2010/10 Blog Arşivi

Bugün geldiğimiz çağda, tüketim, insanların vazgeçilmez davranışı olarak görünmektedir. İnsanlar, her an her şeyi tüketmekte ve bir yenisini talep etmektedir. Bu tüketim anlayışı, sadece firmaların üretimleriyle ilgili değildir. Yani, firmaların ürettikleri mal ve hizmetler için geçerli değildir sadece. Hemen her şey, bu sürece mahkum olarak insanların yaşamına giriyor, bir an kendini gösteriyor sonra bitiyor. Ama firmaların üretimlerine yoğun bir şekilde yansıyan bu anlayış, markaların oldukça işine yaramaktadır. Tüketicide kendini gösteren, kendini yenileme, davranışlarını yenileme, alışkanlıkları, giyim-kuşamı, yeme-içme kültürünü v.b. pek çok unsur, sürekli yenilenenler arasındadır. İnsan yani tüketici, bunu neden ister, neden hep değiştirme ihtiyacını hisseder. Buna yönelik olarak, araştırmacıların, siyaset bilimlerinin, felsefenin, sosyolojinin pek çok araştırması, sonuçları, tahminleri ve yorumları bulunmaktadır. Bunlardan elde edilen en önemli sonuçlardan biri, insanın yani tüketicinin, gelinen ekonomik sistemlerde kendini var edebilme zorluğunu yaşamasıdır. Şimdi ki toplumsal sistemlerde, ekonomik sistemlerde, yaşamı sürdürebilmek oldukça güç haline gelmiştir. Eskiden, insanların edindikleri bir donanım veya onlara ait olan tek bir özellik, toplumsal alanlarda kendilerini var edebilmelerine olanak tanıyordu. Fakat bugün, tek bir özellik işe yaramamaktadır. Her tüketicinin kendinde olan birden fazla özelliği, donanımı bulunuyor olmasına rağmen, yine de toplumsal yaşam içerisinde, kendine iyi bir yer bulmasına yetmemektedir. Bu durumu kapatabilmek veya ihtiyacını azda olsa karşılayabilmek için, aslında ihtiyacını tam olarak karşılayamayan davranışlara yönelmektedir. Global markalar da zaten, tüketicinin içinde bulunduğu bu durumun farkındadır. Reklamlarında, sosyal, psikolojik, sosyolojik ilişkilendirmeleri, bu açıklıklara yönelik yapmakta ve başarılı olmaktadır. Tüketici, ihtiyaç duyduğu sosyal konumu, yaşam standardını firmaların ürettikleri ürün ve hizmetleri kullanarak elde etmeye çalışmaktadır. Reklamlar da bu yüzden etkili olabilmektedir. Beğenilme, istenilme, sevilme, kabul edilme, onaylanma v.b. unsurların hepsi toplumsallaşma kavramının altında olan istek ve arzularıdır. Bütün bunları giyimle, yeme-içme kültürüyle, teknolojik ürünlere sahip olarak, gidilen yerleri veya ortamları belirleyerek elde etmeye çalışmaktadırlar. İlk başta elde ediyorlar, fakat toplumların gündemi, yeni trendleri, yeni standartları, hızla, sürekli üretilmekte ve piyasaya sunulmaktadır. Bu sefer tüketici, elde ettiklerinin sürekliliğini sağlamak için, yeniyi takip etmektedir. Bu yüzden hep yeniyi ister, kendini onda farklı hisseder, beğenildiğini, dikkat çektiğini, toplumsal ilişkilerine pozitif katkı sağladığını düşünür. Gerçekten de bu yeniler her zaman işe yarar, çünkü tüketici, bu noktada yalnız değildir. Herkes aynı düşünce sistemine sahip olduğu için, yeni sahibini de çevresini de etkisi altına alır.


Devamı için tıklayınız ...

