t Arama Sonucu Bloglar
Şirketlere özel reklam uygulamasını hayata geçirmeye hazırlanan Pinterest, yaklaşık 7 ay önce yaptığı denemelerde olumlu sonuçlar almıştı. “Promoted Pins” adını verdiği reklam modeli ile şirketlere reklam yapabilme avantajı sunan Pinterest 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren uygulamasını hayata geçirecek.
Promoted Pins ile reklam veren şirketlerin pin'leri %30 daha fazla kişiye ulaşıyor ve pin'ler 11 kez re-pin ediliyor. Pinterest reklam uygulaması sayesinde, şirketlerin Pinterest'te de etkili reklamlar yapabileceği düşünülüyor.
Devamı için tıklayınız ...
Reklam.com.tr ekibi olarak 2014 yılında Türkiye'de bulunan reklam ajansları tarafından hazırlanan en keyifli reklamları derledik. 1- THY, Lowe Istanbul THY'nin "Hayal Edince" adlı reklam filminde, uçakları neredeyse sihirli bir şey olarak gören ve Iğdır'da bir havaalanı olmasını hayal eden çocukların sonunda hayallerine kavuşmaları anlatılıyor. Reklamda, çocukların masum hayallerine kavuşmak için pek de gerçekçi olmayan ama kendileri için büyük önem taşıyan projelerini seyrediyoruz. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda ilk defa yayınlanan reklam, Lowe İstanbul reklam ajansı tarafından hazırlanmış. Bilindiği gibi THY, dünyanın en çok yerine uçan hava yolu firması olduğu temasını işleyen uluslararası reklamlara da sahip ve bu yüzden olsa gerek, reklamın sonunda “Türkiye’de uçmadığımız tek bir yer kalsa, dünyada en çok noktaya uçmuşuz ne fayda" sözlerini duyuyoruz. 2- THY Miles & Smiles, Innocean Worldwide Turkey THY, Miles & Smiles kartının 25. yılı için başlattığı kampanyada bir kişiye 1 milyon mil olmak üzere toplam 25 milyon mil hediye veriyor ve bu kampanyaın tanıtım filminde, büyük ödülün sahibini bulup 1 milyon mil içeren Miles & Smiles kartını ele geçirmeye çalışan korsanlar görüyoruz. Bir macera filmini andıran reklamda, kahramanımız 1 milyon ödüllü kartını kah kaybediyor kah tekrar ele geçiriyor ve sonunda da korsanların elinden tamamen kurtulmayı başarıp dünya seyahatine başlıyor. Bu etkileyici kampanya tanıtım filmini tasarlayan reklam ajansı ise Innocean Worldwide Turkey. 3. Akbank, TBWA\ISTANBUL Akbank’ın Zıt İkizler reklam kampanyası için hazırlanan seride bu kez karşımıza Naim Süleymanoğlu çıkıyor. Süleymanoğlu için kullanılan "Cep Herkülü" ifadesi ile Akbank'ın cep telefonu aracılığıyla alınabilen İhtiyaç Kredisi arasında paralellik kurulan reklam, TBWA\ISTANBUL reklam ajansı tarafından tasarlanmış. Son derece eğlenceli olan reklamda, Nuri'nin ünlü halterciyi nasıl kaset çıkarmaya ikna ettiğini görüyoruz. 4. Anadolu Sigorta, Rabarba Anadolu Sigorta'nın araç kaskosuna yönelik son reklam filmi, bir nevi "Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz!" atasözüyle aynı kapıya çıkıyor ve hayatta her şeyin olabileceği mesajını vermek için efsanevi bilgisayar oyunu Street Fighter'dan bir dövüşçüye bir arabayı parçalatıyor. Röportaj yapılan kişinin komik cevapları ve üslubuyla birleşen bilgisayar oyunu karakteri, reklamı iyice absürd bir havaya sokuyor. Rabarba reklam ajansı tarafından hazırlanan reklam oldukça eğlenceli. 