2012/11 Blog Arşivi

Otomobil tamircisi Mithat Koç, fırtınada kaybettiği reklam tabelasının yerine yenisini yaptırmak istedi. Fakat duyduğu fiyatları çok pahalı bulan Koç, kendi çözümünü aramaya başladı.


Devamı için tıklayınız ...

Tekirdağ'ın Çerkezköy ilçesinde yaşayan Şaban isimli genç, kız arkadaşına sıra dışı bir yöntemle evlenme teklifi etti. Dizi filmlerde görmeye alışık olduğumuz sıra dışı evlilik teklifi gerçek oldu. Çerkezköy ilçesinin Barbaros Caddesi ve Fevzipaşa Caddesi'ni birleştiren kavşağın olduğu yerdeki reklam tabelasına ilan veren genç, sevdiği kızın adının olduğu panoya "Asude, benimle evlenir misin?" yazdırdı. Tekirdağlıların şaşkınlıkla karşıladığı reklam panosu daha sonra yerini gülümsemeye bıraktı. Asude'nin bu güzel jeste ne cevap vereceği merakla bekleniyor.  


Devamı için tıklayınız ...

Son günlerin sıkça gündeme gelen konusu: 'Sosyal medya mı? Geleneksel medya mı?'

Bir tarafta geleneksel medya, diğer tarafta ise dijital çağın yeni medya sistemi sosyal medya. Özellikle işin reklam kısmına bakacak olursak, hangi medya sisteminin daha etkili olduğuna objektif bir şekilde yaklaşmaya çalıştım.

Geleneksel medya hepimizin bildiği gibi televizyon, radyo, gazete ve dergi gibi kitle iletişim araçlarından yapılan faaliyetleri kapsar. Hedef kitle tarafından herhangi bir katılımın olmadığı; monolog (tek taraflı) bir yayın sisteminin belirlendiği, yapılmak istenilen düzeltmelerin bile sonradan yapılamadığı sınırlı bir sistemdir. Geleneksel medya üzerinden yapılan reklam faaliyetleri oldukça maliyetli ve geri dönüşlerin hemen alınamadığı bir reklam sistemiyle çalışır. Durum böyle olunca, hem reklam verenler hem de reklam yapılmak istenen hedef kitle için sıkıntılı bir süreç başlar. Geleneksel medyada istediği randımanı alamayan reklam veren, çareyi sosyal medya üzerinden yapılan reklamlarda arar çünkü geleneksel medyanın yeni dönemdeki rakibi sosyal medya üzerinden yapılan reklamlar oldukça düşük maliyetli; hızlı geri dönüşler sağlayan ve herkese değil, hedef kitleye reklam yapan bir sisteme sahiptir. Televizyon ekranında ya da gazete sayfasında, ürünün en iyi özelliklerinin tanıtıldığı, kullanıcı yorum ya da fikirleri olmadan yapılan bu reklam yöntemi yerini internet üzerinden yapılan karşılıklı yorum ve fikirlerin yer aldığı reklamlara bırakmaya başladı. Tüm geleneksel medya reklamları, sosyal medyaya geçmeye başlıyor diyemeyiz ama geleneksel medya reklamlarının pahalı oluşu; statü sahibi markaların reklamlarına yer verişi gibi kriterlerinden dolayı bir çok reklam verene başka yolun olmadığını söyler gibi. Özellikle küçük esnaf olarak bilinen işletmelerin geleneksel medya üzerinden reklam yapma şansının, sosyal medyaya oranla çok az olması, sosyal medyanın hayatımıza hızlı bir giriş yapmasına neden oldu. En çok da yazılı ve görsel basında yasaklanan markaların; reklam gereksinimlerini karşılayan, bu markalara özgürce reklam yapma şansını veren sosyal medya, tüketicilerin diyalog ve paylaşımlarıyla beslenerek geleneksel medyanın sağlayamadığı şartları sunuyor. Marka olmuş firmalar için vazgeçilmez olan geleneksel medya, birçok dezavantajı olmasına rağmen tercih sebebi olduğu için bugün sosyal medyanın çok hızlı yükselişine rağmen ayakta durabiliyor. Tüm bunların dışında hem sosyal medyayı hem de geleneksel medyayı kullanarak reklam yayınlarına devam eden ve bu iki medya sisteminin de avantajlarından yararlanan şirketler var. Sosyal medyada istediği hedef kitleye en net şekilde ulaşan ve daha az maliyetle daha fazla reklam şansına sahip olan firma, sosyal medyanın bu avantajlarını kaçırmadığı gibi geleneksel medya üzerinden de reklam yayınlarına devam ederek her iki medyadan da faydalanıyor. Hangi medya sisteminin daha etkili olduğu konusunda herkesin kafasında bir cevap mutlaka vardır ama bu iki medya kanalının birbirini beslediği ve ikisinin de birbirinden farklı ama etkili yöntemlerinin olduğu ortada. Marka olma yolunda ilerleyen, reklam bütçesi kısıtlı olan ve geleneksel medyada reklam şansı yasaklanan markaların tercihi sosyal medya reklam olurken; statü sahibi, adını markalaştırmış ve reklam bütçesi konusunda sıkıntı yaşamayan şirketlerin tercihi ise geleneksel medya oluyor.
Devamı için tıklayınız ...