Marka reklamları, son zamanlarda, tüketiciye sürekli değişim vaatlerinde bulunuyor. Ürün veya hizmetlerine her yenilik kattıklarında veya yeni bir ürüne talep oluşturmak için, her reklam yaptığında özellikle değişim temasını işlemektedir. Reklam ajansları veya ünlü reklamcılar da marka reklamlarına ilişkin düşüncelerini aktardıklarında, hızla değişen ve gelişen sektörlerin gerisinde kalmamaları için, değişimi önermektedir. Kimi marka reklamları, hakikaten bu önerilere olumlu bakarken, kimileri hala eski pozisyonunda kalmaya devam etmektedir. Özellikle Collins, marka reklamlarında değişim vaat etmiyor gibi görünmektedir. İnsanın içinde, zaten değişim merakı bulunmaktadır. Bu itkiyi tetiklemek üzere tasarlanan tanıtım kampanyaları, tüketicinin dikkatini çekiyor ve buna uyum sağlamaya çalışıyorlar. Özellikle, bu tip reklamları global markalar yapıyorsa, tüketici buna dikkat kesilmekte ve takip etmeye çalışmaktadır. Markalara yüklenen kimlikleri benimseyen, onlarla kendi aralarına bağ kuran tüketiciler ki bunlar, daha çok genç kesim gibi duruyor, değişime hemen ayak uyduruyorlar. Genç kesimin, kendi çevresinde dikkat çekmek istemesi, farklı, değişik ama beğenilen, özenilen bir kişi konumlarına özlem duymasıyla bu tip marka reklamları, başarıya ulaşabilmektedir. Kimi marka, değişimi slogan olarak benimsemekte ve mesajlarını buna yönelik iletmektedir. Kimisi de farklı içeriklerde ki sloganları kimlik olarak edinse bile, değişim unsurunu tanıtım metni çerçevesinde işlemektedir. Bu derece hızlı ve canlı bir rekabet ortamı içerisinde, değişimi kullanmayan, statik olarak daha önce bilindiği gibi kalmaya devam eden markalar ise, pazarın gerisine düşmektedir. Belki de kendine ait pazarın büyük bir bölümünü değişimi işleyen markalara kaptırmaktadır. Yukarıda sözü edilen Collins markasının bugün içinde bulunduğu durum da öyledir. Gerçi marka, dünya çapında bilinen bir markadır. Doğru bir zamanlamayla atağa kalkması da işe yarayacaktır. Bugün, henüz insanların zihinlerinde ki bilinirliğini henüz yitirmemişken, kendini hatırlatmasında fayda bulunmaktadır. Aradan daha fazla zaman geçtiğinde, geçmişte kalan bir marka izlenimini tüketicilerinin kafasında yaratacaktır. Belki de tüketiciler, çoktan başka markaları tercih etmeye ve onları içselleştirmeye başlamış bile olabilirler. Çünkü her geçen gün, global markaların bir yeniliği, farklı bir stili ve onlara yönelik talebi oluşturmak için değişimi işlediği marka reklamları kendini göstermektedir. Değişim, her zaman için yeni bir soluk anlamına gelmektedir. Yeni bir soluk ise hem tüketicinin hem de markaların heyecan duymasını ve bu yeni soluğu yaşamına geçirmek için, harekete geçmesini sağlamaktadır. Markaların kendi kimliğini yeniden konumlandırması, ürünlerinde ve hizmetlerinde oluşturduğu yenilikler, Pazar paylarını korumalarına, hatta başka markalara tercih edilmelerine olanak tanımaktadır.


Devamı için tıklayınız ...

