Burada kastedilen, pazarlama iletişiminde ünlü simaların kullanılmasıyla, tüketicilerin özdeşleştirme yapmalarıdır. Her sınıftan, her düşünceden, ekonomik standarttan v.s.’lere mensup kişilerin, etkisi altında oldukları bir ünlü kişi bulunmaktadır. Bu anlamda varlığını sürdüren kişilerle firmaların markaları, ürünleri veya hizmetleriyle duygusal anlamda ilişkilendirilmesinin, pazarlama iletişimini olumlu yönde etkileyeceği düşünülmektedir. Normalde insanlar, şöhretleri kendi alanlarında yaptıkları etkinliklerde veya çalışmalarda görmekte ve oradan tanımaktadır. İnsanların veya tüketicilerin şöhretlere karşı yani ünlü simalara karşı hissettikleri duyguların, onu başka bir yerde, başka bir etkinlikte görmesiyle güçleneceğini varsaymaktadır. Gerçekten de, bazı pazarlama iletişiminde, bu tip pratik uygulamalar yapılmış ve başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Çünkü insanlar, şöhretleri kendi çalışmalarında izlerken, ona karşı hissettiklerini, daha sonra pazarlama iletişimi kapsamında, ürün ve hizmetlerle birlikte gördüklerinde veya şöhretin onları kullandığını bilmeleri halinde, onun çalışmalarından aldıkları zevki, ürün ve hizmetlerle özdeşleştirmekte ve onlara sahip olmak istemektedirler. Bunlar elbette, pazarlama iletişiminde kullanılacak şöhretin değerleri ile firmanın değerlerinin örtüşmesi halinde yapılabilmektedir. Yani ne şöhretin firmayı, ne de firmanın şöhreti gölgede bırakacak, her hangi bir faaliyetin, durumun olmamasıyla ilgili olmaktadır. Buradaki, ikisinin uyumu haricinde bir de, bu uyumun tüketici ile de uyumlu olması gerekmektedir. Tabi aslında yapılan şey, şudur; İnsanların veya tüketicilerin şöhrete karşı hissettikleri şeyler veya unsurlar ticari değildir. Tamamen insancıl beğeni ve değerlerden oluşmaktadır. Pazarlama iletişiminde firmalar, bu tip değerleri kullanırken, tüketicilerin hislerini, değerlerini ticari bir alanda kullanmakta ve bunların üzerinden amaçlarını gerçekleştirmektedir. Şöhretin de, firmanın markaları, ürünleri ve hizmetleriyle birliktelik kurması, insanların, bu duygu ve değerlerinin pazarlama iletişiminde kullanılmasına destek olmaktadır. Bu durum, pek çok reklamcı tarafından tartışma konusu olmaktadır. Tartışma konusunda ki düşünceler şöyledir; kimi, şöhretlere karşı hissedilen veya oluşan değerlerin ticari amaçla kullanılmaması gerektiğini, kimisi de, birey bu şekilde daha çok mutlu oluyorsa kullanılması gerektiğini vurgulamaktadır. Aslında gerçekten de, markaların bu tip şöhretleri kullanması halinde, markanın, ürün ve hizmetlerin duygusal anlamda ki değerleri artmaya başlamakta yani psikolojik değerleri artmaktadır. Zaten günümüzde gerek reklamlarda, gerekse pazarlama iletişiminde, şöhretler yoğun olarak kullanılmaktadır. Ama şimdiye kadar kullanılmış olanların bazılarının, temel araştırmaları yapılmadan kullanıldığı görülmektedir. Çünkü firmalar, pazarlama iletişimi çerçevesinde, birçok şöhretin seçimini yanlış yapmaktadır. Yani uyumsuz ve birbirilerini gölgede bırakacak türden olabilmişlerdir. Kimi firmalar ise, gerçekten de doğru şöhreti doğru yerde kullanmış ve başarılı bir pazarlama iletişimi gerçekleştirmiştir.

Arşiv

Etiketler