t Arama Sonucu Bloglar
Kimi zaman, özellikle basılı reklamlarda, birbirine dolaşık, birbirine çok benzer sözcüklerin, birleşik sözcüklerin kullanıldığı, metnin çok uzun olduğu görülmektedir. Çok olup, birbirini pekiştirdiği sanılan sözcük güruhlarının hiçbir mantığı ve anlamı olmamakla birlikte, bu tip anlatımlar, tüketiciyi yormaktan ve sıkmaktan öteye gidememektedir. Belki de temel anlam, kısa tek bir cümle ile halk arasında ifade edilebilirken, reklamcıların halk dilinden farklı bir üslup kullanması işe yaramamaktadır. Bu yüzden en kısa, en net mümkün olan en sade ifadelerle, anlatılmak istenen anlatılmalıdır. Bununla birlikte her ne kadar, sade ve az sözcük kullanılacak olunursa olunsun dilbilgisi kurallarına kesinlikle uyum sağlanmalıdır. Bunlarla birlikte gene kullanılacak sıfatlara da çok dikkat edilmesi gerekmektedir. Önemli olan bir diğer nokta, sonuçta reklamın nihai hedefi satıştır. Bu yüzden sözcükler, ne kadar çok sündürülürse, tüketici tarafından o kadar çabuk unutulacaktır. Ama bizim burada amacımız, kullandığımız sözcüklerin veya cümlelerin unutulması değildir. Tam tersine akıllarında kalması, unutulmamasıdır. Bu yüzden bu tip uygulamaların mümkün olduğunca yapılmaması önemli olmaktadır. Bilindiği gibi, özellikle açık hava reklam araçlarına yönelik veya basılı yayınlara yönelik yapılan reklam tasarımlarında, yazıların veya sözcüklerin dikkat çekici olması için, tasarımcı, onları sündürerek kullanmaktadır. İşin kötü olan tarafı, bu tip tasarımlar inanılmayacak kadar çoktur. Özellikle, açık hava reklamlarının baskısını yapan ajansların, bu yola çok fazla gittiği görülmektedir. Belki sözcüklerin sündürülmesi, insanların dikkatini çekiyor olabilir ama kesinlikle anında unutmaktadırlar. Çünkü insan zihni, kıvrımlara, biçime yoğunlaşmaktadır. Bu yoğunluk, ne anlattığının önüne geçmekle birlikte, bu tip tasarım biçiminin çok azı, tüketicilerin zihninde kalabilecek kadar çarpıcı olabilmektedir. Bir diğer önemli olan şey de düşünce biçimidir. Reklam yazılırken, hitap edilen kitle dikkate alınarak, markanın yerine geçmek, yazma işini kolaylaştırmaktadır. Markanın yerinde olsaydınız, amacınıza bağlı olarak, hedef tüketicilerinize ne derdiniz? Neler anlatırdınız? Nasıl anlatırdınız? Onların sizinle ilgilenmesini sağlamak için neleri, kimleri kullanırdınız? İşte bu sorular yazma işini çok kolaylaştırmaktadır. Kendi evinizde ailenizle, sokakta bakkal veya mahalle arkadaşınızla, işyerinizde mesai arkadaşınızla konuştuğunuz gibi reklamı yazın. Bu, en kolay anlaşılabilen, en çok akılda kalan dil olmaktadır. Kimi reklamcılar, otoriter konuşma dilinin, normal konuşma üslubundan daha inandırıcı olduğunu düşünmektedir. Bilindiği gibi, insan doğası gereği, güçlü olanı, iktidar sahibi olanı sever ve saygı duyar. Onun gölgesine sığınmak, onun yaşamında olmasını ister. Belki normal konuşma diliyle birlikte, böylesi bir üslup kullanılabilir. Yani basit, sade, anlaşılır ama otoriter bir dille reklam yazılabilir.
Devamı için tıklayınız ...
