Reklamların, belkemiğini oluşturan reklam metinleri olmadan ürünlerin tüketicilerin dikkatini çekmesi mümkün değildir. Bu reklam metinleri ne kadar etkili yazılırsa hedef kitleyi o kadar iyi yakalar, onların dikkatini çekerek reklama konu olan mal ve hizmeti anlatmakta başarılı olurlar. Reklam kampanyalarında kullanılacak mecra sayısı çeşitli olsa da, bunların en etkilileri hala televizyon, radyo ve internettir. Bütün bu mecralar da farklı metinler isterler. Televizyonda görsel ve işitsel öğeler bir aradadır, radyo reklamlarında sadece ses unsuru vardır ve internette hedef kitlenin dikkatini mümkün olan en kısa sürede çekip onu ürün – hizmete yönlendirmek gerekir. Mecralara yönelik reklam metinleri yazmak, genel yazma tekniklerinden daha farklıdır. İyi bir metin yazmak için sadece dile hakim olmak ya da iyi yazı yazmak yeterli bir nitelik değildir. Reklam metinleri reklamın bir bütün olarak algılanması doğrultusunda görsel ya da işitsel birçok öğeyi, ürün – hizmete dair varsa marka işaretlerini ve bunun yanında ürün imajının oluşturulması için gereken teknik unsurları da ve aynı zamanda ürünlerin rakiplerinden ayrılabilmesi için gerekli olan konumlandırmayı da içerir. Reklam metinlerinde amaçlanan öncelikle tüketicilerin ilgisini çekerek onları ürün hakkında bilgilendirmek, ürüne dair bilgileri anlaşılır bir dille anlatmak ve hedeflenen bir davranışı oluşturmaktır. Dolayısıyla reklam metinleri oluşturulurken göz önünde bulundurulması gereken unsurlar vardır. Mal – hizmetlerin özellikleri, hedef kitleye dair bilgiler, kampanyanın yürütüleceği mecralar, reklamın ana mesajı, varsa kullanılacak görseller ve tüketicilerin tepkileri dikkate alınmalıdır. Nitelikli bir reklam metni üretmek için mal – hizmetin sağlayacağı avantaj ya da dezavantajların neler olduğu, reklama konu olan ürün – hizmetin nihai tüketicilerinin kimliği, ürünün üretim süreci, kalitesi, fiyatı, temin edilmesi mümkün olan yerler ve ürünün rakipleri ile farklar gibi özelliklerin bilinmesi gerekir. Oluşturulan metinlerin, en başta ilgi çekici olması, kolay anlaşılması ve reklam ile hedeflenen davranışı oluşturmak noktasında tüketiciyi harekete geçirmelidir. İyi reklam metinleri ürünlerin olumsuz yanlarını olumluya çevirerek verebilir, tüketicilerin ilgisini çekerek hedef kitle dışında da ürünü bilinir hale getirebilir ya da tüketicilerin hayal güçlerini uyandırarak onlarda ürüne dair bir satın alma potansiyeli yaratabilir. Başarılı reklam metinleri kolay anlaşılır, yalın kelimelerle kurulmuş, aktif cümlelerden oluşur, mecraya göre uzunluğu değişse de akıcı ve algılanması kolay metinlerdir. Reklam metinlerinde kullanılan kalıp ifadeler içerebilirler ancak tür olarak reklam metinleri orijinal anlatım biçimlerine açık metinlerdir. Oluşturulan metin, reklam ile oluşturulması hedeflenen davranışa uygun anahtar kelimeler içerirken, yaratıcı anlatım biçimleriyle mal – hizmetlere dair bilgileri tüketicilere doğru olarak aktarabilir.
Devamı için tıklayınız ...
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (EPDK) yükselen akaryakıt fiyatlarını düşürmek amacıyla yürürlüğe koyduğu promosyon yasağı 1 Şubat 2011 tarihinden itibaren yürürlükte olacak. Yasak kapsamında akaryakıt istasyonlarında oyuncak, mutfak eşyası, deterjan gibi promosyon malzemeleri dağıtılamayacak. Yasak kapsamındaki promosyon ürünlerinden birisi de kutu mendiller. İstasyonlarda her ay yaklaşık 6 milyon kutu mendilin üretildiği 1.2 milyon büyüklüğündeki sektör bu yasakla beraber yok olacak.
