Yaratıcılık, en çok reklam sektöründe önem kazanmaktadır. Günümüzde, bu sektördeki bütün mecraların kullanılmış veya kullanılıyor olması, insanların büyük bir çoğunluğunun bu duruma alışmasını sağladı. Günümüzde insanları şaşırtacak, meraklarını uyandıracak veya ilgilerini çekecek bir şey bulmak çok zor hale geldi. Tabi bu durum, reklam sektöründe yapılan, bütün işler için geçerli olmamakla birlikte, çok az çalışma gerçekten yaratıcılık içeriyor. Geri kalanların hepsi, tanıdık, bilindik metotları kullanıyorlar. Aslında yaratıcılık geliştirilemez, bu bir yetenektir, bir insanda ya vardır ya da yoktur gibi bir düşünce, doğru değildir. Bir insanın bu yönünü geliştirmesi mümkündür ya da bunu öğrenmesi diyelim. Bu yönün geliştirilmesi, öncelikle geniş bir bilgi birikimine sahip olmayı gerektirmektedir. İnsanın bilimsel disiplinlere, onların araştırma biçim ve elde etmiş oldukları sonuçlara, reklam tasarım biçimlerine, halkların yapısına, kültürlere, ekonomik döngülere yani pazarların işleyişine, pazarlama alanına, iletişim alanı ve buna benzer pek çok konuya hakim olması gerekiyor. Bütün bunları bildikten sonra, bunların birbirleriyle ilişkilendirilme biçimini, yani disiplinler arası düşünme biçimini öğrenmesi işini kolaylaştıran etkenler arasındadır.
Pratik uygulamalar ise bu işin en önemli noktasını oluşturur. Öncelikle, yaratıcılık alanının geliştirilebilmesi için geçmişten günümüze sektörde yapılmış ve başarılı olmuş, reklam kampanyalarını incelemek gerekiyor. Neler kullanılmış, tüketiciler en çok nelere aşina olmuş, hangi toplum, nelerden etkilenmiş, nelere tepki göstermiş, bütün bunların bilinmesi, kullanılmayan veya kullanılmaya müsait olan unsurların ortaya çıkmasını sağlayacaktır. Halk bilim, bu noktada oldukça önemli bir disiplindir. Gelenekleri ve görenekleri, bunların oluşturulma amaçları ve etkilerini ortaya çıkarır. Bununla birlikte, bu tip unsurlar, her toplum bireyinin düşünce yapısını ve ilgilerinin muhtemel yönlerini gösterir. İletişim en önemli konulardan birini oluşturur. Bununla ilgili, bütün bilgi ve sonuçları, iletişim kurma ve sürdürme yöntemlerinin de bilinmesi gerekir. İşte, bütün bu öğrenimlerden sonra, bu yönün ortaya çıkması, hatta şu bile söylenebilir, kişiye yaratıcı düşünmekten başka seçenek kalmaz.
Çünkü oluşturulan her düşüncenin, her fikrin daha önce olup olmadığı bilinecektir. Olmayan, insanların etkilenebileceği fikirler üzerinde çalışılacaktır. Bu yüzden bulunacak her fikir, ya yeni, ya farklı ya da yaratıcı olmak durumunda kalacaktır. Tabi bütün bu öğrenimleri, bilgileri alabilmek için, bir yüksek öğrenim kurumunun eğitiminden geçmek gerekiyor ya da piyasa da, geniş kapsamlı, bu tip bir eğitimi veren bir kurumdan. Bir kişinin kendi kendine, bu kadar bilgiyi öğrenmesi, hem zor hem de çok yoğun bir çalışmayı gerektirir. Yaratıcılık, geniş bir bilgi birikimi üzerindeyse, herkes geliştirmeye devam eder. İşte bu noktada bir yetenek olmaktan çıkıp uzmanlık olarak gün yüzüne çıkar. Zaten olması gereken de budur.