2012/01 Blog Arşivi

Yeni yılda yeni kanalı Star'da izleyicileriyle buluşacak olan Muhteşem Yüzyıl'ın sponsoru Sanat Halı oldu. Daha önce Show Tv'de yayınlandığı bölümlerde dizinin sponsorluğunu Fi Yapı üstlenmişti. Osmanlı Sultanı Kanuni Sultan Süleyman'ın hayatından bir kesitin ekranlara yansıtıldığı dizi, 4 Ocak'ta hayranlarıyla buluşacak.  


Devamı için tıklayınız ...

2011'in teknolojileri arasında cep telefonu, tablet, led televizyonlar ve dijital fotoğraf makinelerini sayabiliriz. Cep telefonlarında en çok kullanılan markalar: Samsung, Apple ve Nokia olurken, tablet pclerde, Apple zirvenin tek başına sahibi oldu. Fotoğraf makinelerinde ise, Nikon D90 ve Canon1000d yılın en çok tutulan modelleriydi.

2011 teknolojik açıdan bizi doyuran üretimlerde bulunurken, ilerleyen yıllarda karşımıza çıkacak olan kullanışlı üretimlerinde sinyallerini verdi.  


Devamı için tıklayınız ...

Her sene olduğu gibi bu sene de teknolojide yapılan hatalar oldu. 2011'in en büyük teknoloji hataları arasında Sony'nin adını duyduk. Anonymous'un yaptığı saldırılar ve çalınan bilgiler yüzünden sıkıntılı günler geçiren Sony PSN, iki ay gibi bir süre kapalı kaldığı için, ekonomik olarak çöküntüye uğradı.

Teknolojik hata yapan bir diğer büyük marka Blackberry oldu. Firmanın mobil kullanıcılarının yaşadığı internet bağlantı sorunu, markanın kullanıcı kaybetmesine neden olmuştu.


Devamı için tıklayınız ...

Televizyon dünyasının en parlak yıllarını geçirdiği son dönemlerde televizyonlarda yayınlanan programlar arasında süren kıyasıya rekabette, arama motorlarının galibi ‘Muhteşem Yüzyıl' oldu.

Arama motorlarında en çok arananlar listesinde ikinci sırayı e-Devlet alırken, üçüncü sırada ‘Adını Feriha Koydum' adlı dizi yer aldı. 2011'in en popüler oyuncusu Kıvanç Tatlıtuğ olurken, listeyi Beren Saat ve Nurgül Yeşil takip etti.


Devamı için tıklayınız ...

Tüm dünya da olduğu gibi ülkemizde de reklamların yapılma amacı; ürünün tanıtımını yapıp, hedef kitlelerin bilgilendirilmesidir. Yapılan bu tanıtımların, firmaya kazanç olarak geri dönmesi beklendiği için, reklam dünyasında pazarlamanın sınırı yoktur. Fakat bu sınırsızlık, dürüst davranmanın ötesine geçmemeli, ürün ya da hizmetin satışı için etik kurallar çiğnenmemeli diye düşünüyorum. Televizyon kanallarında sıklıkla izlediğimiz reklamların, farklı sloganları ve iddiaları olduğunu duyuyoruz. Peki bize tek taraflı iletişim modeliyle dayatılan bu reklamların doğruluk payı nedir? diye düşünmeden edemiyorum. “Çamaşırlarınızı korur, renklerini soldurmaz”, “10 yaş daha genç görünün”, “saçlarınız güçlenir, parlar ve dökülmez” gibi birçok iddiası olan ürünler, eğer söylediği vasıflara sahip değilse; bu durum tüketiciyi kandırmak olarak değerlendirilmelidir. Eğer şampuan saçlarımızı gerçekten güçlendirmeyecekse, “bunu çok iyi yapıyor” diye tanıtımı yapılmamalı. En çok zayıflatacağını iddia eden ilaç reklamlarına tepkiliyim. Başı kilolarıyla dertte olan, zayıflamak için her yolu bir çare denemek isteyen insanların zaaflarından yararlandıklarını düşünüyorum. Her firma ürününün satılmasını, daha çok tanınmasını ister ama reklam etiği dışına çıkarak, tüketiciyi aldatmaya yönelik tanıtım yapıyorsa, firmanın ömrünün uzun olmayacağı aşikardır. Dürüst olmayan reklamlarla tüketiciye sadece bir kez ürün satabilen firma, hem kendine hem de “anlık” inandırdığı tüketiciye zarar vermiş oluyor. Reklam kurulu tarafından incelenen reklamlarda, tüketiciyi aldatmaya yönelik, dürüst olmayan reklamların; yayından kaldırılmak, durdurulmak ve para cezası gibi yaptırımları olduğu için bu durumu daha dikkatli değerlendirmeli, üstümüze düşeni yapmalıyız diye düşünüyorum. Reklam Özdenetim Kurulu (RÖK) ve Radyo Televizyon Üst kurumu (RTÜK), kandırıldığınızı düşündüğünüz reklam şikayetlerini dikkate alıyor. Çünkü televizyon reklamları, insanlar üzerinde hatta toplum üzerinde oldukça etkili bir güce sahiptir. Yapılacak yanlış bir reklam uygulaması, söylenecek birkaç cümle; insanları farklı düşünmeye sevk edebilir.  Zaten tütün ve alkole getirilen reklam sınırlaması da bunun için değil miydi? Toplumu, özellikle genç kesimi zararlı alışkanlıklardan korumak, zararlı madde kullanımından uzaklaştırmak ve bunlara özendirmemek için reklamlara yasak koyulmadı mı? Bu tarz reklamlara gösterilen özenin aynısı; saçlarımızı güçlendirdiğini iddia edip, hiçbir etkisini göremediğimiz şampuanlara, çamaşırlarımızı bembeyaz yapacağını söyleyip, lekeleri çıkaramayan deterjanlara ve zayıflama garantisi vererek, insanları aldatan reklamlara da gösterilsin. Çünkü her ne kadar birbirinden farklı şeyler olduğu düşünülse de, ortak bir paydada birleşiyorlar: ‘her ikisi de hem maddi hem manevi zarar veriyor.’


Devamı için tıklayınız ...