Reklam, firmaların, kurum ve kuruluşların kendi markalarını veya ürettikleri ürün ve hizmetlerinin sahip olduğu özelliklerin, tüketiciler tarafından bilinmesi, tercih edilmesi amacıyla tanıtılması faaliyetidir. Bu tanıtımlar, tüketicilerine kitle iletişim araçlarıyla beraber pek çok mecrayı kullanarak ulaşmaktadır. Açık hava araçları vasıtasıyla organizasyonların, malzemeleri ve tanıtım afişleri vb. yollarla iletilmektedir. Bu çalışmaların tüketicilerine kitle iletişim araçlarını kullanarak ulaşması ise, en etkin ve en yaygın kullandığı alanlar arasında bulunmaktadır. Bunlar; televizyon, sinema, radyo, gazete, dergi gibi yayın mecralaradır. Televizyon yayınları, insanların hem görsel, hem işitsel hem de algılarına hitap etmekte ve insanın bulunduğu her alanda yayın yapmaktadır. Gazeteler ise; gene, ülkenin dört bir tarafına dağılmaktadır. Tiraj yani baskı sayısına bağlı olarak, etkin tasarımları yayınlayabilmektedir. Dergiler ise, kimi sektörel, kimi kültürel, kimisi de siyaset dergileri olmakta ve kendi alanlarına dağılmaktadırlar. Yani hem gazete hem de dergiler insanların görsel ve algısal duyularına hitap etmektedirler.

Türkiye'de ilk gazete, 1 Kasım 1831 yılında ve Türkçe olarak hazırlanan "Takvim-i Vakayı" gazetesi olmuştur. Ülkeye televizyonun girişi ise, İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından, 9 Temmuz 1952 yılında yapılmıştır. Radyoların ise, 8 Eylül 1926 tarihinde, "Türk Telsiz-Telefon Anonim Şirketi" ile anlaşma imzalanması sonucu, bu şirketin iki radyo istasyonunu "Posta-Telgraf-Telefon Genel Müdürlüğü" adına işletmesiyle, 1927 yılının otalarına doğru, ilk stüdyonun Osmaniye'de, ikincisinin ise İstanbul Büyük Postane'de açılmasıyla başlatıldı. Radyo reklamının başlaması ise, 1951 yılından itibaren başlamıştır. Bu yıllarda tanıtım saatleri adı altında programlar düzenlenmekteydi. Bu programları ilk kullanan firmalar, resmi veya yarı resmi kuruluşlar, bankalar veya büyük firmalar olmakta ve bu saatleri kiralayarak yapabiliyorlardı. Daha sonraları, kolektif tanıtım programlarının yapılmaya başlamasıyla, profesyonel radyo reklamcılığı başlatıldı.

Bilindiği gibi radyo reklamı, sadece işitsel olmaktadır. Burada yapılabilen tasarımlar cıngıllar, müzikli tanıtım ve santral anonsları olabilmektedir. Bu tip işleri, bu alanda uzmanlaşmış ajanslar ile yapım firmaları tasarlayıp, yayınlanmasını sağlamaktadır. Radyo tanıtımlarında, seslendirme konusu oldukça önemli bir noktada yer almaktadır. Firmaların tasarımlarının seslendirilerek verilmesi anlamındadır. Burada, seslerin nitelikleri etkinliği arttırmakta veya azaltmaktadır. Radyo reklalarında diksiyon ve vurgular büyük bir önem taşır. Çünkü seslerin, bunları olması gerektiği gibi yapabilmesi, bu tip metinlerin inandırıcı olmasını ve albenisinin olmasını sağlamaktadır. Bu durum, başarıyı beraberinde getirmektedir. Temelde tanıtımların hepsinde olduğu gibi, bu çalışmaların başarısı, metninin başarısına da bağlıdır.

