t Arama Sonucu Bloglar
Televizyon kanallarının reyting oranlarının yüksek olması, reklam vereni arttırırken, oranların düşük olması aynı oranda reklam vereni düşürüyor. Reyting, bir programın veya kanalın ne kadar insan tarafından izlendiğini anlatan bir sözcüktür. Reytinglerin yüksek olması, çok fazla insan tarafından izlendiği anlamını taşırken, düşük olması da az kişi tarafından izlendiği anlamına gelmektedir. Firmalar, genellikle televizyon kanallarına reklam verirken bu oranlara çok dikkat ederler. Verecekleri reklamın elden geldiğince, çok kişiye ulaşabilmesini sağlamak için, reyting oranları yüksek kanal ya da programlara dikkat eder, oranlara göre seçimlerini yaparlar. Dikkat ederseniz, bazı dizi veya televizyon sinemalarında, farklı içerikteki programlarda, kısa süreler içerisinde, reklam kuşakları başlar ve oldukça uzun sürer. Hatta bazen, insanları bezdirecek bir noktaya varır. İzlenen diziyi, filmi, programı 10 dakika verir, 15 dakika boyunca da reklam verir. İşte bu tip program, dizi, filmlerin reytingleri yüksektir ve reklam verenleri çok olmaktadır. Hatta geçtiğimiz günlerde, gazetelerde bir sinema salonuyla ilgili bir haber yer almıştı. Sinema salonuna giren izleyiciler, filmin başlamasını beklemeye başlamış. Önce diğer sinema filmlerinin tanıtımları gösterime girmiş, bunların ardından reklamlar başlamış. İzleyiciler aşağı yukarı 4-5 reklamın verileceğini düşünerek izlemeye başlamışlar ama reklamlar, 20 dakika boyunca devam edince, sinema salonunu protesto etmek amacıyla terk etmiş, bilet paralarını da geri almışlar. İşte bu tip sinema filmleri, çok fazla kişi tarafından izlendiği için, reklam verenleri de çok olmaktadır. Televizyon kanalları için de durum aynıdır. Bir kanal, dizi, sinema filmi, Show programları, yemek, kadın v.s. programları ne kadar çok kişi tarafından izleniyorsa, o kadar çok veya az reklam alıyorlar. Hatta son zamanlarda haberlerde de benzer durumlara rastlamaya başladık. Neredeyse bütün kanallarda, haberlerin bitimine doğru reklam kuşakları girmeye başladı. Bunlarla birlikte, bazı kanallar reytinglerini arttırabilmek için, diğer kanalların haberleri arasına giren reklamlar başladığında, kendi kanallarında haberleri vermeye devam ediyorlar. Böylece izleyiciler, diğer kanallarda başlayan reklam kuşaklarını izlemek istemeyip zap yapacak ve haberlerin devam ettiği kanalları izlemeyip reytinglerini yükseltecekler. Firmalar için bu oranlar çok önemlidir. Bir programı ne kadar çok kişi izliyorsa, o kadar kişi, verdiği reklamı görebilecek, reklamda verilen mesajları alabilecektir. Firmaların bu davranışını bilen ve reklamlardan kazanç elde eden kanallar da verdikleri programların, dizilerin reytinglerini yüksek tutmak için, birbirinden farklı yöntem ve teknikleri uyguluyorlar. Genellikle, dizilerde, insanların dikkatini çeken, onları ekranlara kilitleyecek konu ve konukları kullanıyorlar. Bu durumun en tipik örneğini, son zamanlarda hepimiz yaşamıştık. Özellikle Kanal D’nin dizilerinden biri olan “Fatmagül’ün suçu ne” dizisi, reyting rekorları kırmıştı. Çünkü işlenen konu, her yaştaki insanın dikkatini olumlu veya olumsuz yönde çekebilecek nitelikteydi. Daha sonra, kamuoyunca oluşan tepkiler, haberler, konukların düşünceleri bile, dizinin reytinglerini biraz daha arttırmaya neden olacaktı, öyle de oldu zaten.
Devamı için tıklayınız ...
