Alman gazeteleri Die Zeit ve Handelsblatt'ın, reklam bloklama yazılımı üreticisi AdBlock Plus'ın sahibi Eyeo firmasına rekabeti ve para kazanmalarını engellediği gerekçesiyle açtığı dava, geçtiğimiz hafta yayıncılar aleyhine sonuçlandı.

AdBlock Plus Proje Müdürü Ben Williams, Hamburg mahkemesinin verdiği kararın önemli olduğunu; insanların, sinir bozucu reklamları bloklayarak ekranlarını kontrol etme ve gizliliklerini koruma hakkı olduğunu belirtti.

Williams, yayıncılar, reklamcılar ve içerik üreticilerine bir çağrı yaparak, AdBlock Plus'a karşı olmamalarını ve kendileriyle birlikte çalışabileceklerini söylüyor. İnsanların internet deneyimlerini kesintiye uğratmayan, gerçekten de işe yarar olan ve kullanıcıların hoşuna giden reklamlar geliştirmek konusunda yeni fikirler üzerinde çalışabileceklerini ifade ediyor.

Hatırlarsanız Şubat ayında Google, Amazon, Microsoft ve Taboola, AdBlock Plus ile bir anlaşma yapmış ve yazılımın kendi reklamlarını bloklamamasını sağlamıştı. Alman mahkemesinin geçtiğimiz hafta verdiği karar, reklam bloklama teknolojisini yasal bir hale getiriyor ve şimdilik yayıncıların bu konuda yasal zeminde yapacağı pek bir şey yok.

Financial Times'ın bir haberine göre dünya çapında reklam bloklama oranı %5 civarında, ama bu oran özellikle dijital olarak gelişmiş ülkelerde gittikçe artıyor. Peki, internet kullanıcılarının her tür içeriğe bedava erişim sağlama sevdası karşısında yayıncılar ne yapabilir?

Bazı yayıncılar, reklam bloklamanın bir markete gidip para vermeden bir şey almakla aynı kapıya çıktığını savunuyor. Sonuçta kullanıcılara ücretsiz içerik sunan internet siteleri ve platformları reklam geliriyle ayakta duruyor. Yani reklamları bloklamamak, ziyaretçilerin erişim sağladığı içeriğin ve hizmetin karşılığını ödemek olarak da yorumlanabilir.

Bazı yayıncılar, çözümü ziyaretçiler hakkında olabildiğince işe yarar veri toplamakta buldu. Böylece, reklamcılara daha sistemli ve organize bir veri bütünü sağlayarak reklam alanlarını yüksek fiyata satabildiler. Bu aslında başarılı bir strateji ve gazetelerin matbu satışlarındaki düşüşün sebep olduğu maddi kaybın dijital kazançlarla kapatılmasına imkan verdi. Ama bu sefer de reklam bloklama oranları bu matbu-dijital kazanç dengesini bozmaya başladı.

Yayıncıların, websitelerindeki reklamları bloklayan kullanıcıları tespit etmeye yönelik bir teknoloji aracılığıyla kullanıcıları bloklaması da bir çözüm olarak düşünülebilir. Veya objektif ve kibar bir dille bu websitesindeki içeriği hazırlayan insanların da para kazanmaları gerektiği ifade edilebilir ve "Reklam bloklama yazılımınızı etkisiz hale getirmek için buraya tıklayınız" benzeri uyarı pencereleri açılabilir. Reklam bloklama yazılımlarını kullanmakta ısrar eden kullanıcıların da içeriğe erişimi engellenebilir.

Bir başka çözüm, websitelerinin üyelik ücretine sahip ve sadece üyelerin erişebileceği reklamsız versiyonlarının oluşturulmasıdır.

İnternette gezen herkesin, reklam almayan bir websitesinin, bir vakıf, dernek, zengin bir hami veya başka bir gelir sistemi tarafından desteklenmediği sürece, şimdiki sistem dahilinde bir geliri olmayacağını bilmesi gerekiyor. %5 şimdilik düşük ve önemsiz bir oran olarak görünebilir. Ama yayıncılar reklam bloklama trendine karşı önlemlerini şimdiden almaya başlamazsa, halihazırda ücretsiz erişim sağlanan ve ücretsiz erişilmeye alışılan içerikler için reklamveren bulamamaya başlayacaklardır.

 

Arşiv

Etiketler