“Kim gelir, kim gelir, kim gelir?” diyerek televizyon ekranında üzerime üzerime yürüyen kişiyi gördüğüm anda kanalı değiştirme ihtiyacı hissettim. Bunu yapma sebebim Kibariye’yi sevmemek değil, artık merak hissimin reklamda bir ünlü kullanılarak uyandırılamamasıydı. Bir süre önce “Şampiyon yurda dönüyor” sloganı ile başlayan Sky Airlines’a ait olan reklamlar için de benzer şeyler hissetmiştim. Orada durum biraz daha vahimdi çünkü kalabalık ve gürültücü bir grup vardı ekranı dolduran. Reklamlarda söyleyecek çok önemli bir fikir varsa hemen söylenmesinden, çok orijinal ve şaşırtıcı bir ürün değilse de doğrudan reklamlarının yapılmasından yanayım. Kibariye’nin yer aldığı reklam filminin ait olduğu mal – hizmeti kısa sürede öğrenir ve bunun merak uyandırmaya yönelik bir ürün olup olmadığını o zaman tartışırız ancak bu şekilde başlatılan kampanyaların taşıdığı riskleri değerlendirip, reklamları da bu risklere göre planlamak gerekir. En büyük risk tüketicilerin ilgisini çekememektir ki bizim ülkemizde buna benzer kampanyalar çok sık yapılır hale geldiği için kısa sürede etkisini yitiriyor. Sadece televizyon reklamlarında değil, diğer mecralarda yürütülen kampanyalarda da kullanılan bu yönteme, televizyon programlarının ön tanıtım çalışmalarında da zaman zaman zaman başvuruluyor. Ama yukarıda da belirttiğim gibi, gerçekten orijinal bir mal – ürün ya da bunlara ilişkin bir kampanya değil ise, merak uyandırmaktan çok rahatsız edici oluyor. Ne olduğunu merak etmek yerine, tüketici karşılaştığı yerde reklamı yok sayıyor ve nihayet açıklama zamanı geldiğinde de “Evet, buymuş, sıradaki” gibi hareket edebiliyor. Bu kampanya türünün en başarılı örneklerinden birisi Axess kredi kartı için yapılan reklamlardı. Üstelik bu reklamlarda ünlü yoktu ve Serdar Orçin gibi genç bir oyuncuyu izleyicilere de tanıtmıştı. “Parçalayıp bölmeye değil, birleştirmeye yarar” sloganı ile sadece hedef kitlesinin değil bir çok kişinin ilgisini de çekmeyi başarmıştı. Axess yıllar içinde ünlü yüzlerle çalıştı, halen de Özgü Namal ile çalışmaya devam ediyor ancak büyük bir reklam kampanyasının ilk ayağında, sadece ürünü değil, o ürünün yüzü olan oyuncuları da merak ettirerek başarılı bir reklam kampanyası gerçekleştirmişti. Reklamlar yapıldıkları mecralara, mal – hizmetlere, şirketlere, markalara, etki alanlarına… Vb. göre az ya da çok bütçelerle hazırlanırlar. Üstelik prodüksiyonda kullanılan ünlü kişiler çok zaman en önemli maliyet unsuru olarak bütçelere dahil olur. Sadece ünlü yüzlerle çalışmak, ya da merak duygusunu dürtmeyi hedefleyen çalışmalar yapmak reklamın başarılı olacağının garantisi değildir. Bu açıdan Kibariye’nin açtığı kapıdan gelen mal – hizmet – marka bir an önce içeri girip ve söylemek istediğini söylemesi yerinde olur.

Arşiv

Etiketler