5. Falım, Alametifarika Bildiğimiz gibi Falım markası "Her Gün Bir Falım, Stressiz Başım" sloganıyla hazırladığı bütün reklamlarında, stresli durumlarla karşı karşıya kalan insanların Falım sakızlarını çiğneyerek rahatladıklarını anlatıyor. Markanın Alametifarika reklam ajansı tarafından hazırlanmış son reklamında son derece gergin bir taksi şöförünün birçok alternatif tedavi ve rahatlama tekniğinden yararlanamayıp, Falım sakızlarıyla rahatlaması mizahi bir dille anlatılmış. 6. Arabam.com, Concept Sadece otomobil satışı gerçekleştirilen Arabam.com sitesinin tanıtım filminde, başka birçok şeyle birlikte araba da satılan websitelerinden alınan arabanın hayrını görmenin biraz zor olduğu anlatılıyor. Concept reklam ajansının hazırladığı reklam, hem mobilya hem de araba satan websitelerinin sunduğu ürünlerin hayalkırıklığı yaratabileceğini ifade ediyor. 7. Bilio.com, Y & R İstanbul Bilio.com sitesinin internette bulunabilecek en hesaplı alışveriş sitesi olduğu vurgulanan reklam serisinde, gereğinden fazla para verilerek satın alınan ve dolayısıyla kullanıcılarının fiyatıyla orantılı olarak haddinden fazla değer verdiği eşyalar görüyoruz. Markanın ilk reklam kampanyası, Y & R İstanbul reklam ajansı tarafından hazırlanmış. 8. Vatan Bilgisayar Vatan Bilgisayar'ın 2014 yılındaki indirimli Asus dizüstü bilgisayar kampanyası dahilinde yayımlanan reklam filmlerinde, eski bilgisayar kullanıcılarıyla dalga geçiliyor. Hedef kitlesi eski bilgisayar sahibi izleyiciler olan reklam, izleyicileri indirimli Asus bilgisayarları almaya teşvik ediyor.
Devamı için tıklayınız ...
Publicis Türkiye Reklam Ajansı daha yeşil bir dünya için önemli bir projeye imza attı . Yeni yıl kutlaması için belirlediği bütçeyi TEMA Vakfı ile fidan dikmek için kullanacağını açıkladı.
Ajans fidan dikmenin önemini vurgulamak için Ajans personellerinden birinin yılbaşı ağacı olmasına karar vererek, “Yılbaşı ağacı süslemeyelim, ağaç dikelim” Mesajını veriyor
Devamı için tıklayınız ...
Dijital çağın en önemli yeniliklerinden birisi de internet reklamcılığıdır. Yazılı ve görsel basın reklamlarını hızla gerisinde bırakan internet reklamcılığını neden tercih etmeniz gerektiğini 5 nedenle anlatacağız:
1) Reklamınızı kendi belirlediğiniz ve sektörünüzle alakalı kitleye gösterme şansına sahipsiniz. Bu durum reklama harcayacağınız bütçenin de daha az olmasına neden olur. Bütçe sizin kontrolünüzdedir, ayrıca reklamlarınızı hangi saatte yayınlayıp yayınlamayacağınıza karar verebilirsiniz.
Devamı için tıklayınız ...
2014 yılını geride bırakmamıza çok az bir zaman kalırken; sizler için 2014 yılına damga vuran isimleri, en beğenilen işleri ve sosyal medyada en çok konuşulan konuları hatırlayacağımız bir yazı derlerdik. En Çok Aranan Kelimeler Geride bırakmaya hazırlandığımız bu yıl Türkiye’de en çok; oldukça olaylı günler yaşanmasına sebep olan seçimlere ait sonuçlar arandı. Almanya Futbol Takımının Arjantin’i uzatmalarda 1-0 yenerek elde ettiği Dünya Kupası da en çok arananlar listesindeki yerini aldı. Tüm Türkiye’yi yasa boğan Soma faciası da Türkiye’nin 2014 yılında en çok aradığı kelimelerden oldu. Popülerliği Artan İsimler 2014 yılında popülerliği artan ve Türkiye’nin en çok aradığı ünlü isimlerden biri; geçirdiği hastalığı ile hayranlarını korkutan ünlü oyuncu Nejat İşler oldu. 2014 yılının en çok aranan ismi Nejat İşler olurken, Gezi olayları sırasında yaralanarak hayatını kaybeden Berkin Elvan, listenin ikinci sırasında yer aldı. Cumhurbaşkanlığı için CHP ve MHP tarafından ortak aday seçilen Ekmeleddin İhsanoğlu da 2014 yılında popülerliği