t Arama Sonucu Bloglar

Bir kömür firması, sattığı ürün özelliğini ve pazarlama stratejisini daha nasıl ifade etsin? Hem firmanın müşterileri ve potansiyel tüketicilerine yönelik bakış açısını anlatıyor, hem sattığı ürünü anlatıyor, hem de tüketicilerin duygularına temas edip aşkı hatırlatıyor. Slogan ürünle ve firmanın bakış açısıyla birebir örtüşerek, insanların sloganı okuduklarında gülümsemelerini sağlıyor. Etkileniyor ve sloganı, firmayı, billboard'u unutmuyorlar. İnsanlar sloganı ve firmayı birbirlerine aktarıyorlar. Billboard'un fotoğraflarını çekip internette yayınlıyor, firmanın ayrıca reklamlarını yapıyorlar. Billboard'un önünden geçip, reklam tasarımına bakmadan, diğer bilgi mesajlarını merakla incelemeden geçmiyorlar. İşte, bir billboard tasarımının bu özellikleri onları etkili kılıyor. Bu tip tasarımlar haber oluyorlar. Halbuki firma, küçük bir alanda, belki de birkaç noktadaki billboardları kiralayıp bu tasarımın uygulanmasını sağlıyor. Firmanın yaptığı tek şey bu. Tasarım maliyeti, billboard kira maliyeti, yapıştırma bedeli ödüyor sadece.


Devamı için tıklayınız ...

İnteraktif ajanslar derneği kuruldu. Dijital platformlar üzerinde, reklam verenlerin pazarlama iletişimini sürdüren, ajansların sorunlarına çözüm üretmek üzere, kurumsal standartlarını, bireysel yeterliliklerini geliştirme amaçlarıyla İNTERACT derneği kuruldu. Derneğin ilk üyeleri arasında; e fabrika, Gri Creative, Rabarba, Positive, C Section, Mana Dijital, McCann Ericson, MagiClick, Tagwondo, Nexum Creative gibi ajanslar bulunuyor. Üye olmak isteyen ajanslarda aranan koşullar arasında da, dijital platformlar üzerinde tasarım, strateji ve teknoloji geliştirme seçeneklerinden ikisini hali hazırda sürdürüyor olması, bu alanlarda proje üretiyor olması ve bunları, en az iki senedir faaliyette olması, herhangi bir mecra, reklam veren, medya organı gibi kuruluşlarla ortaklığının olmaması gibi koşullar bulunuyor. Bunların dışında, üye olacak ajansın gelir düzeyi, istihdam ettiği kişi sayısı da aranan özellikler arasında.


Devamı için tıklayınız ...