Tanıtım, reklamın diğer ifadesidir. Bazen reklam diye bazende tanıtım diye ifade edilmektedir. Tanıtma işinden anlamını alan sözcük, bir şeyi, ürünü, hizmeti, fikri ilgililerine, hedeflenen kitleye veya geniş halk kitlelerine tanıtmak anlamında kullanılmaktadır. Tanıtılan şeyin özelliklerini, bileşenlerini, faydalarını, kullanım biçimlerini, üretim biçimini anlatmak, göstermek anlamında kullanılmaktadır. Tanıtım daha çok belirli amaçlarla, firmalar tarafından, ajanslara yaptırılan tasarım biçimleridir. Firmalar bu noktada, Pazar payını büyütmek, rakipleriyle mücadele edebilmek, yeni ürün veya hizmetlerini tanıtma ve bunlara yönelik talep oluşturma amaçlarını taşır. Bu amaçlar doğrultusunda ajanslar, talep eden firmanın Pazar durumunu, geçmiş çalışmalarını, tüketicileriyle olan ilişkilerini, araştırmalarla ortaya çıkararak en etkili tasarım biçimini belirler. Ajans aynı zamanda, hazırlanan tasarımın tanıtılacağı medyayı seçerek, hedeflenen tüketici kesimine ulaşmaya çalışır. Ajansın bütün bu çalışma ve araştırmaları, ilk etapta firmanın amaçlarını, isteklerini, ulaşmak istediği noktalar ile yapılacak olan kampanya tasarımlarında kullanılmasını istediği, malzeme veya fikirleri tanıttığı sunum doğrultusunda yapmaktadır. Tanıtımlar, kitle iletişim araçlarını kullanarak kitlelere ulaşmaktadır. Bunlar, televizyon, radyo, sinema, gazete, dergi olmaktadır. Bunların dışında, açık hava reklam araçları olan; bina giydirme, araç giydirme, duvar ve durak reklamları, billboard araçlarını da kullanmaktadır. Bugün gelişen teknolojiyle birlikte internet, yukarıda sayılan bütün mecralara uygun olarak hazırlanan tasarımları yayınlayabilme özelliğine sahiptir. Firmalar, son zamanlarda bu tip çalışmalarını internet üzerinden de yapabilmektedir. Ajansın medya planlama birimi, hangi mecranın kullanılması gerektiğine yönelik belirleme çalışmalarını yapmaktadır. Bazen firmaların kampanyaları, birden fazla mecrada uygulanabilmektedir. Yapılan tasarımların en fazla etkili olabilecekleri mecralar belirlenirken, ajans tarafından strateji oluşturulmaktadır. Tabi bütün strateji ve belirleme çalışmaları, reklam veren firmanın bütçesine bağlı olarak yapılmaktadır. Tanıtım kampanyaları, firmanın faaliyet gösterdiği pazarlar, ilgili hedef kitleleri temel alınarak hazırlanmaktadır. Buna göre kimi firma, yerel pazarlara özgü çalışmalar yapmakta kimisi de ülke veya dünya çapında kampanya düzenlemektedir. Global markalar, genellikle kampanyalarını her ülkeye özgü olarak hazırlamakta ve ülkelerin kültürleri, gelenekleri, göreneklerine uygun stratejiler oluşturarak uygulanmasını sağlamaktadır.


Devamı için tıklayınız ...

Reklam, Firma, kurum, kuruluş veya kişilerin ürettikleri ürün, hizmet veya fikirlerin, çeşitli kitle iletişim araçlarını kullanarak, geniş halk kitlelerinin satın almasını, istemesini, ihtiyaç duymasını, beğenmesini sağlayacak şekilde tasarlanarak tanıtılmasıdır. Tanımda kullanıldığı gibi, reklam geniş halk kitlelerini veya belirlenen özel bir kitleyi hedef alarak, kitle iletişim araçları yani; televizyon, radyo, sinema, gazete, dergi, şimdiler de interneti, ayrıca açık hava reklam araçları olan; bina giydirme, araç giydirme, billboard, megalight, silindir kule, duvar tasarımları, durak tasarımları v.b. araçları kullanarak, onların davranışlarını istenilen yönde değiştirmeye çalışır. Reklamın amacı, firmaların ürettiklerini tüketicilerin satın almasıdır. Ama bu satın alma durumunun kısa vadede, tek bir defaya mahsus yapılmasını istemez. Reklam, tüketicilerin uzun vadeli sürekli alım yapmasını ister. Üretilen ürün veya hizmetlerin, tüketicinin yaşamının bir parçası haline gelmesini, yıllar boyunca aynı markanın üretimlerini kullanmasını sağlamaya çalışır. Bunu yapabilmek için, tasarım yapar. uygun tüketici kitlesine ulaşabilecek en uygun medyayı bulur ve ona göre strateji çizerek, en etkili imajları kullanmaya çaba harcar. Çünkü reklamın amacı, firmanın amaçlarıdır. Firmaların tanıtım yapmaktaki en genel amaçları; Pazar paylarının büyümesi, yeni bir ürüne talep oluşturulması, benzer ürün ve hizmet üreten rakiplerle mücadele edilebilmesidir. Bunlar firmaların en genel hedefleri olmakla birlikte daha özel hedeflerle de tanıtım yapma gereği duyabilmektedirler. Firmaların bu tip isteklerini genellikle, reklamcılıkla ilgili alanlarda çalışan ajanslar yapmaktadır. ajanslar, kuruluşların işlerini yapmaya başlamadan önce, onlardan, amaçları ve isteklerine yönelik bir sunum alıyorlar. Daha sonra, piyasa ve Pazar, tüketici araştırmaları yaparak, araştırmaların ortaya çıkardığı verileri değerlendiriyorlar. Yapılan bu tip araştırmalar, ajanslara tanıtımların tasarlanması esansında kullanabilecekleri ana fikir, imaj, mecra v.b. unsurlar hakkında bilgi sağlarken, aynı zamanda tasarımın nasıl işlenmesi gerektiğine yönelik fikirleri de verebilmektedir. Reklam, insanlara her hangi bir ürün, hizmet, fikri anlatır, sevdirmeye çalışır, benimsenmesini sağlayacak çeşitli imajlar, fotoğraflar, oyuncular, mizah, erotizm, sosyal standartlar, fiziksel çekiciliği olan herhangi bir kişiyi, objeyi, eşyayı kullanır. insanların davranışlarını firmaların istedikleri yönde değiştirmeye çalışır. Tüketicilerde oluşturdukları davranışların sürekli olmasını sağlama amacı taşır. Bunun için, onların psikolojik yapılarını da etkilemeye çalışarak, onların isteklerini, arzularını, özlemlerini, tanıtımı yapılan ürünlerle ilişkilendirir. Tanıtım, tüketicilere her zaman çeşitli vaatlerde bulunur. Ürünlerin alınması durumunda, bu vaatlerin yerine gelebileceğini anlatarak, onları etkilemeye çalışır.