Devamı için tıklayınız ...
“Kim gelir, kim gelir, kim gelir?” diyerek televizyon ekranında üzerime üzerime yürüyen kişiyi gördüğüm anda kanalı değiştirme ihtiyacı hissettim. Bunu yapma sebebim Kibariye’yi sevmemek değil, artık merak hissimin reklamda bir ünlü kullanılarak uyandırılamamasıydı. Bir süre önce “Şampiyon yurda dönüyor” sloganı ile başlayan Sky Airlines’a ait olan reklamlar için de benzer şeyler hissetmiştim. Orada durum biraz daha vahimdi çünkü kalabalık ve gürültücü bir grup vardı ekranı dolduran. Reklamlarda söyleyecek çok önemli bir fikir varsa hemen söylenmesinden, çok orijinal ve şaşırtıcı bir ürün değilse de doğrudan reklamlarının yapılmasından yanayım. Kibariye’nin yer aldığı reklam filminin ait olduğu mal – hizmeti kısa sürede öğrenir ve bunun merak uyandırmaya yönelik bir ürün olup olmadığını o zaman tartışırız ancak bu şekilde başlatılan kampanyaların taşıdığı riskleri değerlendirip, reklamları da bu risklere göre planlamak gerekir. En büyük risk tüketicilerin ilgisini çekememektir ki bizim ülkemizde buna benzer kampanyalar çok sık yapılır hale geldiği için kısa sürede etkisini yitiriyor. Sadece televizyon reklamlarında değil, diğer mecralarda yürütülen kampanyalarda da kullanılan bu yönteme, televizyon programlarının ön tanıtım çalışmalarında da zaman zaman zaman başvuruluyor. Ama yukarıda da belirttiğim gibi, gerçekten orijinal bir mal – ürün ya da bunlara ilişkin bir kampanya değil ise, merak uyandırmaktan çok rahatsız edici oluyor. Ne olduğunu merak etmek yerine, tüketici karşılaştığı yerde reklamı yok sayıyor ve nihayet açıklama zamanı geldiğinde de “Evet, buymuş, sıradaki” gibi hareket edebiliyor. Bu kampanya türünün en başarılı örneklerinden birisi Axess kredi kartı için yapılan reklamlardı. Üstelik bu reklamlarda ünlü yoktu ve Serdar Orçin gibi genç bir oyuncuyu izleyicilere de tanıtmıştı. “Parçalayıp bölmeye değil, birleştirmeye yarar” sloganı ile sadece hedef kitlesinin değil bir çok kişinin ilgisini de çekmeyi başarmıştı. Axess yıllar içinde ünlü yüzlerle çalıştı, halen de Özgü Namal ile çalışmaya devam ediyor ancak büyük bir reklam kampanyasının ilk ayağında, sadece ürünü değil, o ürünün yüzü olan oyuncuları da merak ettirerek başarılı bir reklam kampanyası gerçekleştirmişti. Reklamlar yapıldıkları mecralara, mal – hizmetlere, şirketlere, markalara, etki alanlarına… Vb. göre az ya da çok bütçelerle hazırlanırlar. Üstelik prodüksiyonda kullanılan ünlü kişiler çok zaman en önemli maliyet unsuru olarak bütçelere dahil olur. Sadece ünlü yüzlerle çalışmak, ya da merak duygusunu dürtmeyi hedefleyen çalışmalar yapmak reklamın başarılı olacağının garantisi değildir. Bu açıdan Kibariye’nin açtığı kapıdan gelen mal – hizmet – marka bir an önce içeri girip ve söylemek istediğini söylemesi yerinde olur.
Devamı için tıklayınız ...
