Şimdiye kadar sosyal medyayı online pazarlama stratejinize dahil etmemişseniz, hata yapıyorsunuz. Facebook, Twitter ve LinkedIn gibi platformlarda bulunmanız ürünlerinize, müşteri hizmetlerinize ve nihayetinde de markanıza değer katabilir.
Ancak bir hesap açıp haberler yayınlamak yeterli değildir. Yeni müşteri çekmek, onları devamlı müşteri haline getirmek ve ayrıca güçlü bir online marka yaratmak için sosyal medyada aktif olmanız gerekir. Firmalar, müşteriler için değeri olan bilgiler paylaşmalı ve takipçileriyle iletişim içinde olmalıdır.
Devamı için tıklayınız ...
Ak partinin 2015 seçimlerinde kullanacağı şarkı bugün ilk kez Konya İl Kongresinde ünlü müzik grubu “Ayna” tarafından seslendirildi.
Seçim şarkısının sözleri AK Parti'nin reklamlarının Yetkili reklam Ajansı ARTER tarafından uyarlandı. Seçim şarkısı "Kiziroğlu Mustafa Bey" adlı türkünün Ak Parti için uyarlanmış bir versiyonu.
Devamı için tıklayınız ...
THY, WE'R adını verdiği ve Türkiye'ye özgü ürünleri kapsayacak yeni bir markayla kârını artırmayı ve ülkemizi daha iyi tanıtmayı amaçlıyor. WE'R markasının tanıtıldığı reklam filminde, ülkemizi ziyaret eden turistlerin WE'R ürünleriyle Türkiye'de geçirdikleri güzel zamanları hatırlayacağı konusu işlenmiş.
WE'R markasının Nar Gourmet tarafından hazırlanacak ürünleri ilk etapta çay, kahve, zeytinyağı, reçel, akide şekeri, nar ekşisi, tahin-pekmez, lokum, bal, kuruyemiş, kuru meyve, sabun ve marmelat ürünlerini içerecek. Öncelikli olarak yabancı turistlere satışı amaçlanan ürünler, havaalanlarındaki Duty Free mağazalarında, 1. sınıf turistik bölgelerde ve ayrıca THY'nin websitesinde bulunabilecek.
Şimdilik yalnızca Türk mutfağına özgü ürünleri satışa çıkaracak olan WE'R markası, ilerleyen zamanlarda kültürel ürünleri de satış yelpazesine ekleyeceğini belirtti. WE'R markasının açılımı ise "We're From Turkey" anlamına geliyor.
WE'R markasının Nar Gourmet tarafından hazırlanacak ürünleri ilk etapta çay, kahve, zeytinyağı, reçel, akide şekeri, nar ekşisi, tahin-pekmez, lokum, bal, kuruyemiş, kuru meyve, sabun ve marmelat ürünlerini içerecek. Öncelikli olarak yabancı turistlere satışı amaçlanan ürünler, havaalanlarındaki Duty Free mağazalarında, 1. sınıf turistik bölgelerde ve ayrıca THY'nin websitesinde bulunabilecek.
Devamı için tıklayınız ...
