Ünlü markaların başka pazarlarda tutunabilmesi için yaptıkları ya da yapmaları gereken en önemli faaliyetin reklam olduğunu biliyoruz. Eğer dünyaca tanınmış bir markaysan ve belirli bir hedef kitlen varsa; reklamların da beklentileri karşılayacak düzeyde olmalıdır. Geçtiğimiz senenin reklamlarında, birçok küresel markanın farklı pazarlarda yaptığı işleri inceledim. Türkiye’de başarılı reklamlara imza atan ‘Pepsi’ de bunlardan biriydi. Amerika’da yaptığı reklam filmlerinde; Britney Spears, Enrique Iglesias, Pink ve Beyonce gibi ünlü pop yıldızlarını reklam filminde bir araya getiren Pepsi, Türkiye pazarı için Seda Sayan, Hülya Avşar ve Kenan İmirzalıoğlu’nu tercih etti. Marka aynı marka, tanıtılan ürün aynı ürün fakat reklam yıldızları farklı. Türkiye’deki reklam yıldızları yüzünden büyük eleştiriler alan Pepsi’nin, pazar payının artmayacağı düşünülüyordu ki, Türkiye Pazarlama Direktörü Deniz Aktürk Erdem, 2011 yılında Pazar paylarının %5 arttığını söyleyerek yapılan eleştirilere son noktayı koydu. Buraya kadar her şey olması gerektiği gibi görünüyor; marka, pazar payını arttırmış; bununla doğru orantılı olarak satışlar da artmış. Peki Türkiye pazarındaki reklam yıldızları, markanın misyonunu yansıtıyor mu? Genel olarak gazlı içecek sektörü gençlere hitap eden bir sektördür. Bu yüzden reklam filmlerinde de genç karakterler kullanılır ki, hedef kitlenin dikkatini çeksin. Amerika’daki reklam filmi bu kuralı bozmazken, Türkiye’deki reklam filminde Seda Sayan ve Hülya Avşar gibi orta yaş üstü karakterleri görmek beni hayal kırıklığına uğrattı. Türkiye’de herkesçe tanınan ve inanılan yıldızları reklamda oynatmak, o marka için olumlu sonuçlar doğurabilir ama bu marka küresel bir markaysa ve belirli bir misyona sahipse, reklam yıldızlarını daha dikkatli seçmeli diye düşünüyorum. Her şeyden önce, oynayacak reklam yıldızı markayla özdeşleşebilecek mi? Markayı temsil edebilecek mi diye düşünmek lazım. Evet Seda Sayan ve Hülya Avşar sayesinde, satışlarda artış yaşanmış, herkesin tanıdığı yıldızların markayı tanıtması Pepsi’nin Pazar payını arttırmış olsa da, ben reklam filmlerinde, tıpkı Amerika’da olduğu gibi, gençlerin dikkatini çekebilecek daha genç yıldızları görmek isterdim. Bu durum Pazar payını şimdiki kadar arttırır mıydı bilinmez ama Pepsi’nin o bildiğimiz misyonuna yakışır olacağı da kaçınılmaz bir gerçek. İşte bu yüzden, küresel markalarda satış oranının artmasından çok, markanın misyonu ön planda tutulmalı ve ona göre seçimler yapılmalı.

Arşiv

Etiketler