Herkes gibi biz de pazarlama ve reklam dünyası için canlı bir yılı dört gözle bekliyoruz. 2011 yılının ilk gününden beri bu konuda herhangi bir hayal kırıklığı yaşamadık.
Yatırımcılar sosyal ağlara, pazarlama kampanyalarına ve reklam teknolojisini sağlayıcılara hızla para yağdırıyorlar. Bunun örnekleri: Facebook (500 milyon dolar), Adkeeper ( 35 milyon dolar), Dachis Grup (30 milyon dolar), Cantro (22.5 milyon dolar), Turn.com (20 milyon dolar), Scvngr ( 15 milyon dolar), 33Across (9 milyon dolar) şeklinde verilebilir.
Devamı için tıklayınız ...
Ürün ambalajı ile alakalı, pazarlamacılar tarafından ihmal edilen iki gerçek vardır. İlki, ambalaj kesinlikle pazarlama aracıdır. Her müşteri sizin ürün reklamlarınızı ya da sosyal medyadaki yerinizi göremez; ancak bütün ambalaj müşterileriniz ile etkileşim halindedir.
İkincisi ve aynı derecede önemli olanı, ambalajlama mağaza içi denetleme için var olan tek araçtır. Ürün yanlış yere konulabilir ya da yanlış rafa kaldırılabilir; ancak ambalaj daimi bir şekilde kalır ve bir kez tüketicinin dikkatini çektiğinde mesajınızı iletmeye başlar. Görüntü yeterince dikkat çekmeyebilir, doğru ifade edilemeyebilir, müşteriler tarafından göz ardı edilebilir ya da gerçekten raflar düzeni berbat durumda olabilir. Bu sebeplerle, ambalaj iletişim için hayati önem taşır. İlk adım ambalajınızın tüketicilere nasıl bir mesaj vereceğine karar vermektir.
Devamı için tıklayınız ...
Amerikan basketbol ligi NBA, kış aylarında hedeflenen seyirci sayısına ulaşmak konusunda sıkıntı yaşanınca düzenlenen etnik gecelerle sorunu açma yoluna gitti. Son olarak Los Angeles Clippers – Phoenix Suns maçında da bir Türk gecesi organize edildi. Dolma, baklava ve çekirdek paketlerinin ilgi ile karşılandığı gece yine Türk organizatörler tarafından düzenlendi. Devre arasında sahaya giren folklor ekibi ve kırmızı – beyaz renklere boyanan tribünler de gecenin diğer özelliklerindendi. NBA’da Türk geceleri, Salih Eroğlu tarafından organize ediliyor. Güney California Üniversitesi’nde 2003 yılında Türk Öğrenci Konseyi başkanı olduğu dönemde başladığı bu işte ilk olarak 50 bilet satabilmeyi hedeflediğini söyleyen Eroğlu, şu an düzenledikleri gecelerde binlerce biletin satıldığını belirtiyor. Wall Street Journal gazetesi de, bu tip gecelerin seyirci sayısını arttırmak için kesin bir yol olduğunu ve özellikle yabancı oyuncuların bulunduğu takımların bu tip organizasyonlar yaptıklarını yazdı. Gazete’ye göre İsrail ve Türk geceleri en popüler gecelerden, Hırvat ve Sırp oyuncuların takımları da bu tip etnik geceler düzenliyorlar. Bir ürün ya da ürün grubunun bir etnik gruba yönelik olarak pazarlanması olarak tanımlanabilecek olan etnik pazarlama Türkiye’de örneği sık görülen bir uygulama değil. Pazarlama konusu olan mal – hizmetlerin değişik etnik gruplara yine farklı şekilde sunulması da bu pazarlama biçimine örnek olarak gösterilebilir. Etnik pazarlamanın önemli özelliklerinden birisi, pazarlamaya yeni bir yorum katmaması, sınıflandırma unsuru kullanarak hedef kitlesini belirlemesidir. Bu belirlenen hedef kitle de pazarda yer alan etnik gruplardır. Etnik pazarlama çalışmalarında dikkat edilmesi gereken en önemli unsur, etnik grup ya da grupların ortak kültür ile ne kadar etkileşim içinde olduğudur. Bu grupların satın alma gücü, parasal açıdan pazar hacmi ve sosyolojik ve demografik araştırma sonuçları da göz önünde bulundurulması gereken önemli unsurlardandır. Etnik pazarlama ile ilgili yanlış bilinen bilgilerden biri, bu pazarlama biçiminin sadece dil unsuruna dayalı yapılabileceği bilgisidir. Oysa etnik pazarlama sadece bilinen pazarlama dinamiklerine değil, siyası duyarlılıklar, medyada pazarlama sürecinin bulacağı yankıları da göz önünde tutan bir pazarlama stratejisi hazırlamayı gerektirir.
