Şili'de bulunan Steward Cash & Carry isimli ev eşyaları mağazasının sattığı klimalar için tasarlanan görsel reklamda, Eskimo kültüründe iglo olarak adlandırılan evlerden bir tanesi çöl ortasına yerleştirilmiş.
Reklam, Ocak 2015'te Inbrax (Şili) reklam ajansı tarafından hazırlanmış. Önce "Ocak'ta neden klima reklamı tasarlanmış ki?" diye düşünebilirsiniz ama bildiğiniz gibi Şili, Güney Yarım Küre'de bulunan bir ülke ve şu an belli ki orada havalar epey sıcak.
Devamı için tıklayınız ...
Mobil uygulama reklamcılığı (veya appvertising), mobil cihazlara indirilebilir uygulamalar aracılığıyla yapılan bir marka veya reklam yerleştirme biçimidir. Bunun için video reklamlar ve bannerlar şimdilik en sık kullanılan yöntemler. Ama yazımızda bahsedeceğimiz gibi, bu konuda oldukça değişik ve yaratıcı reklam fikirlerini tüketicilere sunmak da mümkün. Mobil uygulama reklamcılığının gelişmeye yeni başladığını söyleyebiliriz. Dolayısıyla, neyin nasıl yapılması gerektiğine dair elimizde çok oturmuş veriler, yöntemler ve sonuçlar yok. Ama şimdiden bu alanda nelere dikkat edilmesi gerektiğine dair bazı noktalar yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlıyor. ABD'li bir sosyal medya reklamcılığı firmasının yaptığı araştırmaya göre, mobil uygulamalar içinde yer alan reklamlar, standart banner reklamlarından 11.4 kat daha etkili oluyor. Bunun yanında, Facebook'takiler başta olmak üzere internet üzerindeki pek çok platformda banner reklamlar "can sıkıcı" olarak görülüyor ve tıklanmıyor. Çünkü insanlar, bu reklamların websitelerinde yapmak istedikleri faaliyeti kesintiye uğrattığını düşünüyor. Mobil uygulama reklamları tasarlarken ve reklamın yerleştirileceği uygulamayı seçerken, uygulamanın işlevini ve kimler tarafından kullanıldığını iyi bilmek gerekiyor. Uygulamayı önce kendinizin indirip ne içerdiğini, ne amaçla ve nasıl kullanıldığını öğrenmeniz en iyisi. Uygulamayı, markanızla, teklifinizle veya hedef kitlenizle uyumluysa kullanmalısınız. Mobil uygulama reklamını tasarlarken, kullanıcıların uygulamayı ne sıklıkta kullandığını; hangi yaşlardaki kullanıcıların, yılın/ayın/günün hangi bölümünde uygulamayı daha çok kullandığını ve hatta telefonun modelini ve markasını da hesaba katmak gerekiyor. Ayrıca, kullanıcı deneyimini kesintiye uğratmayacak reklamlar tasarlamak, reklamınızın can sıkmamasına ve hemen "Geç" tuşuna basılmamasına büyük katkıda bulunacaktır. 2013 sonunda Apple, App Store'da 1 milyondan fazla uygulama olduğunu belirtmişti. Mobil dünyadaki uygulamaların büyük bir kısmıysa oyun. Gördüğümüz son araştırmalara göre, mobil cihazlara oyun indirilirken genellikle Facebook veya iPhone kullanılıyor. Mobil pazarlama, özellikle ABD ve İngiltere'de başarıyla uygulanıyor. Chanel, Adidas, Levi's ve Burger King gibi çok sayıda ünlü markanın kendilerine ait mobil uygulamaları da var. Ancak reklamcılar şimdiye kadar buzdağının sadece görünen kısmına erişebilmiş durumdalar ve mobil reklamcılıkta neler yapılabileceğini daha yeni görmeye başladık. Belki ileride sırf mobil reklamcılık veya mobil uygulama reklamcılığı alanlarında uzmanlaşmış reklam ajansları göreceğiz. Şimdi mobil uygulama reklamlarında kullanılan bazı farklı fikirlere biraz bakalım: Oyun içine reklam yerleştirmek yeni bir şey değil ancak eski modelde, bildiğimiz klasik ürün yerleştirme tekniği kullanılırdı. Ancak televizyon veya sinema