Dijital yıllarla ölçüldüğünde, banner reklamların yaşlandığını söyleyebiliriz. Peki, banner reklamlar artık emekli olmalı mı? İlk banner reklamı Ekim 1994'te yayınlandı. Yani 2014'te banner reklamları 20 yaşına girmiş oldu. İnternetin bir yenilik olarak görüldüğü, internet erişiminin düşük olduğu ve interneti sadece telefon hattı aracılığıyla 56k hızında kullanabilen şanslı bir azınlığın olduğu yıllardan bu yana çok şey değişti. Günümüzde, ABD nüfusunun internet kullanım oranı %90'lara yaklaşıyor, herhangi bir Starbucks'tan internete hızlı erişim sağlanabiliyor ve uçaktayken görülen banner reklamları artık olağan hale geldi. Dijital medyadaki ciddi büyümeye rağmen, banner reklamları '90'ların başında yayınlandığı şekle çok benzer bir biçimde yayınlanıyor. Aslında hakkını vermek gerekir: Animasyonların çoğu Geocities çağında evrim geçirdi ve banner'lar da zaman zaman sınırlarının dışında etkili olabildi. Ancak en hızlı büyümenin yaşandığı RTB medyası (Real Time Bidding- Gerçek Zamanlı Teklif), neredeyse tamamen sektörün "standart banner" olarak adlandırdığı reklamlardan oluşuyor. Bu standart banner'lar statik veya animasyonlu olabiliyor ve tipik olarak flash veya resim dosyaları kullanılarak hazırlanıyor. İşin temeline bakarsak, bu standart banner'lar atalarına çok benziyor: sayfa "içeriği"nden ayrı duran ve sayfanın geri kalanıyla nadiren alakası olan bir dikdörtgen. Banner'lar 1994'ten bu yana elbette gelişme gösterdi, ama günümüz interneti için yeterli derecede geliştiğini söylemek biraz zor. Geçen yıllar boyunca, birçok kişi banner reklamların ölümünün yaklaşıp yaklaşmadığı üzerine kafa yordu ama banner'lar kullanılmaya devam etti. Bununla birlikte, 2014 için konuşursak, banner reklamları birçok tehditle karşı karşıya. Hiç Kimse Banner'ları Sevmiyor Birçok reklamcılık biçimi, tüketicilerden gelen olumsuz geri bildirimlerden payını alıyor. Banner'larsa, reklamcılık sektörünün kendi içinde en çok alay ettiği konulardan biri. Bir yaratıcı direktör, nadiren gözleri parlayarak fikirlerini standart banner reklamı içinde ifade etmeyi düşünür. Birçok yaratıcı ajans, banner reklamı üretmek yerine marka deneyimi, uygulama, websitesi ve benzer tasarımlar yaratmaya odaklanıyor. İşin medya kısmındakilerin bile banner reklamlar hakkında söyleyecek çok az olumlu sözü var. Herhangi bir dijital medya konferansına gidin ve banner reklamlar etrafında dönen temel konuların olumsuz olduğunu görürsünüz: Hiç kimse onları tıklamıyor, yarısı görülmüyor bile ve şaşırtıcı derecede yüksek sayıda banner, türlü dalaverelerle insanlar yerine robotlara servis ediliyor. Birçok sebepten ötürü, görüntülenme sayısı eskisi kadar hızlı büyümüyor. Magna Global, Nisan 2014 raporunda bunu şöyle ifade ediyor: "Geleneksel banner kampanyaları 2013'te çok az büyüyebilmiştir (+3%) ve bu, artık ömrünü doldurmuş bir formattır." Mobil Cihazları Unutun Standart bilgisayar banner'ları, yaratıcı ekipleri nadiren heyecanlandırıyorsa, bir de onlara mobil cihazlar için banner'lar hakkında ne düşündüklerini sormak lazım. Mobil cihazlar tartışmasız biçimde etkili bir medya stratejisinin bir parçası olabilir, ancak insanlar zamanlarının sadece %14'ünü bir browser üzerinde geçiriyor- ki browser'lar banner reklamlarının evidir. Birçok mobil uygulama banner reklamlar teklif ediyor ama bu formatların etkili olduğuna dair elimizde bir kanıt yok; ayrıca ölçüm sorunları, baş parmağın büyüklüğünden dolayı yapılan yanlış tıklamalar ve bannerların kullanıcıların düpedüz canını sıkması sorunu da mevcut. Bu gibi sebeplerden dolayı, birçok popüler uygulama başka reklam formatlarını kullanıyor. Mobil cihazlarda harcanan vaktin %17'si Facebook ve Instagram'da geçiyor ve bu iki site de banner reklamı kullanmıyor. Sosyal ve Doğal