Habertürk yazarlarından Güntay Şimşek, Uçak fotoğrafları çektiği için, Tahran'da gözaltına alındı. Habertürk televizyon kanalında Airport adlı programını yapan Yazarın gözaltına alınması, yapacağı haberle ilgili olarak Mehrabad Havaalanında kendisinin bineceği uçağın fotoğraflarını çekmesi nedeniyle gerçekleştiği ifade edilmektedir. Hava alanında 5 gazeteciyle çalışıyordu ayrıca yanlarında bir de İranlı rehber bulunmaktaydı. Hava alanı yetkilileri fotoğrafını çektiği uçağı yarım saat beklettikten sonra, yazarın bagajını indirerek, resmi ve sivil giysili iki kişinin olduğu bölüme götürüldü. Yapılan sorgudan hemen sonra ise serbest bırakıldı.
Devamı için tıklayınız ...
Radikal Gazetesi ve Referans Gazetesinin birleştikten sonra, Eyüp Can'ın yerini aldığı Genel Yayın Yönetmeni İsmet Berkan, bütün ısrarlara rağmen istifa etmişti. Şimdilerde ise, İsmet Berkan'ın Aydın Doğan'ı kıramayarak, bir ekimden başlayarak Hürriyet Gazetesinde yazılarına başlayacağı söylentileri dolaşmaktadır.
Devamı için tıklayınız ...
Yaratıcılık denince, insanların aklına ilk önce, hiçbir veri yokken, kullanılması istenilen malzemelerin uygulama biçimleri gelmektedir. Fakat aslında bu özelliğin temel anlamı, en azından reklamcılıkta istenilen temel anlamı bu değildir. Burada istenilen durum, hiçte sanıldığı gibi basit değildir. Bu sektörün bütün süreçlerini, bugüne kadar kullandığının ve kullanamadığının öğrenilmesiyle, genelde insanın yapısını, algılarını, etkilenme durumunu gün ışığına çıkaran, bilimsel disiplinlerin tespitlerini, firmaların amaçlarını ve bu amaca ulaştırabilecek Pazar koşullarının bilinmesiyle ortaya çıkarılabilecek yaratıcılıktır. Bu noktada, firmaların veya reklam ajanslarının, hangi şeyi kullanmanızı istemelerinin değeri, sizin bulduğunuz fikirle alakalıdır. Eğer fikriniz hiçbir duruma aykırı düşmüyor ve yenilik, canlılık içeriyorsa, onların istediği değil, kendi fikrinizin önemi büyüktür. Yukarıda öğrenilmesi gereken ana konularla birlikte, bir de sektör içerisinde uzun süreli pratik deneyimlere de sahip olmanız gerekmektedir. Ancak ondan sonra yaratıcılıktan söz edebiliriz.
Devamı için tıklayınız ...
Her ne kadar televizyon reklamları, tüketicilerin bilinç düzeylerini yükseltmekteyse, firmaların pazarlardaki ilerleyişine olumlu katkılar sağlamaktaysa, toplumun çeşitli kesimlerine birbirinden farklı zararları da bulunmaktadır. Pek çok makalemizde, hep sözünü ettiğimiz gibi, insanlar günün yorgun zihinlerini dinlendirmek için, sevdikleri dizileri, beğendikleri sinema filmlerini, haberleri, faydalı programları, merak ettikleri konuları izlemek için televizyonların başına günde birkaç saat geçmektedir. Bu amaçlarla televizyon seyreden insanlar, dolayısıyla potansiyel veya hedef tüketici konumunda olarak, kendi programlarını beklerken, reklam kuşaklarını izlemektedir. Reklamlardan etkilenmekte ve yaşam biçimini ona göre kurgulamaktadır. Kendine yeni bakış açıları edinmekte ve bu bakış açısına göre seçimlerini yapmaktadır. Markaların ürün veya hizmet tanıtımları, en nihayetinde satış amaçlıdır. Tüketiciler tercih etsin, satın alsın, kullansın, bilsin, öğrensin diye yapılmaktadır. Bununla birlikte, içinde bulunduğumuz yaşam koşullarına bakıldığında, bin bir çeşit firma, ürün ve hizmet bulunmakta ve bunların hepsine ilişkin reklam tasarımı yapılmakta ve uygulanmaktadır. Bunların hepsi yukarıda söylediğimiz nihai hedefi taşımaktadır.