sektöründe bu teknik çok kullanıldı ve reklamcılar artık bir sahnede görünen bir içecek markasının o içeceğin satışını artırmadığını biliyor. Ama bir karakterin, çok etkileyici bir sahnede veya filmin gelişimi içindeki çok önemli bir anda o içeceği içmesi, insanları daha fazla etkiliyor. Mobil uygulama oyunlarında bu durumun karşılığının şu olduğunu düşünebiliriz: Oyunun içinde, oyun deneyimini geliştiren bir öğe olarak reklam kullanımı. Mesela, 2013 yılında Microsoft ve Appssavvy firmaları birlikte çalışarak GodFinger All-Stars adlı mobil oyun içinde Windows7'nin reklamını yaptı. Oyunda, oyuncuların kendilerine ait gezegenleri var ve bir sonraki aşamaya geçmek için oyuncuların gezegenlerini genişletip para kazanmaları gerekiyor. Appssavvy, McKann Universal reklam ajansıyla çalışarak, oyunun içine bir Windows bulutu yerleştirdi. Oyuncular, diğer gezegenleri ziyaret ettikleri gibi bu bulutu da ziyaret edebiliyorlardı ve bununla oyunda işlerine yarayacak biçimde para da kazanabiliyorlardı. İsterlerse, Windows7'nin websitesini de ziyaret edebiliyorlardı. Appssavvy'nin değerlendirmesine göre, oyuncuların büyük bir kısmı böyle bir reklamdan hiç rahatsız olmadı ve oyuncuların %10'u Windows bulutu aracılığıyla Windows7'nin sitesini toplam 6.1 milyon defa ziyaret etti. Buradaki püf noktası, reklamı, oyunda zaten yapılan veya yer alan şeylerden biriymiş gibi oyuna dahil etmek. Bunun yanında, mobil uygulamalarla birlikte "katılımcı reklamcılık" alanında yeni bir sayfa açılıyor. Mesela, ABD'de Westin Otelleri için tasarlanan bir mobil uygulama reklamında, "ısınmak için buraya dokunun" yazıyordu. Bundan sonra iPhone ekranı sanal bir buharla kaplanıyordu ve kullanıcı parmaklarıyla dokunarak bu sanal buharı silebiliyordu. Buharı sildikten sonra görülen şeyse, Westin Otelleri'nin sıcak iklime sahip yerlerde bulunan 8 oteliydi. 2009'da iPhone uygulamaları için tasarlanan bir Dockers reklamındaysa, kullanıcı telefonu salladığında reklamdaki model dans ediyordu. Reklama dikkatli bakarsanız, yerden kazanmak ve daha fazla dikkat çekmek için kelimeler harflerle değil rakamlarla yazılmış. Bir başka başarılı fikirse, Audi'nin, reklamın tasarlandığı dönem yeni üretilmeye başlayan A4 modelini pazarlamak için piyasaya sürdüğü ve ücretsiz indirilebilen A4 Driving Challenge adlı araba yarışı oyunu. Daha önce, en çok indirilen uygulamaların oyunlar olduğunu yazmıştık ve Audi de bu veriyi çok akıllıca kullanmış. Burada, araba özellikleri ve parkurlar seçlip bir yarış oyunu oynanabiliyor. Tabi ki oyun aracılığyla Audi A4 tanıtım sitesi de ziyaret edilebiliyor. Ancak, kullanıcılar aslında bir oyun indiriyor ve bu reklam hiçbir şekilde göze batıcı bir havada sunulmuyor. Benzer şekilde, yılbaşı alışverişi için tasarlanan bir Best Buy mobil uygulama reklamında, kullanıcılar aile üyeleri için hediye alma oyunu oynuyordu. Yani, mobil uygulama reklamları da birer bilgisayar oyunu gibi olduğunda daha ilgi çekici olabiliyor. Genel olarak mobil reklamcılık ve özelde mobil uygulama reklamcılığı henüz çok gelişmiş alanlar değil. Ama örneklerde de gördüğümüz gibi, bu alanda yaratıcı reklamlar tasarlamak imkansız değil. Hatta küçücük bir ekranda dikkat çekici reklamlar hazırlamak için, reklam ajanslarının ve yaratıcı reklamcıların şaşırtıcı fikirlerle ve tasarımlarla karşımıza çıkma ihtimali bizce epey yüksek.
Devamı için tıklayınız ...