Devamı için tıklayınız ...
Dergiler, yayınlanmaları belirli bir periyoda bağlı olan basılı mecralardır. Haftalık, 15 günlük, aylık gibi belirlenen periyodlarda, haber, ekonomi, mizah, eğlence, kültür – sanat, edebiyat, gezi, spor gibi konular yanında, sektörlere veya belli meslek gruplarına da hitap edecek şekilde yayınlanırlar. Dergilerin okuyuculara ulaşma süresi gibi, yayınladıkları reklamlar da belirlenen hedef kitleye yayın periyoduna uygun olarak ulaşır. Bir dezavantaj olarak görünse de, özellikle sektör dergi reklamları hedef kitleye diğer reklam türlerine göre daha kolay ulaşır. Dergiler alışveriş dahil doğrudan ilgi alanlarına yönelik olarak çıkarıldıkları için, reklama konu olan ürün – hizmet hakkında detaylı bilgiler verilebilir. Farklı mecralarda verilmesi mümkün olmayan açıklamalar, mal – hizmetlere dair terim ya da açıklayıcı bilgiler dergi reklamlarında kolaylıkla kullanılabilir. Bu reklamlarda kullanılan dil de, yine hedeflenen kitleye uygun olarak daha teknik olabilir. Dergiler kağıt bakımından diğer basılı mecralara göre daha kalitelidirler, bu özellikleri görsel açıdan da detaylı ve kaliteli baskılar alabilme olanağı sağlarlar.
Devamı için tıklayınız ...
Turkcell, iletişim sorunu yaşayan ve sorunlarını en kısa yolla çözmek isteyen müşterilerine hizmet vermek üzere Twitter üzerinde bir Turkcell hizmet hesabı oluşturdu. Bu hesap üzerinden ulaşılabilecek olan ‘Turkcell Müşteri Hizmetleri' için de Turkcell bünyesinde ayrı bir ekip kuruldu. Kurulan bu ekip üyeleri Twitter hesabı devreye girmeden önce sosyal medyada iletişime yönelik olarak özel bir eğitim aldı. @TurkcellHizmet hesabı üzerinden ulaşılabilen bu ekibin görevi, müşterilerin kendilerine Twitter üzerinden ulaştırdıkları sorulara hızla cevap vererek, kullanıcı sorunlarına en kısa sürede cevap vermek.
Devamı için tıklayınız ...
