t Arama Sonucu Bloglar
Pazarlamanın aynı zamanda öğelerinden biri konumunda olan, satış noktaların yeri ve niteliği, stratejilerin geliştirilmesinde en çok önemsenen ve dikkat edilen konulardan biridir. Bu öğe, oldukça önemlidir. Firmaların ürettikleri ürün ve hizmetlerin tüketicilere satıldığı yerlerdir bunlar. Öncelikle bu tip yerlerin seçiminde, tüketicilerin yoğun yaşadıkları ve yoğunlukla gidebildikleri olmaları önemlidir. Hem ulaşım bakımından rahat, hem de rahatça alışverişlerin yapılabileceği yer özelliğinde olması gerekmektedir. Satış noktaları, bütün tanıtımların biçimlerin yapılabileceği, iç genişlikte ve çevresel genişlikte olması gerekmektedir. Bu yüzden eskiden şehir merkezlerinde, en kalabalık caddelerde, insanların yoğunlukla gittikleri yerlerde bulunmaktaydı. Günümüzde ise, şehir merkezlerinden uzaklaşmıştır. Kendine has binaları inşa etmekte olan firmalar, bir kompleks oluşturmakta ve pek çok markayı bu kompleksin içine dahil etmektedir. Bütün büyük markaların, bu tip binalarda bir satış noktası bulunmaktadır. Aynı zamanda eskiden olduğu gibi şehir merkezlerinde de satış noktaları bulunmakta fakat buradakiler, daha küçük merkezler halini almıştır. Bu tip merkezler, ürünlerin getirilmesi, taşınması, depolanması, bunlarla ilgili yapılabilecek diğer uygulamaların rahatça yapılabileceği niteliklere sahip olmalıdır. Ürün veya hizmetlerle ilgili olarak yapılabilecek bütün uygulamaların yeri ve ihtiyaç duyulabilecek hal ve hareketlerin rahatça yapılabilmesi gerekmektedir. Aynı zamanda, açık hava reklam araçlarının da rahatça göz önünde olabilecekleri, tüketicilerin en çok geçtikleri veya bekledikleri yerlerde olabilmeleri önem taşımaktadır. Ürün ve hizmetlerin sergilenmesinde, istenilen dizaynların yapılabilmesine olanak tanımalıdır. Tüketici, bu merkezlerin içerisinde gezerken, bütün ürün seçeneklerini, ambalajlarını, rahatlıkla görebilmelidir. Satış temsilcisi müşteri ya da tüketiciyle rahat iletişim kurabilmelidir. İç mekan tasarım ve bilgilendirici mesajların yer alacağı afiş, poster, billboard, yönlendirme levhası gibi reklam araçlarının durabilecekleri yerlerin olması gerekmektedir. Pazarlamada satış noktalarının yeri ve niteliği, görüldüğü gibi tüketici veya müşteri ile doğru bir iletişimin kurulabilmesine olanak tanıyacak yerde ve özelliklerde olması gerekmektedir. Bu tip yerlerde kullanılabilecek bütün etki mekanizmalarının çalıştırılabilmesi, tüketicilerin satın alma davranışlarını geliştirebilmelerini sağlayacak yönlendirici mesajların iletilebilmesi gerekmektedir. Sıkıştırılmış, birçok şeyin zar zor yapılabildiği veya yapılamadığı yerler, satış olayını negatif yönde etkileyecektir. Bu yüzden pazarlama anlayışı, bu öğe üzerinde durmakta ve en uygun yerleri ve nitelikleri seçmeye çalışmaktadır.
Devamı için tıklayınız ...