Aygaz’ın yeni reklam filmi, dün televizyonlarda gösterilmeye başlandı. Markanın geçmişteki tanıtım kampanyaları dikkate alındığında, yeni reklam filmini daha başarılı bulduğumu belirtmek isterim. Marka, ilk kampanyalarında, tüplerin özellikleri, kapakların kullanım biçimini aktarmıştı. İlk filmlerinde eğlenceden çok bilgilendirmeye ağırlık vermişti. Fakat istediği sonucu bu kampanyadan alamadığını düşünüyorum. Daha sonraki serilerinde Şener Şen’i reklam yüzü olarak seçmişti. Ünlü oyuncunun rol aldığı Aygaz reklam filmlerinde, hologramlı Şener Şen, izleyicilerin beğenisini kazanmıştı. Mesela deyip önerilerini tüketiciye hissettirerek, düşüncelerini değiştiren bir roldeydi. Aygaz, insanların severek izlediği reklam serilerine, dün bir yenisini ekleyerek, yine konuşulmaya başladı. Yeni reklam filmi uzayda geçiyor ve oyuncu Şener Şen değil ama kullanılan yeni oyuncu da oldukça başarılı. Aygaz’ın yeni reklam filmi, Amerika’ya ait bir uzay gemisinin görüntüleriyle başlıyor. Önce reklamı buradan izleyelim Uzay gemisindeki astronot, genel merkezleri Houston ile konuşmaktadır; “Burası Houston konumuz nedir? Tamam. Anlaşıldı Houston 9.sektörün 6. Bölümünde”. Aygaz Uzay reklam videosunu izlemek için Tıklayın Onlar uzayda durabilmek için, uzayın atmosferine uyum sağlayabilecek, en ileri teknolojilerini kullanılarak ürettikleri, korunaklı bir geminin içindeler. Gemideki astronot, arkasında bir hareket sezer ve arkaya dönerek, büyük bir şaşkınlık içinde, ne olduğunu tam olarak anlayamadığı cisim için “o da ne” der. Uzay gemisinin iki astronotu, büyük bir hayret içinde gelen cisme bakakalırlar. Gelen cisim, yavaşça burnunu gösterir ve ne olduğu ortaya çıkar. Uzayda önlerinden geçen cisim, bir Aygaz kamyonetidir. Astronotlar daha da şaşırarak kamyonete kilitlenir. Aygaz’ın kamyoneti, karayolundaymış gibi yanlarında durur ve şoför, astronotlara döner. Uzayda durabilen astronotların şaşkınlığını gören şoför, gülümsemeye başlayarak “hayırlı işler, kolay gelsin” der. Onlardan cevap gelmeyince, “ne oldu? Yolda mı kaldınız” diyerek dalga geçer. Astronotlar hala şaşkın, donakalmışlardır. Astronotlardan biri diğerine “bizimle konuşuyor chuck” der, gelen araç olsa olsa Houston’dan gelir düşüncesiyle, kamyonettekilere “Houston mu?” diye sorar. Şoför, “aygaz, aygaz” diye cevap verir. Astronot anlayamaz, “aygez” diye tekrar eder. Şoför, “anlayamadı dil bilmiyor” diye arkadaşına açıklama yapar. Şoför, bu sefer esprili bir şekilde, Tarzan filmindeki “ben ceyn sen Tarzan” repliğini hatırlatırcasına, Aygaz’ın da Ay kısmını, İngilizce anlamıyla kullanarak “sen astronot I gaz” der ve yanındaki arkadaşıyla gülüşerek el çırparlar. Astronotlar yine anlayamazlar. Şoför döner ve bu sefer “tüp, tüp” der. Astronot “tüüp” diye anlamış gibi tekrarlar. Şoför “tüp tabi” der ve markanın sloganını söyler “tüpler uzayda”. Bu arada, Aygaz görevlilerinin sipariş çağrıları cihazdan duyulur. Şoför’ün yanındaki personel “abi sipariş geldi” der. Şoför astronotlara döner ve “abisi sipariş geldi, sipariş beklemez, biz bir ışık hızıyla gidip gelelim” der. Sonra Aygaz’ın iki personeli aralarında konuşarak, şoförün yanındaki “adaamlar şaştı kaldı yaa” der. şoför de kendinden emin bir edayla “alışacaklar Hamit” der. Aygaz’ın televizyon reklam filmi, hem diyaloglarıyla, hem de film kurgusuyla müşteri hizmetlerine verdiği değeri, kullandığı üstün teknolojiyi çok güzel bir şekilde tüketicilerine aktarmış. Reklam videosu için Tıklayın


Devamı için tıklayınız ...