Devamı için tıklayınız ...

Reklam aslen, ticari yönüyle tüketicilerin karşısına çıkmaktadır. Firmaların reklam yapmaktaki temel nedenleri, ürettikleri ürün veya hizmetlerin satılmasını sağlamak, bu doğrultuda sahip oldukları Pazar payını daha fazla büyütmektir. Bu yüzden, temelde hangi amaçla tanıtım yaparlarsa yapsınlar, nihai hedef daha çok satıştır. Bilindiği gibi, reklamların amaçları birbirinden farklı olmaktadır. En genel anlamda, satış amacını taşısa da; tüketiciyi bilgilendirmek, ileri teknolojiyi kullanmasını sağlamak, yaşam standardını yükseltmek, beğeni oluşturmak, toplum içerisinde marka bilinirliğini arttırmak, sosyal sorumluluk anlamında çalışmalar yaptığını anlatmak, benzer ürün ve hizmetler arasında tercih edilmesini sağlamak gibi alt amaçlar taşımaktadır. Bunların hemen hepsi, tüketicilerin, firmalara daha sıcak bakmasını, onu sevmesini, yaşamlarının bir parçası haline getirip, ondan vazgeçmemesini sağlamaya çalışmaktadır. Bütün bu farklı amaçla yapılmış gibi görünen tanıtımlarınve reklamların hepsi, tüketicilerin uzun bir süre sonra, kısa bir süre sonra veya belirlenen zamanlarda, markanın ürün ve hizmetlerini kullanma, satın alma davranışlarını göstermelerine yönelik yapılmaktadır. Bütün çeşitler, türler, amaçlar, hedefler nihai tek bir hedef için yapılıyor olsa da, reklamların tüketicilere katkıları bulunmaktadır. Tüketici, bu tip reklam ve tanıtımlar sayesinde, firmaların üretim biçimlerini tanımaktadır. Piyasada bulunan ürün ve hizmet çeşitlerini, onların bileşenlerini, bileşenlerinin fayda ve zararlarını, satış noktalarını, satış noktalarının özelliklerini, hangi ürün veya hizmeti kaç paraya alabileceğini öğrenerek, seçimlerini kendi bütçesine göre, bilinçli ve yararlı bir şekilde yapabilmesini sağlamaktadır. Reklamın ticari yönü, onun yukarıda da sözünü ettiğimiz gibi nihai hedefi olmaktadır. Her mecradan, her mecraya uygun, birbirinden farklı türde tasarım biçimiyle, tüketicinin karşısına çıkmakta ve mesajlar iletmektedir. Her mesaj, nihai amaca direkt veya uzun vadede ulaşmayı hedeflemektedir. Firmalar, pazarda ilerlemek zorundadır. Büyümek, rakipleriyle mücadele edebilmek, pazardaki konumunu sağlamlaştırmak zorundadır. Bunlar olmadığında, bir firmanın serbest pazarda ayakta kalabilmesi çok zor hatta imkânsız olmaktadır. Bir firmanın serbest pazarda ayakta kalabilmesi, geniş bir tüketici kitlesine sahip olmasından geçmektedir. Günümüzde, piyasa da olmayan bir ürün yoktur. Birbirine benzer ürün ve hizmetler, birbirinden farklı veya aynı özelliklere sahip olarak, pek çok marka altında, marka halinde satılmaktadır. Tüketiciler, bu anlamda geniş bir seçim özgürlüğüne sahip bulunmaktadır. Bu yüzden firmalar, birbirinden farklı içeriklerle, mesajlarla tüketicilere ulaşmak, onları etkilemek, kendini onların zihinlerinde kurmak ve kalıcı olabilmeyi başarmak zorundadır. Reklamın ticari yönü olan satışı yapabilmek adına, ister uzun bir merdiven tasarımı yaparak, her bir basamakta, tüketiciye farklı bir yönünü göstererek, zihninde yukarıya tırmanma şeklinde olsun, ister direkt satın almaya doğru yönlendirmeyle yapsın, günümüzde ayakta kalabilmek için, bu firmaların zorunlu sürecidir. Bu zorunlu süreç içerisinde yapılan her türlü tanıtım ve reklamlar nihayetinde satış amaçlıdır yani ticaridir.