Tüketicilerin en sevdiği televizyon reklam filmlerini hazırlayan Türkcell ve Vodafone markaları, 25 Aralık 2010 tarihi itibariyle, ipad için, internet paketlerini satışa çıkaracaklarını açıklamışlar. Bu, her iki markanın yeni bir rekabet ortamına girecekleri anlamına geliyor. Tabi bu rekabet bize, yeni reklam filmlerini izleme keyfini yaşatacak. Geçtiğimiz günlerde bir kuruluş, en çok bilinen marka araştırmalarını sonuçlandırmıştı. Araştırma sonuçlarına göre, en çok bilinen marka reklamları arasında, Türkcell ve Vodafone ilk sıralarda yer alıyor. Türkcell'in Selocan'ı, Vodafone'nin Şafak Sezer'li reklamları, çok seviliyor, bu yüzden hatırlanıyor. Her iki marka, uzun zamandır, televizyon ekranlarından izleyicilerine keyifli anlar yaşatırken, bir yandan bilinirliklerini arttırarak markalaşma yolundaki adımlarını sağlamlaştırıyorlar. Geçtiğimiz senelerde, özellikle Türkcell'in Selocan karakteriyle ürettiği dizi reklam serisinin her biri başladığında, insanlar ekranlara kilitleniyordu. Normalde reklamlar başladığında, izlememek için zap yapanlar, bu serinin her birini zevkle izliyordu.
Devamı için tıklayınız ...
Bundan kısa bir süre önce Reklam Özdenetim Kurulu(RÖK) tarafından “Kaçan Kurtuluyor” sloganı kullanan reklamı nedeniyle uyarı alan Vodafone şirketi, ikinci bir engele daha takıldı. Şirketin numara taşımanın 2. Yılı için yaptığı reklamlar Sanayi Bakanlığı'na bağlı Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü tarafından yayın yasağı ile cezalandırıldı. RÖK'ün pazarlama iletişiminin yasal, ahlaki, dürüst ve doğru olması ilkesi ile, yine pazarlama iletişiminin diğer firmaları aşağılayarak veya alay konusu yaparak diğer firmaları kamuoyu önünde küçük düşürmemesi ilkelerini ihlal ettiği nedeniyle uyarı alan Vodafone şirketi, bu kararın ardından yaptığı açıklamada gerekli değişikliklerin yapılarak reklamın yayınına devam edileceğini ifade etmişti. Bu olayın üzerinden kısa bir süre geçmeden, 4077 sayılı Tüketici Hakkının Korunması Hakkında Kanunun 16. Maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü tarafından Vodafone şirketine idari para cezası ve söz konusu reklamın durdurulması cezası verildi.
Cezaya konu olan maddede ticari reklam ve ilanların kanunlara, Reklam Kurulu'nca verilen ilkelere, genel ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına uygun, dürüst ve doğru olmaları esastır deniyor. Rekabet olabilir, aynı ürün ya da hizmet sektöründe faaliyet gösteren markalar karşılaştırmalı reklam yapabilir ancak bu reklamlarda iddia ettiği şeyleri ispat ile yükümlüdür hükümleri de aynı maddede yer alıyor.
Bu reklamı kısaca hatırlayalım, numara taşımanın ikinci yılında çekilen reklamda, rakip GSM operatörlerinin aboneleri, kazdıkları tünel ile “Güvenilir kapsama kalitesi, uygun fiyatlar ile konuşmaya ve özgürlüğe” yani Vodafone'a doğru kaçıyordular. Birçok insanın tünelden kaçtığını gören Selim karakteri de, kaçak ‘mahkumlara' önce bedava dakikalar ve binlerce sms vaadiyle sesleniyor, ardından onlara taahhütlü telefonlar atıyor ancak yine de bu kaçışı durduramıyordu. “Kaçan Kurtuluyor” sloganı ile yayınlanan reklam, son dönemde yayınlanan birçok Vodafone reklamı gibi oldukça eğlenceliydi. Ancak reklamların bir önemli misyonu var ki, o da tüketiciyi yanıltmamak ve diğer firmaları aşağılayarak küçük düşürmemek. Ben reklamın diğer GSM operatörlerini küçük düşürdüğünü düşünmüyorum. Reklamdaki asıl sorun, 2 yılda milyon abonenin Vodafone'a geçtiği bilgisi verilmesi. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun (BTK) verileri incelendiğinde Turkcell'in 2 yılda, yaklaşık 3 milyon abone kaybettiği görülüyor. Bu abonelerin 1,13 milyonu Avea'ya, 1,77 milyonu ise Vodafone'a geçmiş; yani açıklanan rakamın 4'te 1'i. Peki o zaman bu 8 milyon rakam nereden çıktı? Bu sorunun cevabı basit, Vodafone'a işlem yapılan rakam 8 milyon civarında. Bu rakam bayilerin yaptığı prim amaçlı işlemleri de kapsıyor. Ve bu rakamlara bakıldığında açıkça görülüyor ki, reklamda verilen sayı gerçeği yansıtmıyor.