Devamı için tıklayınız ...
Günümüzde, eskiden olmayan büyüklükle alışveriş merkezleri açılmış, açılmaya da devam etmektedir. Eskiden her bir markanın ürününü alabilmek için mahallelerde, bulvarlarda açılmış olan satış noktalarını bulmaya çalışırdı insanlar. Fakat günümüzde, bütün markaların satış noktalarının olduğu tek bir bina içerisinde hepsine ulaşılabilmektedir. Bu tip alışveriş merkezleri, reklam sektörünün, açık hava reklam mecraları tarafından sıkça kullanılmaktadır. Reklam veren firmaların tasarımları, alışveriş merkezlerinin hemen her tarafından bulunmaktadır. Genellikle buralarda en sık kullanılan mecralar, billboardlar, yönlendirme levhaları, reklam direkleri, dönen merdivenlerde kullanılan tasarımlar, aynalı billboardlar v.b.leridir. Buradaki tasarımların hepsi, genellikle, merkez içinde satış noktası bulunan markalar ve ürünleriyle ilgili olmaktadır. Yani zaten, bu tip merkezlerde satış noktası bulunan marka reklamları bulunmaktadır. Bu tip yerler, tüketicilerin sıkça gittiği, bütün alışverişlerini yaptıkları yerlerdir. Ev gereçlerinden giyime, gıdaya hemen her ihtiyaçları için gitmektedirler. AVM’ler bir insanın ihtiyaç duyabileceği bütün ürün ve hizmetlerin satışlarının yapılabildiği komplekslerdir. Genellikle küçük bölgelerde yer almamaktadırlar. Şehir merkezlerine yakın yerlerde kurulmakta ve geniş bir arazi üzerine inşa edilmektedirler. Bu tip alışveriş merkezlerinin önlerine veya yakınlarına gelir gelmez, hemen, açık hava reklam araçları kendini göstermeye başlamaktadır. Billboardlar, çepeçevre sarmaktadır. Bununla birlikte reklam direkleri, firmaların bayrakları v.b. kendini göstermektedir. İçerilere girildiğinde, ara duvarlar, merdiven boşlukları, merdiven tutacakları, kenarlar, mağaza kenarları, açık hava reklamlarıyla donanmıştır. İnsanlar bu tip alışveriş merkezlerine giderken zaten, bir şeyleri satın almak, ihtiyaçlarını karşılamak, isteklerine karşılık bulmak amacıyla gitmektedirler. Dolayısıyla buradaki reklam tasarımları daha çok etkili olmaktadır. Ama burada kullanılan tanıtımların amaçları, insanlara veya tüketicilere, marka, ürün veya hizmeti anlatmak değildir. Daha çok onların, ilgili markanın ürün veya hizmetlerini seçmelerini sağlamaya yönelik olmaktadır. Zaten satın alma kararlarıyla gelen tüketici, bin bir türlü marka arasında gezinmektedir. İşte buradaki tanıtımlar, karar vermesi ve satın alma davranışını ilgili markadan yana kullanması yönünde mesajlar vermektedir. AVM reklamlarının etkisi çok büyüktür. Eğer üretilen tasarım bir yaratıcılık, bir yenilik içeriyorsa hele, dikkat çekmemesi mümkün değildir. Tüketiciler, bu tip iletilere dikkat etmekte, ürün veya hizmetlerin özelliklerinden hangisinin isteğine, arzularına daha çok hitap edebileceğini seçmeye çalışmaktadır. Zaten buradaki tanıtım mesajları genellikle bu yönlerde yapıldığı için etkili olmaktadır. Buradaki tek dezavantaj, bu tip iletilerin çokluğudur. Fakat yaratıcı ve yeni bir tasarım uygulandığında hemen herkesin dikkatini çekmektedir.
Devamı için tıklayınız ...