Eğer küçük veya orta ölçekli bir firma olsaydım, kullanacağım ilk reklam mecrası, radyo reklamolurdu. Neden mi? Bütçesi çok uygun, hemen her firmanın krize girmeden, bütçe ayırabileceği kadar düşük olabiliyor. Kısa sürelerde hazırlanabiliyor, bölgeye veya yerele uygun tasarım yapılabiliyor, firmanın istediği değişikliklere müsait. Küçük bir yerde olsun, bölgesel olsun, ulusal olsun herhangi biri veya birden fazla radyo istasyonu kullanılabiliyor. Bugün, bütün mecralardan daha uygun olabiliyor. Firmalar küçük bir yerde faaliyet gösteriyor olsalar bile, satışını yaptıkları ürünlerin veya hizmetlerin reklamlarını, önce kendi merkezlerinde, eğer satışını yaptıkları ürünler, bölgeye de hitap ediyorsa, aynı anda bölgesel yayın yapan radyolara, eğer ülke çapında faaliyet gösteriyorlarsa, aynı anda bir de ulusal radyolara reklam vererek, uygun bütçelerle oldukça etkili yollar izleyebilirler. Aynı anda, birbirinden farklı alanlara yayın yapan radyoların üçü de kullanılsa dahi, diğer mecraların birini kullanmaktan çok daha uygun bütçe ile yapılabiliyor. Ayrıca tüketicilerin üç ayrı istasyondan firmanın mesajlarıyla karşılaşmaları sağlanmış oluyor.


Devamı için tıklayınız ...

En çok tercih edilen reklam mecralarından biri olan televizyon reklam, üreticilerin tüketici ile buluşmasında etkin bir rol üstlenmektedir. Bu nedenle bugün büyüğünden küçük ölçekli birçok firmanın öncelikli tercihi haline gelmektedir

Televizyonda reklam vermek isteyen firmanın ajans ile öncelikli olarak bir toplantı süreci başlar. Bu toplantılarda müşterinin ürün ya da hizmeti hakkında bilgi sahibi olup hedef kitlesini belirlenmelidir ki bu reklam çalışmasında reklam ajansına yön verecek en büyük verilerden biridir. Bu bilgi ile hedef kitleye, televizyon izleme alışkanlıklarına göre televizyon kanalları belirlenerek medya planlamaları oluşturulur.


Devamı için tıklayınız ...

Günümüzde reklam mecrası olarak, gazeteleri kullanmak isteyen firmaların sayısı, aslına bakılırsa hiç te azımsanacak sayıda değil. Fakat bu mecraları kullanmak isteyen firmalar, orta ölçekli olduğu için, genelde reklama ayırabildikleri bütçeler sınırlı olduğundan bu mecraları kullanamıyorlar. Bugün nereden bakarsanız bakın, ulusal çapta yayın yapan bir gazetenin tam sayfa reklam ilanı, aşağı yukarı 10.000 TL civarındadır. Üstelik bu rakam tirajı yüksek gazetelerde çok daha fazladır ve günlük olarak ödenmektedir. Gazete reklam fiyatlarının bu durumu, gazete reklam mecralarını kullanan firma sayısını azaltıyor. Büyük markalar veya bu bütçeyi reklama yatırabilecek firmalar