Sosyal medyanın popülerliği, mobil cihazların çok ötesinde. Günümüzün popüler sosyal platformlarının hiçbirisi standart banner reklamı formatını desteklemiyor ve bu durum da yakın zamanda değişeceğe benzemiyor. Twitter ve Pinterest gibi platformlar reklamcılıkla deneyler yapmaya başladığında, reklamlar banner'lardan çok organik gönderilere benzemişti. Bu çeşit "in-feed" (içeriğe yedirilmiş reklamlar) veya doğal reklam ("native ad") birimleri sadece sosyal medyada kullanılmıyor ve geçtiğimiz yıl birçok anaakım yayıncı doğal reklamcılık teklifleri sunmaktaydı. Bu trend mobil cihazlarda daha çok göze çarpıyor çünkü sınırlı büyüklükte bir ekran için reklam formatı seçmek durumunda olan yayıncılar, gittikçe artan oranda doğal reklamları seçiyor. AOL'nin mobil cihazlar direktörü Chad Gallagher, "Mobil cihaz reklamcılığının geleceğinin doğal reklamlarda olduğuna inanıyoruz" demiştir. Daha Fazlasını İstemek Programatik banner'ların hızlı büyümesi pazarlamacılar ve yayıncılar için birçok fayda sağlamıştır ama bazı yayıncılar bundan maksimum derecede yaralanmak için her bir sayfa içinde yer alan banner reklam alanı sayısını artırma yoluna gitmiştir. Bunun kısa süreli gelir artışı sağladığı doğrudur, ama bu banner yerini fazlalaştırma dalgası reklam kalitesini epey düşürmüştür. 8 tane banner reklamın yanında yer alan 9. bir banner'ın fark edilme olasılığı düşüktür ve tabi ki, bu banner'lar anasayfayı açtığımızda görüğümüz alanın çok daha aşağısında yer alıyorsa görünme oranı da düşüktür (ki RTB medyasında bu oran en düşük seviyededir). Sitelerin tıka basa reklamlarla dolmasını bir sorun olarak gören Google, 2012 yılında çok sayıda reklam içeren websitelerine ceza vermeye başladı. Bunun kısmen faydası oldu ama bu önlem, sitedeki içerikten arta kalan alt kısımların reklamlarla dolup taşması konusunda bir çözüm sunmuyor. Dahası, yayıncıların doğal, video ve içerik reklam birimlerini daha fazla kullanmasıyla birlikte, banner'lar kullanıcıların dikkatini çekme ve ilgiyi üzerine tutma konularında daha fazla rekabete maruz kalıyor. Peki Şimdi Ne Olacak? 20 yaşını dolduran banner reklamlarına karşı birçok trend var. Banner reklamları, azimle bu trendlere karşı duracak, gelişecek ve bir 20 yıl daha mı yaşayacak? Daha da önemlisi, bir 20 yıl daha yaşamalı mı? Yoksa reklam sektörü bir anlaşmaya vararak banner reklamlarını tedavülden kaldırsa ve başka reklam birimlerine odaklansa daha mı iyi olur? Kesin olan tek bir şey var: Yayıncılar, para neredeyse orada olacaklar. 300x250 piksele sahip standart banner reklamlar için teklif talepleri oldukça, tedarikçiler de satış stoklarında bunları bulunduracaklar. Şüphesiz banner reklamları 20 yaş krizini atlatacak ama banner reklamlarının zirvede olduğu zamanları çoktan geçtiğimizi düşünüyorum. Önümüzdeki 5 yıl içinde, en ciddi büyümeyi video ve "in-stream" (videoların öncesinde, ortasında veya sonunda görünen reklamlar) reklam formatları gösterecek. Programatik reklamlar sayesinde görüntülenme sayısının artması, kısa süreli olarak banner'ların cebini doldurabilirse de, BuzzFeed, Facebook ve Twitter'ın banner dışı reklamcılığı desteklemesi sebebiyle toplam görüntülenme sayısının önümüzdeki yıllarda düşmesini beklemek daha doğru olacaktır. Banner reklamlarının 25. yılında geriye bakıp, "Standart banner'lar keşke 20 yaşındayken bu işleri bıraksaymış" diye düşünebiliriz.
Devamı için tıklayınız ...
1 Ocak 2015'ten itibaren Gümrük ve Ticaret Bakanlığı bünyesinde çalışmaya başlayacak olan Reklam Konseyi, Türkiye'de reklam sektörünün denetlenmesi ve düzenlenmesine hizmet etmenin yanı sıra, sektördeki yeni gelişmelerin takip edilerek Türk reklamcılığının uluslararası arenada saygın bir yere sahip olmasına yönelik faaliyetlerde bulunma amacını taşıyor.
