2. Dünya Savaşı'nın ardından Amerika'da başlayarak 1960'larda Avrupa'da da kullanılmaya başlayan siyasal reklamcılığın Türkiye'de gerçek anlamda kullanılmaya başlaması 90'lı yılları buldu. 12 Haziran Pazar günü gerçekleşecek olan genel seçim sürecinde, küçük büyük hemen bütün siyasi partiler yoğun kampanyalar sürdürdüler. Mitingler, televizyon programları, yazılı, görsel ya da işitsel medyaya yönelik reklamlar yanında internet reklamları da bu kampanya döneminde yoğun olarak kullanıldı. Özellikle televizyon reklamlarında önceki yıllardan oldukça farklı olarak profesyonel ajanslarla işbirliği halinde oldukça yaratıcı ve etkileyici reklam filmleri seçmenlere sunuldu. Seçmen tercihlerinde bu kampanyaların ne kadar etkisinin olacağını seçimin sonuçlarını görmeden söylemek mümkün değil.

Siyasal reklam ve pazarlamanın etkin olabilmesi için gereken toplumsal şartlara genel bir bakış gerçekleştirmekte fayda var. Siyasal reklam ve pazarlamanın yapılabilmesi için öncelikli olarak elbette ki siyasal sistemin bu çalışmalara uygun olması gerekir. Bu sistemin de demokratik çok partili bir sistem olması gerekir. Bununla birlikte siyaset ve iş dünyası arasındaki bağlantılar güçlü olmalı, reklam ajanslarının hazırladığı kampanyalar ticari medya vasıtasıyla yürütülmeli, geniş bir kampanya bütçesi olmalı, siyasetçiler yapılan araştırmalara göre uygun politikalar üretmeye hazır olmalıdır.

Bir reklam ajansı için siyasal reklam kampanyasının hazırlanma ve yayın süreci ticari kampanyalardan çok da farklı değildir ancak günümüzde her alanda olduğu gibi siyasi reklam kampanyalarında da halkla ilişkiler büyük önem taşır. Tıpkı ticari kampanyalar gibi siyasal kampanyalar da partilerin ya da adayların hedef kitlesi konumundaki seçmenlerin analiz edilmesiyle elde edilen sonuçlar üzerine kurulur. Anketler ve araştırmalar yoluyla seçmenlerin istek ve beklentileri ortaya konulur. Hedef kitlenin yani seçmenlerin sosyo-ekonomik konumlarına göre kampanyalar hazırlanır. Seçim kampanyaları da siyasal reklam kampanyalarının en önemli araçlarından biridir.

Günümüz siyasal kampanyalarında göze çarpan en önemli özellik aslında bir marka değerinin yani politik imajın satılıyor olması. Bu imaj tıpkı ticari bir mal gibi seçmenlere sunuluyor ve temelini de liderin imajı oluşturuyor. Birkaç gün içinde sona erecek olan genel seçimlere yönelik olarak da yürütülen kampanyaların ortak özelliği liderlerin üzerine kurulu olan parti imajları oldu. Reklamlar açısından bakarsak da yürütülen çalışmalar birbiriyle farklı söylemler içeriyor olsa da oldukça fazla benzerlik taşıyordu. Bu seçim döneminin geçmiş dönemlerden en büyük farklı sosyal medyanın etkinliği oldu. Geleneksel mecraları da içine alan sosyal medya seçim sonuçlarının açıklanması esnasında da etkin bir mecra olarak süreçte rol oynuyor.  

Arşiv

Etiketler