Kanunun 16. Maddesi açık; karşılaştırmalı reklam yapılabilir ama bunu etik kurallar çerçevesinde yapmak gereklidir. Pazarlama iletişiminde markaların kendilerini rakiplerine göre konumlandırmaları gerekir. Bu konumlandırma elbette karşılaştırmaya veya verilere dayanabilir ama anlaşılır ve doğru veriler ile tüketicilere sunulması esastır. Global bir marka olan Vodafone Şirketi'nden konuya dair bir açıklama gelmedi. Yasaklama kararı sadece “Kaçan Kurtuluyor” reklamı için verildi, şirketin diğer reklamları birçok mecrada yayınlanmaya devam ediyor.
Cezaya konu olan maddede ticari reklam ve ilanların kanunlara, Reklam Kurulu'nca verilen ilkelere, genel ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına uygun, dürüst ve doğru olmaları esastır deniyor. Rekabet olabilir, aynı ürün ya da hizmet sektöründe faaliyet gösteren markalar karşılaştırmalı reklam yapabilir ancak bu reklamlarda iddia ettiği şeyleri ispat ile yükümlüdür hükümleri de aynı maddede yer alıyor.
Devamı için tıklayınız ...
Son söz müşterinindir. Aslında bu, her mecra için geçerli bir durumdur, daha doğrusu markalaşma yolunda ilerleyen veya daha fazla pazar payına sahip olmak isteyen firmaların, dikkat ettiği süreçtir. Günümüzde pazarlama iletişim stratejileri, tüketici odaklı olarak oluşturuluyor. Bu şu anlama geliyor, müşterinin istekleri, arzuları, beklentileri çerçevesinde her şey hesaplanıyor ve buna göre stratejiler üretiliyor. Dolayısıyla oluşturulan stratejiler çerçevesinde yapılan reklam kampanyaları, elde edilen veriler kullanılarak hazırlanıyor. Müşterilerin sahip olmayı arzu ettikleri ürünlere sahip olmanın koşulları, kolaylıkları anlatılıyor. Ama bu durum bütün reklam filmleri için geçerli değildir. Hala bazı filmler, bu anlamda çok doğru mesajlar içermiyor. Şu bir geçek ki günümüzde televizyon mecrası, reklam ajansları tarafından oldukça başarılı bir şekilde kullanılıyor. Birbirinden etkileyici reklam filmlerini izleyebiliyoruz. Bazılarında toplumun en sevdiği oyuncu olduğunu bildiğimiz isimler, anlamlı renkler, dikkat çekici ifadeler, insanı kendine çeken vaatler kullanılabiliyor. Toyota, Türkcell, Vodafone filmleri başarılı filmlerden birkaç tanesi sadece.
Devamı için tıklayınız ...
Her gün, yeni gelişmelerin yaşandığı dijital ortamlar, televizyon ve açık hava mecraları, uzun bir süredir radyo reklam mecrasını gölgede bırakıyor. Markalar, tüketiciye ulaşabilmek için en yeni teknolojileri takip ediyor, en yaratıcı çalışmalarını bu ortamlar üzerinde hazırlıyorlar. Ama görülen o ki radyo reklam mecrası da kendini yavaş yavaş yenilemeye başladı. Herkesin bildiği gibi, bu kitle iletişim aracında reklamın türleri, spot, sözlü veya sözsüz cıngıl, karşılıklı diyaloglardan oluşan öyküler, sponsorluk şeklinde tasarlanan çalışmalardan oluşuyor. Temel anlamda, bu mecraya ilişkin yapılan tasarım türlerinde bir değişiklik yok. Fakat tasarımlarda kullanılan ifadeler, eskisinden daha yaratıcı olmaya başladı. Daha dikkat çekici sloganlar üretiliyor ve eğlenceli bir şekilde, türüne bağlı olarak kullanılıyor. Yapılan tasarımlar için seçilen müzikler de özenle seçiliyor. Normalde tüketiciler, gündelik uğraşlarını sürdürürlerken radyolarını açık tutuyorlar. Özellikle müzik yayınlarını dinlerken, uğraşlarına yoğunlaşabiliyor, arka fondan gelen müzik onlara engel olmuyor.