Reklam Konseyi Yönetmeliği'ne göre, Reklam Konseyi'nde Bakanlıklar'dan ve devlete bağlı diğer kurumlardan toplam 24 üye, Konsey'e bağlı olarak çalışmalar yürütecek Reklam Kurulu'nda ise üniversiteler, sendikalar, dernekler ve birliklerden seçilen toplam 26 üye çalışacak. Yılda en az bir kez Gümrük ve Ticaret Bakanı'nın başkanlığında toplanması kararlaştırılan Konsey'in görevlerinin arasında reklam sektörünün denetlenmesi, düzenlenmesi ve geliştirilmesi dışında, reklamcılıkla ilgili uluslararası yargı kararlarının incelenmesi, gerekirse ülkemize uyarlanması ve kamuyounda reklam sektörünün işlev ve önemine ilişkin farkındalığın artırılması da yer alıyor.
1 Ocak 2015'ten itibaren Gümrük ve Ticaret Bakanlığı bünyesinde çalışmaya başlayacak olan Reklam Konseyi, Türkiye'de reklam sektörünün denetlenmesi ve düzenlenmesine hizmet etmenin yanı sıra, sektördeki yeni gelişmelerin takip edilerek Türk reklamcılığının uluslararası arenada saygın bir yere sahip olmasına yönelik faaliyetlerde bulunma amacını taşıyor.
Devamı için tıklayınız ...
Apple, 2015 yılına girerken güzel anıların ve daha da önemlisi güzel anıları kaydetmenin değerini anlatan sade ancak etkileyici bir reklam filmi yayınladı. Reklam filmi, bir gün sevdiklerimizden ve yaşadığımız güzel günlerden geriye sadece kaydettiklerimizin kalacağını hatırlatıyor.
Reklamda, bir genç kız anneannesinin söylediği bir şarkıyı kaydetmiş olduğu bir plak buluyor ve anneannesine yılbaşı hediyesi olarak plak kaydının üzerine MacBook'unda kendisi gitar çalarak aynı şarkıyı söylüyor. Daha sonra anneannesinin masasına bir iPad bırakarak "Play tuşuna bas" notu ekliyor ve anneannesi de bu düet karşısında hem seviniyor, hem de eski anılara dalıp hüzünleniyor.
Devamı için tıklayınız ...
Gittikçe daha çok reklam harcaması dijital kanallara yöneldiği için, bu kanallar her zamankinden daha yakın biçimde takip ediliyor ve inceleniyor. Reklamcılar, internet reklamcılığının sunduğu fırsatların yanısıra sektörün karmaşıklığının da farkına varıyor. Bildiğimiz televizyonlardan farklı olarak, dijital reklamcılar reklamlarını nerede ve ne zaman bulmaları gerektiği konusunda kendilerinden çok emin olamıyorlar. Bu durum da, ölçüm ve raporlama konularında ciddi bir ihtiyaç doğuruyor. Ama tüketiciler tam olarak neyi ölçmeli? Bir reklamdaki en önemli nokta, kampanyanın marka için değeridir. Gerçekte, bu değer kısa ve uzun vadeli gelirleri içerir. Ancak pratikte bu ölçüm şekline ulaşmak çok da kolay değildir ve bu yüzden de proksiler geliştirilmiştir. Uzun bir süre boyunca en önemli proksi tıklama oranı olarak algılanıyordu. Ancak pazarlamacılar, bunun iki sebepten ötürü zayıf bir proksi olduğunu düşünüyor. Birçok çalışma, marka hatırlama, marka tercih etme ve satın alma isteği gibi verilerle tıklama oranı arasında düşük ve bazen de olumsuz bir ilişki olduğunu gösteriyor. Ayrıca, birçok oyuncu, sahte tıklamalar aracılığıyla sistemle nasıl oynanabileceğini çözmüş durumda. Reklamcıların kaliteye odaklanmasıyla tıklama oranına bir alternatif gelişmiş oldu. Her ne kadar "kalite" belirsiz bir terim olsa da, pazarlamacıların kaliteyi ölçmek için birçok yöntemi var. Reklamlar Görülüyor mu? Bu kriter, Ölçüm: 101 dersi haline geldi: Gerçek insanlar, reklamları görüyor mu? Reklamların görülme imkanı var mı yoksa sayfanın çok alt