Yaklaşık sekiz gündür Edremit Özel Körfez Hastanesinin yoğun bakım servisinde tedavi edilen Vakit Gazetesinin İmtiyaz Sahibi Nuri Aykon vefat etti. Bugün öğleye doğru beyin kanaması geçiren Nuri Aykon saat 11'de yaşamını kaybetti. Nuri Aykon, Balıkesir-Edremit'e bağlı Zeytinli beldesinde toprağa verildi. Cenaze hastaneden alındıktan sonra Akçay Merkez Camisi'ne getirilerek, cenaze töreni yapıldı. Törene; Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Nuri Aykon'un eşi Meryem Aykon, oğlu Ömer ve kızı İpek Aykon ile vakit gazetesinin yöneticileri ile çalışanları katıldı.
Devamı için tıklayınız ...
Geçen sene Habertürk Gazetesi tarafından transfer edilen Bekir Coşkun gazeteden ayrılıyor. 9 Eylül 2009'da Hürriyet Gazetesinden transfer olan gazetecinin, bu süre zarfında, yazıları ve performansından gazete yönetiminin memnun olmadığını, 3. Sayfa haberlerinde bile varlık gösteremediğini düşünmesinden kaynaklı olarak, yazarla yolları ayırma karar aldığı belirtilmektedir. Gazete yöntemi, bu sıkıntıyı kendisine ilettiklerini fakat buna rağmen, yazarın yazılarında bir ilerleme göremediklerini belirttikleri söylenmektedir. Bu nedenlerle Habertürk Gazetesi, yazarın sözleşmesini yenilemedi.
Devamı için tıklayınız ...
Açık hava reklamları yoğun ve yalnız olan mecralardır. Onların diğer mecralarda olduğu gibi destekleyici unsurları bulunmamaktadır. Yani radyo mecralarında, arka fonda müzik, televizyon mecrasının hareket halinde olan görselleri, basılı mecralarda sürekli okunabilme, istenirse tekrar görülebilme özelliği yoktur. Açık hava reklamları, tek başlarına, yoğun ilgiyi üzerlerinde toplayabilen araçlar olmaktadır. Bu yüzden bu alan tanıtımları dalgın, aceleci v.s. gibi farklı zihin yapısında bulunan tüketicilerin görebileceği, onların dikkatlerini çekebilecekleri ebatlarda kullanılmak durumundadır. Bu onların dezavantajlarından birini oluşturmaktadır. Bu mecra tanıtımlarının en büyük avantajlarından biri de tüketicileri ayırmaksızın her kesimi, herkesi etki altına alabilmesidir. Onlar bulundukları alana giren bütün tüketicilere hitap ederler. Ama ulaşılmak istenilen, belirli bir alanda bulunan tüketicilerin olması halinde, belirli mahallelere, semtlere, kentlere, merkezlere konulabilmesiyle Ancak, bir ayırım yaptırılabilmektedir. Diğer avantajlarından birisi de, tüketicilerin bu tip araçlardan kaçma şanslarının olmayışıdır. Yolu oradan geçen herkesin bu tanıtımlara maruz kalacak olmasıdır. Diğer avantajlarından bir diğeri de, örneğin, televizyon tanıtımları bütün ülkeye yayın yapmaktadır. Firmanın şu bölge, bu mahalle seçme şansı bulunmazken, yerel televizyonları tercih etmesi halinde bile, ilgili televizyonun yayın yaptığı çerçeveye hitap etmek durumunda kalmasıdır. Fakat açık hava reklamları, istenildiğinde belirli bir caddeye, mahalleye, parka, bütün bir il’e bütün ülkeye uygulanabilmektedir. Bu özellikleri, firmaların, stratejik noktalardaki tüketicilerine ulaşma şansını yüzde yüz vermektedir. Üstelik bu şansı verirken, tüketicilerin tanıtım mesajlarını alabileceklerine dair garanti de vermektedir. Çünkü o bölgede bulunan hiçbir tüketicinin açık hava reklamlarından kaçma şansı bulunmazken, araçların yukarıda sayılan özelliklerinden dolayı da etkilemektedir onları. Bu mecralar, hep bahsettiğimiz gibi tümden açık hava da olmak durumunda da değildir. sinema salonları, metro istasyonları, hava alanları, kapalı stadyum v.b. yerlerde de aynı etkileri yapmakta ve önemlerini korumaktadırlar. Gözümüzün ulaşabileceği hemen her yerde kullanılabilen, açık hava reklamlarının en çarpıcı mecralarından biri hareketli tanıtımlar olmaktadır. Bunlar, hareketli araçların da üzerine uygulandığında, araç hareket halinde olduğu için, daha fazla tüketici tarafından görülebilmektedir. Hareket, her zaman insanların dikkatini çeken bir özelliktir. İnsan, ister istemez harekete dikkat etmekte ve onu anlamaya çalışmaktadır. Bu yüzden, hareket etme özelliğine sahip bu mecralar avantajlı olmaktadır. Üstelik hareketli olanlarında yaratıcılığın da bir sınırı, çerçevesi bulunmamaktadır. Burada yaratıcılık anlayışının kapıları ardına kadar açıktır.