Devamı için tıklayınız ...

Şu bir gerçek ki, oranları ülkeden ülkeye değişmekle birlikte, genç nüfustan çok, yaşlı nüfus artmaktadır. Her birkaç saniyede, bir kişi ellili yaşlara adım atıyor. Bununla birlikte, yeni nüfus, daha bilinçli, daha entelektüel birikime sahip olarak yaşamına devam etmektedir. Pazarlama dünyası, her ne kadar, geçmişten bu yana bütün stratejilerini genç nüfus üzerine kurgulasa da, yaşlı nüfus, yakın tarihte genç nüfusu geçeceğe benziyor. Gerçi pazarlama dünyasının kimi uzmanları, bu değişimin farkına vararak, dikkatleri bu tarafa doğru çekmekte çalışıyor ama bu gidişat, yakın bir tarihte epey hız kazanacağa benziyor. Pazarlama dünyasının bu nüfusa yönelik proje üretmesi, bu tip insanların yaşamlarına hitap edecek satış taktiklerini oluşturulması, gelmekte olan süreçlerden biri olarak görünmektedir. Bu durum yakın zamanda, firmaların mal ve hizmet üretiminde, çeşitli değişikliklerin olacağı anlamına gelirken, bunların reklamlarının da, bu kesime ulaşılabilecek yeni mecralarda kullanılacağı anlamına gelmektedir. Bilinç düzeylerinin yüksek, entelektüel olmalarından kaynaklı olarak, yeni pazarlama stratejileri de oldukça yaratıcı olacağa benzemektedir. Bundan birkaç sene öncesinin pazarlama dünyası ile bugünkü, birbirinden oldukça farklıdır. Bu kadar kısa bir geçmişte bile, yapılan stratejilerin faydaları, olumlu tarafları, bugün işe yaramamaktadır. Çünkü yeni alanlar açılmış durumdadır. Özellikle pazarlamanın Google Arama Motoru üzerinden yapılabiliyor olması, bu dünya için neredeyse yeni bir çığır açtı. Buradaki reklamların daha uygun maliyetlerle yapılabilmesi, daha etkin, çok özel kitleye ulaşabilmesi, firmalar ile müşteriler arasındaki iletişimin etkileşimli olabilmesi, stratejilerin yönünü belirlemiştir. İnternetle birlikte, cep telefonlarının kullanılabilmesi, internet ile cep telefonlarının video alış verişine olanak tanıması, internet üzerinde yaygın olarak kullanılan, pazarlama videolarının daha da önemli olmasını sağladı. Videolar, hem yeni cep telefonu modellerinde hem de avuç içi bilgisayarlarda rahatlıkla izlenebilmektedir. Pazarlama dünyası, yeni alanlara doğru kaymaya başlarken, reklamcılar da bu alanlara doğru, reklam tasarımlarını ve uygulamalarını yönlendirmeye başlamaktadırlar. Artık satış stratejileri, internet alanına uygun düşünülmeye başlandı. Bununla birlikte bloglar da bu amaçla kullanılan, popüler mecralar haline gelmeye başladı. Pazarlamacılar, blogları kullanarak, forumları kullanarak reklam ve pazarlama taktiklerini uygulamakta ve bu alanlardaki başarıları veya başarısızlıkları kesin verilerle ölçülür hale geldi.


Devamı için tıklayınız ...

