2011/03 Blog Arşivi

Bir süredir ekranlara “Ne istediğini sana soran oldu mu?” sorusuyla gelen reklam kampanyasındaki marka açıklığa kavuştu. Turkcell'in “gnçtrkcll” gençlik kulübü artık gençlere ne istediklerini sorarak onlara istedikleri avantaj ya da teklifleri seçme şansı sunuyor.

gnçtrkcll'in yeni reklamları farklı versiyonlarla ekrana geliyor ve gençler kendilerine sunulan seçenekler arasında tercihler yapıyorlar. Oldukça renkli ve eğlenceli seçeneklerin olduğu reklamlar hedef kitlesine ulaşıyor.


Devamı için tıklayınız ...

Geçtiğimiz günlerde tanıtımını gerçekleştirdiği yeni logonun yer aldığı Dijitürk reklamları ekranlarda yerini aldı. 'Hayallerine Dokun' sloganının kullanıldığı reklamda Fenerbahçeli Futbolcu Alex ve Avatar sinema filminin kahramanı da yer alıyor. Dijitürk geçekleşen logo, kurumsal kimlik ve web tasarımı ile daha yalın bir imaja kavuştu. Reklamda kullanılan jingle da beğeni çekti.

Ancak son günlerde tartışılan Dijitürk'ün yeni imajı değil, reklamın yayına girdiği zaman. Türkiye'deki Blogger sisteminin izinsiz olarak maç yayını yapıldığı gerekçesiyle yasaklanması için talepte bulunan Dijitürk'ün bu isteğiyle yeni sloganının uyumsuz olduğu gelen eleştiriler arasında.


Devamı için tıklayınız ...

Brezilyalı reklam ajansı Loducca Red Bul için sokak sanatı görüntüsü oluşturmak amacıyla Google'ın gücü ile sokak sanatının cazibesini birleştirdi.

Web sitesi, kullanıcıların görüşlerine dayanır. Ziyaretçiler beğendikleri işleri ‘etiketleme' şansına sahiptir. Bu çalışma küresel sokak sanatının büyük ölçekli bir sergisinde sonuçlanır. Bir tıklama ile birçok ünlü cadde sanatçılarının bilinmeyen eserlerini görebilirsiniz.


Devamı için tıklayınız ...

İlk olarak 2009'da yapılan, dünyanın ve Türkiye'nin en genç müzik festivallerinden birisi olan Nublu Jazz Fest Nokia Ovi Müzik sponsorluğunda başladı. 4 – 12 mart tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan festival etkinlikleri Babylon, Nublu ve Lucca'da yapılacak. Festivalin bu yılki sloganı “The Music of Now”.

Nokia'nin festivale katılacak olan kişilere de bir hediyesi var. Ovi Mağaza'dan Babylon uygulamasını indirerek, Babylon gişesine gösteren kişiler arasında yapılan çekilişle her gün beş çift bilet kazanacak.


Devamı için tıklayınız ...

Türk Hava Yolları'nın (THY) başarılı tanıtım çalışmaları devam ediyor. Geçtiğimiz Pazar gecesi Oscar Ödül Töreni canlı yayınında ekrana gelen reklamı ile duyurulan Los Angeles – İstanbul seferlerinin başlaması da düzenlenen bir Gala Töreni ile kutlandı.

Gala töreni Paramount Stüdyoları'nda gerçekleştirildi. Törende THY'nin 80'in üzerinde ülkede yayınlanan reklamında oynayan ünlü basketbolcu Kobe Bryant da vardı. NBA Los Angeles Lakers takımı oyuncusu Bryant'ın yer aldığı reklam afişleri de Oscar Ödül Töreni'nin gerçekleştirildiği Kodak Sineması dahil birçok farklı noktaya asıldı. Kobe Bryant, Kenan Doğulu ve Mercan Dede'nin de sahne aldığı törende, sahnede davul çalarak sempati topladı.


Devamı için tıklayınız ...

“Yaymaya değer fikirler” (Ideas worth spreading) sloganıyla yola çıkan ve kar amacı gütmeyen bir organizasyon olan TED (Technology, Entertainment ve Design), yaymaya değer reklamları topluyor. 25 yıl önce California'da başlayan dört günlük bir konferans olan TED geçen yıllar içinde farklı sektörlerden birçok fikir insanını bir araya getiren bir ortam niteliği kazandı.

TED konferansları yılda iki kez düzenleniyor. Aralarında birçok önde gelen ismin de yer aldığı konferanslarda konuşmacıların süreleri 18 dakika ile sınırlı. TED konferansları bugüne kadar Al Gore, Bill Gates, Gordon Brown, Jane Goodall, Sir Richard Branson gibi birçok ismi ağırladı.


Devamı için tıklayınız ...

Reebok'un iki önemli ürününün reklam kampanyaları için yaratıcı ajans lideri DDB farklı yaklaşımlara yer vermektedir. Bu reklam kampanyalarının odağındaki ürünler Zigtech ve Easytone'dur. Bu reklamlar televizyonda, baskı ve dijital açık hava reklamlarında, sosyal medyada yer alıyor ve yılsonuna kadar da yer almaya devam edecek.

Reebok pazarlama Bölümü Başkan Yardımcısı Rich Prenderville, Facebook sayfalarındaki yorumların reklam kampanyalarını nasıl etkilediğini ve bu doğrultuda ne gibi değişiklikler yaptıklarını açıklıyor. Müşterilern geri bildirimlerini değerlendirdiklerini ve onları anlamak için çabaladıklarını belirtiyor. Eğlenceli olmanın tüketiciler için önemli bir faktör olduğunu düşündüklerini söylüyor.


Devamı için tıklayınız ...

