Bugünkü pazar ortamında mamullerin ve hizmetlerin kendi kendilerini satmaları çağ dışı bir anlayıştır. İyi ürünlerin kendisini sattırdığı düşüncesi her ne kadar hala savunulsa da bugün geçerliliğini yitirmiştir. Kazançlı ve popüler ürünlerin kıyasıya yarıştığı hızlı tüketim çağında, aslında her reklam risklidir. Ürünlerin satışında ve tanıtımında reklamla ortaya konulan imaj büyük bir gereksinimdir. Reklamlar, satışta direk sonuç vermeyen öğe olsa da sonuca etki eden en önemli faktörlerdendir.

Reklamın tanımını yaparken ürüne talep yaratmak ve yeni satıcılara ürünü sattırmak olduğunu söyleyebiliriz. Reklam bilgi verir, ikna eder. Günümüzde elinde satacak tek bir ürünü olan kişi için bile reklam şarttır. Reklam, şirketlerin ürün ve hizmetlerini pazara sunarken rakiplerine doğrulttuğu en stratejik silahlarıdır. Toplam talebi artırma ve rekabette üstünlük sağlama ancak bu yolla mümkün olabilir. Ürün tanıtımda mesajın alıcıyı etkilemesine çalışılmalı ve mutlaka bir kere kullanmaya şartlandırılmalıdır. Son zamanlarda tanıtımlara yönelik göz ardı edilemeyecek suçlamalar yapılmaktadır. Bunlardan biri reklamların halkı yanıltıcı yönde yapıldığı, diğeri ise ekonomik kaynakları israf ettiği görüşüdür. Lord Leverhume, “Reklam harcamalarının yarısının israf olduğunu biliyorum, ama hangi yarısının olduğunu bilmiyorum” demesi dikkat çekicidir. Yeni ürünlerin piyasaya sürülmesinde promosyon dönemi ürün için hayati önem taşır. Bu ilk süreç için yoğun bir kampanya dönemi başlatılmalıdır. Tutundurma ve reklam, ürünün varlığı boyunca sahip olacağı imajı için büyük önem taşır. Ürünün pazara çıkması ile tutundurma hamlesi eş zamanlı yürütülmeli, zaman iyi koordine edilmelidir. Tanıtımda, televizyon ve radyo diğer mecralara göre çok daha etkili bir araçtır. Aslında reklamın fonksiyonu, alıcının ilk ürünü satın almasıyla sona erer. Çünkü satışın devamını getirecek yine ürünün kendisi olacaktır. 

Arşiv

Etiketler