arttığı için en çok arananlar isimler listesine girenlerden oldu. En Çok Reklam Veren Markalar 2014 yılında ulusal kanallarda en çok gıda sektörünün reklam verdiği belirlenirken, gıda sektöründe en çok reklam veren markalar ise ; Ülker, Algida ve Eti Oldu. En Çok Reklam Veren Sektörler Türkiye'de en çok reklamı 4.016 saat süreyle gıda sektörü verirken, telekomünikasyon sektörünün 2.874 saatle ikinci sırayı aldığı belirlendi. Özellikle kadınların oldukça fazla dikkatini çeken kozmetik ve kişisel bakım sektörü 2.504 saatlik reklam süresiyle en çok reklam veren üçüncü sektör olmayı başardı. En Çok Aranan Filmler Çektiği film serileriyle adından sıkça bahsettiren Şahan Gökbakar, “Recep İvedik” adını verdiği filminin dördüncüsü ile Google’da en çok aranan film oldu. Başrollerini, İşler Güçler dizisinin sevilen oyuncuları Ahmet Kural ve Murat Cemcir’in oynadığı “Düğün Dernek” filmi ise listenin ikinci sırasında yer aldı. Ünlü komedyen Ata Demirer’in rol aldığı “Eyvah Eyvah” serisinin üçüncü filmi de, Türkiye’nin 2014 yılında en çok aradığı üçüncü film olmayı başardı. En Popüler Televizyon Programları Komedyen Tolga Çevik’in oyuncu Ezgi Mola ile birlikte sahne aldığı “Komedi Dükkanı” programı, 2014 yılında popülerliği en çok artan televizyon programı olurken, ünlü modacılardan oluşan jürisi ile yarışmacıların giyim tarzının tartışıldığı “Bu Tarz Benim” programı listenin ikinci sırasında yer aldı. En Popüler Şarkı Katıldığı bir ses yarışmasıyla adını duyuran İrem Derici, 2014 yılının en çok dinlenen ve popüler olan şarkılarıyla karşımıza çıktı. “Kalbimin Tek Sahibine” adını verdiği romantik şarkısıyla dikkatleri üzerine çeken Derici, bu yılın en popüler şarkısına da imza atmış oldu. En Popüler Dizi Televizyon yayıncılığının neredeyse vazgeçilmezi haline gelen dizi sektörünün yayınları, 2014 yılının yapımlarıyla evlerimizdeki yerini aldı. Fox Tv’nin dikkat çeken dizisi “Kiraz Mevsimi” bu yılın en popüler dizisi olurken, Kanal D tarafından ekranlara getirilen “Güneşi Beklerken” en popüler ikinci dizi olarak listedeki yerini aldı. 2014 yılında Türkiye’nin gündemini oluşturan kişi ve olayları kısaca hatırlamış olduk. Reklam.com.tr Ailesi olarak 2015 yılının herkese sağlık ve mutluluk getirmesini diliyoruz. Mutlu Yıllar!
Devamı için tıklayınız ...
Ak partinin 2015 seçimlerinde kullanacağı şarkı bugün ilk kez Konya İl Kongresinde ünlü müzik grubu “Ayna” tarafından seslendirildi.
Seçim şarkısının sözleri AK Parti'nin reklamlarının Yetkili reklam Ajansı ARTER tarafından uyarlandı. Seçim şarkısı "Kiziroğlu Mustafa Bey" adlı türkünün Ak Parti için uyarlanmış bir versiyonu.
Devamı için tıklayınız ...
THY, WE'R adını verdiği ve Türkiye'ye özgü ürünleri kapsayacak yeni bir markayla kârını artırmayı ve ülkemizi daha iyi tanıtmayı amaçlıyor. WE'R markasının tanıtıldığı reklam filminde, ülkemizi ziyaret eden turistlerin WE'R ürünleriyle Türkiye'de geçirdikleri güzel zamanları hatırlayacağı konusu işlenmiş.
WE'R markasının Nar Gourmet tarafından hazırlanacak ürünleri ilk etapta çay, kahve, zeytinyağı, reçel, akide şekeri, nar ekşisi, tahin-pekmez, lokum, bal, kuruyemiş, kuru meyve, sabun ve marmelat ürünlerini içerecek. Öncelikli olarak yabancı turistlere satışı amaçlanan ürünler, havaalanlarındaki Duty Free mağazalarında, 1. sınıf turistik bölgelerde ve ayrıca THY'nin websitesinde bulunabilecek.