Pazarlama süreci, bir ürünün tasarımından sunumuna, satılacağı noktalardan nasıl konumlandırılacağına kadar birçok farklı süreci içerir. Bu süreçlerin içerisinde en önemlisi ise farklı mecralara reklam vermektir. Bu tüketicilere yani hedef kitleye görünür olmayı sağlar. İnternet kullanımı ve bununla bağlantılı olarak sosyal ağlar bu kadar yaygınlaşmadan önce yapılan çalışmalar genellikle belliydi. Bir firma, ürettiği bir mal ya da hizmeti piyasaya sunmadan önce ya da sunuş esnasında yazılı ya da görsel basında sunardı. Reklam vermek denince de akla gelen elbette televizyon, gazete, dergi, radyo ya da açıkhava gibi daha tek taraflı mecralar gelirdi. Oysa dijital dünya küçük ya da büyük birçok firmaya kendilerini var edebilmeleri için farklı bir olanak sundu: Tüketicilerle etkileşime geçebilmek.


Devamı için tıklayınız ...

Hepimiz bazen sevmediğimiz işleri yapmak zorundayız. Sevmediğimiz kitapları okumak, istemediğimiz filmleri izlemek, canımız çekmediği halde bir yemeği yemek durumundayız… Bazen… Her zaman değil… Hayatın içinde var olmak için bazen sadece amaca hizmet etmesi gereken şeyler üretmek gerekiyor. Bir işlevi olan, bir sonucu gerçekleştiren işler… Belki çok yaratıcı değil, belki çok tutkulu değil ama işlevsel. İstediğimiz şeyleri yapmamız için bize fırsat verecek olan işlevsel işler… Reklamcılık, birçok açıdan çok eleştirilen işlevsel mesleklerden birisi. Sürekli tüketimi pohpohlayan, insanları devamlı bir şeylere ihtiyacı olduğuna inandırmaya çalışan bir meslek. Öyle mi? Bunları yapan reklamcılar mı yoksa ekonomik sistemin bizzat kendisi mi? Tabii ki ikincisi. Ama hiç kimse de kusursuz değil ki… - Olabilir mi peki? - Pekala mümkün. Hayat döngüsünün hepimize doğal olarak verdiği önemli bir hediye var; geleceği yaşayarak tecrübe ediyoruz. Sadece birazcık düşünmek gerekiyor. Biraz geriden, biraz dışarıdan, biraz uzaktan düşünmek… Varacağımız yeri her zaman doğru kestiremeyebiliriz, ama bulunduğumuz noktayı algılamamız mümkün. Reklamın yola çıktığı nokta da bu, “bir şeyi bomboş bir zemine koymak ve ona önce yakından, ardından da farklı mesafe ve konumlardan bakmak”… İşlevini yerine getirirken her zaman nitelikli işler çıkmıyor, bu kabul edilmesi gereken bir gerçek ama her şey değişiyor. Reklamın biçimi, mecralar, uygulama şekilleri, amaçlar, iletişim, hedef, üreticiler ve tüketiciler… Her şey ve herkes değişirken medya da değişiyor. İnsanların bizzat kendilerinin de dağıtıcı olduğu farklı medya türleri yaygınlaşıyor. İnteraktivite süreçlere dahil olabilme şansı veriyor ve artık nitelik bizzat hedef kitleler tarafından ödüllendiriliyor. Kabul ediyorum, fazla toz pembe bir tablo bu… Ama hepimizin bir umudu olmalı. Teknoloji doğru kullanıldığı takdirde hayatımızı kolaylaştırabilen, bizlere seçme şansı veren bir araç. Görmek istediğim reklam rüyası işte tam da bu: Nitelikten yoksun içerikten şikayet ettiğimiz noktada, değerli bulduklarımızı izlemek, onlarla karşılaşmak… Neden olmasın? Başta sosyal medya olmak üzere artık birçok konuda istediğiniz içeriğe ulaşmanız mümkün. Bu içeriklerin yayılmasına katkıda bulunabiliyorsunuz. Değişen yayın teknolojileri sayesinde artık sabitlenmiş akışa mecbur değilsiniz. Kendi zamanınıza göre içerikleri alabiliyorsunuz. İstenilmeyen birçok içerik hala yoğun olarak dolaşımda evet ama kullanma pratikleri sürekli olarak kişilere inisiyatif kullanabilme olanaklarını arttırabilecekleri şekilde geliştiriliyor. İnovasyon her sektörde olduğu gibi reklam sektöründe de önem taşıyor. Dünya çapında düzenlenen organizasyonlarda ödüllendirilen, insanların da desteğiyle dolaşıma sokulmaya değer bulunan reklam fikirleri ya da uygulamaları her zaman yenilikçi ve nitelikli işler olma özelliğini taşıyor. Gördüğümüz bu reklam rüyasının gerçek olmaması için bir sebep yok… Kendimizden başka… Nitelikli işleri dolaşıma soktukça, onları ödüllendirdikçe bu gerçekliğe bir adım daha yaklaşacağız…


Devamı için tıklayınız ...

Transformers: Dark Of The Moon adını taşıyan ‘Transformers' serisinin son filminde Megan Fox'un yerine geçerek, Alessandra Ambrosio ve Chanel Iman ile oyunculuk yeteneklerini sergileyen Rosie Huntington Whiteley ünlü moda dergisi Vogue'nun Mart sayısında İngiltere baskısına kapak oldu.

En gözde Victoria's Secret melekleri arasında gösterilen 23 yaşındaki Whiteley, bir süre önce de markanın yeni ten rengi iç çamaşırı koleksiyonunu tanıtmıştı. Thomas Wylde aksesuar markası için de için de objektif karşısına geçen model, yaptığı işlerle beğeni toplamaya devam edecek gibi görünüyor.


Devamı için tıklayınız ...