kısmında mı? Bunlar basit sorular olmakla birlikte, kaliteyi belirlemekte ilk adım bu soruları cevaplamaktan geçiyor. Ortam, Markanın Mesajına Uygun mu? Reklamların nerede yayınladığı önemlidir. Pazarlamacıların kendilerine, reklamların yayınlandığı ortamın reklamların etkisini azaltan mı yoksa artıran mı bir etkiye sahip olduğunu sormaları gerekiyor. Estetik, içerik derinliği, resimler ve sayfaların sponsorluğunu yapan markalar gibi öğeler açısından bir kişinin ortamı değerlendirmesini isteyerek bir puanlama yapabilirsiniz. Ayrıca, firmalar farklı yerleşimlerin görünürlüğünü ölçmek için teknolojik incelemeler yapılmasına ve akışı miktarını, reklamyoğunluğunu, sosyal networklere bağlantı sayısını, takipçi sayısını ve ekran büyüklüğüne göre reklam boyutunu yüzde olarak belirlemek konularında yardımcı olabilir. Bu veriler, minimum kalite puanına erişmek için belirli bir puanlama sistemine göre değerlendirilebilir. Tasarım, yayıncılar ve yerleşimler minimum puanı geçiyorsa "yüksek kaliteye sahip" olarak değerlendirilebilir. Reklam Fark Ediliyor mu? Kaliteli ortamlarda gerçek insanların reklamları görüyor olması yeterli gibi görünse de, bu yeterli değildir. New York Times Meydanı'nı ve insanların dikkatini çekmek için adeta birbiriyle yarışan çok sayıda reklamı düşünün. Ve kendinize sorun: Burada reklam yayınlamam gerekseydi, reklamın mesajını nasıl fark edilebilir kılardım? Times Meydanı örneğinden devam edersek, boyut, yer, hareket ve ses öğelerinin hepsi önemlidir. Eğer tasarım görsel olarak çekiciyse ve eşsiz olduğu bir taraf varsa, reklamın insanlar üzerinde gerçekten bir etki bırakma ihtimali ciddi oranda artmaktadır. Bütün bu değişkenler, dijital reklamlar için de geçerlidir. Toplam piksel değeri yüksek olan daha büyük tuval üzerine baskı dahil olmak üzere bazı belirli tasarım değişkenleri, reklamın fark edilme olasılığını artırır. Estetik olarak hoş görünen bir tasarım, dikkat çekici bir mesaj verilmesi, reklamın incelenme süresini ideal uzunlukta tutan bir sayfa yerleşimi ve video ve sesin rahatsız edici olmayan bir birleşimi fark edilir ve dikkat çekici bir reklam için önemli öğelerdir. Reklam Hedeflemesi Doğru Yapılmış mı? Nitelikli sitelerde yayınlanan, yerleşim ve akışı ölçülüp biçilerek belirlenmiş, büyük boyutlu ve iyi tasarlanmış reklamlar kaliteli reklamcılığın olmazsa olmazıdır diyebiliriz. Ama burada eksik bir şey var: Hedefleme. Hedefleme ve reklamın görülme sıklığı, doğru kullancının reklamı doğru uzunlukta bir süre boyunca görmesini sağlar. Bunun yanı sıra, reklamı doğru bağlam çerçevesine oturtan bir hedefleme, tüketicinin reklamı anlaması için doğru bir zihinsel durumda olmasına olanak sağlar. Kaliteli reklamı bir yapboz olarak düşünürsek, yapbozun son parçası da marka mesajının doğru kitleye ulaşmasını sağlamaktır. Kaliteye odaklanmak, dijital reklam sektörü için önemlidir. Reklamcılar, reklamlarını tıklama oranına göre tasarlamaktan vazgeçmeli ve kaliteli reklamlar üretmeye yönelmelidirler. Fark edilebilir tasarımlar üretilmesine imkan sağlayan kaliteli ortamlar yaratma sorumluluğu da sektörün zirvesindeki yayıncılara aittir. Yayıncılar, pazarlamacılar, reklam ajansları ve firmalar dahil olmak üzere reklamcılık sektöründeki her birim, tıklama oranını bırakıp kaliteye odaklanmalıdır.
Devamı için tıklayınız ...
