Haber Kategorisindeki Bloglar
Bir mobil uygulama üretip üretmemek üzerine düşünüyorsak, öncelike kendimize şunu sormamız gerekiyor: Bir mobil uygulamaya ihtiyacımız var mı?
Google's Play mağazasındaki mobil uygulama gelirlerinin yaklaşık %10'u dört ve Apple'ın App Store gelirlerinin yaklaşık %10'u da sadece yedi uygulamadan elde edilmektedir. Yani mobil uygulama üreteceksek, gerçekten de yenilikçi, insanların işine yarayacak veya keyifle kullanabileceği, markamızı veya müşteri tabanımızı güçlendiren bir uygulama üretmeyi düşünmeliyiz. Yukarıda bahsettiğimiz Google ve Apple uygulama mağazalarında, hiç kullanılmayan, hiç kimsenin hiçbir işine yaramayan oldukça fazla sayıda mobil uygulamanın olduğunu da söylememiz gerekir.
Devamı için tıklayınız ...
eMarketer'ın yaptığı bir araştırmaya göre, ABD'de akıllı telefonların alışveriş için kullanılma oranı %82. Google'ın yaptığı bir başka araştırmaya göre de, akıllı telefon kullanıcılarının %42'si mağaza içindeyken ürün araması yapıyor. Yani akıllı telefon kullanıcıları, akıllı telefonlarını bir mağazaya alışveriş yapmak için gittiklerinde de yanlarında taşıyorlar ve akıllı telefonlar mağaza içinde de alışveriş için kullanılabiliyor. Bu sebeple, mağazaların mobil ticarete bakış açılarını genişletmeleri ve güncellemeleri gerekiyor. Mobil uygulamalar, mobil veya masa üstü websitelerinden farklıdır ve bazı teknolojilerin yardımıyla, mobil uygulama yüklü akıllı telefon sahibinin mağazada olup olmadığı tespit edilebilir. Bu şekilde, alıcıya çeşitli tekliflerde bulunabilir veya alıcının mağazamızdaki alışveriş deneyiminde yardıma ihtiyacı olup olmadığını öğrenebiliriz. Mağaza içinde akıllı telefon kullanan müşterilerin deneyimlerini daha keyifli, verimli ve kârlı hale getirmek için mağazalar bazı taktikleri kullanabilir. Bu taktiklerden üçüne bir göz atalım: 1- Mobil uygulama içinde harita kullanmak Özellikle çok çeşitli ürün satan mağazalarda müşterilerin bir ürünü bulmak için biraz uğraşma ihtimali yüksektir. Müşteriler her zaman bir satış asistanı bulamayacağı gibi, birçok müşteri de satış asistanlarıyla haşır neşir olmamayı tercih edebiliyor. Müşteriler, kendi kafalarına göre takılmak istiyorlar ve akıllı telefonlar bunun sağlanmasını son derece kolay hale getirme potansiyeline sahiptir. Mağazalar, mobil uygulamalarına bir ürünün hangi reyonda, hatta hangi rafta olduğunu gösteren detaylı haritalar ekleyebilirler. Çok geniş bir ürün yelpazesine sahip Target mağazaları, akıllı telefonların tüketicilerin günlük yaşamlarında en çok kullandığı eşya olduğunu belirtiyor ve ticari mobil uygulamasının satışlarını artırdığını ifade ediyor. Burada mağazaların dikkat etmesi gereken şey, haritaları kendilerinin de kullanarak doğruluk oranını kontrol etmesidir. Haritalı bir mobil uygulamayı kullanıma sunmayı düşünen mağaza, bu haritanın tanıtımını yapmalı ve kullanıcıların haritadan nasıl faydalanacağı konusunda da bilgi vermelidir. 2. Mobil kuponlar, promosyonlar veya indirim teklifleri sunmak 2014 yılında dünya çapında 560 milyon kişi mobil kuponlardan yararlanmıştır. Bu miktarın önümüzdeki yıllarda artma ihtimali de yüksektir. Mesela Target'ın yalnızca mobil kuponlar içeren Cartwheel uygulaması, mobil ticaret alanında en çok kullanılan uygulamalardan birisi olmuştur. Lokasyon bazlı teknolojiler yardımıyla, mağaza uygulamasını içeren akıllı telefon sahipleri mağazaya giriş yaptığında tespit edilebilir ve kullanıcının bulunduğu reyona göre indirm teklifleri sunulabilir. Mesela kolonya reyonunda duran bir kişiye kolonyalarda %20 indirim kuponu teklif edilebilir. Burada şunu da hatırlatmak gerekir: Kasada kullanılabilecek mobil kuponlar için, yalnızca barkod okuyan lazer tarayıcılar yerine akıllı telefon üzerindeki kodları okuyabilen optik tarayıcılar kullanılmalıdır. Mobil uygulama üretmeyi düşünen mağazaların bunu da bilmesi gerekir. 3. Alışverişi eğlenceli hale getirmek için uygulamaya oyun havası vermek Shoe Carnival adlı ayakkabı firmasının mobil uygulamasında bir sunucu geziyor ve mağazadan alışveriş yapan müşterilerin indirim kazanabileceği çarkıfelek oyunu tarzı bir Tasarruf Çarkı çevrilmesini sağlıyor. Burada çark belirli bir miktarda indirim bölmesinde durursa, müşteri ayakkabısını kasada indirimli satın alıyor. Kullanıcıların dikkatini çekebilen, gerçekten işine yarayabilen ve kullanıcıların alışveriş deneyimini eğlenceli hale getirebilen uygulamalar, mağaza içi satışların artmasını sağlayabilir. Burada mağazaların yapabileceği en akıllıca şey, insanların zihninde "hoş, bol indirimli, eğlenceli veya işe yarar alışveriş uygulamasına sahip mağaza" olarak yer edinmektir.