Tanıtım, bir firmanın ürettiği ürün ve hizmetlerini, onların özelliklerini, kurumsal kimliğini, üretim biçimini, teknolojisini, ürettiği unsurlara yüklediği duygusal bağlarla birlikte, geniş halk kitlelerine, onların bütün bunları sahiplenmesini, benimsemesini, istemesini sağlayacak şekilde anlatmasıdır. Firmaların reklamları, birbirinden farklı mecralardan yapılabilmektedir. Geçmişten bu yana firmaların bilgilendirme çalışmaları; televizyon kanalları, radyolar, gazete ve dergiler gibi kitle iletişim araçlarıyla birlikte, açık hava tanıtım araçları vasıtasıyla oluşturulan mecralardan yapılmaktadır. Kullanılan her bir mecranın kendine has özellikleri çerçevesinde tasarım, gösterim ve çeşitli kullanımlarla firmaların ürün ve hizmetleri, onların özellikleri, kurumsal kimliği geniş halk kitlelerine aktarılmaktadır. Firma, ürün ve bilgilerinin tüketicilere aktarılma biçimini veya tasarımını, reklam veya tanıtım ajansları yapmaktadır. Buradaki aktarma, normal bir bilgi akışı şeklinde yapılmamaktadır. Tüketicilerde istek, arzu, beğenilme, sahiplenme nihayetinde de satın alma davranışlarının geliştirilmesini sağlayacak şekilde strateji oluşturularak aktarılmaktadır. Firmaların ürün ve hizmetleriyle ilgili olarak yapılan tanıtım filmleri, afişleri, billboardları, araç giydirmeleri, radyo v.b. onlarca mecra, tüketicilerin bu tip üretimlere karşı ilgi duymasını, onları satın almak istemesini amaçlamaktadır. Bunun için, insanların etkilendikleri ünlü simalar, komik söylemler, davranışlar, ifadeler, etkileyici görseller, hikâyesi olan fotoğraflar kullanılmakta ve tüketici etki altına alınmaya çalışılmaktadır. Son zamanlarda, teknolojinin gelişmesi, özellikle internet gibi bir platformun üretilmiş olması, bu platforma milyonlarca kullanıcının aynı anda erişebilmesi, bu ortamın hızlı ve kesin sonuçlar veren tekniklerle ölçülebiliyor olması, eski mecraları yavaş yavaş ortadan kaldırmaya başlamıştır. Son zamanlarda firmalar, bu tip aktarımlarını internet mecrası üzerinden yapmaya başlamış veya buralarda ki tüketiciye ulaşmanın yöntem ve stratejilerini geliştirmeye başlamıştır. Günümüzde pek çok büyük marka, reklam veya tanıtım yatırımlarını bu mecra üzerinde kullanmaya başlamıştır. Banner, gömülü link, pop-up, e-posta ile pazarlama v.b. teknikleri kullanarak, tüketicilere ulaşmakta ve onları etkilemektedir. Bununla birlikte, eskiden kullanılan mecralar, gittikçe önemini yitirmeye başlamaktadır. İnternetin gelişmesinin ardından, firmaların buna yönelmesiyle, en çok etkilenen mecralar arasında basılı kitle iletişim araçları, başı çekmektedir. Yani gazete ve dergiler en çok etkilenenler arasındadır. Diğer mecralar da etkilenmekte yani onların da reklam gelirlerinde düşüşler olmaktadır. Pazarlama ve reklam uzmanlarının görüşlerine göre, zamanla onlar da kullanılmamaya başlayacaktır. Zamanla internet, tek başına firmalar ile tüketicileri arasındaki iletişim köprüsünü yönetebilecektir.
Devamı için tıklayınız ...
Eskiden ürün ambalajı, ürün üretildiği andan itibaren, tüketiciye ulaşana kadar ki süreçte, ürünü koruması amacıyla yapılan kap niteliğindeydi. Ürün ambalajının ilk üretim amacı buydu. Daha sonra ekonomik sistemlerin gelişmesiyle birlikte, insanların refah düzeyi de yükselmeye başlamıştır. Pazarlarda birbirinden farklı veya benzer ürünler kendini göstermeye başlamış, Pazarlama anlayışı da buna uygun hareket ederek, tüketici odaklı olarak, yeni bir anlayışı benimsemiştir. Pazarlamanın yeni anlayışı, tüketicinin isteklerine, arzularına, ihtiyaçlarına, beklentilerine göre üretim yapmayı gerekli kılmaktaydı. Bu noktada, bundan ilk nasibini alan da ürün ambalajı olmaktaydı. Hipermarketlerde, alışveriş mağazalarının raflarında birbirinden cazip renklere, tasarıma, farklı özelliklere sahip ambalajlar dikkat çekmeye başlamıştı. Çünkü hakikaten, tüketicinin