Devamı için tıklayınız ...
Banner reklamları ne demek? Önce kısaca bunu anlatalım, bir ürün pazarlıyorsunuz veya bir hizmet veriyorsunuz yada marka imaj reklamı yapmayı planlıyorsunuz ve markanızı internette geniş kitlelere tanıtmak istiyorsanız banner reklamları kolay tasarımı, kolay internet medya uygulaması ve diğer reklam mecralarına göre ekonomik fiyatlarıyla ve en önemlisi ölçümlenebilmesi özelliği ile bir reklam seçeneği olarak ön plana çıkıyor. Sistem şu şekilde çalışıyor bir firmaya banner tasarlatıyorsunuz veya kendiniz tasarlıyorsunuz, hangi web sitesine banner reklamı vereceğinize karar veriyorsunuz site yetkilileri ile görüşüp bannerınızı uygun ölçülerde sitelerine koymalarını sağlıyorsunuz. Bannerdan sizin sitenize link verileceği için hem ürün satışlarınızı arttırabilir hemde ziyaretci sayınızda büyük artışlar sağlayabilirsiniz. Eğer bir internet reklam ajansı ile çalışıyorsanız bannerınızın günde ne kadar tıklandığı ne kadar görüntülendiği gibi istatistiki bilgilere ulaşabilirsiniz. Banner reklam şeçeneklerinize gelince hazırladığınız bannerları internette kısa bir araştırma yapıp sizin için geri dönüş sağlayacağınızı tahmin ettiğiniz sitelerle reklamı yayınlamak için görüşebilirsiniz veya daha büyük kapsamlı bir gösterimle daha geniş kitlelere ulaşmayı planlıyorsanız Google içerik ağını kullanabilirsiniz. Google görüntülü reklam ağı hakkında biraz bilgi verelim, Google içerik ağı reklamları Google adwords reklamlarından farklıdır, Adwords sponsor bağlantı reklamı şu an ülkemizde küçük ,büyük işletmeler tarafından en çok tercih edilen reklam türüdür.Bu reklam kısaca sizin hazırladığınız bir reklam metni veya sloganı ile istediğiniz anahtar kelimelerde google arama motorunda istediğiniz coğrafi bölgelerde, istediğiniz dillerde ve istediğiniz saatlerde öncelikli görünmenizdir, Banner reklamlarınızı yayınlayacağınız Google içerik ve görüntülü reklam ağı ise size yüzlerce site arasından sizin reklam vereceğiniz siteleri seçme olanağı ve hem yazılı hemde görsel kampanyalar yaratmanızı sağlamaktadır . Bu şekilde sitenizin kategorisine uygun siteleri seçebilir reklamınızı doğru hedef kitleye yapmış olursunuz ayrıca içerik ağı reklamlarında anahtar kelimede hedefleyebilirsiniz bu yöntemdede google adwords gibi reklamınızın tıklandığı kadar para ödeyebilir veya gösterim başına ücret ödeyebilirsiniz ve reklam kampanyanızı sadece bazı şehirlere, tüm Türkiye’ye , dünyada herhangi bir ülkeye veya bütün dünyaya istediğiniz zaman aralıklarında yayınlayabilirsiniz. İki reklam uygulamasındada en önemli konu reklam gösterim sıklığı ve dogru hedeflemedir gereksiz yere çok reklam yayınlamak ve reklamı yanlış bir pazara göstermek, sizin reklama yaptığınız yatırımın geri dönüş oranını azaltabileceği gibi maliyetlerinizinde artmasına neden olacaktır ve markanızın zarar görmesine neden olacaktır. Reklam kampanyanızı veya bannerınızı hazırlarken firmanızı veya ürününüzü iyi anlatan etkileyici bir mesaj vermek ve bu reklamı doğru hedeflemek kampanyanın etkinliği açısından çok önemlidir. Şimdi gelelim banner reklamlarının uygulama şekline; Reklam kampanyalarınız ile ilgili bir bütçeye karar verdikten sonra banner tasarımı konusunda internet reklamcılığı sektöründe hizmet veren bir firmadan destek almalısınız. Çünk ürün veya hizmetin sunuş şekli ve görselleri satışlarınızın artmasında etkili olacaktır. Reklam yayınlama konusuna gelince internet reklamcılığında uzman bir şirketle çalışmalısınız, böylece sizin online reklam kampanyalarınızın ve reklam bütçenizin uzman bir ekip tarafından kontrol edilmesini ve size satış olarak geri dönmesini sağlayacaktır. Evet şimdi bannerlarınız ve reklam kampanyalarınızla reklam dünyasına doğru keyifli bir yolculuğa çıkma zamanı geldi… Şimdi buraya tıklayarak reklam başvuru formumuzu doldurabilirsiniz artık sizin için biz uzman kadromuzla çalışalım, sizde keyifle web sitenizin nasıl harikalar yarattığını ve satışlarınızın artışını izleyin….
