Ülkemizde Üniversitelerde sinema eğitiminin veriliyor olması, bilinçli oyuncu ve yönetmenlerin yetişmesine olanak vermiş; teknik alt yapının da teknolojiye paralel ilerlemesi ile devlet de sinema sektörüne destek vermiştir. Televizyonla yaşanan rekabetle birlikte, televizyon yıldızlarının yer aldığı yerli filmlerin artması ve uluslararası elde edilen başarılar ile sinema sektörü hızla gelişmektedir.
Sinema filmlerinin sayı ve kalitesindeki yükselişe paralel ülkemizde sinema salonlarının sayı ve kaliteleri de artmış, sinema klasik işlevinin yanı sıra bir kültür, eğlence ve alış veriş merkezi halini almıştır.
Sinema sektöründeki önemli gelir kaynaklarından biride "perde reklamcılığı" olarak adlandırılan sinema salonlarında gösterilen filmlere alınan reklamlardır. Sinema salonları, film başlarındaki bu reklam yerlerini, yaptıkları anlaşmalarla sinema reklamcılığı ile uğraşan sinema pazarlama ve reklamcılık şirketleri aracılığıyla reklam verenlerin hizmetine açmaktadır.
Reklam veren firmalar, bu ajans ve ya şirketler aracılığıyla sinema salonları ile anlaşarak yeri geldiğinde promosyon ile avantaj da sağlayabilmektedirler. Örneğin, "Bir bilet alana bir bilet bedava." promosyonu ile izleyiciyi salona çeken reklam veren, reklamının daha fazla sayıda hedef kitleye ulaşmasını sağlarken, sinema salonu ise promosyon sayesinde hem daha fazla izleyici sayısına ulaşabilmekte hem de salonlar devamlı dolu olduğu için diğer reklam verenlerin dikkatini daha kolay çekebilmektedir.
Yapılan araştırmalara göre, sinemada her reklam kuşağında gösterilen reklamların en az birini, kendiliğinden hatırlayan izleyici oranı yüzde 91 iken, reklamlar hatırlatıldığında bu oran yüzde 98'e çıkabilmekte ve bu oranlar, televizyon, radyo ve diğer reklam mecraları ile karşılaştırıldığında, sinema reklamları ilk hatırlanan reklamlar arasına daha çabuk girmektedir. Sinema seyircisinin sinema reklamlarından hatırladığı marka sayısı TV'den hatırladığı marka sayısına göre 15 kat daha yüksek çıkarken elbette ki bu, reklam veren firmaları sinema reklamcılığını tercih etmeye teşvik etmektedir.
Son yıllardaki artışlarla salon sayısının bin 500'lerin üstüne çıktığını, seyirci sayısının 37 milyon civarında, sinema seyircisinin gelir düzeyinin belirli bir seviyenin üstünde ve yaş ortalamasına bakıldığında ağırlıklı olarak 18-39 yaş arasında değişen genç bir izleyici topluluğunun söz konusu olduğunu düşünürsek, sinema izleyicisinin reklam verenin gözünde "hazır hedef kitle" haline gelmesi kaçınılmazdır.
Hedef kitlenin, televizyon ve radyo da olduğu gibi kanal değiştiremeden ve başka bir şeyle ilgilenmeden reklamları izlemesi, diğer mecralarda reklamlardan kaçan seyirci kitlesine ulaşma şansının sinemada yüksek olması, ses sistemi ve perdeleri sayesinde salondakilerin o an gösterilen reklamlarla bir şekilde iletişim kurabilen büyülü bir atmosfere sahip olması elbette ki reklam verenler için çok önemli bir olgudur.
Sinema reklamları en çok telekomünikasyon, alkollü içecekler, iletişim, otomotiv, konut, finans sektörlerinin kullandığı bir reklam alanıdır. Son yıllarda eğitim alanında hizmet veren firmalar da, genç nüfusun sinema kültürü ile doğru orantılı olarak daha fazla sinema reklamı tercih ederken, sinema reklamlarının hedefe tam isabet olduğu söylemekteler.
Reklam verenler için diğer reklam mecralarından farklı olarak sinema reklamlarında, izleyici sayısı 1 milyonun üstünde olan üç dört filmle bile istenilen hedef kitle sayısına ulaşılabilmektedir. Son yıllarda hızla gelişen ve büyüyen Türk sineması sayesinde sinema seyircisi artmıştır, bunun farkında olan reklam verenler de çok iş yapan Türk filmlerine tercih ederek tanıtım kampanyalarının amacına ulaşmasını sağlamaktadırlar.
Bu saydıklarımızın yanı sıra reklam verenlerin sinema reklamını tercih etmesindeki bir diğer sebep geri dönüşlerin ölçümlenebilecek olmasıdır. Örneğin, reklamı yapılan ürün için seyirciye, "Filmi izledikten sonra biletlerinizi atmayın, ürünü % 50 ucuza alın" denilebilir. Böylelikle sinema izleyicisin yüzde kaçının ürünü almaya geldiği ölçülerek reklamın başarısı ölçümlendirilebilir. Veya sinema bileti ile birlikte verilen kupon ile sinemadan çıktıktan sonra kaç kişinin lokantanıza geldiğini bulabilirsiniz. İşte sinema reklamları, reklam verenin kendisini müşteriye bu kadar yakın hissedebileceği hemen harekete geçebileceği bir reklam alanıdır.
Televizyondaki reklam kuşaklarında izleyicinin kanal değiştirebilme özgürlüğünün sinemada olmaması sinema reklamcılığı açısından büyük bir avantajdır. Çünkü kaç kişinin reklamı gördüğü konusunda net rakam verilebilmektedir.
Bugün, giderek artan seyirci sayısıyla pek çok ürün ve hizmet için diğer reklam mecralarına destek olmanın ötesine geçen sinema, reklam verenler için pazarlama ve satış stratejileri kadar yaygın dağıtım ağının da büyük önem taşıdığı düşünüldüğünde medya dağılımının da önemli bir parçası haline gelmiştir. Aslında sinema, televizyon gibi kitle iletişim organlarının fiyatlarına göre pahalı bir sosyal etkinlik olmasına karşın hedef kitle açısından çok seçici olarak kullanılabildiğinden, oluşan bu maliyet farkı en aza indirilebilmekte ya da tolare edilebilmektedir.