plansız alışverişlerinde ambalaj, oldukça etkili bir rol üstlenmekteydi. Raflardaki ürün ambalajları, satış elemanı konumuna girip kendini pazarlama noktasına gelmişti. Tüketici, ambalajın tasarımına, biçimine, renklerine, kullanım kolaylıklarına, sağlık koşullarına ilgi göstermeye başlamış ve beğendiği ambalajlı ürünü satın almaktaydı. Günümüzde bunun en çok bilinen örneklerinden birini, zeytinyağı üretimi yapan firmaların ambalajları vermektedir. Zeytinyağı üretimi yapan markalar, ürünlerini temsil edecek ambalajı oldukça dikkat çekici ve başarılı bir şekilde tasarlamakta ve tüketiciye sunmaktadır. Üstelik bilindiği gibi zeytinyağı çok ta ucuz bir ürün değildir. Birbirinden farklı tasarıma, taşıma kolaylığına sahip olarak üretilen cam şişelerden dolayı, ürün kendini tüketiciye beğendirmektedir. Hatta bazı zamanlarda, sırf ambalajından dolayı satın alınan ürünler bulunmaktadır. Pazarlama anlayışı, bunu keşfettiğinden bu yana, ürün ambalajını öğelerinden biri konumuna getirerek, henüz üretim aşamasındayken belirlenmekte olan pazarlama stratejisinde, ambalaj üzerine çalışmalar yapmakta ve en uygun olanın üretilmesini sağlamaktadır. Ürün ambalajı, pazarlama aşamasında, reklamlarda, tüketicinin beğenisine hitap edecek şekilde tasarlanmaya başlamıştır. Ambalaj, hem firmanın ismini hem de markasını tüketiciye taşımaktadır. Yani bir tür reklam yapma görevi de üstlenmektedir. Bu yüzden markalar veya firmalar, ürettikleri ürünlerin ambalajlarına, henüz tasarım aşamasındayken kimlik kazandırmaya çalışmaktadır. Markalar ambalajları üretirken, ona kimlik kazandırabilmek için, ürüne ne katacağı sorunu sormakta ve verilen cevap, tasarımının ortaya çıkması için, ana fikri oluşturmaktadır. Ondan sonra, ambalajın üzerinde yer alacak, logo, tanımlama ve bilgileri yer almaktadır. Genellikle firmaların kurumsal renklerini taşmasıyla ünlenen ambalajların, kendi başlarına marka olmaları halinde, kendine has renklerinden oluşmaktadır.
Devamı için tıklayınız ...
Pazarlama iletişiminin bütün öğelerinin ulaşmak istedikleri nihai hedef satıştır. İnsan, günlük yaşantısında, yeme-içme, giyim, araç-gereç, ulaşım v.b. gibi, çeşitli temel gereksinimlerini karşılayarak, sağlıklı bir şekilde yaşamını sürdürmek zorundadır. Bu temel gereksinimler, çeşitli firma, kurum ve kuruluş tarafından üretilmekte ve belirli bir bedel karşılığında insanlara satılmaktadır. Firmaların, insanların ihtiyaç duyduğu bu tür temel gereksinimlerini, para karşılığında onlara vermesi olayına satış denilmektedir. Diğer bir ifadeyle satış, herhangi bir şeyin, eşyanın, yiyeceğin, giyeceğin, hizmetin para karşılığında, ihtiyaç sahiplerine verilmesidir. Satış olayını firma, kurum ve kuruluşlar, kişiler yapmaktadır. Eskiden İşletmeler, ürettikleri ürünlerin sergilenmesi ve insanların bu ürünleri görebilmesi için, Pazar yerleri denilen alanlarda sergilerdi. İnsanlar pazarlarda dolaşarak, üretilmiş olan ürünler arasında, kendilerine en uygun olanlarını seçer, fiyatları kendi bütçelerine en uygun olanı satın alırlardı. Böyle bir durum gerçekleştiğinde satıcı satış yapmış olmakta, tüketici de satın almış olmaktadır. Günümüzde ise, artık pazarların yerlerini, firmaların kendilerine ait veya kiraladıkları yerlerdeki satış noktaları almıştır. Bir başka ifadeye göre, firmalar, toplum tarafından istenilen, arzu edilen veya temel gereksinim olan ürün ve hizmetleri üreterek pazara sunarlar veya satış noktalarına gönderirler, tüketiciler de yani insanlar da istedikleri ürün veya hizmeti, para karşılığında satın almak için, bu tip yerlere giderek alımı gerçekleştirmektedirler. Bu noktada firmalar veya markalar satış yapmış olmaktadır. Günümüzde markalar veya firmalar, teknolojinin gelişimlerinden yararlanarak ta satış yapmaktadır. İnternet, cep telefonları, televizyonda gördükleri her hangi