Şimdilik yalnızca Türk mutfağına özgü ürünleri satışa çıkaracak olan WE'R markası, ilerleyen zamanlarda kültürel ürünleri de satış yelpazesine ekleyeceğini belirtti. WE'R markasının açılımı ise "We're From Turkey" anlamına geliyor.
WE'R markasının Nar Gourmet tarafından hazırlanacak ürünleri ilk etapta çay, kahve, zeytinyağı, reçel, akide şekeri, nar ekşisi, tahin-pekmez, lokum, bal, kuruyemiş, kuru meyve, sabun ve marmelat ürünlerini içerecek. Öncelikli olarak yabancı turistlere satışı amaçlanan ürünler, havaalanlarındaki Duty Free mağazalarında, 1. sınıf turistik bölgelerde ve ayrıca THY'nin websitesinde bulunabilecek.
Devamı için tıklayınız ...
Dijital yıllarla ölçüldüğünde, banner reklamların yaşlandığını söyleyebiliriz. Peki, banner reklamlar artık emekli olmalı mı? İlk banner reklamı Ekim 1994'te yayınlandı. Yani 2014'te banner reklamları 20 yaşına girmiş oldu. İnternetin bir yenilik olarak görüldüğü, internet erişiminin düşük olduğu ve interneti sadece telefon hattı aracılığıyla 56k hızında kullanabilen şanslı bir azınlığın olduğu yıllardan bu yana çok şey değişti. Günümüzde, ABD nüfusunun internet kullanım oranı %90'lara yaklaşıyor, herhangi bir Starbucks'tan internete hızlı erişim sağlanabiliyor ve uçaktayken görülen banner reklamları artık olağan hale geldi. Dijital medyadaki ciddi büyümeye rağmen, banner reklamları '90'ların başında yayınlandığı şekle çok benzer bir biçimde yayınlanıyor. Aslında hakkını vermek gerekir: Animasyonların çoğu Geocities çağında evrim geçirdi ve banner'lar da zaman zaman sınırlarının dışında etkili olabildi. Ancak en hızlı büyümenin yaşandığı RTB medyası (Real Time Bidding- Gerçek Zamanlı Teklif), neredeyse tamamen sektörün "standart banner" olarak adlandırdığı reklamlardan oluşuyor. Bu standart banner'lar statik veya animasyonlu olabiliyor ve tipik olarak flash veya resim dosyaları kullanılarak hazırlanıyor. İşin temeline bakarsak, bu standart banner'lar atalarına çok benziyor: sayfa "içeriği"nden ayrı duran ve sayfanın geri kalanıyla nadiren alakası olan bir dikdörtgen. Banner'lar 1994'ten bu yana elbette gelişme gösterdi, ama günümüz interneti için yeterli derecede geliştiğini söylemek biraz zor. Geçen yıllar boyunca, birçok kişi banner reklamların ölümünün yaklaşıp yaklaşmadığı üzerine kafa yordu ama banner'lar kullanılmaya devam etti. Bununla birlikte, 2014 için konuşursak, banner reklamları birçok tehditle karşı karşıya. Hiç Kimse Banner'ları Sevmiyor Birçok reklamcılık biçimi, tüketicilerden gelen olumsuz geri bildirimlerden payını alıyor. Banner'larsa, reklamcılık sektörünün kendi içinde en çok alay ettiği konulardan biri. Bir yaratıcı direktör, nadiren gözleri parlayarak fikirlerini standart banner reklamı içinde ifade etmeyi düşünür. Birçok yaratıcı ajans, banner reklamı üretmek yerine marka deneyimi, uygulama, websitesi ve benzer tasarımlar yaratmaya odaklanıyor. İşin medya kısmındakilerin bile banner reklamlar hakkında söyleyecek çok az olumlu sözü var. Herhangi bir dijital medya konferansına gidin ve banner reklamlar etrafında dönen temel konuların olumsuz olduğunu görürsünüz: Hiç kimse onları tıklamıyor, yarısı görülmüyor bile ve şaşırtıcı derecede yüksek sayıda banner, türlü dalaverelerle insanlar yerine robotlara servis ediliyor. Birçok sebepten ötürü, görüntülenme sayısı eskisi kadar hızlı büyümüyor. Magna