Haber Kategorisindeki Bloglar
Başta uydudan yayın yapan televizyonlar olmak üzere, internet reklamları da yapılan bitkisel ürünlerin üretim ve ithalat izinlerin olmadığı ortaya çıktı. Bitkisel ilaç adıyla reklamı yapılan bu ürünler, kilo verdirme ya da kilo aldırma, boy uzatma, cinsel performans arttırma, iyileştirme, sigara bıraktırma gibi vaatlerle tüketicilerin karşısına çıkıyorlar. Ancak Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı İzmir Sivil Toplum Örgütleri Platformu'na (İSTÖP) göndermiş olduğu yazıda bu ürünlere üretim ta da ithalat izni verilmediğini açıkladı. Bakanlık yazıyı İSTÖP Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Aydoğan'ın bu ürünlerin kanuna uygun olup olmadığıyla ilgili bilgi alma talebine karşılık olarak gönderdi. Koruma ve Kontrol Genel Müdürü Doç. Dr. Muzaffer Aydemir konuyla ilgili olarak söz konusu ürünlerin hiçbirine ithalat ve üretim izni verilmediğini ve bu gibi takviye edici ürünlerin izin, kontrol ve tescil işlemlerinin kendileri tarafından yapıldığını belirtti.
Devamı için tıklayınız ...
Bir sözlük tanımı vermek gerekirse “marka” insanların bir ürüne dair farklı kaynaklardan edindiği izlenimlerin toplamıdır. Bu daha çok “marka değeri”ni karşılayan bir ifade gibi görünse de günümüzde marka dendiğinde akla gelen de zaten bu “imaj” oluyor. Ürünlere asıl değerini katan, izlenimler, deneyimler toplamı. Markaların oluşum süreci uzun bir süreçtir çünkü marka biri ürünün isminin ötesinde, onun anlattığı bütün bir hikayedir. Duygulardan oluşan uzun bir hikayedir üstelik de, çünkü bir markanın ekonomik değerini oluşturan en önemli unsurlardan birisi de anlattığı hikayedir. Hikayeden kasıt markaların taşıdığı anlamlardır. Bütün içecekler bir şekilde susuzluğun giderilmesine yardımcı olur, bütün kıyafetler bizi örter, bütün yemekler karnımızı doyurabilir ve bütün arabalar bizi bir şekilde istediğimiz yere götürebilir. O zaman neden Pepsi, Coca Cola, McDonald’s, Burger King gibi milyonlarca marka var? Neden bazıları daha değerli? Neden sürekli yenilenen kampanyalar yapılıyor ve reklamlara bu kadar çok para harcanıyor? Elbette ki marka bilinirliği korumak ve artırmak, tüketicilerle sürekli iletişim ve etkileşim halinde olmak, satışı arttırmak, sürekliliği sağlamak… Kısaca izlenim yaratmak. Pazarlama ve reklam dünyasının anahtarını mı bulmuş olduk bu tespitlerle? Elbette ki hayır, ancak sıkça telaffuz edilen bazı kelimeleri tanımlamak söz konusu olduğunda, tanımlar bazen eksik kalabiliyor. Marka dendiğinde akla ilk gelen ürünler olsa da günümüzde hemen her şey bir marka olabilme kapasitesine sahip durumda. Üretim sürecine dahil olan bütün materyaller yanında, siyasi kimlikler, güncel kişilikler, popüler yüzler, müzikler, yazılar dahi marka haline gelebiliyor. Bir ürünü benzerlerinden, rakiplerinden farklılaştırabildiğiniz ölçüde markalaştırmanız mümkün. Ancak bir noktanın mutlaka altını çizmek gerek, markalaştırılan materyalin ekonomik bir değer taşıması ya da ekonomik bir gelir getirebilme potansiyelinin olması gerekiyor. Şehirlerin markalaştırılması bunun en iyi örneklerinden birisi olarak verilebilir çünkü marka şehir yaratmanın amaçlarından birisi de turizm gelirlerini arttırarak ekonomik fayda sağlamaktır. Marka marka dediğimiz şey artık sonu olmayan bir hikayedir. Bu hikayenin uzun vadede tutarlı olmasının yanında sürekli olarak da pazarlama faaliyetleriyle desteklenmesi gerekir. Ancak marka olmanın asıl anahtarı gerçek kişilerde yani tüketicilerde yatar. Onlarla doğru şekilde iletişim kuramayan bir firma sadece üretici olarak kalır ve onların mecburi ihtiyaçları karşılar. Oysa marka olmak demek insanlara ihtiyaçları olmadığında da ulaşmak ve onlara karşılıklı bir değer alışverişi içinde olmak demektir.
Devamı için tıklayınız ...
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) 1 Nisan'da yürürlüğe giren yeni yasa ile ortaya çıkan reklam karmaşasına son vermeye hazırlanıyor. Zaman Gazetesi'nde yer alan habere göre düzenlemeyle televizyonların 1 saatlik program içerisinde yayınlanacak olan 12 dakikalık reklam süresini kullanmak konusunda serbest bırakılması nedeniyle seyirciyi rahatsız edebilecek şekilde bu hakkı kullanmalarının önüne geçilmesi hedefleniyor.
Devamı için tıklayınız ...