3.sü düzenlenen reklam sempozyumunun konuşmacıları arasında yer alan Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, en çok şikayet aldıkları sektörleri söyledi. Son üç yılda ürün reklamlarına gelen şikayetlerin çok arttığını söyleyen Yazıcı, en çok Gıda, kozmetik ve sağlık sektörlerinin yaptığı ürün reklamlarından şikayet aldıklarını söyledi. Ölümle sonuçlanabilecek durumlara yol açabileceği için bir çok reklamı durdurma kararı veren Yazıcı; sağlık alanında 1.797, gıda alanında 1.444, kozmetik ürünleri alanında 587 başvuruyu incelediğini söyledi. Sağlık sektöründeki 981,  gıda sektöründeki 420, kozmetik sektöründeki 211 reklam için durdurma kararı verildi dedi. en çok internet üzerinden verilen reklamların kendilerini zorladığını söyleyen bakan, internet mecrasından yapılan reklamlar için ayrı bir mekanizma oluşturulmalı ve bu mecradan yapılan reklamlar denetim altına alınmalı diye konuştu.  


Devamı için tıklayınız ...

Reklam Kurulu'nun sıkı denetimleri sonucu, bir çok turizm şirketine  ceza kesildi. 9 ay gibi kısa bir dönemde 196 turizm şirketi ceza uyarısı alırken, alınan bu uyarıların en büyük sebebi eksik ya da yanlış bilgi verilmesinden doğdu.

Tüketicileri yanlış bilgilendiren, eksik belgesi olduğu halde belgesi varmış gibi gösteren turizm firmalarından üç tanesine 1,1 Milyon TL civarı para cezası kesildi. Uyarıda bulunulan şirketlerin %61'i, kendi internet sitelerinden verdikleri yanlış ve eksik bilgiler yüzünden para cezasına çarptırıldı.


Devamı için tıklayınız ...

Beşiktaş yönetimi tarafından İnönü Stadyumu'nun tuvaletlerine alınan reklam, Beşiktaş taraftarını ikiye böldü. İnönü Stadyumu'ndaki pisuvarların üzerine asılan kadın fotoğraflarının olduğu reklam afişleri, akılları karıştırdı. Kadın fotoğraflarının yer aldığı reklam afişinde: 'Bahse girerim en büyük sensin!' diye yazması bir kısım taraftar taraftarın tepkisine neden olurken; bazı taraftarlarca beğenildi. Tuvaletlerde kadın fotoğraflarının olması kimilerine göre etik bulunmazken, kimilerine göre de akıllıca bir reklam yöntemi olarak değerlendirildi. Bakalım Beşiktaş taraftarını ikiye bölen reklam afişlerinin durumu ne olacak?


Devamı için tıklayınız ...

Amsterdam'da, dünyanın en pis hosteli olarak bilinen Hans Brinker, internet sitesinde yazılan doğru metinler sayesinde müşteri akınına uğruyor.


Devamı için tıklayınız ...

‘Maslak 1453' adını verdiği yeni projesinin reklam filmiyle, son günlerin en çok konuşulan isimlerinden biri olan Ali Ağaoğlu, Reklam filminde çok iddialı ve kibirli olduklarını kabul etti.


Devamı için tıklayınız ...

Arabesk müziğin sevilen sanatçısı Müslüm Gürses, hastalanmadan önceki dönemde Çaykur reklam filmlerinde oynamış ve oldukça olumlu tepkiler almıştı. Şimdilerde yoğun bakımda hayat mücadelesi veren Gürses'in, Çaykur için çekilen reklam filmlerinin televizyonda dönme oranı artınca, sosyal medyadan Çaykur'a büyük tepkiler gelmeye başladı.


Devamı için tıklayınız ...

Türkiye'nin ve dünyanın en önemli havayolu şirket işletmecisi TAV Havalimanları için Dreambox tarafından yapılan reklam filmi Cannes'dan ödülle döndü.

"TAV olmasa ne olur?" sorusundan yola çıkılarak hazırlanan reklam filminde, havalimanında hayatın bir anda durması işleniyor. Reklam filminin yönetmenliğini Louis Van Zwol yaparken, kreatif direktörlüğünü de Çağrı Öztoksoy üstlenmiş. Kurumsal filmler kategorisinde “Gümüş Yunus” ödülünü alan Dreambox, Türkiye adına bir ilk olan bu ödülü bizlerle tanıştırmış oldu. Tav Holding için çekilen reklam filmi Eylül ayında New York'da yapılan Telly Awards'da da ödüle layık görülmüştü.


Devamı için tıklayınız ...