kullanabiliyorlar. Her ne kadar reklamın sağlayacağı getirileri, orta ölçekli firmalar tam olarak kavrayamamış olsalar da, kavramış olanların da gözünü, bu rakam korkutuyor. Orta ölçekte iş yapan firmaların bu miktarı ayırması, onlar için ciddi bir durumdur. Firmaların reklam mecralarına yönelik bu kadar yüksek bedeller ödemeleri, kendi başlarına hareket etmelerinden de kaynaklanmaktadır. Hâlbuki onlar için planlama yapan bir reklam ajansıyla anlaşarak, bu mecraları kullanmaları, bu rakamı önemli miktarda düşürmektedir. Çünkü reklam mecralarının hemen hepsi, sürekli ajanslarla çalıştıkları için, anlaşmalı olarak belirli indirimler uyguluyorlar. Firmalar, direkt olarak mecralarla görüşmeyip onlara planlama yapabilecek bir ajans bulmaları halinde, bu indirimlerden faydalanabiliyorlar. Yukarıdaki rakam daha uygun hale gelebiliyor. Gazete reklamları için de bu durum aynen geçerlidir. Gazete mecraları, reklam ajanslarına özel indirimler uygulayabiliyor. Ülkemizde faaliyet gösteren orta veya küçük ölçekli firmalar, sadece büyük markaların reklam ajanslarıyla çalışabileceklerini düşünüyor. Yani reklam ajanslarıyla çalışmak onlar için lüks gibi geliyor. Aslında bu düşünce çok doğru değil. Çünkü reklam ve pazarlama, her ölçekteki firma için olmazsa olmazlardandır. Firmalar, belki de ayırdığı bütçenin katlarını bu yolla kazanabileceklerdir. Bununla birlikte, reklamın uzmanları en etkili mecraları tespit etmek üzere uzmanlaşmışlardır. Mecralarla pazarlık yapabiliyor ve firmaların bütçelerini, en ince ayrıntısına kadar etkili bir şekilde değerlendirebiliyorlar. Bir firmayı, ta kuruluşundan pazarlarda ilerlediği yollar boyunca, onu ileri taşıyan, büyüten, insanlar tarafından tanınmasını, tercih edilmesini sağlayan en önemli etken reklam ve pazarlamadır. Bu yüzden reklama için yapılacak bütçe planlaması, gereksiz veya daha fazla para kazandıktan sonra, yapılması gereken bir iş değildir. Tam tersine, ilk etapta öncelik verilmesi gereken, firmanın en önemli işidir. Günümüzde, bir firmanın reklam veya pazarlama stratejileri olmadan ilerlemesi, büyümesi çok zordur. Onlarca benzer ürün ve hizmet üreten firma bulunuyor. Hepsi hem birbirleriyle rekabet halinde ayrıca hepsi, bir şekilde reklam yapıyorlar. Bütün bunlar doğru olarak kabul edildiğinde, hangi ölçekte olursa olsun, firmaların, onlara yol gösterecek bir reklam ajansına sahip olmaları da şarttır. Hem hedef kitlesinin en çok izlediği mecraları tespit edebilmek, etkili tasarımları yapabilmek hem de mecraların ajanslara yaptığı indirimlerden faydalanabilmeleri için önemlidir.