Devamı için tıklayınız ...
Suat Bey, son zamanlarda bazı yabancı reklamcıların, Türk reklamcılığını eleştirdiği görülmektedir. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Sizce Türkiye’de reklamcılık ne aşamada? Suat Şafak; Doğrusunu isterseniz, Türkiye reklamcılığı ile diğer ülkelerde ki reklamcılığın birbirinden çok farklı seviyelerde olduğunu düşünmüyorum. Global reklam ajanslarının reklamcılığı ile Türkiye’deki pek çok reklam ajansının işleri birbiriyle yarışabilecek düzeyde yaratıcılık ve kalite içermektedir. Fakat ben, bu eleştiri durumunu şöyle yorumluyorum. Bence yabancı reklamcılar, Türk toplumunu ve özelliklerini yeterince tanımamaktadır. Kendi bakış açıları ve kendi toplumlarına yönelik bilgileri çerçevesinde konuşmaktadırlar. Bizim reklam ajanslarımız ise, toplumsal özellikler ve koşullar çerçevesinde fikir üretmektedir. Evet, belki de bazı global reklam ajansları, bizim ülkemiz için de reklam tasarımları yapmaktadır. Ama farkındaysanız, hiçbir global reklam ajansı, Türkiye toplumuna yönelik tasarımlarını tek başına yapmamaktadır. Mutlaka bir Türk reklam ajansıyla birlikte faaliyet yürütmektedir. Bu durum, reklamcılığın başlangıç aşamalarında bile böyleydi. Dikkat edin, ilk kurulan reklam acentesi bile ortaklıydı. Şimdilerde Türk reklamcılığı uluslar arası reklamcılarla yarışır hale gelmiştir. Hatta bazı ajanslarımızın çalışmaları, en çok bilinen, köklü ajansların işlerinden daha kaliteli, daha yaratıcı bulunarak ödüllere layık görülmektedir. Türkiye’de yapılan reklam çalışmalarının yaratıcı olduğunu söylediniz, bu ister televizyon, radyo, ister açık hava reklamları olsun, sizce yeterince yaratıcı mıdır gerçekten? Suat Şafak; elbette, bütün dünya ülkelerinde olduğu gibi, bizim ülkemizde de bazı reklamlar yaratıcılıktan yoksun, kötü veya olumsuz içeriklere sahip olabilmektedir. Bu durum, şu anlama gelmiyor sadece, ülkemizde birbirinden başarılı reklam çalışmaları da yapılmaktadır. Bugün ülkemizde, dünya reklam ajansları sıralamasına girenler bulunmaktadır ki bu tip ajansların ismiyle ya da başka yollarla sıralamaya girdikleri düşünülemez. Reklamcılık, diğer sektörlerden farklı özelliklere sahiptir. Burada başarılı, yaratıcı olmayan bir reklam ajansının bırakın dünya sıralamasına girmesi, piyasada yaşama şansı bile yoktur. Evet, kimi reklamcıların işleri oldukça yaratıcı unsurları üreterek, firmaları amaçlarına ulaştırabilmekte ve ses getirmektedir. Sizce bir reklamcı nasıl olmalıdır? Suat Şafak; çook zeki olmalıdır. İnsan yapısını, algılama biçimlerini, zihin yapısını iyi tanıyor olmalıdır. Halkla ilişkilerinde çok başarılı biri olmalıdır. Reklamcı, iyi bir dinleyicidir, önce algılar, sonra