bir satış adreslerinden yapabilmektedirler. Yani günümüzde satış noktaları veya Pazar anlayışı değişmiştir. Ama genel anlamda, bunların hepsi üzerinden veya başka yöntemlerle, para karşılığında insanlara verilen her şey satış anlamına gelmektedir. Günümüzde satış, sadece firmalar tarafından yapılmamaktadır. Bu tip ürün ve hizmetlerin satışını kişiler bireysel olarak ta yapabilmektedirler. Pazarlama mantığı, pazarlama stratejileri, pazarlamayı bölümlere ayıran öğelerinin hepsi, satışın gerçekleştirilebilmesi için planlanmıştır. Çünkü günümüzde, birbirine benzer yapıda üretilmiş pek çok ürün ve hizmet pazarlarda, satış noktalarında tüketicinin beğenisine sunulmuştur. Yaşadığımız çağda satış yapmak eskisi kadar kolay olmamaktadır. Tüketici, birbirinden farklı yapıda veya benzer yapıda, onlarca hatta yüzlerce ürün ve hizmet seçeneğine sahiptir. Bu yüzden pazarlama iletişimi geliştirilmiş ve insanları yani tüketicileri birçok yönden etkileyerek satış yapmaya çalışmaktadırlar. Bugün tüketicinin ilgisini çekmek ve satın almasını sağlamak için, birbirinden farklı pazarlama yöntemi firmalar tarafından üretilmekte veya geleneksel pazarlama stratejileri uygulanmaktadır. Tanıtım, iletişim, promosyon v.b. firma faaliyetlerinin hepsinin amacı satış yapmaktır.
Devamı için tıklayınız ...
Kanal D’nin geçtiğimiz günlerde ilk bölümünü yayınladığı “Fatma Gül’ün Suçu Ne” adlı dizisinde, Beren Saat’in rol aldığı tecavüz sahnesi, Türkiye’deki pek çok basın organın ve ünlü kişinin eleştirilerine maruz kaldı. Bununla birlikte, tecavüz sahnesinin 4 dakika boyunca yayınlanması, sahnenin ayrıntıları, bütün ülkeyi ekrana kilitledi. Dizi bir anda Türkiye’nin gündeminde tek odak haline gelerek, siyasilerin haberlerini bile geride bıraktı. Basın organlarının eleştirileri, tanımlamaları, konu hakkında onlarca yorumun yapılması, aslında istenilmediği söylenen sahnenin, dolayısıyla dizinin reytinglerini iyice arttırdı. Şimdi herkes, bir sonraki bölümün nasıl şekilleneceğini merak etmektedir. Bu durum, dizinin önümüzdeki bölümlerinin de aynı reytinglerle izleneceğini göstermektedir. İlk bölümlerinde, dizi aralarına verilen reklamlar, reytingleri yüksek diğer diziler gibiydi. Bu tartışmalarla birlikte, daha sonraki bölümlerinde, aynı reytinglerle izleneceği de artık bilinmektedir. Bu durumlar, firmaların diziye verdikleri reklamları arttırıp arttırmayacağını, önümüzdeki Perşembe günü yayınlanacak olan, sonraki bölümlerde görülebilecek. Bilindiği gibi, reytinglerin yüksek olması, reklam ajanslarının veya firmaların oldukça önemsedikleri bir konudur. Bir medya organının izlenme, okunma sayısı ne kadar yüksekse, reklam veren firmalar en çok o kanalı veya o programı, diziyi seçmekte ve reklam vermektedirler. Fatma Gül’ün Suçu Ne isimli dizinin reytingleri, tavan yapmış durumda, reklam ajansları veya reklam veren firmalar, dizinin olumsuz etkilerini veya gündemi meşgul eden tartışmaları yok sayarak, reklamlarını arttıracak mı? Yoksa ilk başta verdikleri reklamlarla yetinecekler mi? Bu da merak edilen konulardan biridir. Önümüzdeki günler, Fatma gül’ün suçu ne” isimli dizinin reklam alma durumu, gerçekte reklam verenlerin, vizyon ve misyonlarına uygun programları seçme noktasına ne kadar önem verdikleri veya bu tip durumların, reklamları ne yönde etkilediğini de ortaya çıkaracaktır. Normalde reklam uzmanları tarafından yapılan çözümlemelerde, reklamların hedef kitleye ulaştırılmasında kullanılacak yolun, firmanın vizyon ve misyonuna uygun olarak seçilmesi gerektiğinin önemine vurgu yapmaktadır. Çünkü ürün ve hizmet reklamlarının pozitif duygu ve düşünceleri hissettirmesi tercih edilmektedir. Şu durumda Kanal D’nin, ilk bölümünde reyting patlaması yapan dizisinde yer alan sahnenin ilettiği duygu ve hisler, reklam veren firmalar tarafından ne yönde değerlendirilecektir?