Devamı için tıklayınız ...
Radyo reklamları da aynı diğer mecralarda olduğu gibi planlanarak hazırlanıyor. Markaların bağlı oldukları ajanslar, marka, ürün, hizmet reklamlarını tasarlamadan önce hedef kitle analizi yapıyorlar. Daha sonra, hedef kitlenin en çok dinlediği radyo istasyonlarını tespit ediyorlar. Seçilen radyo istasyonlarının en çok dinlendiği saatleri ve programları bularak, aralarda verilen reklam kuşaklarında yayınlanmasını sağlıyorlar. Radyo reklamları için planlama yapan ajanslar, bu noktada yayın türü, program yapısı ve sponsorlukları inceleyerek, tespit edilmiş olan her istasyon için ayrı ayrı planlama yapıyorlar. Satın alma konusunda da markalara yardımcı oluyor ve medya satın alma güçlerini kullanarak, en uygun bütçenin çıkmasını sağlıyorlar. Kimi ajanslar, radyo takip hizmetleri sunan firmalarla anlaşmalar yaparak, tasarladıkları ve yayınlanmasını istedikleri reklamların takip edilmesini sağlıyorlar.
Devamı için tıklayınız ...
Evet, ağızdan ağıza reklamı anlatmak konusunda bu cümleyi slogan olarak kullanmakta bir sorun görmüyorum. Ağızdan ağıza reklam kısaca ürünü kullanan bir kişinin potansiyel bir diğer tüketiciye ya da tüketicilere o ürünü anlatması ve tavsiye etmesidir. En etkili reklam türü olarak da nitelendirilir çünkü insanlar hergün farklı mecralarda karşılarına çıkan binlerce reklamın çok azının etkisi ile satın alma davranışı gerçekleştiriyor ama çoğu insan güvendikleri kişilerin tavsiyelerini dinliyor ve ona uyuyor. Sabahın erken saatinde çalan bir telefonda, herhangi bir ürüne dair sunulan yenilik ve avantajları kolay kolay dinlemeyen ya da dinlermiş gibi yapan, reklam kuşağı başladığında kanalı değiştiren, billboardlara dikkat etmeyen, ya da gazetenin arasından çıkan broşürleri çöpe atan bir kişi, çoğu zaman güvendiği birisinin kullanıp memnun kaldığı bir ürüne dair bilgileri dinleyebiliyor ya da satın alma davranışından önce güvendiği kişilere danışarak fikir alıyor. WOMM (Word of Mouth Marketing) yani ağızdan ağıza pazarlama kavramı da yukarıda saydığımız günlük hayat pratikleri üzerine ortaya çıktı. WOMM yönteminin en önemli özelliği dürüstlüğe dayanması ve aynı zamanda da şeffaf olması. Ürün çeşitliliğinin çok fazla, o ürünleri satın alacak zamanın ise kısıtlı olması dolayısıyla dürüst ve şeffaf bir pazarlama doğal olarak klasik pazarlama yöntemlerinden daha etkili olabiliyor. Ağızdan ağıza pazarlama karşılıklı iletişime dayanır yani bu pazarlama yönteminde ürün hakkındaki bilgileri üretici değil, müşteriler söyler. Dolayısıyla satış davranışı da bu deneyim aktarımı nihayetinde oluşur. Denetlenmiş bir ağızdan ağıza iletişim tepkisi yoktur, süreç içerisinde gelişir ve etkileri görülür. WOMM yönteminde deneyimler gönüllü ileticiler vasıtasıyla aktarılır. Tüketiciyi interaktif kılan bu yöntemde asıl olan bu ileticilerin para karşılığı değil, kendilerine sunulan bedava ürünleri kullanarak deneyimlerini diğer tüketiciler ile paylaşmalarıdır. Tabii