En popüler forsat sitelerinden birisi olan MArkafoni, 22 – 26 Nisan tarihleri arasında yürütülecek olan indirim kampanyasında manken Tuğçe Kazaz ile çalıştı. Kazaz indirim kampanyası için gerçekleştirilen çekimlerde pek çok ünlü markanın ürünleri ile poz verdi.
Mehmet Erzincan tarafından Fabrika Stüdyoları'nda yapılan çekimlerin moda editörlüğünü Mert Aslan üstlendi. Site üyeleri Kazaz tarafından sergilenen ürünlere indirimli olarak sahip olma şansı bulacaklar. Kazaz'ın sergilediği koleksiyonda ayrıca Ezra ve Tuba Çetin tarafından dünyanın ilk kadın savaş Pilotu Sabiha Gökçen'den ilham alarak oluşturulan Lady Aviator koleksiyonundan özel parçalar da var. Lady Aviator Paris Moda Haftası'nda da sergilenmişti.
Devamı için tıklayınız ...
Zaman Gazetesi, 25. yılını kutlamaya hazırlandığı günlerde okurlarına aynı zamanda da 1 milyonu aşan tirajı için teşekkür ediyor.
Geçtiğimiz hafta gazetenin satış rakamlarının 1 milyon sınırını aşmasının ardından hazırlanan reklam filminde son 25 yılın önemli aktörleri görüntüleriyle yer alıyor. ‘1 Milyon Teşekkür' sloganı ile ekrana gelen reklam filmi, çeyrek asıra damga vurmuş olan pek çok ismi izleyicilere hatırlatıyor. Ekrana gelen isimler arasında Smiley karakterinden, Darth Vader'a, Mesut Yılmaz'dan George Bush'a, Azra Akın'dan Prenses Diana'ya kadar pek çok isim yer alıyor.
Devamı için tıklayınız ...
Medya satın alma ve planlaması alanında da hizmet gösteren Biamedya Azerbaycan Havayolları'nın kabin içi reklam gösterim haklarını aldı. 15 Nisan 2011 tarihinde gerçekleşen anlaşma ile, Azerbaycan Hava Yolları'nın yurt içi ve yurt dışı hatları kabin içi reklam alanlarının bütün satış hakları Biamedya'nın oldu.
Biamedya Genel Müdürü Cem Mengüç, “Markanız Bizimle Dünyayı Dolaşsın” sloganıyla yola çıkan Biamedya'nın kabin için reklam alanlarıyla reklam vermek isteyen firmalara yeni olanaklar sunduklarını ve şirketin dünyanın en iyi havayolu şirketlerinin de reklam alanlarını bünyelerinde barındırarak büyüyeceğini söyledi. Biamedya Türk Hava Yolları kabin içi AIRSHOW ve ONAIR TV'nin de bütün reklam satış haklarına sahip.
Devamı için tıklayınız ...
CHP'nin “Ben Kemal Kılıçdaroğlu…” repliğiyle dikkat çeken reklam filmlerinin ABD'de daha önce yürütülen kampanyalara benzerliği ortaya çıktı. Sık sık ekranlar gelen CHP reklam filmleri format açısından daha önce ADB'de başkanlık için yarışan John Kerry ve John Main'in kampanyalarıyla benzerlik taşıyor. Özellikle “Ben Kemal Kılıçdaroğlu… Ben buna inanırım...” repliğinin taşıdığı benzerlik dikkat çekiyor.
Devamı için tıklayınız ...
Google'ın reklam gelirleri ile ilgili uzun süredir süren tartışma, reklam sisteminin otomatik bir gelir üretmesidir. Son kanıt olarak, yılın ilk üç ayında geçen yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında % 27'lik bir artış ile kar olarak 2.30 milyar dolar ve gelir olarak 8.58 milyar dolar elde etmiştir.
Bu rakamlar çok yüksek meblağlarken, Google'ın 8.08 $ beher hissesi kazançları 8.11 $ beher hisse bekleyen Wall Street'in beklentilerinin altında kalmıştır.
Devamı için tıklayınız ...
RTÜK yasasında 1 Nisan tarihi itibariyle yürürlüğe giren reklam ve süre zamanlaması konusundaki değişiklikler etkisini göstermeye başladı.
Nar Ajans tarafından yapılan araştırma televizyon reklamlarında toplam spot sayılarında ciddi oranda düşüş olduğunu ortaya koyuyor. 1 – 20 Mart tarihleri arasında otuz televizyon kanalında toplam 323 bin 314 reklam spotu yayınlanırken, 1 – 20 Nisan tarihleri arasında 263 bin 31 adet spot yayınlanmış.
Devamı için tıklayınız ...
Portsmouth'ta yapılan araştırmalarda çıkan düşük diş sağlığı oranları nedeniyle Ulusal Sağlık Hizmeti şubesi tarafından bir diş sağlığı reklamı hazırlandı. 16 – 35 yaş arası erkeklerin ancak anneleri, eşleri ya da kız arkadaşlarının hatırlatmasıyla diş hekimine gittiğinden harekete eden reklam filmi bir fenomen haline gelen ‘Alacakaranlık' (Twilight) filminden esinleniyor. İlgiyle izlenen reklam filminde Lola Mola isimli genç kız vampir sevgilisiyle sevişmeyi dişleri ve kötü ağız kokusu nedeniyle reddediyor.
Devamı için tıklayınız ...