Son 5-6 yıldır herkes aynı şeyi söylüyor: Bu yıl, "Mobil Cihazların Yılı" olacak! Bu yıl değil. Google gibi firmaların yaptığı atılımlar sayesinde bu yıl, "Çapraz Cihazların Yılı" olacak. Evet, mobil cihazlardaki büyüme baskın olacak ama 2015 yılında mobil cihazları tüketicilere ulaşmanın temel yolu olarak kullanacak olan firmalar, bunu çapraz cihaz çözümleri mobil cihazları kullanılabilir kıldığı için yapıyor olacak. Gittikçe artan bir şekilde, büyük firmalar çapraz cihazları mobilden daha fazla düşünür hale geldi ve akıllı telefonlar, tabletler, PC'ler, televizyonlar ve hatta akıllı saatler ve giyilebilir diğer akıllı cihazlar da dahil olmak üzere artık birbirine bağlı bütün cihazları hesaba katmaya başladı. Çapraz cihazlar 2015'te önemli bir konu olacağı için birkaç çapraz cihaz (cross device) terimini tanımlamakta fayda var. "Atıf" (attribution) bu bağlamda bir dijital reklam görüntülenmesini satın alma veya mağaza ziyareti gibi bir faaliyete bağlamak anlamında kullanılır. "Kimlik" (identity) kendini açıklayan bir ifade gibi görünse de, anonim bir kimliği belirtiyor da olabilir ve yalnızca bir tüketicinin şahsi bilgilerini belirtmek zorunda değildir. "Etki alanı" (reach) ve "ölçek" (scale) ifadeleri de ulaştığımız topluluğun boyutunu ifade eder. 2015 için esas beklentilerimse şunlar: 1- Google büyük bir çapraz cihaz atılımı yapacak: Google, çapraz cihaz çözümleri üretme konusunda şimdiye kadar nispeten atıl bir profil çizdi. Konumu gereği, etki alanından ziyade atıf konusunda çözümler sundu. Ama şimdi Google, tüketicilerin farklı cihazlarda ne yaptığını pazarlamacılara gösterebilir ve çapraz cihazlar üzerindeki davranışları tespit edebilir. Ancak firma şimdiye kadar pazarlamacıların, entegre pazarlama kampanyaları aracılığıyla aynı kullanıcılar tarafından kullanılan farklı cihazlar üzerinden tüketicilere ulaşması için belirli bir araç hizmete sunmuş değil. İşte bu, 2015'te değişecek. Facebook'un 2014'te Atlas'ı yeniden kullanıma sokması ve Çapraz Cihaz Raporları'nı piyasaya sürmesiyle birlikte, Google'ın artık çapraz cihaz oyununun dışında kalma gibi bir lüksü yok ve 2015 yılında pazara bir çapraz cihaz çözümü sunmak zorunda. Aynı şekilde, Twitter de bu alanda bir şeyler yapmak zorunda. Çapraz cihazların etki alanı ve atfı, Twitter'ın reklamcı müşterileri için standart teklifler haline gelecek. Bu büyük firmaların agresif bir biçimde çapraz cihaz çözümleri üretmeleri, diğer firmaları da çapraz cihaz mantalitesine sahip olmaya zorlayacak. 2- Mobil oyunlar reklam dünyasını silip süpürecek: Burada konsol oyunlardan bahsetmiyorum. Mobil oyun üreticileri televizyon üzerinden en büyük harcamaları yapan firmalar ve bu trend böyle devam edecek. Mesela Machine Zone firmasının "Savaş Oyunu" için televizyon, dijital ve sosyal medya üzerinden eşzamanlı yürüttüğü entegre pazarlama hamlesini düşünün. İki yıl önce, mobil oyunların herkesin bildiği tüketici firmalarıyla aynı derecede tanınır olacağını kim tahmin edebilirdi? Bunlar bir gecede alınmış yollar değil. Mobil oyunlar, tüketicilere yönelik bitmek tükenmek bilmeyen biçimde pazarlama yapılabilirliğini yeniden tanımlıyor. 2015'te mobil oyun firmaları en hızlı büyüyen medya alıcısı konumunda olacak. 