kişileri ve durumları çözümler, açıkta kalan ve tatmin edilmiş yanları düşünür ve bulur. Kişilerin istek ve arzuları tespit eder. Ondan sonra konuşmaya başlar. Ama konuşmaya başladığında, onu dinleyenler; evet işte budur aradığım der. Peki, sizce reklamcının eğitimli olup olmaması sektördeki başarısını ve yaratıcılığını etkiler mi? Suat Şafak; elbette ki eğitim çok önemlidir. Bir reklamcının eğitimsiz ama başarılı olması düşünülemez. Ayrıca, başka yönde eğitim almış olup reklamcılıkta başarılı olmak ta çok kolay değildir. Bir kere, toplum bilimleriyle ilgili ayrıntılı bilgi sahibi olması gerekmektedir. Bununla birlikte, psikoloji, sosyoloji, iletişim, insan bilimleriyle ilgili de çok fazla veriye haiz olması gerekmektedir. piyasa da bu tip eğitimleri veren çok ta fazla özel kuruluş bulunmamaktadır. Bunlar ancak yüksek öğrenim kurumlarından öğrenilebilmektedir. Dolayısıyla reklamcının buralardan mezun olması gerekmektedir. Ama ben şunu demiyorum. Bazı insanlar çok yaratıcıdır. Çok ta zekidir. Bu anlamda bir eğitimden geçmemiştir, kişisel sektör deneyimlerinden mükemmel fikirler üretebilmektedirler. Ama her halükarda, bu tip kişilerin fikirleri, eğitim almış reklamcıların işlemesine ihtiyaç olmaktadır. Peki, reklam veren firmalar reklam ajansı seçerken nelere dikkat etmelidir? Suat Şafak; ben kesinlikle yapılan işin kalitesine bakılmasını uygun bulurum. Reklam ajansı ne kadar büyük ne kadar ünlü olursa olsun, oradaki uzmanların işe yoğunlaşma biçimi, işi aldıklarında duydukları heyecan ve coşku önemlidir. Bunlar, reklam veren firmaya cesaret verecektir. Bununla birlikte, reklam verenle aynı kaygıları taşımaları, belirlenmiş amaçlara ulaşmak için yaptıkları işlerin ciddiyetleri, araştırma ve tasarımlarındaki özen önemlidir. Zaten bu özellikler yaratıcı fikirlerin oluşmasını sağlayacaktır. Türk reklam sektöründe sizi en çok rahatsız eden reklamlar hangi içeriklere sahip olanlardır? Suat Şafak; Ben çocuklara yönelik ürünlerin reklamlarını bazen abartılı ve zararlı buluyorum. Bu tip reklamlar, büyüme çağındaki çocukların beslenme alışkanlıklarını negatif yönde etkiliyor. Sonra, reklamlarda cinsel örüntülerin de abartıldığını düşünüyorum. En çok sevmediğim şey ise, toplumsal ahlak ve toplumsal bakış açılarına uygun düşmeyen reklam örüntüleridir. Reklamda orijinal fikir, yaratıcı fikir size ne anlatmaktadır? Suat Şafak; bunu anlatabilmek için tek bir özellik yeterli sanırım. İnsanların reklamı ilk gördüklerinde, geri dönüp bir daha bakma gereği duymalarını sağlayanıdır. Ama bu bir daha bakma durumu, olumsuz şok anlamında değildir. Merak, güzellik, hoşluk, ilginçlik, dikkat çekicilik bağlamındadır.
Devamı için tıklayınız ...