Global, Nisan 2014 raporunda bunu şöyle ifade ediyor: "Geleneksel banner kampanyaları 2013'te çok az büyüyebilmiştir (+3%) ve bu, artık ömrünü doldurmuş bir formattır." Mobil Cihazları Unutun Standart bilgisayar banner'ları, yaratıcı ekipleri nadiren heyecanlandırıyorsa, bir de onlara mobil cihazlar için banner'lar hakkında ne düşündüklerini sormak lazım. Mobil cihazlar tartışmasız biçimde etkili bir medya stratejisinin bir parçası olabilir, ancak insanlar zamanlarının sadece %14'ünü bir browser üzerinde geçiriyor- ki browser'lar banner reklamlarının evidir. Birçok mobil uygulama banner reklamlar teklif ediyor ama bu formatların etkili olduğuna dair elimizde bir kanıt yok; ayrıca ölçüm sorunları, baş parmağın büyüklüğünden dolayı yapılan yanlış tıklamalar ve bannerların kullanıcıların düpedüz canını sıkması sorunu da mevcut. Bu gibi sebeplerden dolayı, birçok popüler uygulama başka reklam formatlarını kullanıyor. Mobil cihazlarda harcanan vaktin %17'si Facebook ve Instagram'da geçiyor ve bu iki site de banner reklamı kullanmıyor. Sosyal ve Doğal Sosyal medyanın popülerliği, mobil cihazların çok ötesinde. Günümüzün popüler sosyal platformlarının hiçbirisi standart banner reklamı formatını desteklemiyor ve bu durum da yakın zamanda değişeceğe benzemiyor. Twitter ve Pinterest gibi platformlar reklamcılıkla deneyler yapmaya başladığında, reklamlar banner'lardan çok organik gönderilere benzemişti. Bu çeşit "in-feed" (içeriğe yedirilmiş reklamlar) veya doğal reklam ("native ad") birimleri sadece sosyal medyada kullanılmıyor ve geçtiğimiz yıl birçok anaakım yayıncı doğal reklamcılık teklifleri sunmaktaydı. Bu trend mobil cihazlarda daha çok göze çarpıyor çünkü sınırlı büyüklükte bir ekran için reklam formatı seçmek durumunda olan yayıncılar, gittikçe artan oranda doğal reklamları seçiyor. AOL'nin mobil cihazlar direktörü Chad Gallagher, "Mobil cihaz reklamcılığının geleceğinin doğal reklamlarda olduğuna inanıyoruz" demiştir. Daha Fazlasını İstemek Programatik banner'ların hızlı büyümesi pazarlamacılar ve yayıncılar için birçok fayda sağlamıştır ama bazı yayıncılar bundan maksimum derecede yaralanmak için her bir sayfa içinde yer alan banner reklam alanı sayısını artırma yoluna gitmiştir. Bunun kısa süreli gelir artışı sağladığı doğrudur, ama bu banner yerini fazlalaştırma dalgası reklam kalitesini epey düşürmüştür. 8 tane banner reklamın yanında yer alan 9. bir banner'ın fark edilme olasılığı düşüktür ve tabi ki, bu banner'lar anasayfayı açtığımızda görüğümüz alanın çok daha aşağısında yer alıyorsa görünme oranı da düşüktür (ki RTB medyasında bu oran en düşük seviyededir). Sitelerin tıka basa reklamlarla dolmasını bir sorun olarak gören Google, 2012 yılında çok sayıda reklam içeren websitelerine ceza vermeye başladı. Bunun kısmen faydası oldu ama bu önlem, sitedeki içerikten arta kalan alt kısımların reklamlarla dolup taşması konusunda bir çözüm sunmuyor. Dahası, yayıncıların doğal, video ve içerik reklam birimlerini daha fazla kullanmasıyla birlikte, banner'lar kullanıcıların dikkatini çekme ve ilgiyi üzerine tutma konularında daha fazla rekabete maruz kalıyor. Peki Şimdi Ne Olacak? 