İnternet ve sosyal medyanın popülerleşmesiyle birlikte, yazılı basın reklamlarının daha ne kadar yaşayabileceği sorusuna pazarlama dünyasında sık rastlanır oldu. Bazı firmalar, masrafının daha düşük olması, daha çok kişiye hitap edebilmesi ve daha güncel ve çekici olması sebebiyle, reklam yatırımlarını tamamen internet reklamlarına kaydırdı. Bununla birlikte, yazılı basın reklamları, özellikle de dergi reklamları halen reklam kampanyalarının gerekli ve güçlü birer parçalarıdırlar ve dergi reklamcılığıyla ilgilenen çok kaliteli reklam ajansları da halen mevcuttur. Dergi reklamlarına biraz daha yakından bakıp, dijital reklamlardan ne gibi üstünlükleri olduğuna bir bakalım:
1- Somutluk Bir dergi reklamı, fiziksel bir maddedir. Dergiler ve gazeteler bir evde veya bir ofiste aylarca, hatta yıllarca durabilir. İnternet reklamlarıysa, internete verilir verilmez siber uzayda kaybolabilir.
2- Güvenilirlik Dergi reklamlarında, bir meşruluk havası vardır. İnternette gezerken kendiliğinden açılan reklam kutucukları veya pencereleri ve ayrıca banner reklamlar bazen gerçekten de can sıkıcı olabilir. Buna, insanları birçok reklama tıklamaktan alıkoyan spam ve virüs korkusunu da eklemek lazım. Bir de dergi reklamlarındaki tehlikesizliği düşünün.
3- Markalaşma Dergi reklamları, marka kimliğinizi somutlaştırmanın çok iyi bir yoludur. Bir dergi için hazırladığınız reklamlarda, yazı şekli, renkler ve görüntü türleri açısından tutarlı bir estetik görünüm yakalayabilirsiniz; ki bunlar marka tanınırlığı veya farkındalığı için son derece önemli ayrıntılardır.
4- Hedef Pazarlaması Özel bir kitleye hitap eden veya kısıtlı bir kitle tarafından takip edilen dergilerde veya yayınlarda yer alan bir reklam, o belirli kitleye hitap etme açısından internette yapabileceğiniz bütün reklamları aşan bir etkiye sahip olabilir.
5- Reklamlarınıza Daha Dikkatle Bakılır İnternet kullanmak, çoğu zaman bir parkta gezinmek gibidir. Dergiler ve gazetelerin okuyucuları vardır, ziyaretçileri değil. Dergi ve gazete gibi yazılı basın mecralarında okunan yazıların, çok daha dikkatle ve odaklanarak okunduğuna dair çok sayıda araştırma vardır.
6- Dergi Reklamları Nadir Hale Geldi Günümüzde birçok firma, reklam ihtiyacı için internete yönelmiş durumda ve bu, bir pazarlama avantajına çevrilebilir. Artık dergiler reklam açısından eskisi kadar kalabalık değil ve bu da sizin reklamınızın az sayıda reklamdan biri olarak daha çok dikkat çekmesine sebep olabilir. Ayrıca, dergi reklamları artık muhtemelen eskisinden daha az bir maliyete sahip.
7- QR Kodları Dergi reklamlarında QR kodları kullanmak, yazılı basın ve internet arasındaki mesafeyi kısaltmanın harika bir yoludur. Akıllı telefonla taranan QR kodlar, müşterileri bir websitesine veya özel bir tekliften bahsedilen bir internet sayfasına yönlendirebilir. Firma, ürün veya hizmetinizi pazarlamanın en iyi yolu, mümkün olan en fazla sayıda mecrayı kullanmaktan geçer ve bu mecralara yazılı basın da dahildir. Önemli olan, çeşitli mecraları dengeli biçimde kullanarak hedef kitlesine ulaşabilmektir.
İnternet ve sosyal medyanın popülerleşmesiyle birlikte, yazılı basın reklamlarının daha ne kadar yaşayabileceği sorusuna pazarlama dünyasında sık rastlanır oldu. Bazı firmalar, masrafının daha düşük olması, daha çok kişiye hitap edebilmesi ve daha güncel ve çekici olması sebebiyle, reklam yatırımlarını tamamen internet reklamlarına kaydırdı. Bununla birlikte, yazılı basın reklamları, özellikle de dergi reklamları halen reklam kampanyalarının gerekli ve güçlü birer parçalarıdırlar ve dergi reklamcılığıyla ilgilenen çok kaliteli reklam ajansları da halen mevcuttur. Dergi reklamlarına biraz daha yakından bakıp, dijital reklamlardan ne gibi üstünlükleri olduğuna bir bakalım:
Devamı için tıklayınız ...
