Bloglar, mikro bloglar, sosyal ağlar derken düştüğümüz interaktivite kuyusunda her gün daha da derine gitmeye devam ediyoruz. Uyum sağlayabilenler için çok da sıkıntılı bir durum değil. Her sektörün kendi iş akışına uygun bir şekilde sosyal medyayı kullanabilmesi mümkünken, internet üzerinden iş görüşmeleri yapılabiliyorken, bildiğimiz her türlü medyayı izleyip, üstelik dünyanın her yerine sanal tatile gidebiliyorken, uzaydan bile tüp siparişi verilebilirken duyduğum yeni bir haber beni hiç şaşırtmadı. Artık kullanmayana neredeyse uzaylı gözüyle bakılan, yemeyip içmeyip ille de sahip olmak arzusuyla yanıp tutuşulan iPhone, kendisi için geliştirilen özel aplikasyonlar sayesinde kullanıcılara artık neredeyse kişiye özel hizmet, (bunun bir profesyonel adı olmalı; “affiliate mobile applications” olabilir mi, olabilir, neden olmasın) verir hale geldiler. Bu hizmetleri kullanırken girilen günahları da unutmayan bir geliştirici en azından Katolikleri düşünerek bir uygulama tasarlamış. iPhone üzerinden günah çıkartma uygulaması, tam adıyla; “Confession: A Roman Catholic App”. Confession, oluşturulan şifre korumalı bir profil üzerinden adım adım günah çıkartma rehberlik hizmeti veriyormuş. Uygulamayı duyan Vatikan bir açıklama yapma gereği duymuş. Ne yazık ki, günahkar ile din görevlisinin gerçek dünyada iletişim kurması gerekiyormuş ve uygulamayla çıkartıldığı sanılan günahlar, gerekli şekilde çıkmıyormuş. Bu haber uygulamayla günahlarından kurtulan IPhone kullanıcılarını çok üzmüş olsa gerek... Bence çok üzülmesinler, birkaç yıl içinde kiliselerin Pazar ayinlerine de canlı bağlantı yoluyla katılım artabilir, bu durumda Vatikan da bu uygulama doğrultusunda online günah çıkartma uygulamasına icazet verebilir. Katolikler bu haberle beni çok eğlendirdiler ama biz zaten interaktiviteye çok meyilli bir toplumuz. “Akşam Face’de görüşürüz” diye ayrılıp otobüse binenlerin sayısı hayli fazla, annem her ne kadar cepten internet fiilen kullanmasa da, “Google’dan bak bakalım şu yemek tarifine” diye direktifler verebiliyor kullananlara, bu arada Facebook profilinde sık sık nazar duası kullananları da görebiliyoruz… Zaten uzunca bir süredir ezan okuyan saat gibi uygulamalar mevcut, vaktiyle bilgisayara ya da başka bir cihaza yüklenen dini içeriklerin silinmesi halinde girilecek günaha dair sorular sorulduğu da bir gerçek. Dini nikahı sonlandırmak için üç kez boş ol mesajı atmanın geçerliliği nedir bilemiyorum ama herhalde Fizy’nin telif hakkı sorunu nedeniyle erişiminin engellenmesinde kul hakkı yemenin büyük bir günah olması da bir sebep olabilirdi. Sosyal medya ucundan kıyısından hepimizi etkisi altına almış durumda. Bu geniş etki alanında da bu dünyada hayatımıza renk katan uygulamalar yanında, dini inançlardan yola çıkılarak gerçekleştirilen uygulamaların da tasarlanmasından daha doğal bir şey yok. Bu uygulamalar kimine mantıklı kimine mantıksız gelebilir ama hepsinin bir kullanıcı kitlesi olduğu da muhakkak. Mezar yeri kampanyası dahi düzenlenen bir ülkede, aşure tarifini kutsal kitapta arayanlara neden şaşıralım ki?

Arşiv

Etiketler