Devamı için tıklayınız ...

Reklamlar, hangi mecrada yayınlanırsa yayınlansın, hangi türde bir ürünü – hizmeti tanıtırsa tanıtsın özünde bir tutum ve davranış değişikliği yaratmak için yapılır. Bu tutum ve davranış değişikliği aynı zamanda korunması da gereken bir durumdur. Reklamın iletişim işlevi ile tüketicilerde oluşan satın alma davranışları arasındaki bu ilişki beş aşamalı bir süreçtir. Bu süreçlere kısaca değinmek gerekirse;


Devamı için tıklayınız ...

Hızla değişen ve çeşitlenen mecralar içerisinde kuşkusuz ki televizyon hala en etkili reklam mecralarından birisi. Popüler kitle iletişim araçlarının başında gelen televizyon ile farklı sosyo-ekonomik yapıya dahil kitlelere hemen hemen bütün programlara reklam vererek doğrudan ulaşmak mümkün. Günümüzde dijital yapım teknikleri sayesinde reklam filmlerinin üretimi de önemli ölçüde kolaylaşmış durumda üstelik bu reklamlar tek bir şekilde değil, çok farklı şekillerde yayınlanabilirler. Televizyonlara reklamlar, reklam jenerikleri, ana sponsorluklar, akar logo reklamları, spotlar, sanal ve bant reklamlar, advertorial olarak da adlandırılan tanıtıcı reklamlar, program üzerine bindirilen grafikler ve tanıtım kuşaklarında tam ekran olarak yayınlanan kısa görüntüler şeklinde yayınlanır. Televizyonda yayınlanan bu farklı reklam türleri, şirketlerin bütçelerine, markalarına, hedef kitle ve pazarlarına uygun olan reklam türünü seçebilmeleri açısından önemli bir avantajdır. Özellikle, sanal ve bant reklamlar 8 saniye gibi kısa süreler boyunca da uygulanabilir.Bu nedenle ajanslar tarafından önceden hazırlanan bant tanıtımlar hem şirketlerin reklam bütçelerini zorlamaz hem de izlenme oranı yüksek olan programlara da verilebilir. Programlar başlarken “Bu programda sanal reklam uygulanmaktadır” ibaresi ile uygulanan bu reklamlar seyirciye önceden bildirilmiş olur. Örneğin, bir televizyon dizisinde yer alan bir sokaktaki afiş sanal reklam uygulamasıdır. Yine programların yayını esnasında ekranın belli bir kısmını kaplayan grafik reklam uygulamaları da televizyon reklamlarının en etkili biçimlerindendir. Bu reklamların doğrudan seyirciye ulaşma özellikleri vardır. Son yıllarda televizyonlarda çok kullanılan bir diğer reklam türü de, sponsor reklamlar. Sponsor reklamlar bir televizyon programının tümüne ya da belli bir bölümüne sponsor olabilirler. Özellikle televizyon dizilerinde çok karşılaştığımız bir reklam türüdür. Genellikle programlar biterken ekrana gelen marka logolarını sponsor reklamlara örnek verebiliriz. Sponsor reklamlar için neredeyse sınır yoktur, dizilerde oyuncuların kullandığı arabalardan, oturdukları evin perdelerine, kullandıkları aksesuarlara kadar sponsor anlaşmaları yapılabilir. Haber programları dışındaki hemen hemen bütün programlarda sponsorluk sistemi vardır. Bu sponsor markalar genellikle programların kapanış jenerikleri ile beraber ekranda akan logolar ile yer alırlar. Günümüz şartlarında küçük ya da büyük bütün firmalar televizyonlara reklam verebilirler. Bu reklamlar için mutlaka çok büyük reklam bütçeleri ayırmak, reklamlarda ünlü yüzler kullanmak, dünya çapında bir marka olmak zorunluluğu yoktur. Bölgesel şirketler, markalar ya da işletmeler de profesyonel reklam ajansları ile çalışarak bütçelerine uygun olarak televizyon reklamları da dahil olmak üzere kolaylıkla yapabilirler. Bu reklamlar hem bölgesel hem de ulusal televizyon kanallarında yayınlanabilir. Önemli olan doğru hedef kitleye ve dolayısıyla reklamdan beklenen sonuca ulaşmak konusunda, ürün-hizmete uygun reklam türünü belirlemek ve doğru zamanlarda doğru programlarda bu reklamları yayınlamaktır.


Devamı için tıklayınız ...

