Aynı zamanda Lipton'un da üreticisi olan dünyaca ünlü marka Unilever, Peta'nın öncülüğünde başlatılan kampanya neticesinde kendisine ulaşan tepki e-postalarını dikkate alarak, artık herhangi bir şekilde üretimi yapılan malların canlı hayvanlar üzerinde test edilmeyeceğini ve üretimini gerçekleştirdiği ürünlerde hiçbir hayvanı kullanmayacağını açıkladı.
Unilever, dünyadan ve Türkiye'den yaklaşık 40 bin kişinin gönderdiği e-postalara kayıtsız kalmadı ve aldığı kararı kamuoyuyla paylaştı. Peta'nın başlattığı kampanyanın duyuruları sosyal medyada birçok kullanıcı tarafından paylaşılarak, konuda duyarlı olan insanları eyleme davet etti. Çağrıya tepkisiz kalmayan kişiler de, gönderdikleri e-postalarla markayı uygulamalarından vazgeçmeye çağırdı ve istenilen sonuç Unilever'in açıklamasıyla birlikte alınmış oldu.
Sosyal medyanın gücü ve etkisi giderek daha fazla konuşulur hale geldi. Markalar sosyal medya üzerinden pazarlama faaliyetlerini yürütürken, ister istemez kendilerine gelen talepleri de dikkate almak zorunda kalıyorlar. Sosyal medyada giderek payı artan pazarlama faaliyetleri içerisinde de, artık markaların tüketicilerinin taleplerini, memnuniyetsizliklerini yok sayma gibi bir imkanı kalmıyor. Son bir nokta ise, sosyal medyada paylaşılan kampanya neticesi haberinde markanın iletişim adresi tekrar verilerek, habere sevinenlerin bir de teşekkür e-postası atması talep ediliyor.
Buradan varacağımız ikinci nokta da bu. Sosyal medya üreticiler ile tüketicileri aynı platformda buluşturuyor ve iletişimin sürekliliğini sağlıyor. Ve bu yönüyle, uzun vadede tüketicileriyle iletişimini iyi kurabilen markaların varlık alanı olarak daha da önem kazanacak gibi görünüyor.