Birçok Web sitesi, reklamdan elde ettiği gelirle ayakta durur. Ancak, bütün reklam yerleştirme türleri aynı değere sahip değildir. Web sitenizde ne tür reklamlar olduğu ve bu reklamları nasıl sunduğunuz, sitenizin Google arama sonuçlarında kaçıncı sırada çıkacağını ciddi biçimde etkiler. Buna ek olarak, Google, bazı reklam taktiklerini spam grubunda veya düşük kaliteli olarak görür ve bu tarz reklamlara yer veren siteleri de cezalandırır. Bu sebeple, hangi reklam türlerinin kabul edilir olduğunu ve hangilerinin başınızı belaya sokabileceğini bilmeniz önemlidir. Uzmanlık alanı dijital reklamcılık veya internet reklamcılığı olan bir reklam ajansı, size bu konularda ayrıntılı bilgi verebilir.
Devamı için tıklayınız ...
"Çevre dostu" olarak nitelendirilen Smart arabalarının yeni bir reklamı, Smart arabalarının normal arabalarda olan özelliklere sahip olmasına rağmen normal arabalardan çok daha az yer kapladığını, arabayla zip dosyaları arasında bağlantı kurarak anlatmış.
Devamı için tıklayınız ...
Pazarlamacılar ve reklam ajansları, çoğu zaman tüketicilerden önce kendi reklam kampanyalarından bıkarlar ve sırf değişiklik olsun diye kampanyayı değiştirirler. Ancak bunun, güçlü bir marka oluşturulması sürecinde olumsuz etkileri olabilir. Bazı markalar, yıllardır görünüş, tarz ve mesaj açısından birbiriyle tutarlı reklam kampanyaları ile karşımıza çıkmaktadır. Nike'ın "Just Do It" sloganının, yazmasa bile her Nike reklamında tematik olarak karşımıza çıkması gibi. Bu tür başarılı markaların sadece reklam kampanyaları değil, logo kullanımından ambalaj tasarımına, websitelerinden marka genişletme hamlelerine kadar pazarlama uygulamalarının her bir parçası ve müşterileriyle nasıl etkileşim içine girdikleri de birbiriyle tutarlıdır. Bu çeşit markaları uzun süre takip ederseniz, teknolojiyle birlikte ortaya çıkan yeni iletişim platformlarını kullanmak adına güncellemeler yaptıklarını görürsünüz, ama bunlar sadece markayı tüketicilerin zihninde "taze" tutmak ve biraz da zamanı yakalamak için yapılmış şeylerdir. Bazen, zamanın ruhuna göre marka yenileme (re-branding) kampanyaları yapmak gerekebilir. Reklam kampanyalarınızda verdiğiniz mesajı, "farklı olmak" veya "göze çarpmak" adına değiştirmek hoş bir fikir gibi de durabilir; çünkü, hepimizin bildiği gibi, reklamcılık sektörü sürekli olarak değişiyor ve kendini yeniliyor. Bundan sonra başlayan süreci hepimiz biliriz: Yeni bir reklam veya pazarlama müdürü alınır, bu kişi yeni bir reklam ajansıyla anlaşır ve birden yeni bir kampanya yapma ihtiyacı doğar. Genellikle, "Tüketiciler en son reklamımızdan artık sıkıldı" diye düşünülür. Ama bir de şöyle düşünün: Firmanıza ait pratik uygulamalarda çok da etkili ve işlevsel olmayacak bir değişiklik, yıllardır yatırım