20 yaşını dolduran banner reklamlarına karşı birçok trend var. Banner reklamları, azimle bu trendlere karşı duracak, gelişecek ve bir 20 yıl daha mı yaşayacak? Daha da önemlisi, bir 20 yıl daha yaşamalı mı? Yoksa reklam sektörü bir anlaşmaya vararak banner reklamlarını tedavülden kaldırsa ve başka reklam birimlerine odaklansa daha mı iyi olur? Kesin olan tek bir şey var: Yayıncılar, para neredeyse orada olacaklar. 300x250 piksele sahip standart banner reklamlar için teklif talepleri oldukça, tedarikçiler de satış stoklarında bunları bulunduracaklar. Şüphesiz banner reklamları 20 yaş krizini atlatacak ama banner reklamlarının zirvede olduğu zamanları çoktan geçtiğimizi düşünüyorum. Önümüzdeki 5 yıl içinde, en ciddi büyümeyi video ve "in-stream" (videoların öncesinde, ortasında veya sonunda görünen reklamlar) reklam formatları gösterecek. Programatik reklamlar sayesinde görüntülenme sayısının artması, kısa süreli olarak banner'ların cebini doldurabilirse de, BuzzFeed, Facebook ve Twitter'ın banner dışı reklamcılığı desteklemesi sebebiyle toplam görüntülenme sayısının önümüzdeki yıllarda düşmesini beklemek daha doğru olacaktır. Banner reklamlarının 25. yılında geriye bakıp, "Standart banner'lar keşke 20 yaşındayken bu işleri bıraksaymış" diye düşünebiliriz.
Devamı için tıklayınız ...
Apple, 2015 yılına girerken güzel anıların ve daha da önemlisi güzel anıları kaydetmenin değerini anlatan sade ancak etkileyici bir reklam filmi yayınladı. Reklam filmi, bir gün sevdiklerimizden ve yaşadığımız güzel günlerden geriye sadece kaydettiklerimizin kalacağını hatırlatıyor.
Reklamda, bir genç kız anneannesinin söylediği bir şarkıyı kaydetmiş olduğu bir plak buluyor ve anneannesine yılbaşı hediyesi olarak plak kaydının üzerine MacBook'unda kendisi gitar çalarak aynı şarkıyı söylüyor. Daha sonra anneannesinin masasına bir iPad bırakarak "Play tuşuna bas" notu ekliyor ve anneannesi de bu düet karşısında hem seviniyor, hem de eski anılara dalıp hüzünleniyor.
Devamı için tıklayınız ...
Gittikçe daha çok reklam harcaması dijital kanallara yöneldiği için, bu kanallar her zamankinden daha yakın biçimde takip ediliyor ve inceleniyor. Reklamcılar, internet reklamcılığının sunduğu fırsatların yanısıra sektörün karmaşıklığının da farkına varıyor. Bildiğimiz televizyonlardan farklı olarak, dijital reklamcılar reklamlarını nerede ve ne zaman bulmaları gerektiği konusunda kendilerinden çok emin olamıyorlar. Bu durum da, ölçüm ve raporlama konularında ciddi bir ihtiyaç doğuruyor. Ama tüketiciler tam olarak neyi ölçmeli? Bir reklamdaki en önemli nokta, kampanyanın marka için değeridir. Gerçekte, bu değer kısa ve uzun vadeli gelirleri içerir. Ancak pratikte bu ölçüm şekline ulaşmak çok da kolay değildir ve bu yüzden de proksiler geliştirilmiştir. Uzun bir süre boyunca en önemli proksi tıklama oranı olarak algılanıyordu. Ancak pazarlamacılar, bunun iki sebepten ötürü zayıf bir proksi olduğunu düşünüyor. Birçok çalışma, marka hatırlama, marka tercih etme ve satın alma isteği gibi verilerle tıklama oranı arasında düşük ve bazen de olumsuz bir ilişki olduğunu gösteriyor. Ayrıca, birçok oyuncu, sahte tıklamalar aracılığıyla sistemle nasıl oynanabileceğini çözmüş durumda. Reklamcıların kaliteye odaklanmasıyla tıklama oranına bir alternatif gelişmiş oldu. Her ne kadar "kalite" belirsiz bir terim olsa da, pazarlamacıların kaliteyi ölçmek için birçok yöntemi var. Reklamlar Görülüyor mu? Bu kriter, Ölçüm: 101 dersi haline geldi: Gerçek insanlar, reklamları görüyor mu? Reklamların görülme imkanı