Kalite birçok uzmana göre farklı şekillerde tanımı yapılan bir kavramdır. Kimi, ürün veya hizmette mükemmellik olarak tanımlayıp yanlışların ve hataların olmaması şeklinde, kimi müşterilerin isteklerine uygun olarak, en uyumlu olan, kimi de donanım, uygulama kuralları ve insanların kusursuz olması şeklinde tanım yapmaktadır. Pazarlama alanında en doğru tanım, kalitede; üretim, yönetim, insan, sistem, süreç, donanım gibi seçeneklerin hepsinin, kusursuz olması gösterilmektedir. İnsan kalitesine değer veren tanımlamalar da yapılmaktadır. İnsan kalitesi derken, çalışanlar üzerine işlenen kaliteden bahsedilmektedir. Çalışanların niteliklerine işlenen değerle, en kusursuza ulaşma noktasında, işletmelerin epey yol kat etmiş olabileceği ifade edilmektedir. Bunda da iş, hizmet, iletişim, süreç, işçiler, mühendisler, idareciler, yöneticiler ile pazarlama sistemi, firma ve hedef belirlemede kusursuzluktan bahsedilmektedir. Öncelikle, insan yapısından ve yaptıklarının değerli olmasından bahseden tanımlamalarda, kalitenin insandan, yapıp ettiklerine doğru kusursuz bir akış söz konusudur. İnsanların belirli bir uzmanlığa sahip olması ki bu, yaptıkları hangi iş ve pozisyon olursa olsun, belirli bir bilgi birikimi ve sürekli açık bir zihinle, müşteri beklentilerine hâkimiyetle, yaptıkları işlerin zaten belirli bir değerle üretilebileceğine işaret etmektedir. Bu noktada, mühendislerin doğru sistemleri oluşturabileceğine, iletişimcilerin en iyi iletişim mekanizmalarını kullanabileceklerine, yöneticilerin firma üretimi ve çalışanlarla ilgili yapılabilecek uygulamaların hepsini, en doğru şekilde yapabileceklerine, bütün bunların sonucunda da kusursuza sahip olabileceklerine işaret etmektedir. Bununla birlikte bahsedilen, müşterilerin beklentilerine en uygun üretim tanımı da, bunların dışında değildir. Zaten yukarıda bahsedilen kişi özellikleri ile uygulamaların en doğru şekilde yapılmış veya seçilmiş olması bunu getirecektir. En iyi mekanizmalarla hareket eden bir firmanın üretimi kusursuz olacaktır. Müşterilere uygun olacaktır. Maksimum fayda ve müşteri memnuniyeti sağlayacaktır. En iyi teknoloji kullanılacak, sistematik çalışan bir organizasyon ve pazarlama sistemi kurulacak ve pazarlama stratejileri yaratıcı ve doğru seçenekler üzerine inşa edilecektir. Çalışanların memnuniyeti, kendi aralarında ki iletişimi güçlendirecek ve firmanın, fayda gruplarıyla olan ilişkilerinde yarar sağlayan uygulamaların yapılmasını beraberinde getirecektir.


Devamı için tıklayınız ...