Devamı için tıklayınız ...
İngiltere'nin Başkenti Londra'nın istasyonlarından biri olan Waterloo istasyonu, yeni üç boyutlu billboardla tanıştı. Altı metre ebadında kullanılan billboard'ta Brezilya'da seksiliği ile ün yapmış manken, Sabraine Banado'nun bir iç çamaşırı markası için çekilmiş, sutyenli fotoğrafı reklamda kullanıldı. İstasyona yerleştirilen billboard reklamı, çok büyük bir ilgiyle karşılandı.
Bunu haber yapan The Sun, iç çamaşırı firmasını ilk arayan yüz kişinin ücretsiz gözlük alabileceğini duyurunca, ilgi daha da arttı. İç çamaşırı markasının ürünü olan sutyen full efect ve göğüsleri iki beden büyük gösterirken, ünlü mankenin pozu, 90'ların Eva Herzigova'nın Hello Boys için verdiği pozları andırıyordu.
Devamı için tıklayınız ...
Bilindiği gibi günümüzde, Google, kendi platformu üzerinde yayın yapmakta olan web sitelerindeki kopya içerikleri bulabilmektedir. Bu yüzden pek çok site, bünyesinde özgün yazılara, haberlere v.b. her şeyin özgün olmasına gayret etmektedir. Hatta bazı sitelerin kendileri bile, kopya içerikleri tespit ederek, bunları yayınlamamaya gayret etmektedir. Bugün televizyon reklam sektöründe birbirine benzer pek çok tanıtm yayınlanabilmektedir. Televizyon reklamlarında farklı olan, yaratıcı, dikkat çekici, insanların yeni diyebilecekleri çok az film yayınlanmaktadır. Kiminde, mesajlar, kiminde oyuncuların hal ve hareketleri, kiminde firmanın kurumsallığıyla ilgili iletilenler neredeyse aynıdır. Benzeyen mekânlar, tipler, sözcükler, müzikler, v.b. tüketici, bu tip tanıtım filmlerini izlerken, kendini farklılığıyla öne çıkaran filmi görene kadar, başka düşünceler, yoğunluklar içerisinde, hiçbir mesajı, hiçbir görüntüyü görmeden izlemeye devam etmektedirler. Yani boş bakmakta ve algılayamamaktadır. Eğer televizyon reklamlarında da Google gibi, tanıtımda kullanılan herhangi bir unsurun, başka birindeki unsurla aynı olduğunu tespit edip yayınlamayı reddetseydi, tanıtım kuşakları birbirinden harika içeriklere sahip olurdu.
Devamı için tıklayınız ...
Reklam kendi markasını yaratabilir mi? Veya bir tasarım her zaman aynı biçim ve kullanımla, insanların gördüğünde, evet bu şu markanın reklamı olabilir düşüncesi, ilgili tasarımın artık marka olduğu anlamına mı gelir? Evet, aslında insanlarda bu tip bir düşüncenin uyanması, tanıtımın hazırlanma biçiminin de markalaşması anlamına gelmektedir. Günümüzde, dünya çapında markaların büyük bir çoğunluğu, reklam tasarımlarını da markalaştırmaktadır. Bunların en çok bilinen örneklerinden biri, Microsoft firmasına aittir. Microsoft öyle tasarımlar yapıyor ki, sadece tasarım biçimi veya kullanım mantığı değil, tasarımın içerisinde kullandığı efekt, ışığın yansıtılma biçimi bile, onun tasarımı hissini vermektedir. Hatta kendi markasının ismi veya logosu veya firmaya dair herhangi bir ibarenin olmadığı görüntülerde bile, Microsoft reklam tasarımlarına benziyor veya onundur gibi kesin ifadeleri insanlara söyletebilmekte veya düşündürmektedir. Bu durum, reklamın marka bilinirliğini çok geride bıraktığı, bu anlamda oldukça ileri aşamada olduğu, marka bilinmekle kalmayıp, bütün kullanım biçimlerinin de biliniyor olduğu anlamına gelmektedir. İnsanların, bir markanın her şeyini bilmesi çok yararlıdır ama zararları da vardır. Yıllar boyunca, aynı tip tasarım yapmakta olan Microsoft, tasarım biçimini de markalaştırmıştır. Bu insanların görür görmez algılayabildikleri bu şeydir. Tabi bu bilinirlik, markanın