yaptığınız ve önceki kampanyalarınızda ortaya koyduğunuz değeri terk etmek anlamına geliyor. Bunun sonucunda da geriye, tüketicilerin zihninde hiçbir şeyle eşleşemeyen uyumsuz kampanyalar ve parçalara bölünmüş bir marka kalıyor. Aslına bakarsanız, tutarlılık, markaların bir vaadidir. Ya da en azından öyle olmalıdır. Tutarlılık, marka kimliğinin bir parçasıdır ve tüketicilere güven duygusu verir. İnsanlar, kendilerine tanıdık gelen şeyleri ister. Markanın verdiği mesajların tutarlı olması, tüketicilerin markanın değeri, güvenilirliği ve sağlamlığı hakkında net bir görüş oluşturmasını mümkün kılar. Mesela, MasterCard markasını düşünün. Marka, 1997'de yapılan ilk reklamında "Paha Biçilmez" sloganını kullanmıştı. Reklamda, bir baba oğlunu beyzbol maçına götürür, oğluna bir sosisli sandviç ve içecek alır ve oğluyla geçirdiği bu vakit "paha biçilmez"dir: "Paranın satın alamayacağı şeyler vardır. Geri kalan her şey için, MasterCard". MasterCard'ın bütün kampanyalarında hala bu slogan kullanılıyor. Yani o ilk reklam kampanyası 17 yıldır devam ediyor ve artık 200'den fazla ülkede geçerli. "Paha Biçilmez" sloganı, sosyal medya diye bir şeyin olmadığı zamanlarda viral bir sosyal kampanyaya dönüşmüştü diyebiliriz. MasterCard'ın reklam ve pazarlama müdürleri değişiyor, ama o slogan ve kampanyanın özü değişmiyor. MasterCard'ın şimdiki Global Pazarlama Müdürü Raja Rajamannar, "Paha Biçilmez" kampanyasının özünü koruyor; ancak, bu kadar uzun bir kampanyanın fazla kanıksanıp bayatlamaması için bazı hamleler yapılmasının bir sakıncası olmadığı görüşünde. MasterCard'da ilk işe başladığında, "Paha Biçilmez" ifadesini bir reklamcılık platformundan daha kapsamlı bir pazarlama platformuna çevirmenin iyi olabileceğini düşünmüş ve bunun için de dikkatini insanların hayatındaki paha biçilmez anlardan, paha biçilmez deneyimlere çevirmiş. MasterCard'ın ilk kez 2013'te tüketicilere sunduğu "Paha Biçilmez Sürprizler" platformu, şanslı müşterileri ünlü müzisyenler, şefler ve sporcular gibi kişilerle buluşturmayı amaçlıyor. Rajamannar'a göre, uzun süreli bir kampanyanın özünde basit ve evrensel bir gerçekle birlikte, değişen şartlara uyumluluk ve biraz da sezgisellik olmalı. Yani, kültürel bir fenomen yaratılmalı ve bu fenomen sürekli taze tutulmalı.
Devamı için tıklayınız ...
Pazarlamacılar, reklam ajanslarının verileri, teknolojiyi ve sosyal medyayı daha iyi bilmesini ve kullanmasını istiyor. Ama bunun karşılığı olan ücreti ödemek istemiyor.
ABD'li bir pazarlama danışmanlığı firmasının Aralık 2014'te tamamladığı bir araştırmaya göre, pazarlama yöneticilerinin reklam ajanslarıyla çalışırken en sık karşılaştıkları sorunlar şunlar: Yenilikçi olunmaması, kibir, umursamazlık ve organize çalışılmaması.
Devamı için tıklayınız ...