İnternet her gün daha fazla büyüyen ve gelişen önemli bir mecra. Bu büyüklük sadece sayısal verileri değil, internet ortamında yapılabilecek işleri, ulaşılabilecek yer ya da kişileri de kapsıyor. Gazeteler internetten okunabiliyor, televizyon ve radyo yayınlarına da internet üzerinden ulaşmak mümkün, yerel, ulusal ya da global içeriklere ulaşmak konusunda internet hız ve kolaylık sağlıyor. Yüz yüze iletişimin aksine, internette farklı coğrafyalarda da olsa eş zamanlı iletişim gerçekleştirmek mümkün, üstelik internet eş zamanlılığı iletişimde bir ön koşul olarak sunmuyor. İstenilen içeriğe zaman sınırlaması olmadan ulaşmak olanaklı. İnternet kullanıcılarının yaş ortalaması sosyal medya kullanımının yaygınlaşması ile son yıllarda giderek yükseldi çünkü bu medyayı kullanmak son derece kolay. Bir kez açılan bir hesap ile ortak ilgi, bilgi, beceri alanlarına sahip kişilerle buluşmak mümkün. İnternette gerçekleştirilebilecek işlemler oldukça uzun bir liste oluşturuyor, bütün bu işlemleri bir arada kullanan kişi sayısı az olsa da, özellikle sosyal medya, getirdiği kullanım kolaylığı ile daha geniş kitleler tarafından kullanılıyor. Reklamlar açısından baktığımızda, görece maliyeti düşük olan internet reklamlarının genel reklam pazarı içindeki payı giderek artıyor. Artıyor çünkü kullanıcı sayısı artıyor, internet kullanıcı profilleri daha kolay tanımlanabiliyor, her gün çeşitlenen uygulamalarla birlikte reklamların kullanıcıların tanımlanan bu profillerine uygun olarak planlanması kolaylaşıyor. Kullanıcıların bulundukları coğrafi konuma göre reklam yapılabiliyor. İnternet reklamları hızlı ve güvenilir veriler sunuyor ve bu veriler aynı zamanda da reklamların etkisinin ölçülmesini kolaylaştırıyor. Genel anlamda baktığımızda daha çok yaş ortalaması düşük kullanıcılar tarafından tercih edildiği düşünülse de, sürekli artan kullanıcı sayısı ile birkaç yıl içinde internetin reklamlar ile ulaşılmak istenen hedef kitlelerin neredeyse tümünü kapsayacağını görmek mümkün. Üstelik, interneti etkin olarak kullanan kitleler, alışveriş dahil neredeyse bütün işlerini bu mecra üzerinden sürdürdüklerinden dolayı, şirketlerin bu mecranın dışında kalabilme olasılığı azalıyor. Mevcut ya da olası tüketiciler bu mecrada karşılaşmadıkları ürünlere yabancılaşabiliyorlar. İnternet diğer mecraları da içinde barındırabilen karma bir medya, dolayısıyla da diğer mecralarda yer alan reklam türlerine de bu mecrada ulaşmak mümkün. İnteraktif reklam uygulamalarını da internet üzerinde gerçekleştirmek mümkün. Bu uygulamalar reklama konu olan mal – hizmetler ile kullanıcılar arasında organik bağlar kurmak noktasında da yardımcılar. Kurulan bu organik bağlar sadece sanal alışverişte değil, klasik alışveriş biçimlerinde de etkili oluyor. İnternette yapılan reklamların sağladığı en önemli fayda ise, ürün – hizmetleri daha bilinir kılması. İnternette reklam ya da satış anlamında karşılaşmadığı ürünlere şüphe ile bakan bir tüketici profili de kullanıcılar arasında mevcut. Bu açıdan bakıldığında, kısa vadede internet kullanıcılarını hedef kitlesine dahil etmeyen şirketlerin, uzun vadede bilinirliklerini artırma şansları da azalıyor.
Devamı için tıklayınız ...
Pepsi'nin 111 yıllık tarihinde 10 kez değiştirdiği logosu Türkiye'de de kullanılmaya başladı. Bir süre önce ‘Her Şeyi Yenile!' (Refresh Everything!) sloganı ile Amerika'da tüketicilerinin karşısına çıkan marka logo yenileme çalışmalarını Nisan 2011 ayında bitirmeyi planlıyor.
Markanın yeni logosu gülümseyen bir yüzü temsil etmek üzere tasarlanmış. Her zaman dinamik ve aynı zamanda değişimci yaklaşımlar ile tüketicilerine ulaşmayı hedefleyen Pepsi'nin logo değişikliğine gitme sebebi de tüketicilerine değer katmayı hedeflemesi. Marka yeni logosunda yine dinamizmini yansıtmayı hedeflemiş. Marka isminin küçük ve sade harflerle yazıldığı logoda, ‘e' harfinin dalgalanan çizgisi eski logoları hatırlatan bir detay olarak dikkat çekiyor.
Devamı için tıklayınız ...