Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), yayın ilkelerini yeniden belirleyecek çalışmayı yürütürken, kendi yapısıyla ilgili de radikal bir karar almaya hazırlanıyor. RTÜK'ün radyo yayınlarını denetlemekten vazgeçmesi gündemde. Yayıncılıkta da model alınan Avrupa Birliği'nin (AB) hiçbir ülkesinde radyo yayınları üst kurul tarafından denetlenmiyor oluşunu göz önünde bulunduran RTÜK, sadece televizyon yayınlarının denetiminden sorumlu olacak bir yapılanma için çalışma başlattı. Üst kurul onay vermesi ve gerekli yasal düzenlemenin yapılması halinde ‘ RTÜK'ün ‘R'si gidecek ve geriye ‘TÜK' kalacak.
RTÜK, tam 17 yıldır televizyonlarla birlikte radyo yayınlarını da denetliyor. RTÜK'e şikâyetlerin neredeyse tamamı televizyon yayınlarından dolayı geliyor. Radyolarla ilgili şikâyetler ise yok denecek kadar az. Geçmişte sayısı az da olsa ‘irticai' ve ‘bölücü' yayın yaptıkları gerekçesiyle bazı radyolara ceza verilmişti. RTÜK'ün radyo denetimini bırakmasının sakınca doğurup doğurmayacağı da tartışma konusu.
Radikal'e konuşan bir RTÜK üyesi, amaçlarının çağdaş Batı demokrasilerine uygun bir yayıncılık olduğunu vurguladı. AB ülkelerini model aldıklarını belirten aynı üye şunları söyledi: ”Avrupa Görsel, İşitsel, Medya Hizmetleri Direktifi'nde radyonun adı bile geçmiyor. Bu yüzden Avrupalılar bizdeki uygulamayı komik, absürd buluyor. Şu ana kadar bir uyarı almadık ama değişiklik gerekiyor.”
Radyoların RTÜK denetiminden çıkmasıyla bir sorun yaşanmayacağını söyleyen üye, “Zaten Emniyet Genel Müdürlüğü'nün her yerde kontrol mekanizması var. Suç unsuru oluştuğu zaman savcılara başvuru yapılıyor” dedi.
Türkiye'de anayasa değişikliğiyle 1993 yılında radyo ve televizyonlarda devlet tekeli kaldırıldıktan bir yıl sonra RTÜK kuruldu. RTÜK, radyo ve TV'leri 24 saat aralıksız izleyip arşivleyebiliyor. Şu anda 38 ulusal, 98 bölgesel, 923 yerel radyo yayın yapıyor. 59 radyo da uydudan yayın yapıyor. Ayrıca 24 ulusal, 15 bölgesel, 208 yerel TV kanalı bulunuyor. Uydudan 177, kablodan da 86 TV yayın yapıyor. (Kaynak: Radikal)