Dijital Reklamcılık alanında çalışmalar yapan Galatasaray Üniversitesi Araştırma Görevlisi Dr. Zeynep Çelebi, Türkiye’nin internet reklamcılığında kısa sürede önemli bir noktaya geldiğini söyledi. Markalara çeşitli tavsiyelerde bulunan Çelebi, firmaların reklam verirken dijital platformları çok iyi analiz etmelerini istedi. Sayın Çelebi, Sosyal Medya Uzmanlığı yeni bir meslek olarak Meslekler Sözlüğü’nde yerini aldı. Sosyal Medya Uzmanlığı yeni bir meslek olarak üniversitelerde okutulabilir mi, yoksa bir şekilde bu alana ilgi duyan insanlar medya uzmanı mı olmalı? Reklam ve reklamcılık teknolojik gelişmelere, toplumsal istek ve ihtiyaçlara paralel bir şekilde değişim, gelişim göstermektedir. Süreç içerisinde de elbette yeni uzmanlık alanları ortaya çıkmakta ve bu doğrultuda da reklam eğitimi bu uzmanlık alanlarıyla paralel bir şekilde değişmekte, sektördeki ihtiyaçlar ve yenilikler doğrultusunda şekillendirilmektedir. Sosyal medya uzmanlığı da sektör içerisinde yeni bir alandır ve bu alanda çalışmak isteyecek öğrencilere yönelik derslerin sektör üniversite işbirlikleri ile verilmesi bir gereklilik olarak ortaya çıkmaktadır. Dijital Reklamcılık internet kullanımının artmasıyla yeni bir iş kolu olarak reklam dünyasında ön sıralara geçti. Bir akademisyen olarak Dijital Reklamcılığı nasıl tanımlayabilirsiniz? Dijital reklamcılığın ayırt edici en önemli özelliği interaktivitedir. Tüketicinin pasif konumdan aktif konuma geçişinde dijital reklamcılık bir devrim niteliğindedir. Tüketici sadece tüketen konumundan çıkmış, içerik üreten, reklamın üretim sürecine dahil olan, yorum yapan konumuna yükseldikçe ve bu yeni konumundan hoşlanmaya da başladıkça, markalar da reklam stratejilerini bu yönde geliştirmeye, tüketicileriyle çok daha yakın ilişkiler kurma çabası içine girmişlerdir. Böylelikle dijital reklamcılığın yükselişi her geçen gün artmaktadır ve artmaya devam edecek gibi görünmektedir. Dijital Reklamcılıkta doğru ve yanlış var mıdır? Aklınızda kalan bir örnekle bize açıklar mısınız? Her reklam kampanyasında yapılması gereken ve yapılmaması gerekenler olduğu gibi dijital reklamcılıkta da durum çok farklı değildir. Ülkemizde son yıllarda hemen her marka dijital mecrada yer alması gerektiği algısına sahip. Bence yapılan en büyük yanlışlardan biri markaların kendilerine uygun olup olmadığını çok da fazla düşünmeden dijital mecralarda bir şeyler yapma hevesleridir. Her marka için dijital mecra doğru ve uygun olmayabilir. Hedef kitlesini doğru analiz eden, marka konumlandırmasını bu doğrultuda yapan markaların dijital mecralarla kurdukları ilişki çok daha temkinli ve verimli olmaktadır. Web siteleri billboard ve TV’ye reklam veriyor, markalar bannerlar hazırlatarak sosyal medya ve çeşitli sitelerde tanıtım yapıyor. Reklam dünyası nereye gidiyor? Artık her mecra birbirini destekler nitelikte kullanılıyor, aslında reklam dünyasında pek çok alt alanda uzmanlaşma yaygınlaşırken, bütünsel bir bakış açısının da geldiğini söylemek mümkün. Dijital mecraların da yaklaşık 10-15 yıllık bir geçmişi olduğu göz önüne alındığında bu mecraların geleneksel mecralarda kendilerini tanıtmaları geleneksel mecrayla dirsek temasları dijital reklamcılığın da gelişmesine, tüketicinin bu yeni mecrayı fark etmesine olanak sağlıyor. Bu bağlamda dijital mecra geleneksel mecranın yeni müşterisi olurken, markaların tüketicileriyle buluşacakları alanlar artıyor ve reklam dünyası hızla çok daha renkli, interaktif bir noktaya geliyor ve elbette tüketicinin sesi bu yeni dünyada çok daha gür ve etkili çıkıyor. 15 yıllık internet reklamcığı geçmişi olan dünyada Türkiye sizce hangi noktada? Türkiye’de internet reklamcılığının kısa geçmişine rağmen çok büyük yol kat ettiğini düşünüyorum. Bunun en önemli nedenlerinden biri elbette internet kullanımının artmış olması ve reklamverenlerin de bu mecraya karşı ilgisinin her geçen gün artması. Son yıllarda radyo, açık hava gibi mecraların önüne geçen internet reklamcılığının ülkemizdeki konumu da Dünya’ya paralel bir biçimde gelişme gösteriyor. IAB’nun 2010 İnternet Reklam Harcamaları Raporu da bunu destekler nitelikte, rapora göre Türkiye’de internet reklamcılığı % 29.6 büyümeyle Avrupa genelinde üçüncü sırada yer alıyor. Elbette bu rakam Türkiye’de internet reklamcılığının geleceği açısından umut verici. Dijital medya alanında çalışmak isteyen gençlere ne tavsiye edersiniz? Önce reklamı iyi kavramalarını, reklamcılığı iyi öğrenmelerini tavsiye ederim. Dijital medya elbette belirli bir uzmanlık isteyen bir alan ancak önemli olan uzmanlaşmadan önce genel olarak reklamı, toplumu, tüketiciyi kavramak. Dolayısıyla sadece dijital medya alanında çalışmak isteyenlere değil reklamcı olmak isteyen gençlerin hepsine tavsiyem meraklı olmaları, araştırmaları, yenilikleri takip etmeleri ve tüm bunları yorumlama becerilerini okuyarak, izleyerek, hayatla iç içe yaşayarak geliştirmeye daima azimli ve istekli olmaları.

Arşiv

Etiketler