girişim ve maliyetlerden korunmayı sağlayacaktır.Markalaşmak isteyen firma, pazarlama faaliyet stratejilerini doğru yöntem ve araçlarla gerçekleştirmelidir. Bu firma eğer pazarlama birimlerine iyi tanımlanmış değerleri sunamazsa bu alanda yapılan, kurumsal kimliğinin yenilenmesi veya baştan tasarlanması çok ta anlamlı olmayacaktır. Fakat tutarlı bir değerler birikiminin pazarlama ve reklam birimlerine iletilmesi halinde, başarılı olmaları mümkün olabilecektir. Demek ki markalaşmak isteyen firmanın izleyeceği genel yolları kabataslak sıralarsak;Ürettiği ürünlerin farklı, özellikli olmalarını sağlamak, insanların ürüne karşı hissedişlerinin olabileceği bir nitelik kazandırmak, ürünün kalite standartlarını yüksek tutarak, piyasa araştırmasıyla destekleyerek, pazarlama ekiplerine doğru bilgileri iletebilmek, son olarak ta pazarlama ve reklam stratejisini belirlemek olmaktadır.Firmaların veya ürünlerin bu duruma gelmesi pek çok avantajı da beraberinde getirmektedir. Standart üretim, yeterli getiri sağlamaktadır. Firmaların serbest piyasada çok daha uzun süre yaşamlarına devam etmelerini sağlamakta ve her yeni ürününe karşı, zaten var olan hedef kitlesi, ilgi ve alaka göstermekte ve Pazar bulabilmektedir.


Devamı için tıklayınız ...