Geçen yıl televizyonda anadolu sigorta kasko reklamlarını izlerken oyuncu için bu kim acaba? diye sordum kendime. Önce reklamı izleyin isterseniz sonra yazmaya devam edelim... Reklamı izlerken kamyoncuyu bir karakter oyuncusu değilde gerçek bir kamyoncu zannettim. Yanındaki otomobili kullanan adama camı açtırıp "birazdan sana çarpacam" diyen bir maganda karakteri. Bir rol bu kadar gerçekci olabilir diye düşündüm. bu reklamında sevilip oldukça izlendiğini düşünüyorum. Kısa bir araştırmayla bu oyuncunun bir zamanların tatlı kaçıklar dizisinde oynayan Tevfik İnceoğlu olduğunu öğrendim. Figüratif rollerden 15 yıl sonra kristal elma oyunculuk ödülüne giden zorlu bir yol... Daha sonra bir polisin bir sürücüye ceza kesmeye çalıştığı Turkcell'in bir reklamını televizyonlarda gördüm, oyuncu yine aynı Tevfik İnceoğlu bu reklamda yine anadolu sigorta reklamında olduğu gibi bir aracın içinde ve kendisine ceza kesmeye çalışan bir polise "sen benim kim olduğumu anlamadın galiba" diyen bir maganda karakter... Dikkatimi çeken şey farklı iki reklamda oyuncunun ses tonlarının oldukça farklı olması, oyuncunun reklam filmlerinde kendi sesini kullanıp kullanmadığını öğrenemedim ama kendi sesiyse müthiş bir oyunculuk bu reklamı izlemeden bu yazıları okumanın zor olduğu konusunda sizinle aynı fikri paylaşıyorum buradan reklamı izleyelim ve devam edelim... Oyuncu polise ceza yazdırmamak için cep telefonundan eniştesini arıyor ama ulaşamıyor, tabiki kullandığı operatör turkcell değil, polis sürücüye türkcell hatlı cep telefonunu uzatıyor "buradan arayın isterseniz" diyor. Malum Turkcell'in çekim gücü... Tevfik İnceoğlu Turkcell reklamlarında inanılmaz bir karakter oyunculuğu sergiliyor, reklamda oldukça başarılı ve bu reklamla oyuncuyu Türkiye'nin tanıdığını düşünüyorum. Bu reklam iyi iş yaptıki aynı oyuncuyu Fiat'ın ticari araçlar reklamında yine gördüm. Reklam genç adamın kız arkadaşına yeni aldığı Fiat Fiorino arabasını gösterip "gezelimmi" demesiyle başlıyor, kız ve erkek birlikte arabaya biniyorlar, aniden arka kapılardan kızın abileri araca biniyorlar.... Erkek ecel terleri dökmeye başlıyor, reklam Tevfik beyin "balıkçı haline gidelim" "nalbura gidelim" balta alıcam sözleriyle devam edip "Şaka şaka" sözleriyle bitiyor. Tüketiciye Fiat ile Tevfik bey gezebildiğine göre herkes gezebilir imajı veriliyor. İncelediğim Üç reklamda tek tip reklam oyunculuğu yerine mükemmel bir karakter oyunculuğu yaratılmış ve oyuncu markaların önüne geçmemiş.Oyuncuya uygun rollerinde maganda karakteri olacağı düşünülmüş bence yerinde bir seçim olmuş. Tevfik İnceoğlu üç reklam filmi ile kariyerini tamamlayıp çok iyi bir reklam oyuncusu olduğunu gösterdi. Artık ekranlarda çok sık göreceğimize ben eminim artık oynayacağı reklamı bile seçecektir. Fiat fiorino reklamı ile yazıyı bitirelim siz böyle bir iriyarı maganda tipli adamın damadı olmak istermiydiniz? ben istemezdim doğrusu....


Devamı için tıklayınız ...

Özellikle gazetelerde, az da olsa rastlamaya başladığımız bu yazı türü, yeni reklam mecrası olarak karşımıza çıkıyor. Sevdiğiniz veya merak ettiğiniz bir gazete yazarının yazısını okumaya başlıyorsunuz. Yazar, bir deneyimini, gözlemini veya bir tespitini anlatmaya başlıyor gibi yazısına başlamıştır. Yazarın akıcı bir dili, birbirinden ilginç deneyimleri, tespitleri, yüksek bir algılama gücü olmasa, onu okumazdınız. Yine aynı akıcılık, aynı merak uyandırıcı yazım stiliyle yazısını yazmaya başlıyor. Siz de aynı merak ve ilgiyle yazıyı okumaya başlıyorsunuz. Yazar, herhangi bir ürün veya hizmetle ilgili bir konu anlatıyor ve konunun içine, ürün, hizmet, marka isimlerini açıkça yerleştiriyor. Kimi yazarlar bu tip yazılarını yazdıktan sonra, altlarına “advertorial reklam” ibaresini kullanarak, bunun reklam yazısı olduğunu okurlarına gösteriyor. Ama kimi yazarlar bunu da yazmayabiliyorlar. Bu tip yazılar, bilinçli olarak kaleme alınıyor. Markalar, özellikle okurların yoğunlaşmış ilgisini ürünlerine çekebilmek için, para karşılığında gazeteyle anlaşıyor ve bu tip yazıların yazılmasını sağlıyorlar.


Devamı için tıklayınız ...