Ajansları, tasarımları yapmaya başlamadan önce çeşitli süreçlerden geçmektedirler. Bunlar firmanın sunumuyla başlamaktadır. Sunumdan sonra, ajanslar, toplum analizlerine gitmekte ve en son bilimsel disiplinlerin verilerinden faydalanmaktadır. Bütün bu verilerin toplamından faydalanarak, tasarımın ana konusunu ve nasıl işlenmesi gerektiğini ortaya çıkarmaktadır. Burada da, tanıtımın radyo reklamı olması yani sadece işitsel olması, durumu değiştirmemektedir. Gene aynı özen ve dikkatle tasarlanmaktadır. Her alanda olduğu gibi burada da, işin, farklı, dikkat çekici ve çarpıcı olmasına gayret edilmektedir. Televizyon filmlerinin vermek istediği mesajlar, kişilerin dış görünüşleri, bulundukları yüksek yaşam standartları, mimik hareketleri, giyim tarzları ve diyalogları olmaktadır. Burada ise, bütün bunlar, seslerin kullanımıyla verilmektedir. Aslına bakılacak olursa, radyo mecrası, diğerlerine oranla daha güç ve daha profesyonel bir çalışma gerektirmektedir. Çünkü mesajların, seslerin tonlamaları ve vurgularıyla verilmesi zor bir çalışma alanı olmaktadır. Tabi bütün bunlar, müziklerin yardımıyla da desteklenmektedir. Yani sesten sonra, buradaki en önemli olay, yapılan çalışmanın kurgusuna göre müziğin doğru seçilmesidir. Bu şekilde diğerlerine oranla tüketiciyle daha etkileşimli haldedir. Daha doğrudan ulaşmaktadır.

Radyolar, en uç bölgelerde bile yayın yapabilmektedir. Kimi radyo ulusal yayın yaparken diğer radyolar yerel olarak yayın yapmaktadır. Radyo reklamı aralarda verilmektedir. Tanıtımların yapıları, ileti biçiminde veya programcıların işledikleri konularla ilişkilendirilerek verilmesiyle ve program akışında verilebilmektedir. Bunların yanı sıra, bir çeşit tanıtım programına sponsor olarak ta, tanıtım yapılabilmektedir. Buradaki süreler, bir ile beş saniye veya bir dakika arasında değişmektedir. Drive time denilen ve tüketicileri her yerde, hatta, faaliyet halindeyken bile yakalayabilmesidir. Trafikte, çalışırken, evde v.s. her an, her alanda radyo dinlenebilmektedir.

Aynı televizyon mecrasında olduğu gibi, spotlar, cıngıllar yayınlanabilmektedir. Hatta günümüzde, televizyon veya sinema çalışmaları da, radyolarda verilebilmektedir. Fakat, bu tarzın yapılabilmesi, belli bir süreçten sonra yapılabilmektedir. Yani tüketicilerin hepsi, televizyon izlediği ve aynı tanıtımı görsel olarak takip ettiği için, bu tanıtımlar, tüketiciler tarafından bilindikten sonra, diyalog, müzik veya spot kısımları yayınlanabilmektedir. Burada tüketiciler, çalışmayı tanıdıkları için, seslerini duymalarıyla görüntüleri algılamaktadır. Zaten, başka bir kitle iletişim aracından onu izlemiş olmaktadır. Spot şeklinde verilenlerinde sorun, aşırı derecede sık tekrarların yapılmasıdır. Bunların olmaması halinde, seslerin net, anlaşılabilen, düzgün vurguları, akıcı bir dil kullanmaları, seslerin renkleri başarısını arttırmaktadır.

Bu mecra, diğer kitle iletişim araçlarında kullanılanlardan, maliyet açısından da daha ekonomik olabilmektedir. Yani bir televizyon filminin maliyeti, birkaç tane radyo istasyonunda yayınlanabilecek tanıtımla eş değer olabilmektedir. Bu yüzden firmalar, radyoları tercih edebilmektedir. Radyo reklamının en etkili olduğu ve firmaların oldukça önemsediği, marka bilinirliğini arttırmasıdır. Sektörün diğer amaçları olan, ürünü tanıtması ve tercih edilmesi noktasında değil de, marka bilinirliği noktasında, etkin bir başarı sağlayabilmektedir. Radyo tasarımlarıyla tüketiciler, markayı tanımakta ve algılayabilmektedirler. Çünkü tüketici, gündelik yaşamın akışını, radyolarını dinlemek için kesmemektedir. İşlerini yürütmeye devam etmektedir. Bu noktada, radyo yayını sürmektedir. Tüketiciler, işlerini yaparken ister istemez onları dinlemektedir. İlgili alanları veya yoğunlaştıkları alanlar, farklı konular olsa bile, bu mecranın tanıtımları zihinlerinde onlar fark etmese bile, yer edinebilmektedir.

Arşiv

Etiketler