ürünleri veya kendisinin hitap ettiği alanlarda çalışanlar için geçerlidir. Yani markanın herhangi bir ürünüyle ilgisi olmayan bir kişi için geçerli değildir. Çağımız teknoloji çağı, internet, bilişim çalışmaları, bilgisayarlar, bilgisayar programları gibi ürünler, bunların etrafında dönen diğer işler, bu markanın hakim olduğu alanlardır. Bu alanlarda faaliyet gösteren uzman ya da amatör kişilerin hepsi, hem markayı hem de tasarım biçimini bilmektedir. Bu alanlar, o kadar geniş bir kitle tarafından kullanılmaktadır ki, neredeyse toplumların yarısından fazlasına tekabül etmektedir. Bu kadar geniş bir kitle, Microsoft markasının hedef kitlesi durumundadır. Gerçi son zamanlarda Apple, HP, Asus v.b. markalar, Microsoft’a rakip olabilecek kadar büyümüş, hatta bazı alanlarda markayı geçmiştir. Ama bu durum gene de markanın bilinirliğini olumsuz yönde etkilememektedir. Yukarıda bahsettiğimiz unsurlar markanın bilinirliğinin faydaları olurken, zararları noktasında da, kullanım biçiminin yani reklam tasarımlarının biliniyor olması, tasarımlardaki mesajların gözden kaçmasına neden olmaktadır. Çünkü tasarımlar bilinirlikle birlikte, bir tür alışkanlığı da beraberinde getirmektedir. İnsanları şaşırtmıyor, farklılık yaratarak merak uyandırmıyor. Dolayısıyla markanın herhangi bir yeniliğe imza atması durumunda, bunun duyurularını yaparken zorlanmaktadır. İnsanlar tasarımları tanımakta ama çok büyük bir dikkatle, algılamaya çalışmamaktadır. Hatta markanın yaptığı veya yapacağı yeniliklerin neler olabileceği bile tahmin edilmektedir. İşte bu sorun, diğer markaların ön plana çıkmasını sağlayan nedenler arasındadır. Çünkü onlar, farklı olanı, çarpıcı olan reklamı yakalamaya çalışmaktadır.
Devamı için tıklayınız ...
Rusya Krasnodar ilinin plajında gerçekleştirilen reklam filminin çekimlerinde, eşek tam yarım saat boyunca paraşütle uçuruldu. Eşek aşağı indirildikten sonra, korkusundan ayakta duramayıp indirildiği suda sürüklenmeye başladı. İnsan hakları savunucuları, bununla ilgili olarak dava açmak istedi. Davanın açılabilmesi için, hayvan haklarının istismar edildiğine dair, veteriner raporuna ihtiyaç bulunmakta olduğundan, eşek, eşeğin sahibi ve reklam filminin yapımcısı kayıplara karıştı.
Devamı için tıklayınız ...
Televizyon reklamları toplumların içerisine, neredeyse girdiği zamandan bu yana kullanılmaktadır. Onca zamanlar boyunca, bütün sektörlerde faaliyet gösteren firmalara, televizyon reklamları tasarlanmıştır. Yani reklamcılığın tarihinde, bu mecraya ilişkin neler yapılabildiği ya da yapıldığı bellidir. Bugün ise, televizyon reklamlarına baktığımızda, hepsi birbirine benzemektedir. Birini diğerinden ancak, firma veya tanıtımı yapılan ürünün farklı sektörlere ait oluşuyla ayırabilmekteyiz. Hele meşrubat tanıtımları, telekomünikasyon alanında çalışan firmaların tanıtımları, tüketicinin zihninde neredeyse birbirine karışmaktadır. Bu mecraya uygun, sıra dışı tasarımların olamayışının geçerli nedenleri vardır elbette, fakat gene de yaratıcılığın çok daha az kullanıldığını söylemek mümkündür. Çok fazla firma, birbirine benzer ürün ve hizmetler, bunların üretim şekli benzerliği, bileşenlerinin aynı veya benzer olması, tüketicilere kazandırdıkları veya faydalarının benzerliği, tanıtımlarının da aynı olmasına neden olmaktadır. Her ne kadar farklı, yeni çalışmalar üzerine yoğunlaşılsa da bu tip benzerlikler, tanıtımı diğerleriyle aynılaştırmaktadır.
Devamı için tıklayınız ...