3- Çapraz medya reklamcılığı ve pazarlama otomasyonu güçlerini birleştirecek: Reklam teknolojisi firmalarıyla pazarlama otomasyonu tedarikçileri arasındakiler başta olmak üzere, reklamcılık ve pazarlama firmaları arasında ortaklıklar ve entegrasyonlara şahit olduk. 2015'te çapraz cihaz teknolojisi daha yaygın hale geleceği için, bu sektörlerin evlilikleri de daha tutkulu hale gelecek. Hem reklam teknolojisi hem de pazarlama otomasyonu, daha akıllıca kararlar verilmesi için çok ciddi miktarda veriye ihtiyaç duyuyor ve çapraz cihazlar için tüketici kimliği de bu konudaki uğraşların zirve noktasını oluşturuyor. Bunun işaretleri şimdiden gelmeye başladı: Mesela Oracle 400 milyon dolara BlueKai'yi satın aldı ve bu, reklam teknolojisinin bulut pazarlama platformlarına doğru kaydığının göstergelerinden biri. Adobe, Salesforce ve Oracle gibi firmaların, müşterilerinin doğru tüketicilere, doğru zamanda, doğru cihazlar aracılığıyla ve doğru mesajlarla ulaşmasına yardımcı olmak için daha geniş kapsamlı bulut pazarlama çözümleri bulmaya yönelik daha ciddi çapraz cihaz stratejileri ürettiğini göreceğiz. 4- Televizyon "dijital olarak" ölçülebilir hale gelecek: Çapraz cihaz kimliği akıllı televizyonlara ulaştı bile ve kısa süre içinde normal televizyonlar da bu dalgaya kapılacak. Bir akıllı televizyonu bir tüketiciye bağladığımız zaman, pazarlamacılar o tüketicinin mobil ve diğer cihazlar üzerindeki dolaylı veya doğrudan davranışlarını içeren büyük resmi tamamlayabilecek. 2015 yılında, normal televizyonlar da denklemin bir parçası haline gelecek ve televizyon izlemekle online ve offline dönüşüm faaliyetleri arasında bağlantı kurulabilecek. 2015 yılında akıllı televizyonlar ve gerçek zamanlı veri akışı sağlayan cihazlar "yeni" bir pazar olmaktan çıkacak. ABD'deki internet kullanıcılarının yarısından fazlasının bir akıllı televizyonu veya gerçek zamanlı veri akışı sağlayan bir cihazı olacak ve hiçbir pazarlamacı bu trendi göz ardı edemeyecek. Bu cihazlar, karmaşık hedefleme ve atfetme çözümlerinde gittikçe artan oranda dikkate alınmaya başlayacak. 5- Giyilebilir cihazlar için pazarlama konusu, Apple'ın kol saatleri 10 milyondan fazla satana dek varsayım aşamasında kalacak: Apple Kol Saatleri baharda satışa çıkacak ve herkes, pazarlamacıların bu yeni cihaz kategorisine nasıl yaklaşacağını merak ediyor. Bileklerimizde reklamlar görecek miyiz? Akıllı saatler ve diğer giyilebilir cihazlar konusunda yenilikler olabilir ancak bu mecraları da, pazarlamacılar ve tüketiciler için sadece bir başka ekran olarak görmekte fayda var.
Devamı için tıklayınız ...
Ford, İsrail'deki dergilerde yayımlanmak üzere, akıllı telefonunuzla okuttuğunuzda interaktif hale gelen yazılı reklamlar tasarladı. 3 ayrı versiyonu bulunan reklam serisinde, Ford Explorer'un otomatik takip mesafesi, park yardımcısı ve artırılmış araç kontrolü özelliklerinin ne olduğunu akıllı telefondan seyredebiliyoruz.
Devamı için tıklayınız ...
Anadolu Hayat Emeklilik'in son reklamı iki versiyon halinde çekilmiş ve çocuklarla sohbet ederken hiç beklemedikleri şekilde "amca" ve "teyze" olarak hitap edilen bir kadın ve bir erkek üzerine kurulmuş. Reklamlardaki kahramanlarımız, amca ve teyze olarak hitap edildikten sonra ufak bir şok geçiriyor, hava kararıyor ve arabesk müzik eşliğinde Bana Amca Dediler ve Bana Teyze Dediler cingılları çalmaya başlıyor.
Devamı için tıklayınız ...