Günümüzde pazarlama iletişimi, tüketici yönlü olarak planlanmakta ve onların istek ve arzuları çerçevesinde stratejiler üretmektedir. Gerçekten de, bir firmanın kazancı, Pazar payı, iş alışverişi, işlerin gidişatı, personelin maaşları, gider ve gelirlerin hepsi tüketiciden elde edilen parayla organize edilmektedir. Durum böyle olunca, firmanın bütün iş süreçlerinin müşterinin istek ve arzularına göre oluşturulmuş olması normal gibi durmaktadır. Bir firma, kurum ve kuruluş, müşterileri elinde tutamıyorsa, onlara hitap edemiyorsa veya buna yönelik çözümler üretemiyorsa, yapılan işin doğru olup olmadığı üzerinde düşünülmelidir. Eğer müşteri, satın almıyorsa, ürünü beğenmiyorsa, halkla ilişkilerinden memnun değilse, ne o firmanın ayakta kalması mümkün olabilir, ne de çalışanların işi uzun sürebilir. Çalışanlar işten çıkarılır veya firma kapanır, bu durumların tek nedeni ise tüketicidir. Burada patron işi, üretimi beğenmiyor ve bunu istemiyor anlamına gelmektedir. İşten çıkaran da firmayı kapattıran da tüketicidir. Firmaların kuruluş amacına baktığımızda da durum bundan farklı değildir. Pazara girilecek bir kapı bulmak, tüketicinin istediği, satın alabileceği ürün veya hizmeti bulmak anlamına gelmektedir. Şu durumda, işin en başında bile firma, müşterinin isteği üzerine kurulmaktadır. Daha sonraki bütün işleyişinde, örneğin, firmanın halkla ilişkiler stratejisi, tüketiciye firmadan ve üründen bahsetmek, onları beğenmesini sağlamak, satın almasını sağlamak üzerine oluşturulmaktadır. Tüketicinin talepleri, beğenileri öğrenilmekte ve buna göre üretimin biçimi ve satılabilecek, tüketiciye sunulacak faydalar planlanmaktadır. Tüketicinin sevdiği ambalaj, renkler, dikkatini çekecek tasarımlar, ürün ve bileşenlerde onların işine yarayabilecek unsurlar, rahatça ulaşabilecekleri satış noktaları veya ürün ile hizmetin dağıtım kanalları planlanmaktadır. Satıştan sonra bile, onların firma ve uygulamalarından memnun kalarak, alımı uzun süre sürdürebilecekleri hizmetlerin verilmesi sağlanmaktadır. Bir metro şirketi, en iyi ulaşımı, en rahat araçları tüketicilerin isteklerine göre planlar. Onlar için kurulur ve onların, araçları sık sık tercih etmesi için, bütün faydalı çalışmaları yapar. Bir yağ firması, lezzet alabilecekleri, uygun fiyatla, kolay erişebilecekleri noktalardan alış veriş yapmaları için gayret eder. Ürünün diğer ürünlerden üstün bileşenlere ve kıvama ulaşması da tüketicilerin tercih etmeleri içindir. Çünkü tüketiciler, firmayı ayakta tutan, çalışanların maaşlarını ödeyen, firma sahiplerine çalıştırdıkları firmayı sağlayan kitledir. O yüzden asıl patron tüketici veya müşteridir.


Devamı için tıklayınız ...

Bu sene 12.si yapılacak olan Sign İstanbul Açık Hava Reklamcılığı Fuarı, 25-28 Kasım 2010 tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezinde düzenlenecek. Sign İstanbul, reklamverenleri, reklam yaratıcılarını, malzeme tedarikçileri ve açık hava reklamcılığı ile ilgili bütün firmaları tek bir çatı altında buluşturmayı hedeflliyor.

Açık Hava Reklamcıları Derneği işbirliği ile düzenlenecek olan fuar bu sene "Açık Hava' Bilginin Kilit Taşı Sign İstanbul" sloganını kullanıyor. 2009 yılında düzenlenen fuara toplamda; 52 ülkeden 14.242 ziyaretçi ve 22 ülkeden 357 firma ve temsilcilik katılmıştı. Uluslarası düzeyde gerçekleşen fuara Avrupa, Orta Doğu ve Balkan'lardan yoğun bir katılımın olduğu gözlendi, bu sene fuara 30 ülkeden 425 firma ve toplamda 20.000'e yakın bir ziyaretçi bekleniyor.


Devamı için tıklayınız ...

Günümüzde her toplumda bulunan, ülkelere özgü ekonomik sektörlerin her biri dev haline gelmiş, gittikçe dünya çapında tek Pazar olma yolunda ilerlemektedir. Günümüzde hiç bulunmayan bir ürün veya hizmetin olması çok zordur. Birbirine benzer ürünler, binlerce firma tarafından üretilmektedir. Bu tip firmaların kimisi, bulunduğu ülke pazarı çapında faaliyet gösterirken kimisi de dünya çapında faaliyet göstermektedir. Örneğin ülkemizde, yerel firmalar tarafından üretilen ürün ve hizmetler bulunurken, kimi yabancı firmaların da aynı ürün ve hizmetleri ürettiğini ve bizim pazarımıza sunduğunu görebilmekteyiz. Yerli yabancı binlerce firmanın, birbirine benzer ürün ve hizmetlerinin satılması gerekmektedir. Tek bir firma tarafından üretilen bir ürün veya hizmet bulunmadığından, aynı zamanda hiç olmayan bir ürün olmadığından, firmalar, ancak reklamla satış yapabilmektedir. Eskiden sadece ürün veya hizmetin üretildiği bileşenlerin reklam ve tanıtımı, günümüzde farklı içeriklere sahip olmak zorundadır.


Devamı için tıklayınız ...