İyi bir reklamcı olmak ve kaliteli bir reklam ajansında çalışmak istiyorsanız, işini severek yapmak ve yaratıcı olmak konularını ciddiye almanız gerekiyor. Çünkü reklam ajansları, yeni personel işe alacakları zaman işini tutkuyla yapan ve yaratıcı kişileri tercih ediyor. İşini severek ve tutkuyla yapan personel, daha enerjik ve yenilikçi oluyor. Bunların yanında, sorunlarla karşılaşıldığında bunları çözebileceğine inanmaya daha eğilimli oluyor. Bu da kaçınılmaz olarak, o reklam ajansının yüksek enerji, yenilikçi fikirler ve çok iyi işlerle dolmasına yol açıyor. Reklamcılık konusunda tutkulu bir personeli işe almak, bir kazan-kazan durumudur: Hem personel hevesli olduğu için kendini çok hızlı geliştirebilir, hem de reklam ajansı her şeyi öğrenmeye ve iyi yapmaya hevesli birinden normalden kat kat fazla yararlanabilir. Zeka ve yaratıcılık, reklam ajanslarının personel alımında en çok önem verdikleri bir başka değer. Zeki ve yaratıcı kişiler hem yeni fikirler bulmakta, hem de bu yeni fikirleri uygulamaya geçirmekte daha hızlı davranabilir. Her şeyin birbirine bağlı olduğu bir internet çağında, fikirler birer ticari eşya olarak görülmektedir ve zeka da bu eşyaların en iyi nasıl kullanılabileceğini, en doğru biçimde bulmaya yarar. Kısacası, işini tutkuyla yapan ve yaratıcı bir personel yelpazesine sahip bir reklam ajansı, çok sağlam bir temel üzerinde oturuyor demektir. Ve reklam ajansları bu gerçeği çok iyi bilir. Peki, Gençlik mi Deneyim mi? Deneyim konusunda ise büyük ve küçük reklam ajanslarının yaklaşımları farklılık gösteriyor. Küçük reklam ajanslarının çok deneyimli personelin maddi taleplerini karşılama imkanı olmayabiliyor. Dolayısıyla, daha genç olan ve yetenekli olduğu kendini belli eden adaylar tercih ediliyor. Bu açıdan bakıldığında, küçük reklam ajanslarının işin abc'sini sindire sindire öğrenmek ve kendini geliştirmek için daha elverişli olduğu düşünülebilir. Büyük reklam ajanslarının da yetenekli ve genç adaylara kapısı açık olmakla birlikte, deneyimli reklamcıların tercih edilmesi daha sık rastladığımız bir uygulama. Deneyimsiz adaylar genellikle staj kapsamında çalışabildiği ve stajın içeriği ve süresi de değişebildiği için, stajda adayın kendine ne katabildiği ve kendisini ne kadar gösterebileceği tartışmaya açık bir konu. Ancak kesin bir şey var ki, reklamcılık sektöründe dijital reklamcılığın gittikçe daha çok yer kaplaması, yeni teknolojileri doğal olarak takip eden ve neyin ne olduğunu daha kolay kavrayabilen gençlerin, reklam ajansları tarafından eskisinden daha sık tercih edilmesine sebep oluyor. Tabi şu da var: Gençlik, "imkansız" kavramının çok yürürlükte olmadığı bir dönemdir. Deneyimlerimiz gelişirken, ön yargılarımız da gelişir ve zihnimiz belirli bir formatta çalışmaya başlar. Bu açıdan baktığımızda, deneyimin olumsuz tarafı, bizi etrafımızda olup bitenlere daha dar kapsamlı bakmaya itmesidir. Dolayısıyla, deneyimli bir reklamcı, bir fikrin neden hayata geçirilemeyeceğine dair onlarca fikir sayabilir. Ancak bir genç, olaylara ve fikirlere "Neden Olmasın?" diye yaklaşma eğilimindedir. Yenilikçilik, reklam ajanslarını diğerlerinden öne çıkaran bir değer olduğu için, gençlerin bu açıdan avantajlı oldukları bile söylenebilir. Tabi, genç bir adaya bu şekilde bakmak için, bir reklam ajansının insan kaynakları departmanının da yenilikçi olması gerektiğini burada ilave etmemiz gerekir.
Devamı için tıklayınız ...
Bildiğimiz gibi, hashtagler sosyal medya kullanıcıları tarafından yoğun biçimde kullanılıyor. Hashtaglere genellikle mobil cihaz kullanıcıları daha çok yöneliyor ve bu kullanıcılar, hashtagler üzerine kurulu reklam kampanyalarından etkilenmeye son derece açıklar. Hashtagler, tüketicilerin -özellikle mobil cihazlar aracılığıyla- iletişim kurması ve bir şey paylaşmasında önemli bir rol oynuyor. İnternet üzerinde günde 18 milyardan fazla paylaşım gerçekleştiriliyor ve hashtagler de size anlamlı gelen ve hoşunuza giden bir şeyi başkalarına göstermenin en çok kullanılan yollarından biri.
Devamı için tıklayınız ...
Çinli e-ticaret devi Alibaba, Çin'in en büyük dijital reklamcılık firmalarından biri olan AdChina'ya ait hisselerin bir kısmını satın alarak, Alibaba sitesine reklam sağlanması konusunda AdChina ile çalışacağını bildirdi. Anlaşmanın finansal içeriği ve satın alınan hisse miktarı hakkındaysa bilgi verilmedi.
Devamı için tıklayınız ...