var mı yoksa sayfanın çok alt kısmında mı? Bunlar basit sorular olmakla birlikte, kaliteyi belirlemekte ilk adım bu soruları cevaplamaktan geçiyor. Ortam, Markanın Mesajına Uygun mu? Reklamların nerede yayınladığı önemlidir. Pazarlamacıların kendilerine, reklamların yayınlandığı ortamın reklamların etkisini azaltan mı yoksa artıran mı bir etkiye sahip olduğunu sormaları gerekiyor. Estetik, içerik derinliği, resimler ve sayfaların sponsorluğunu yapan markalar gibi öğeler açısından bir kişinin ortamı değerlendirmesini isteyerek bir puanlama yapabilirsiniz. Ayrıca, firmalar farklı yerleşimlerin görünürlüğünü ölçmek için teknolojik incelemeler yapılmasına ve akışı miktarını, reklamyoğunluğunu, sosyal networklere bağlantı sayısını, takipçi sayısını ve ekran büyüklüğüne göre reklam boyutunu yüzde olarak belirlemek konularında yardımcı olabilir. Bu veriler, minimum kalite puanına erişmek için belirli bir puanlama sistemine göre değerlendirilebilir. Tasarım, yayıncılar ve yerleşimler minimum puanı geçiyorsa "yüksek kaliteye sahip" olarak değerlendirilebilir. Reklam Fark Ediliyor mu? Kaliteli ortamlarda gerçek insanların reklamları görüyor olması yeterli gibi görünse de, bu yeterli değildir. New York Times Meydanı'nı ve insanların dikkatini çekmek için adeta birbiriyle yarışan çok sayıda reklamı düşünün. Ve kendinize sorun: Burada reklam yayınlamam gerekseydi, reklamın mesajını nasıl fark edilebilir kılardım? Times Meydanı örneğinden devam edersek, boyut, yer, hareket ve ses öğelerinin hepsi önemlidir. Eğer tasarım görsel olarak çekiciyse ve eşsiz olduğu bir taraf varsa, reklamın insanlar üzerinde gerçekten bir etki bırakma ihtimali ciddi oranda artmaktadır. Bütün bu değişkenler, dijital reklamlar için de geçerlidir. Toplam piksel değeri yüksek olan daha büyük tuval üzerine baskı dahil olmak üzere bazı belirli tasarım değişkenleri, reklamın fark edilme olasılığını artırır. Estetik olarak hoş görünen bir tasarım, dikkat çekici bir mesaj verilmesi, reklamın incelenme süresini ideal uzunlukta tutan bir sayfa yerleşimi ve video ve sesin rahatsız edici olmayan bir birleşimi fark edilir ve dikkat çekici bir reklam için önemli öğelerdir. Reklam Hedeflemesi Doğru Yapılmış mı? Nitelikli sitelerde yayınlanan, yerleşim ve akışı ölçülüp biçilerek belirlenmiş, büyük boyutlu ve iyi tasarlanmış reklamlar kaliteli reklamcılığın olmazsa olmazıdır diyebiliriz. Ama burada eksik bir şey var: Hedefleme. Hedefleme ve reklamın görülme sıklığı, doğru kullancının reklamı doğru uzunlukta bir süre boyunca görmesini sağlar. Bunun yanı sıra, reklamı doğru bağlam çerçevesine oturtan bir hedefleme, tüketicinin reklamı anlaması için doğru bir zihinsel durumda olmasına olanak sağlar. Kaliteli reklamı bir yapboz olarak düşünürsek, yapbozun son parçası da marka mesajının doğru kitleye ulaşmasını sağlamaktır. Kaliteye odaklanmak, dijital reklam sektörü için önemlidir. Reklamcılar, reklamlarını tıklama oranına göre tasarlamaktan vazgeçmeli ve kaliteli reklamlar üretmeye yönelmelidirler. Fark edilebilir tasarımlar üretilmesine imkan sağlayan kaliteli ortamlar yaratma sorumluluğu da sektörün zirvesindeki yayıncılara aittir. Yayıncılar, pazarlamacılar, reklam ajansları ve firmalar dahil olmak üzere reklamcılık sektöründeki her birim, tıklama oranını bırakıp kaliteye odaklanmalıdır.
Devamı için tıklayınız ...