Devamı için tıklayınız ...
Microsoft'un 13.000 kişi üzerinde yaptığı bir araştırmaya göre, tüketicilerin bilinçli olarak paylaştıkları bilgi ve markaların tüketiciler hakkında topladıkları bilgi miktarı arasında fark var.
Araştırmaya göre, kullanıcıların %57'si doğum tarihi ve adresi, %50'si de yaşı hakkında bilgi vermekte bir sakınca görmüyor. Tüketicilerin %61'i şahsi veri paylaşımı karşılığında nakit ödüller isterken, %59'u da veri paylaşımı karşılığında hizmet ve ürünler için puan toplanabilmesinin iyi olacağını düşünüyor.
Devamı için tıklayınız ...
İnternette reklam bloklama oranının özellikle dijital gelişmişliği yüksek ülkelerde artması, reklam sektörü için çeşitli düzenlemelerle aşılması gereken bir sorun olarak görülse de, bazı reklamcılar ortada daha kökten bir sorun olduğunu düşünüyor: İnsanlar reklamları sevmiyor.
Aslında masa üstü bilgisayarlardan mobil cihazlara kayan internet kullanım oranı, birçok kişide reklam gelirlerinin de aynı şekilde masa üstünden mobile kayacağı beklentisini oluşturmuştu. Ama belki de mobil kullanım oranındaki artış, insanların mobil cihazlarında nispeten daha az reklama maruz kalmasıyla da bağlantılıdır.
Devamı için tıklayınız ...
Dünyanın en büyük medya firmalarından biri olan News Corporation yöneticisi Robert Thompson, Londra'da yapılan bir konferansta, "Buzzfeed modeli" olarak adlandırdığı ve "kedilerle köpeklerin fotoğrafları ve başka sitelerden araklanmış saçma sapan başlıklar"la dolu olan websitelerini içerik kalitesini düşürdükleri için eleştirdi. Buzzfeed gibi popüler bir siteyi kurmanın zor olmadığını, dört haftada bir milyon ziyaretçiye ulaşan bir websitesini kendi ekibinin de tasarlayabileceğini belirtti.
Devamı için tıklayınız ...
DDB Buenos Aires (Arjantin) reklam ajansı, Volkswagen için stresliyken veya aşırı duyguların etkisi altındayken dikkatsiz araba kullanma eğiliminde olabileceğimizi anlatan bir reklam hazırlamış.
Devamı için tıklayınız ...
Görünürlük, internet reklamlarında en çok dikkat edilmesi gereken konu olarak görülüyor. Birçok reklam ajansı, sahte görüntülenme (ad fraud: gerçek insanların hiç görüntüleyemeyeceği alanlarda reklam sunumu) mekanizmasını etkisiz kılarak ve doğru hedefleme yaparak reklam harcamalarını iyi yönettiklerini düşünüyor. Ama görünürlük, bir internet reklamı için her şey değildir ve internet reklamları için dikkat edilmesi gereken bazı başka unsurlar da vardır.
Devamı için tıklayınız ...
Köpekleri pire sorununa karşı koruyan Frontline ürünlerinin Saatchi & Saatchi-New York reklam ajansı tarafından hazırlanan son reklamında, "Keşke köpeğiniz pirelere karşı kendisi savaşabilseydi" denmiş ve reklamdan anladığımız kadarıyla bu söz hiç de mecazi bir anlamda kullanılmamış.
Sağlık gibi bazı sektörlerde çok yaratıcı ve farklı reklamlar düşünmek aslında biraz zor bir iş. Mesela bizim televizyonlarımızda zaman zaman çıkan diş macunu reklamlarını düşünün, hepsi neredeyse aynıdır. Veya otomobil reklamlarını düşünün, ya güzel yollarda araba öyle sürülüp gider veya "Trafiğe kapalı alanda profesyonel sürücüyle çekilmiştir, kendiniz denemeyin" uyarısıyla çeşitli atraksiyonlar yapılır. Bu açıdan bakarsak, Frontline reklamı hem orijinal hem eğlenceli bir reklam olmuş.
Devamı için tıklayınız ...
Büyük Britanyalı reklam organizasyonu D&AD, Paris merkezli BETC reklam ajansı ile ortak çalışarak bir Reklam Filtresi geliştirdi. 2015 Pencil ödülleri üzerine düşünülen filtre, Chrome ve Firefox'a tarayıcı eklentisi olarak yüklenebiliyor ve videolardan önce sıradan reklamlar yerine D&AD Pencil ödüllerini kazanan reklamların görülmesini sağlıyor.
Devamı için tıklayınız ...
Rivas Y&R (Kito, Ekvator) reklam ajansı, Vespa motorsikletleri reklamı için, kendini "dünyanın en büyük topluluk tabanlı trafik ve navigasyon uygulaması" olarak tanımlayan Waze'i kullanmış. Waze'de kullanıcılar sürekli yollardaki durumu güncelleyen mesajlar atarak diğer sürücülere yol ve trafik durumunu aktarabiliyor. Aynı zamanda uygulamada, bir yerden bir yere arabayla ne kadar sürede gidilebileceği hakkında bilgi de veriliyor.
Devamı için tıklayınız ...