bu aynı zamanda bir risk de teşkil ediyor çünkü ileticiler sadece memnun kaldıklarında değil, kalmadıklarında da konuşuyorlar. Bu durumda ilk cümlemize geri dönüyoruz: "En iyi reklam yapılan iştir." İhtiyaçlara cevap vermeyen bir ürün ağızdan ağıza pazarlama yönteminin özelliği gereği, "dürüstçe" eleştirilecektir. Yöntemin etkisi olumlu ya da olumsuz da olsa süreç içinde ortaya çıkacak ve büyüyecektir. Bu nedenle bütün pazarlama süreçleri gibi iyi planlanmalıdır. İyi planlanmış bir ağızdan ağıza pazarlama sürecinde yer alan en önemli unsur uzmanlardır. Uzmanlar inandırıcı kişiliklerdir. Yerel, bölgesel, ulusal ya da global olabilirler ve etki alanlarına bağlı olarak birbirlerini de etkileyebilirler. Uzmanları tanınmış kişiler olabilir ama her ünlü kişilik uzman değildir. Özetle diyebiliriz ki ağızdan ağıza reklamlar ve ağızdan ağıza pazarlama süreci reklamlara dair olan önyargıyı ortadan kaldırır. Tüketicilere değil, tüketiciler ile satışı hedefler. Dürüstlük ve etik anlayış gerektirir en önemlisi, pazarlanan ürün ya da hizmet üzerinde konuşulmaya değecek niteliklere sahip olmalıdır.
Devamı için tıklayınız ...
VATAN Gazetesi Londra temsilcisi Jan Devletoğlu, dış haberler şefi Uğur Kocabaş'ın Apple ürünlerinden olan iPhone 4 telefonunu bana getir demesi üzerine, telefonu almak için verdiği mücadeleyi kaleme aldı. Yazı yayınlandıktan sonra, Akşam Gazetesi yazarlarından Oray Eğin, Jan Devletoğlu'nun bu yazısının Apple reklamı olduğunu iddia ederek, o da bunu kaleme aldı. Jan Devletoğlu'nun telefon macerasını anlattığı yazısında, iPhone 4'ü satın almak için günlerce Oxford Street mağazasının önünde kuyruğa girdiğini, ancak yirmi gün sonra, ilgili telefonu satın alabildiğini anlatmış. Yazısında bu yirmi gün boyunca yaşadıklarını, mağaza yetkileriyle yaptığı görüşmeleri aktararak bu telefonun yok sattığını da eklemiş.
Devamı için tıklayınız ...
Sponsorluk son yıllarda bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de giderek klasik pazarlama araçları arasında fark yaratarak ön plana çıkmaya başladı. Sponsorluğu kısaca bir etkinliğe destek vererek kurumu, ürün ve hizmeti tanıtarak hedeflenen kitlenin bilinç altına marka imajını oluşturmak veya güçlendirmek, dolaylı olarak satın alma tercihlerini etkilemek olarak tanımlayabiliriz. Sponsorluk anlaşmaları doğrudan satın alma davranışına yönelik olmadığı için zaman zaman hayır işleri ile bağlantılı pazarlama olarak tanımlanabilir ancak, belli bir amacı mutlaka vardır ve bu amaç hiç bir zaman sadece harcamak değildir. Sponsorluğun iki nihai sonucu vardır; harcama ve/veya yatırım. Hedef pazar ve ürün - hizmet türü için uygun olmayan bir sponsorluk tercihi yapıldıysa bu bir harcamadan öte hiçbir zaman gitmez. Harcamaları yatırıma dönüştürmek ise yapılacak etkin çalışmalar ile mümkündür. Sponsor firmalar hem sponsorluktan ne istediğini bilmeli, hem de kısa vadede değil, uzun vadede etki beklemelidir.
Devamı için tıklayınız ...